PAÜ’de dekan kıyımının yankıları sürüyor

Pamukkale Üniversitesi’ne üç yıl önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayı ile görev gelen Rektör Prof.Dr. Hüseyin Bağcı, göreve geldiği günden beri yaptığı atamalarla gündeme geldi.

Sivil toplum örgütleri tarafından kişiye özel atama yapmakla suçlanan Rektör Bağcı, PAÜ’de gerçekleştirdiği dekan operasyonu ile,
Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sebahattin Nas’ın yerine Prof.Dr. bilal Söğüt,
Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Celal Şimşek yerine Prof. Dr. Yetiş Şazi Murat,
Müzik ve sahne Sanatları Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ertuğrul İşler’in yerine Prof. Dr. Efe Akbulut,
Tıp Fakültesi dekanı Prof. Dr. Mustafa Kılıç’ın yerine Prof.Dr. Hasan Herken,
Yeni Kurulan turizm Fakültesi Dekanı olarak Prof. Dr. Mehmet Akgün getirildi.
Bilgi İşlem Daire Başkanı A. Tahsin Tolay’ın yerine ise Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Yaldır’ı atadı.

“GÜL GİBİ ATAMA”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ataması ile göreve gelen Rektör Bağcı’nın, Cumhurbaşkanı’nın isteği doğrultusunda da dekan atamalarını yaptığını ileri süren Eğitim-İş Denizli Şube Başkanı Kadem Özbay, “Rektör Bağcı, göreve geldiği üç yıl içerisinde, PAÜ içerisinde bir çok akademik kadroda değişiklik yapılmıştır. Ancak yapılan atamalar kişiye özel atamalardır. Usulsüz atamaları defalarca yargıya taşıdık. Bu kez de aynı usulsüzlükle atama yapılmıştır” diyerek tepkisini dile getirdi.

“BAĞCI , PAÜ’YÜ VEKALETEN YÖNETİYOR”
Rektör Bağcı’nın üç yıldan beri hala kadrosunu oluşturamadığını belirten Özbay, “Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Hüseyin Bağcı, göreve gelmesinden buyana 3 yıl geçmesine rağmen hala çalışacağı ekibi kuramamıştır. Kendi atadığı yöneticileri bile görevden alarak anlaşılmaz yönetim anlayışını sürdürmektedir. Rektör Bağcı, 3 yıldır üniversiteyi bütün birimleri ile vekaleten yönetmektedir” dedi.

“DEKANLARI İSTİFAYA ZORLAMIŞTIR”
Geçtiğimiz günlerde yaptığı dekan atamalarındaki değişikliklerin Rektör Bağcı’nın yönetim anlayışını bir kez daha gözler önüne serdiğini ileri süren Eğitim-İş Denizli Şube Başkanı Kadem Özbay, “Üniversitede görev yapan bütün yöneticiler sürekli olarak değişikliğe maruz kalmakta ve değişiklik baskısı altında görev yapmaktadırlar. Son olarak üniversitede 5 fakülte dekanı birden değişti.
Tabi ki bu değişiklikler üniversitede ilk kez olmuyor. Rektör Bağcı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Halil Çetişli, Denizli Meslek Yüksek Okul Müdürü Prof.Dr. Hüseyin Bağ gibi bir çok dekanı istifaya zorlamıştı. Son değişiklikler stratejik gözüküyor. Rektör Bağcı, bir kez daha rektör seçilebilmek için atamaları kullanıyor. Üniversitede birtakım grupların desteğini alabilmek için Tıp Fakültesi Dekanlığına Prof. Dr. Hasan Herken’i getirildiği söyleniyor. Prof. Dr. Hasan Herken’in doğru bir atama olup olmadığını zaman gösterecek, ama bu atamanın üniversitede en çok öğretim üyesi bulunan Tıp Fakültesinde büyük rahatsızlık uyandırdığı ve tepki yarattığı bize gelen bilgilerden anlaşılıyor. Rektör Bağcı’nın birtakım grupların desteğini alayım derken çok büyük bir kesimi karşısına aldığı anlaşılıyor” yorumunu yaptı.

“PAÜ’YÜ YAKINDAN İZLİYORUZ”
“Rektörü Prof. Dr. Bağcı’nın göreve geldiği günden bu yana birkaç Fakülte Dekanlığı dışında bütün dekanlıkların vekaleten yönetiliyor olması, sürekli dekanların istifa etmesi veya ettirilmesi, akademik ve idari personel hakkında soruşturmalar açılması, görevden uzaklaştırılması, işine son verilmesi veya işten atılma tehdidi ile karşı karşıya bırakılması üniversitede çalışma ortamını bozmuştur” diyen Kadem Özbay, şunları söyledi:
“ Bu sebepledir ki biz Eğitim İş olarak üniversitede olanların takipçisiyiz. Üniversitede sendika üyelerimiz baskı gördüğü için biz ordayız. Üniversitede öğretim üyeleri baskı gördüğü için biz ilgiliyiz. Üniversitede idari personel görevinden alındığı, sürüldüğü, hukuksuz uygulamalar ile karşı karşıya kaldığı için sendika olarak olup bitenleri takip ediyoruz, edeceğiz. Biz üniversitede barış ortamında, herkesin gelecek kaygısı taşımadan çalışmasından yanayız. Üniversitenin bilim yapıldığı, bunların konuşulduğu bir ortam olmasını istiyoruz. Birtakım grupları mutlu etmek, onlara paye vermek, diğerlerini ise baskı altına almak bir yönetim anlayışı olmamalı. Herkes şunu bilmeli ki; bu üniversite bizim üniversitemiz, olup bitenler ile ilgiliyiz, izliyoruz, izleyeceğiz. Doğru bir şey varsa alkışlayacağız, yanlışları eleştireceğiz.”