İl Müftüsü Mehmet Aşık, doğru din eğitimini devletin verdiğini söyledi

İl Müftüsü Mehmet Aşık, Üç Aylar ve Regaib Kandili nedeniyle makamında basın toplantısı düzenledi. Aşık, Recep Ayı’nın birinci gününün Ramazan Ayı’nın habercisi olduğunu söyleyerek, “Üç aylar başladı. Herkes barış elini uzatsın. Barış için kim önce adım atarsa sevaplar onun olur. Kırgınlıklar olmamalı, kimse kimseyle küs kalmamalıdır. Üç aylar, toplumsal ve bireysel barış adına büyük bir fırsattır. Birlik ve beraberliğimiz, kardeşliğimiz daim olsun. Aile, toplum ve ülkemiz huzurlu olsun. Toplumumuzun ve insanlarımızın iç dünyasında huzura çok büyük ihtiyacımız var” dedi.
Regaib Kandili’nde camilerin dolmasını isteyen İl Müftüsü Aşık, “Rahmet yüklü bulutlarıyla manevi hayatımızı dolduran üç ayların ilk mübarek gecesi Regaib Kandili’dir. Allah, inananların huzur ve mutluluğu için bu ve benzeri geceleri, rahmet ve af kapılarının soruna kadar açılmasına vesile kılar. Regaip gecesinin Denizli, ülkemiz ve bütün İslam aleminin huzuruna, dert ve sıkıntılarının giderilmesine vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

“BİZ DİN EĞİTİMİ İÇİN MAAŞ ALIYORUZ”
İl Müftüsü Mehmet Aşık’ın, ülkemizde uzun yıllardır tartışılan din eğitimi konusunda yaptığı açıklama, cumhuriyetin kurulduğu ilk dönemlerindeki fabrika ayarlarına dönülmesi için mesaj niteliğindeydi. Din eğitimi konusunda, hiçbir cemaat adını dillendirmeyen Aşık, net konuştu. Mehmet Aşık, “Dinimizi, Kuranı, maneviyatımızı, imanımızı devlet eliyle öğrenmeye ihtiyacımız var. Camilerde görevli imamlar, vaizler, Kuran kurslarındaki görevliler, bizler insanlarımıza dinimizi öğretmek için devletten maaş alıyoruz. İsteyen insanımız 24 saat boyunca dini eğitim alabilir. Halkımız, dinini devlet eliyle öğrensin” dedi.
Aşık’ın bu açıklaması, “Vatandaşlar din eğitimi için cemeatlere gitmesin” yorumuna neden oldu. Cumhuriyetin ilanından sonra 1937 yılında laiklik ilkesi Anayasamıza girmiştir. Türkiye’de uygulanmak istenen laiklik, Türk toplumunun sosyal yapısı ve dini inançlarına uygun şekilde düzenlenmiştir. Batıdan aynen taklit edilmemiştir. Çünkü İslam dininde Batıda olduğu gibi dini örgüt kurmaya yetkili bir ruhban sınıfı yoktur. Bu sebeple din eğitimi, dini hizmetler ve bu hizmetleri yürütenlerin çalışmaları, kamu hizmeti olarak kabul edilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı’na da Anayasa’da yer verilmiştir.