REKLAMI GEÇ

Denizli tekstili Babadağlı firmaların etkisinde olacak

Denizli tekstili Babadağlı firmaların etkisinde olacak

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Mustafa Gültekin, doktora tezini Denizli tekstili üzerine hazırladı. Gültekin’in öngörüsüne göre, Denizli tekstili uzun yıllar Babadağlı büyük firmaların etkisinde olacak.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 3 Ekim 2016 Pazartesi, 16:43

 

PAÜ Sosyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Mustafa Gültekin, “Denizli Kentindeki Babadağlı ve Buldanlı Aile İşletmelerinde Sosyal Sermayenin İşleyiş Mekanizmaları” konulu doktora tez çalışması yaptı.

Gültekin’in yaklaşık 1,5 yıl süren alan çalışması sonucunda çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Aynı zamanda “Sosyal Sermaye, Denizli Tekstil Sanayisi, Babadağlı ve Buldanlı Aile Firmaları” adlı kitap yayımlayan Dr. Gültekin, firma yönetim kadrolarındaki kuşak değişikliği ve etkileri, firma yapıları, rekabet ve gelecekte Denizli tekstilinin hangi durumda olacağı gibi konuları kaleme aldı.

Denizli’de en fazla sanayicinin çıktığı bilçenin Babadağ olduğuna dikkat çeken Dr. Mustafa Gültekin, “1980 sonrasında Türkiye’de ihracat yönelimli kalkınmacı bir politikayı benimsemiş olan devletin Denizli tekstiline sağladığı katkılar tartışılmaz. Bu tarihlerden itibaren devletin düzenli olarak sağladığı alt yapı destekleri ve yatırım teşvikleriyle uluslararası dağıtım zincirleri olan firmaların taşeronu olan kuruluşlar, kendi markalarını oluşturmuş olsa da büyük çoğunluğunun Babadağlı olması, özellikle araştırmacıların dikkatini celbetmekte. Sektörde Babadağlıların yanı sıra Buldanlı, Kızılcabölüklü-Tavaslı, Kaleli sanayiciler olmasına karşın, Babadağ hem sayıca en fazla sanayicinin çıktığı belde özelliği taşımakta hem de sektördeki en büyük firmaların büyük çoğunluğunun doğdukları (en azından birinci kuşakların) yeri temsil etmektedir” dedi.

“EĞİTİM TEZATLIĞI VAR”
Dr. Gültekin, 2012 yılının son çeyreğinden 2013 yılının sonuna kadar yürüttüğü bu araştırmada bazı çarpıcı yanların göze çarptığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Firmayı Babadağ beldesinde küçük ölçekli bir işletme olarak kurduktan sonra Denizli’ye göç eden birinci kuşaklarla, doğal olarak Denizli merkezde doğan çocuklarının aldıkları eğitim çarpıcı bir biçimde tezatlık göstermektedir. İlk kuşak firma sahipleri ilkokul düzeyinde bir formel eğitim alabilmelerine karşın, 2 ve 3. kuşak aile fertlerinden erkek olanlar özellikle yabancı dil eğitimi veren, işletme ve yönetim bilimleri ağırlıklı olan branşlarda eğitim görmüşlerdir. Böylece, Babadağlı baskın konumdaki firmaların küresel piyasanın gelişimine uygun biçimde, şu an yönetimde yer alan ve ileriki yıllarda yönetimde söz sahibi olacak ikinci ve üçüncü kuşaklarına, firmanın piyasadaki konumunu daha ileriye taşıyacak eğitim süreçlerinden geçirdikleri görülmüştür.

Bununla beraber, günümüzde birinci kuşakların yanında çalışan ya da işi tamamen devralmış ikinci kuşakların/üçüncü kuşakların, özellikle 2000’li yıllardan itibaren firma yönetiminde söz sahibi olmaya başladığı bir sürecin de başladığı görülmektedir. Firmayı kuran birinci kuşaklar yavaş yavaş firma idaresini çocuklara devretmelerine karşın, birinci kuşaklar sık sık danışılan kişi olarak sembolik gücü hala ellerinde bulundurmaktadır. İşlerinin başında bulunan birinci kuşaklar ise hala işlerde son sözü söyleme tekeline sahip gözükmektedirler.

ERKEK EGEMEN YAPI
Ayrıca, Denizli tekstil iş kolundaki Babadağlı tepe firmaların gelecekteki sahiplerinin erkek çocuklar olması istendiğinden, özellikle erkek çocuklara yönelik yatırım yönelimli eğitim stratejileri üretilmektedir. Tepe konumdaki Babadağlı firmalarda “erkek egemen” yapının orta ölçekli firmalarda da geçerli olduğu gözlenmiştir. “

“AİLE DIŞINDAN KİMSE ALINMIYOR”
Babadağlı büyük ölçekli ve orta ölçekli firmalarda, tekstil sektörünün yapısından dolayı bazı ilginç yanların da yine göze çarptığını anlatan Dr. Mustafa Gültekin, “Örneğin, firmanın yönetim kuruluna aile dışı bir üyenin neredeyse alınmadığı ve sermaye kontrolünün üye erkeklerden birinin (özellikle aile reisi olarak görülen babanın) hâkimiyetinde olduğu bir yapı hâkimdir. Böylelikle hem son karar verici olarak sadece aile üyelerine açık olan, aile dışına kapalı bir yapı hâkim olduğu görülmektedir” diye konuştu.

HEM DAYANIŞMA HEM REKABET
Piyasanın büyük kısmını kontrol eden Babadağlı firmaların aralarında hem “çıkar” temelli güçlü dayanışma ağları kurduklarını hem de aralarında yüksek düzeyde rekabet içerisine girdiklerini belirten Dr. Gültekin, “Yani, aynı firmalarla hem rekabetin hem dayanışmanın yaşandığı ilginç bir piyasa mevcuttur. Denizli’nin yüzyıllar öncesine dayanan aralarında fason iş yapma ve fason iş yaptırma kültürü günümüzde hala devam etmekte olmasına rağmen, aralarında hiyerarşik yapıdan dolayı bu işbirliği özellikle iş kolunda görece baskın konumda olan Babadağlı firmaların istekleri ve çıkarları doğrultusunda ilerlemektedir” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı