REKLAMI GEÇ

KRAL ÇIPLAK!

KRAL ÇIPLAK!

Denizli uzun yıllardır hava kirliliği ile mücadele konusunda sıkıntılı kentlerden biri. Ancak her ne olduysa geçen kış inanılmaz boyutlara ulaşıldı. Zaten Avrupa’nın üst sınır olarak gördüğü değerlerinin iki katı bir ortalamaya sahip olan ülkemizde bu üst sınır değerlerini bile çok çok geride bırakan hava kirliliği verileri, nasıl bir zehir soluduğumuzu ortaya koyar cinstendi. Ama ya nedenleri neydi?

/ DENİZLİHABER / 1 Şubat 2008 Cuma, 01:00

KRAL ÇIPLAK!

Denizli uzun yıllardır hava kirliliği ile mücadele konusunda sıkıntılı kentlerden biri. Ancak her ne olduysa geçen kış inanılmaz boyutlara ulaşıldı. Zaten Avrupa’nın üst sınır olarak gördüğü değerlerinin iki katı bir ortalamaya sahip olan ülkemizde bu üst sınır değerlerini bile çok çok geride bırakan hava kirliliği verileri, nasıl bir zehir soluduğumuzu ortaya koyar cinstendi. Ama ya nedenleri neydi?

Gelelim bu kirliliğin nedenlerine…
 
Niçin Denizli tam doğal gaz şehir içi şebeke çalışmalarının başlandığı o günlerde böyle bir hava kirliliği ile karşı karşıya kaldı?
 
O dönemlerde deli saçması olarak değerlendirilen birçok komplo teorisi ortaya atıldı, hiçbiri yerel medyaya yansımadı.
 
Bu halkın konuşmadığı, sorgulamadığı anlamına pek tabii ki gelmiyordu.
 
Neydi bu deli saçması komplo teorileri?
 
Biraz düşleyelim hep birlikte.
 
Kente kaçak kömür girişine, bir an müdahale edemediğinizi düşünün ve illegal yöntemlerle bu kömürlerin, özellikle denetimin güç olduğu varoşlarda kullanıldığını!
 

Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve benzeri kamu kuruluşlarınca dar gelirli ailelere dağıtılan kömürlerin ucuz, kalitesiz olduğunu düşünün ve bu yardımdan kent merkezinde binlerce konutun yararlandığını!

Kömür satış ve dağıtımındaki denetim yetersizliklerine bir de kullanım ve yakma konusundaki denetim yetersizliklerinin eklendiğini düşünün!
 

Buna benzer onlarca komploların altında yatan iddia ise doğal gazı zaruri hale getirmek!

Ama gelin görün ki o dönemde başta Valimiz Hasan Canpolat, ardından Belediye Başkanı Nihat Zeybekci ve ilgili önemli isimler medyanın karşısına geçmiş, Denizli’nin hava kirliliğinin hızlı sanayileşme ve kentleşme sonucu yaşadığı geçici bir sıkıntı olduğunu açıklayarak komplo teorilerini yerle bir etmişlerdi.
 
Sonra bu isimlerin de içinde bulunduğu Mahalli Çevre Kurulu kalkıp doğal gazı zorunlu ısınma aracı olarak açıkladı.
 

Denizli 2007 Kasım’ından itibaren ya doğal gaz ile ısınacak ya da doğal gaz ile ısınacaktı.

Şebekenin geçtiği yerlerde, ki bu kentin önemli bir bölümünü kapsıyor, kata ve kata farklı ısınma yolları tercih edilmeyecek, edenlerin başına bacaları yıkılacaktı, cezalar kesilecekti, göz açtırılmayacaktı.
Denetimler konusunda yetkili kurum Denizli Belediyesi, denetim tarihini 10 Kasım 2007’de başlatacağını açıklamıştı.
 
Her ne hikmetse esip yağmalar, gürlemelere rağmen denetimler yapılmadı.
 
2008’in Ocak ayına kadar tek bir kuruş ceza kesilmedi. Ocak’ta belediyeden yapılan açıklama, yani geçtiğimiz günlerde, artık denetimlerin başlatıldığını duyuruyordu.
 
Biz gazeteciler bu arada, yetkililer her ne kadar aksini söylese de hava kirliliğinin yine insan sağlığını tehdit ettiğini, insanların nefes alamaz derecede etkilendiği zamanların yaşandığını hem de verilerle birlikte sizlere aktardık.
 
Ve en sonunda Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Kasım 2007 raporlarını açıkladı. Partikül madde oran sıralamasında Denizli ilk sırada.
 

Dün kent merkezinde oturan bir arkadaşımın evinden çıkıyorum geç vakit. Saat 23.00 suları. Ağzıma, boğulurcasına bastırdığım atkım bile göz gözü görmez ortamdaki isi kiri içime çekmemi engelleyemiyor.

Doğal gazda 30 bin aboneyi bulmuşuz.
 
Ama yine de hava kirliliğinde hapı yutmuşuz.
 
Yahu diyorum kendi kendime yurtdışından para verip aldığımız doğal gaz yerine yurt içi kaynaklarımızdan biri olan kömürü, bacamıza filtre taktırıp kullanamaz mıydık?
 
Bu kadar hengâme, uğraş, para pul bu dönüşüme harcanamaz mıydı?
 
Mahalli Çevre Kurulu kalkıp, hava kirliliğinin önlenmesi konusunda “Tez bacalara filtre takıla, takılmayan bacaların sahiplerine önemli cezalar kesile” diyemez miydi?
 
Yine kendi kendime söylenmelerim sürüyor; diyorum ki dogal gaz kömürden daha iyi ısındığını söyleyen, kömür oranla ısınma gideri konusunda daha uygun paralar ödeyen var mı?
 
Niye bu kadar yakınıyor insanlar?
 
Neden bu kadar yakınan olmasına karşın bizi düşünen yerel yöneticiler bizim yakınmalarımızı görmezden geliyor?
 
KRAL ÇIPLAK! KRAL ÇIPLAK!
 

Kocaman kocaman harflerle bağırasım geliyor.

Sizin aklınıza başka bir şey geliyor mu?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı