Ulusal Menderes etkinliğinde geri sayım

Geçtiğimiz yıl bahar aylarında birincisi düzenlenen Büyük Menderes Ulusal yürüyüşü, bu yıl ikinci kez düzenleniyor. Denizli doğa sporları kulüplerinin destek verdiği yürüyüş etkinliği, Menderes Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (MENDOSK) tarafından organize ediliyor.

Türkiye Dağcılık Federasyonu’nun yıllık programına aldığı etkinliğin katılımcısı bu yıl geçen yıldan daha az. Sebebini MENDOSK Başkanı Av. Ali Yollu, “geçen yıl yürüyüşün güvenliği konusunda büyük sıkıntılarımız oldu. O nedenle katılımcı sayısını düşürmek zorunda kaldık” diyerek açıklıyor.

Büyük Menderes nehrinin uzunluğu 548 km. Afyon Dinar’dan başlıyor ve Aydın’ın Söke ilçesinde, dil lagünü olarak bilinen deltada Ege Denizi ile buluşuyor. Yürüyüş rotası işaretleme çalışmalarının asıl hedefi bu güzergahı tamamlamak. Toplam uzunluğu 800 km’yi bulacak. Henüz 160 km’lik bir bölümü işaretlendi ve bunun için üç yıllık bir çalışma yapıldı. İlk hedef yukarı havza olarak bilinen Denizli ve Afyon sınırlarındaki yürüyüş rotalarını belirlemek. Tamamlandığında sıra aşağı havzaya ve Çürüksu vadisine gelecek. Tripolis, Laodikeia, Hierapolis’i izleyen rota, Attuda-Babadağ çizgisinden Afrodisias-Karacasu yönüne ilerleyecek.

Yürüyüş hazırlıklarının son safhaya vardığı bu günlerde, organizasyonu yürüten grup adına, MENDOSK Başkanı Av. Ali Yollu’yu Denizlihaber.com sütunlarına konuk ettik. Kendisine böyle bir etkinliğin çeşitli boyutlarını ve geleceğe dönük amaçlarını sorduk.

ULUSAL YÜRÜYÜŞ 13 NİSAN’DA BAŞLIYOR
Bu yıl yürüyüş hangi tarihlerde kaç gün yapılacak?
Ulusal Menderes Yolu yürüyüşünü geçen yıl 6-9 Nisan arasında 4 günlük yapmıştık, bu yıl 13-15 Nisan arası üç günlük yapıyoruz. Çal Aşağıseyit mahallesinden başlıyor, Çal Çakırlar ve Kuyucak mahallelerini geçerek Bahadınlar’da sona erecek. Üç gün kamp, üç gün yürüyüş yapılacak.

Yaklaşık kaç kişi katılıyor?
Denizli dışından katılımcı sayımız 220. Ayrıca 20 civarında görevlimiz var, güvenlikten sorumlu Dağ Arama Kurtarma (DAK) ekibi de 40 kişi ile görev almayı planlıyor.

Hangi kentlerden insanlar geliyor?
Doğu ve Güneydoğu hariç tüm bölgelerden gelenler var. Bize en uzak olanlardan sayarsak Kayseri, Tokat, Kırıkkale, Kırklareli, Bursa, İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere pek çok ilden katılım olacak. Antalya’dan TODOSK 20 kişilik bir grupla katılıyor.

KULÜP OLARAK KATILIMI ÖNEMSİYORUZ
Katılımlar kulüp olarak mı yoksa bireysel mi oluyor?
Bizim katılımlarımız genellikle kulüp bazında. Biz özellikle böyle olmasını istiyoruz. Çünkü duyurumuzu böylece daha çok kişiye ulaşabilir. Ama bireysel katılımlarımız da var. Nasıl katılırlarsa katılsınlar, tümü bu tür kamp yürüyüşlerinde deneyimli, aşina olan kişiler.

Denizli’den yaklaşık kaç kişi katılıyor?
Denizli’de katılımı sınırlı tutmaya çalıştık. Etkinlik Denizli’de yapılıyor, buradan katılımları görevli katılımı olarak düşündük. Yaklaşık 35 kişilik Denizli’den katılımımız var.

DENİZLİ KULÜPLERİ İLE İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ
Denizli doğa sporu kulüpleri katılıyor mu?
Elbette, ayrıca tüm rota belirleme çalışmalarımızda onlarla birlikte olduk. Yol işaretlenmesinde, patikaların temizlenmesinde ve belirlenmesinde destek veriyorlar, yürüyüşte de görev almalarıyla aynı desteği görüyoruz. Zaten biz bu etkinliği bu yıl Denizli Dağcılık Kulübü (DENDAK), NEFES Aktivite Doğa Sporları Kulübü, Laodikya Yürüyüş grubu, Dağ Arama Kurtarma grubu gibi katılımcı gruplarımızın desteğinde yapıyoruz. Geçen yıl biraz daha fazlaydı bu sayı. DAĞDEN, DOSEV gibi gruplarımız da katılmıştı.

Kent dışından gelenlerin yürüyüş bölgesine ulaşımını nasıl organize ediyorsunuz?
Kendi araçlarıyla gelen katılımcımız az. Özellikle uçakla gelenler var. İstanbul’dan katılanlar uçakla geliyor. Kamp alanına yakın bölgeye gelecekler, kamp alanına ise biz ulaştıracağız. Şehirlerarası otobüslerle gelenleri ise biz şehir garajından alıp kamp alanına ulaştıracağız. Etkinlikten sonra da aynı ulaşım yöntemiyle yolcu edeceğiz.

KAMP ALANLARININ ALTYAPISI HAZIR
Biraz kamp alanından söz edelim. Kaç kamp alanı var? Kamp alanları olarak seçilen bölgelerde altyapı onca insanın temel ihtiyaçlarını karşılayacak kapasiteye sahip mi?
Üç kamp alanımız var. Çal Kumral Mesireliği altyapı olarak sorunsuz bir yer. Tuvaleti, suyu, ışığı, hatta küçük bir işletmesi bile var. Aşağıseyit Mahallesi’nde ise koyun atlatma şenliklerinin yapıldığı yeri kamp alanı olarak planladık. Orası da ihtiyacı karşılayacak altyapıya sahip, elektriği, suyu, tuvaleti mevcut. Son kamp alanımız Çal Çakırlar Mahallesi, Erenler Türbesi’nin olduğu yerde. Orada da tuvaletimiz var, suyumuz var ancak elektriğimiz yok. O nedenle aydınlatma için kullanacağımız şarjlı cihazlarımıza jeneratörle enerji sağlayacağız.

TOPLAM 55 KM. YÜRÜYECEĞİZ
Toplam kaç kilometre yürünecek? Günlük etapların uzunluğu ne kadar?
Biz başlangıç ve bitiş günleri uzunluğunu kısa tutuyoruz. Başlangıç günü törenleri nedeniyle etkinlik geç başlıyor. İlk gün Aşağıseyit’ten Kumral mesireliğine gelecekler. İkinci gün hem doğaya alışılıp hem de yorgunluk hafiflemiş olacağından o gün 24 km’lik bir yürüyüş yapılarak Çal Çakırlar kamp alanına varılacak. Son gün geri dönüşler için zaman kalsın diye saat 16:00’da bitirmeyi planlıyoruz. Bahadınlar Mahallesi’nde, Apollon Lairbenos ziyaretiyle parkur tamamlanacak ve toplamda 55 km civarında yürünmüş olacak.

Benim bir merakım şu: Ulusal nitelikli böyle bir yürüyüşe kamu kurumlarının ilgi ve desteği ne durumda?
Şu andaki çalışmalarımız Çal bölgesinde. Çal Belediyesi hem önceki çalışmalarımızda hem de yürüyüş etkinliğimizde sınırlı bütçesine rağmen destek veriyor. Katılımcıların kamp yükü Çal Belediyesinin kamyonlarıyla taşınacak. Yeni yolların işaretlemesinde boya, yakıt vb. desteğini de Çal Belediyesi vermişti, vermeye devam ediyor. Ayrıca bazı ikramlar yapılacak, onu üstleniyor. Çal kaymakamlığı da önümüzü açmaya, işimizi kolaylaştırmaya destek sağlıyor. Yani bir hayli katkıları var.

DESTEKLEYEN KURUMLARA TEŞEKKÜR EDİYORUZ
Bir de sürprizimiz var demiştin?
Evet. Bunu konuşursak sürpriz olmaktan çıkar ama madem sordun, söyleyeyim. Katılımcılarımızın kent dışından gelenlerinden bazıları bir gün erken katılacaklar kampa. O nedenle kendilerine aynı gün KÜP Şaraplarında bir gezi ve tadım yapacağız. Fabrikayı gezeceğiz, konuklarımıza orada bilgiler verilecek ve fabrika ürünlerinin tadımı yaptırılacak. Bu yürüyüş Çal bölgesinde yapıldığı için üzüm, pekmez ve şarap gibi bağcılık tarımının mamullerini görmeden geçmek olmazdı. Çal Belediyemiz bize geçen yıl olduğu gibi bu yıl da üzüm suyu ikram edecek. Ben hem Küp Şaraplarının sahibi Asım Altıntaş’a hem de Çal Belediye Başkanı Fethi Akcan’a bu destek ve yakınlıklarından dolayı teşekkür ediyorum.

TOPLANACAK SALONUMUZ YOK
Denizli’de Federasyon temsilciliği veya Valilik size destek veriyor mu yoksa işinizi kolaylaştırmakla mı yetiniyor?
Federasyonun burada sadece temsilciliği var. Aslında dağcılık sporu biraz ihmal edilmiş sporlardan birisi. Bunun sebebi, seyircisiz spor olması. Bütün rağbet seyircili sporlara yönelik. Bu sebeple bizim birçok olanağımız yok. Bırakın bizi, Federasyon temsilciliğinin burada toplantı yapabileceği kendine ait bir yeri yok. Biz işyerlerimizi, ofislerimizi merkez olarak gösterip buralarda işleri yürütüyoruz. Buralarda veya birilerine rica edip onların salonlarında toplanıyoruz. Oysa Bursa, Mersin, İzmir gibi pek çok şehirde kurumlar tarafından ilgi çok daha fazla. Oralarda kurumların tahsis ettiği, 50 lira gibi sembolik kiralarla kullanılan toplantı salonları var. İmkanlar çoğalınca bu sporun gelişmesi mümkün. Bizim kulübün malzemelerinin yarısı benim büromda duruyor, yarısı da evimde depo ediliyor. Denizli’deki tüm kulüplerimiz de maalesef bu durumda.

KAMU KURUMLARI İLGİSİ ARTACAK
Denizli’de doğa turizminin gelişmesi açısından bir fonksiyonu yerine getiriyorsunuz. Bu açıdan bakıldığında Valilik size nasıl yaklaşıyor?
Geçen yıl Ekoturizm çalıştayı vardı. Orada durumumuzu izah etmeye çalıştık. Denizli’de bu durum yeni. O nedenle çok bir şey beklemiyoruz doğrusu. İzmir’de, Antalya’da Likya veya Efes Mimasyolu gibi rotalar çok önceleri belirlendi. O nedenle ilgiyi topladı ve kurumların desteğini de sağladı. Biz henüz işin başında sayılırız. Biz çalışmalarımız devam ettikçe kurumların ilgi ve desteğinin giderek artacağını düşünüyoruz. Kulüp sayımız arttıkça, eğitimli sporcularımızın sayısı da artıyor. Onların başka illerdeki etkinliklerde gösterdikleri performans bizim ilimizdeki bu spora yaklaşımı değiştirecek. İlgi ve desteğin böyle sağlanacağını düşünüyorum.

MENDERES ROTASI TÜM YOLLARI BİRLEŞTİRİYOR
Burası size göre “ekoturizm” diyebileceğimiz türdeki doğa sporlarının bir turizm merkezine dönüşebilir mi?
Tabi ki! Bakın Kanada “şu kadar yürüyüş yolu yaptık ve tamamladık. Bunun için 20 yıl uğraştık” dedi. Büyük bir övünçle devlet olarak yaptığını açıkladı. Türkiye’de ise Kate Clow ile başladı bu işler. O bir İngiliz kadın. Likya yolunun işaretlenmesine öncülük etti. Yolun ilk beş yılında bir tek Türk yürümemişti. Ben yedi yıl önce katıldığımda, bana “hello” demişlerdi. Türk olduğumuza inanmıyorlardı. Türkiye’yi çok seven Kate sonunda ismini değiştirdi, Kardelen Kargı adını aldı. Kaçkar’larda ve başka yerlerde de bu çalışmalara öncü oldu. Onun yeni projesi şu: Avrupa’daki yürüyüş yolları ile Türkiye’deki yürüyüş yollarını birleştirmek!
Denizli’de Menderes Yolu projesi durduk yerde ortaya çıkmadı. Likya yolunun devamında Karya yolu yapıldı. Onun devamında Efes-Mimas yolu yapıldı, daha önceden Isparta-Antalya arasında Likya yoluna bağlanan St. Paul yolu var. Sonra Kütahya-Afyon’da Frig yolu açıldı. Büyük Menderes yolu bu yolların tamamının ortasında kalıyor ve tüm yolları birbirine bağlayacak bölgede yer alıyor. Yani burada da bize büyük iş düşüyor. Bütün yolların birbirine bağlanacağı bir rota hazırlamış olacağız.

Neden Büyük Menderes?
Menders’te her şey var. Önce hayat var. Tarih var, uygarlıklar var ve güçlü bir ekonomik potansiyel var. Suyun olduğu yerde her şey var. Burada ne kadar başarılı olursak, sadece bölgemizin değil, tüm ülkenin turizmine katkı sağlamış olacağız. Ancak bunun fark edilmesi lazım. O da zamanla olacak bir şey.
***
Büyük Menderes yukarı havzada başlayan rota belirleme çalışmaları bundan sonra da devam edecek. Rota uzadıkça Menderes üzerindeki etkinlikler de çoğalacak. Şu anda 160 km civarında olan işaretlenmiş rota uzunluğu, çalışmalar tamamlandığında 800 km’lik bir mesafeye ulaşacak. Yani Anadolu’nun ortalarından, Afyon Dinar’dan başlayıp, Aydın Söke’ye, Ege Denizine uzanan olağanüstü bir güzellikler manzumesinin yer aldığı güzergah.
Bu tür çalışmalar gönüllülük esasına dayanıyor. O nedenle tek bir gurubun altından kalkması çok zor. Umarız kamusal ilgi ve destek zaman içinde artar da, bu alışılmışın dışında çalışma ve emek isteyen iş hem kentin, hem bölgenin en uzun, en güzel, en verimli mesafesindeki hayatı yeniden bir kültürler beşiğine dönüştürmüş olur.