REKLAMI GEÇ

Denizli boğuluyor!

Denizli boğuluyor!

Denizli doğal gaza rağmen Aralık ayının son haftasında, hava kirliliği açısından geçtiğimiz yılın rakamlarını geride bıraktı. 24 Aralık’tan itibaren etkisini gösteren hava kirliliği Denizlilere adeta nefes aldırmadı.

/ DENİZLİHABER / 2 Ocak 2008 Çarşamba, 01:00

Denizli, açıklanan rakamlar ve kamuoyuna yönelik sistematik bir kampanyayla 2006-2007 kış dönemi hava kirliliğinde Avrupa’nın en sabıkalı kenti olarak lanse edildi. Mahalli Çevre Kurulu toplanıp ağır yasaklar getirerek doğal gazı zorunlu kıldı. Ancak kent insanı son günlerde geçen yıla oranla daha nefes alınamaz bir havayla karşı karşıya. Yalnız kentin çukur bölgeleri değil, artık Kınıklı, Yenişehir, Servergazi ve Bereketli gibi bölgelerinde de ağır bir şekilde etkisini gösteren hava kirliliği akıllara “hani doğal gaz bu sorunu çözecekti” sorusunu getirdi. Denizli Valisi Dr. Hasan Canpolat katıldığı bir televizyon programında, geçen sene alınan zorunlu doğal gaz kullanımı kararının da etkisiyle, Denizli’nin havasının temizlenmeye başladığını, hatta bu alanda Türkiye rekoru kırdığını belirtmişti. Belediye Başkanı Nihat Zeybekci’nin de zaman zaman benzer söylemlerde bulunduğu dikkatlerden kaçmadı.

Ancak 2007’nin son günlerinde yapılan ölçüm sonuçları, yaşanılan yoğun hava kirliliği tehlikenin hala kent insanını tehdit ettiğine dair bulgular niteliğinde. Kentte 24 saat esaslı ölçüm yapan iki istasyondan alınan

Zararlı madde oranı ikiye katladı

İstiklal Caddesi’ndeki Denizli 1 Ölçüm İstasyonu’nun 24 Aralık 2006 ölçümlerine göreve havadaki partikül madde oranı 196 iken 2007’nin aynı günü ölçüm sonuçları bu rakamın 295 çıktığını gösteriyor. 2006’nın 27 Aralık ölçümünde 154 olarak tespit edilen havadaki partikül madde oranı 2007’nin 24 Aralık tarihinde ise ikiye katlıyor ve 322 olarak ölçülüyor. 28 Aralık tarihli aynı istasyonun ölçümlerinde 2006 yılında 128 olarak belirtilen havadaki partikül madde oranı, 2007’de 2,5 misli artarak 268’e ulaşıyor.

Sanayi bölgesinde tehlike sınırları çoktan aşıldı

Kentin daha çok sanayi bölgeleri ile Üçgen gibi aşağıdaki bölgelerinin nabzını tutan Denizli 2 Ölçüm İstasyonu’nda rakamlar geçen yıla oranla daha kötü günlerin geçtiğine işaret eder nitelikte. Bu istasyonun sağladığı verilere göre; 24 Aralık 2006’da havadaki partikül madde oranı 201 iken 2007’nin aynı günü 320, 25 Aralık 2006’da havadaki partikül madde oranı 274 iken 2007’nin aynı günü 540, 2006’nın takip eden günü havadaki partikül madde 319 iken 2007’nin aynı günü 570 ve 2006’nın 27 Aralık günü 168 olarak ölçülen havadaki partikül madde oranının 2007’nin aynı gününde ise 621 olarak ölçüldüğü gözleniyor

Kükürt dioksitte rakamlar sevindirici

2006 ve 2007’nin on günlerine bakıldığında havadaki kükürt dioksit oranının bazı günler yarı yarıya düştüğü gözleniyor. Ancak alınan onca tedbir ve doğal gaz dönüşümüne rağmen 2007’nin 27 Aralık tarihinde bir istasyonun ölçümlerinde kükürt dioksit rakamlarının bir önceki yılı geride bıraktığı, 2007’nin takip eden iki günlerinde ise 2006 yılına yakın değerler ortaya çıktığı gözlemleniyor. Her iki istasyonun Ekim, Kasım ve Aralık ayı genel ortalamaları karışlaştırılmalarında da benzer rakamlar söz konusu.

UZMANLAR NE DİYOR?

Başkan Akışık ‘Bu bakış açısıyla çok doğal!’

Denizli Tabip odası Başkanı Dr. Hasan Akşık hava kirliliğinin, özellikle çocuklar üzerinde yoğun etkisi olan hava kirliliğinin akciğer hastalarının yanı sıra aslında tüm halkı tehdit eden çeşitli alerjik hastalıklara yol açtığını belirtti. Çocukların, akciğer ve solunumla ilgili alerjik hastalıkları olan kişilerin son derece dikkatli olması gerektiğine vurgu yapan Akşık, “Geçen yıl rakamlar yüksek çıktı ve doğal gaza geçilmesi gerekliliği ortaya çıktı. Doğal gazı hava kirliliğini önlemek amacıyla kullanmak istiyorsak önce hava kirliliğinin en yoğun olduğu, kalitesiz kömürlerin kullanıldığı bölgelerden başlamalıydık. Şehircilik anlayışı bunu gerektirir. Doğal gaza hava kirliliğini önlemek değil de ekonomik bir getiri gözüyle bakıyorsak paranın daha kolay tahsil edileceği zengin yerleşim bölgeleri tercih edilir, o zaman da o söylediğiniz hava kirliliğine karşı işte böyle çaresiz kalırsınız” dedi.

Prof. Dr. Evyapan; ‘Dikkatli olun!’

Havada bulunan PM10 (havada asılı duran küçük parçacıklar) ve SO2 (kükürt dioksit), her ne kadar adları duyulmamış gibi görünse de, akciğer ve özelikle astım, KOAH hastalarının yakından tanıdığı, havanın kirlenmesine sebep olan en önemli iki etken madde.

Hava kirliliğinin birçok akciğer hastalığına ortam hazırladığını belirten Pamukkale Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatma Evyapan, Endüstri Devrimiyle birlikte önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya başlayan hava kirliliğinin, halen bütün dünyada sağlığı tehdit etmekte olduğuna dikkat çekti. Evyapan, “Hava kirliliğinin solunum sistemine etkilerinin altında yatan mekanizmaları araştıran çalışmalar, kirleticilerin solunum semptomlarını artırdığını, solunum fonksiyonlarında bozulmaya yol açtığını göstermektedir. Özelikle de havada bulunan PM10, KOAH’ı tetiklerken kükürt dioksit de astıma davetiye çıkarıyor” diye konuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı