DENİZLİ NEDEN MANŞETE TAŞINDI?

2004’TE ORDU UYARMIŞTI!

2004’te Ege Ordu Komutanlığı’nın Valiliğe gönderdiği uyarı yazısıyla gündeme geldi ilk olarak Denizli. Dönemin Ege Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon’un imzasını taşıyan yazı, Denizli Valiliği’ni kentte irticai örgütlenmelere karşı uyarıyor ve özellikle şehrin belli noktalarında sayıları artan cübbeli, sarıklı ve kara çarşaflılara dikkat çekiyordu.

VE BU UYARININ ARDINDAN!

Geçen birkaç yılda sanki TSK’nın işaret ettiği sıkıntılar gün yüzüne çıkarcasına Denizli peşi sıra din tabanlı haberlerin patlak verdiği bir kente büründü. Yaşanan gelişmelerin Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri sırasında yaşanan olaylar nedeniyle yine “irtica” ile birlikte anılan Denizli, manşetlere bu kötü unvanla taşındı.

KUTLU DOĞUM HAFTASINDA

NELER OLMUŞTU?

2006 yılındaki kutlu doğum haftası etkileri kapsamında ilköğretim öğrencilerinin türbanla verdiği ilahi konseri ve Vali Yardımcısı Mustafa Güney’in “Dünya Hazreti Muhammet gibi bir lideri bekliyor” sözleriyle dikkatlerin üzerine çevrildiği Denizli’de yaşananlar, aynı etkinlikler çerçevesinde Tavas Müftlüğü’nün, cami yerine ilçeye bağlı Nikfer Beldesi Atatürk İlköğretim Okulu’nda gerçekleştirdiği vaazla, neredeyse bir “mesaj” niteliğine büründü.

TSK YİNE UYARMIŞTI!

Hem kent merkezinde küçük öğrencilerin başlarında türbanla verdiği ilahi konseri, hem Vali Yardımcısı Mustafa Güney hem de Tavas Müftülüğü hakkında, haberlerin ardından yapılan idari soruşturma, ihmali işaret ederken, sorumlular çeşitli cezalara çarptırıldı.

2006’da TSK’nin internet sitesinde yayımladığı bir bildiri, Türkiye’de irticai çevrelerin cesaretlendirildiğine dikkat çekerken, asker, Denizli’deki olayları örnek gösterdi.

BELEDİYE YANGINA
KÖRÜKLE Mİ GİTTİ?

AKP’li üyelerin çoğunluğunu oluşturduğu Denizli Belediye Meclisi, bir cadde isminin değiştirilmesine yönelik girişimiyle kentin kötü imajına destek verir nitelikteydi. Aşırı dinci bir ailenin çocuğu olduğu ortaya çıkan öğrencisi tarafından görevi başında şehit edilen Öğretmen Yusuf Batur’un ismi “Meclis Caddesi” olarak değiştirilince, Batur ailesi harekete geçti ve yargı kararıyla öğretmenin ismi tekrar caddeye kazandırıldı.

İÇKİLİ MEKANLARA ADRES

TABAKHANE GÖSTERİLMİŞTİ!

Denizli Belediye Meclisi bu olayın ardından bu kez de kentteki içkili mekanlara yönelik tutumuyla Denizli’yi bir kez daha yine aynı unvanla ulusal gündeme taşıdı. Göreve geldiği günden bu yana hiçbir içkili mekan ruhsatı vermeyen Denizli Belediyesi’nin AKP’li yöneticileri, bu zaman diliminde el değiştirme ve benzeri konular yüzünden yenilenmesi gereken hiçbir içkili mekanın ruhsatına da onay vermedi.

Bununla da yetinmeyen AKP’liler, meclis gündemine getirdikleri kentin yeni içkili bölgesine yönelik projeyle yine din tabanlı bir tartışmayı fitilledi. Denizli tabakhane bölgesini içkili mekan olarak gösteren belediye meclisinin kararı, kent aydınları ve muhalif isimler tarafından alkol kullananlara yönelik bir tecrit politikası olarak yorumlandı.

YEREL YÖNETİCİLER

YALANLAMAYI TERCİH ETTİ

Yaşanan gelişmelerle kentte benzer olaylara zemin hazırladığı ileri sürülen başta AKP’li Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci olmak üzere yerel yöneticiler, suçlamaları kabul etmedi ve “Denizli’de yaşananların çarpıtıldığı” görüşünü savundu. AKP’li Başkan Zeybekci, “Denizli’de ne ihmal var ne de ortaya atıldığı gibi Laiklik karşıtı bir gelişim” derken bir taraftan Türkiye’nin din sömürüsü konusundaki baş aktörlerinin faaliyetleri yine Denizli’yle birlikte ülke gündemine taşındı.

FETTULLAH VE ADNAN HOCA KİTAPLARI

Kentteki ilk ve orta dereceli okullarda Fettullah Gülen ve Adnan Hoca gibi tarikat liderlerinin imzasıyla yayınlanan dini kitapların dağıtıldığını tespit eden Eğitim-İş Sendikası’nın girişimleri sonrası başlatılan idari soruşturmalar, yine bazı okul idarecilerine verilen cezalarla söz konusu suçların işlendiğine yönelik delilleri ortaya koydu.

AÇIK LİSE VE İLKÖĞRETİM

SINAVI GİRİŞİNDE YAŞANANLAR

Denizli’yi, bu kötü imajıyla sürekli olarak gündeme getiren farklı olaylar da vardı. Ülke genelinde gerçekleştirilen Açık İlköğretim ve Lise Sınavları sırasında Denizli’de yaşananlar, oldukça dikkat çekiciydi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen talimatlarla sınavlara giriş yönetmeliği değiştirilince yalnız türbanlı kız öğrenciler değil, kara çarşaflı, sarıklı, cübbeli çember sakallılar da eğitim kurumlarına alındı.

HASTANE KORİDORUNDAKİ KİTAPLIK

Denizli Devlet Hastanesi’nde bizzat Başhekim Ramazan Canural’ın seçtiği kitaplarla oluşturulan servis katlarındaki kitaplıklar, aşırı İslamcı yazarlarının eserlerini sergilediği mekanlara çevrildi. Aşırı İslamcılar, radikal dinci gazete ve tv kuruluşlarının yönetici ve yazarları, Fettullah Gülen hayranlarının oluşturduğu yazar kadrosuna ait kitapların bir kamu hastanesinin koridorlarında ne aradığı merak konusu oldu.

BU KEZ İDDİANAMEYE TAŞINDI

Yaşanılan tüm olayların orta noktasında devletin resmi kurumları ve yöneticilerinin bulunması siyasi iktidara yönelik eleştirilerle örtüşürken Denizli bu kez AKP’ye açılan kapatma davasına yönelik Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesine taşındı ve hemen ardından yine ülke gündemine.

DENİZLİLİ RAHATSIZ!

Yaşanılan gelişmelerden son derece rahatsız olan kentteki çok sayıda sivil toplum örgütü ve meslek odası yöneticileri, Denizli’nin bu şekilde anılmasını istemediklerini dile getirirken, sağduyu ve itidal çağrısı yaptı.

KAVAK “GEÇMİŞE DAYANIYOR” DEDİ

CHP İl Başkanı Ali Kavak, irticai yapılanmanın kentte uzun yıllara dayandığını işaret etti. Kavak, “Denizli Belediye Başkanlığı seçimlerinden sonra Nihat Zeybekci Denizli Belediye Başkanlığı binasının zemininde bulunan ve kamuya ait salonu bir vakfa kermes düzenlemesi için tahsis etmiş, o vakıfta kermes düzenleyen kara çarşaflılar bir hafta boyunca kamu alanında rahatlıkla dolaşmıştı. O zaman yurttaş olarak bir basın açıklaması yapmış ve durumu dikkat çekmiştik. Denizli’de bugünkü yuvalanma yılların örgütlenme sonucu oluştu. Denizli’nin bir beldesinde 1970’li yıllarda savcı ve kaymakam taşlanmıştı. Gözaltına alındıktan sonra şeriatçı yapılanma içinde oldukları ortaya çıkmıştı. Değişik belde ve ilçelerde talebe yurdu adları altında örgütlendiler. Talebe yurtlarındaki şeriatçı yapılanmalar zaman zaman basına taşındı. Orada baskılar nedeniyle psikolojik rahatsızlar yaşayan çocuklarımız oldu. Belediye AKP tarafından Denizli’de yönetilmeye başlanınca Denizli’nin kırsal kesiminde olan bu yapılanma merkeze doğru kaydı. Değişik olaylarla Denizli bu anlamda hiç hak etmediği bir şekilde gündeme geldi. Bunda en büyük sorumluluk AKP’nin yerel yöneticilerindedir” diye konuştu.

Kavak, “Belediye başkanı ve mülki amirler gerekli duyarlılığı göstermelidirler. Çünkü göz yumuluyor. Bundan üzüntü duyuyoruz. Denizli’nin hak etmediği bu yapılanma ile karşı karşıya kaldığını görmekteyiz. CHP olarak Denizli’yi bu yapılanmadan mutlaka kurtaracağız” dedi.