Cumhurbaşkanı Erdoğan “kaldırılmalı” dedi, eğitimin paydaşları TEOG’u değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “TEOG kaldırılmalı” çıkışının ardından Başbakanlık ve Milli Eğitim Bakanlığı hummalı bir çalışma içine girdi. Son yapılan açıklamaya göre de TEOG kaldırılacak, değişiklik de bu yıldan itibaren uygulanmaya başlanacak.

Eğitimin en üstündeki isimler “TEOG tartışmasının ardından ne olacak?” sorusuna cevap ararken, Türk Eğitim Sen Denizli Şube Başkanı Turgay Demirtaş, Eğitim-İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan, Uğur Okulları Kurucusu Mustafa Kemal Arslan, Varlık Koleji Kurucu Müdürü Ömer Al ve Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı, TÖDER Genel Başkanı İbrahim Taşel, TEOG kaldırılmalı mı sorusuna yanıt verdi, uygulanması gereken yeni sisteme ilişkin düşüncelerini açıkladı.

DEMİRTAŞ: “BİR KİŞİNİN İKİ DUDAĞI ARASINDA OLMAMALI”
Türk Eğitim Sen Denizli Şube Başkanı Turgay Demirtaş, TEOG’un kaldırılmasıyla ilgili bir sorunlarının olmadığını, tek itirazlarının ise her şeyin bir insanın iki dudağı arasında olmasına olduğunu söyledi.

Ülkenin geleceğini ilgilendiren Milli Eğitim bir alanda yapılacak değişikliğin oldu bittiye getirilmesine karşı olduklarını anlatan Demirtaş, “TEOG kaldırılabilir. Biz buna karşı değiliz. Ancak, bu tür köklü değişikliklerin, düzenlemelerin bir insanın iki dudağı arasında olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun paydaşları var. Sendikalar var, akademisyenler var, eğitimciler var. Bir araya gelinmeli, bu sorunun cevabı hep birlikte verildikten sonra açıklanmalı. Şimdi hem velilerin, hem de öğrencilerin kafasında ciddi soru işaretleri var” dedi.

AYDOĞAN: “TEOG KALKMALI”
Eğitim-İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan ise, sınavların çocukların kaderini belirlemesinin doğru olmadığını savunduklarını, bu nedenle de TEOG’un kalkması gerektiğini kaydetti.

Karşı çıktıkları konunun yöntem ve zamanlama olduğun anlatan Aydoğan, öğrenci ve veliler huzursuz edilerek, okullar başladıktan sonra kaldırılmak istenmesini doğru bulmadıklarını ifade etti.

Aydoğan, “Bu tamamen kafa karıştırma ve eğitime hizmet etmediğini düşünüyorum. Şunu açıkça söylüyorum. Herkes işine baksın, aklına geleni, aklına geldiği zaman konuşmamalı. Bunun bir zamanı vardır, planlama uzun vadede yapılır. Dershanelerin kapatılmasını da doğru buluyoruz. Devletin okulları ve öğretmenleri varken, öğrencinin başka bir şeye ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz. Ama gelinen aşamada görüyoruz ki, dershanelerin kapatılması da çözüm olmadı, insanlar başka şeylere yöneldiler. Bu da bir çözüm olmayacak” dedi.

Okuldaki eğitimin yeterli olması gerektiğini, liseye geçişte de okul başarı puanları, öğretmen ve idarecilerin vereceği değerlendirmelerin belirleyici olması gerektiğini vurgulayan Aydoğan, “Meslek liseleri, meslek ortaokullarıyla daha da geliştirilmeli. Her öğrencinin üniversite sınavına girmesi çözüm değil. Mesleki eğitim ön plana çıkarılmalı” dedi.

Sistem tartışmalarının temelden başlaması gerektiğini anlatan Aydoğan, “Herkes işine geldiğinde Avrupa’dan örnek veriyor ama iş eğitime gelince hiç Avrupa’ya bakmıyoruz. Önce temelden sağlık adım atmalıyız” dedi.

ARSLAN: “SEÇME SINAVLARI LİSEDEN SONRA OLMALI”
Uğur Okulları Kurucusu Mustafa Kemal Aslan ise, doğru öğrencileri doğru okullara yerleştirilmesi için seçme sınavlarının yapılması gerektiğine inandığını, ancak, bunun liseden sonra yapılması gerektiğini söyledi.

Arslan, “Lise bitene kadar öğrencilere aşırı stres yükleyecek sınavın yapılmasını doğru bulmuyorum. Çünkü bu tür sınavlar öğrenci ve tüm toplum üzerinde ciddi olumsuz etkilere neden oluyor. Herkes gerçek eğitim öğretimi bırakıp yarış sınavlarına odaklanıyor. Bu nedenle TEOG’un bu şekilde kaldırılmasını bir yandan destekliyorum, ancak okulların en doğru kriterlerle öğrenci seçebilmesinin de önünüm açılması gerekiyor” dedi.

TAŞEL: “ATILAN ADIMLARI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ”
Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı, TÖDER Genel Başkanı İbrahim Taşel, TÖDER olarak bu sistemde ciddi ve kalıcı değişmeler yapılmasının doğru olacağı görüşüne katıldıklarını söyledi.

Taşel, “Bu yöndeki adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye’de liselere girişte bir seçme, sıralama ve yönlendirme yapılası elbette bir gerekliliktir. Bu anlamda yıllardır birçok sistem denendi. Önemli olan çocuklarımızı en sağlıklı biçimde ortaokuldan liseye geçişini sağlamaktır. Bu geçiş çocuklarımızın ruh sağlığını bozmamalı, aileleri de rahatsız edici boyutlara varmamalıdır. Konuyla ilgili çalışmalar son birkaç yıldır Milli Eğitim Bakanlığımızın da gündemindeydi. Açık uçlu sorular, sosyal ve sportif etkinliklerin de geçiş puanında etkili sayılması konusunda adımlar da atılıyordu. Çözüm bu çalışmanın da ışığında sağlanmalıdır” dedi.

TÖDER olarak bu çalışmalara katkı sunmaya hazır olduklarını belirten Taşel, “Önemli olan hakkaniyete, objektif kriterlere ve çocuklarımızın düzeyinin geçiş sistemine tam olarak yansıtılmasına dayalı bir sistem oluşturmaktır. Geçişte güvenli ve belirsizliğe yol açmayan bir yol ortaya koymak esastır. Özel okullar ve daha çok tercih edilen bazı resmî okullar için bizzat bu okul türlerinin oluşturacağı organizasyonlar tarafından MEB kontrolünde seçme yapılabilir. Okullarımızın alacağı öğrenciler konuşunda farklı ama objektif kriterler belirlenebilir. Bu konuda Bakanlığımız tarafından çalışma başlatılmıştır. Biz de özel öğretim kurumları olarak gerekli katkıyı sağlayacağız” dedi.

ÖMER AL: “TÜRKİYE’NİN KÖKLÜ BİR EĞİTİM REFORMUNA İHTİYACI VAR”
Varlık Koleji Kurucu Müdürü Ömer Al da, Türkiye’nin oldukça ciddi ve köklü bir eğitim reformuna ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Al, “Benim gönlüm ilköğretim düzeyinde bütün sınavların kaldırılmasından yana ancak tek başına TEOG’un kalkması çok bir şey ifade etmez. TEOG kalkınca sistemin nasıl düzenleneceği asıl önemli konu, üzerine iyi düşünülüp çalışma yapılması gerek. Aksi halde büyük ihtimalle kaos olur” dedi.

TEOG’un kalkması halinde ilköğretim not ortalamasına göre öğrencilerin liselere yerleştirilebileceğini belirten Ömer Al, “Bu doğru bir yöntem mi? Kesinlikle evet. Peki, bu yöntem ülkemizde uygulanabilir mi? Kesinlikle hayır. Çünkü bizde ne yazık ki hakkaniyetli bir sınav notu ölçme ve değerlendirme etiği yok. Şapkamızı önümüze koyup doğruları söylemek zorundayız. TEOG’un kalkması ve ilköğretim puanına göre öğrenci yerleşimi yapılması halinde, öğrencilerin okullarca notlarının yüksek verilmesi ihtimali oldukça yüksektir. Devletin bunu takip edebilmesi mümkün değildir. Bizim görüşümüzün özeti şudur: Yerine koyacak daha iyi bir modeliniz yoksa, mevcut modele dokunulmaması hatta mevcut modelde iyileştirme yoluna gidilmesi en iyisidir. O yüzden de ya TEOG’un mevcut halinde iyileştirmeye gidilmeli ya da TEOG’un yerine gerçekten de herkesin hakkının korunacağı bir sistem geliştirilmeli” dedi.