REKLAMI GEÇ

Eğitimde EDEP uygulaması başlıyor

Eğitimde EDEP uygulaması başlıyor

Denizli Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik Eğitimde Değerler Eğitimi Programı (EDEP) uygulamaya konuluyor. Eğitim programının tanıtımı Vali Ahmet Altıparmak’ın da katılımı ile Barbaros Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yapıldı.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 28 Ekim 2016 Cuma, 09:38

Toplantıya Vali Ahmet Altıparmak, Vali Yardımcısı Ali Şanlıer, Milli Eğitim Müdürü Mahmut Oğuz, İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve Strateji Geliştirme Hizmetlerinden sorumlu şube müdürleri ile Pamukkale ve Merkezefendi ilçelerindeki okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise müdürleri katıldı.

denizli-egitim-de-degerler-projesi-1

PROGRAM SUNUM EŞLİĞİNDE TANITILDI
Hazırlanan EDEP’in tanıtımını sunum eşliğinde katılımcılara anlatan Milli Eğitim Müdürlüğü Strateji Geliştirme Hizmetleri Şube Müdürü Ramazan Yılmaz, toplumumuzun genetik kodlarını oluşturan değerlerin, eğitimin temel amacı olduğunu belirterek, EDEP’in sınıflarda uygulanacak bir program olarak tasarlandığını, milli ve manevi değerlerin gelecek nesillere aktarmanın hedeflendiğini ifade etti.

Programın geliştirilmeye açık olduğunu dile getiren Yılmaz, öğrenci merkezli, kazanım-etkinlik temelli, eğitim programıyla uyumlu ve kurumsal dinamik süreçli olan Programın önümüzdeki yıllarda da uygulanmasının hedeflendiğini belirterek, işlenen temaların öğrencilerde davranışa dönüşebilmesi için ailenin de bazı görevleri üstlenmesi gerektiğini ve programda aile katılımının da en üst düzeyde olması noktasında gereken planlamanın yapıldığını söyledi.

“SORUN ORTAK YAŞAM KÜLTÜRÜNÜN OLMAMASI”
Her anne-babanın çocuğunu, vatanını, milletini seven ve hizmet eden, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan bir evlat olarak yetiştirmek için çaba sarf ettiğini belirten Vali Ahmet Altıparmak ise, bu aşamada herkesin sorumluluk alması gerektiğini vurguladı.

Vali Altıparmak, “Sadece idarecilerin değil bütün Türkiye Cumhuriyetinin etkin ve yetkin isimlerinin mutlaka ve mutlaka üstlenmesi gereken bir mevzu. İyi kadrolar yetişsin, bu ülkeye yön vererek güç katsın, hedeflenen başarılara ulaştıracak beyin gücü istiyorsak mutlaka öncelikle bunları hazırlamamız lazım. 2010 yılında Antalya’da böyle bir çalışma başlatmıştık. Üniversiteyi de bu işin içine katmıştık ve şunu gördüm ki gerek Antalya’da olsun gerekse Denizli’de olsun, ortak sorun, ortak yaşama kültürünün olmaması. Bu konuyla ilgili bir İngiliz, ‘siz Türklerin evleri muhteşem, pırıl pırıl. Evdeki bireylerin birbirine olan saygısı harika ama dışarıda neden böylesiniz?’ diyor. Sokaklar kirli, insanların birbirine karşı olan saygısında sıkıntı var. Ne oluyor da caddeye çıkınca bir anda o ruhu bırakıp bambaşka bir ruha bürünüyorsunuz. Velhasıl biz okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kademelerinde bu çalışmaya başladık. Tabi ne yapacağımız, nasıl yapacağımız noktasında herkesin kafasında bir soru işareti vardı. Zaman içerisinde güzel bir çalışma ortaya çıktı ve bir kurul oluştu. O kurulda açık uçlu bir materyal, yani bir replik olabilir, kısa bir film olabilir bu kuruldan geçmek kaydıyla bunları materyal olarak depoladık” dedi.

“BAŞKALARI NE DÜŞÜNÜR DİYE SORGULAMAYIN”
Program uygulamaya başlayınca velilerden, ilgili kurum kurum veya sivil toplum kuruluşlarından ne gibi tepkiler alırız diye düşünülmemesini isteyen Vali Altıparmak, “Bunları hiç düşünmeyin arkadaşlar. O dönem bütün sivil toplum kuruluşu temsilcilerini tek tek çağırdım. Kahvesini ikram ettim ve dedim ki biz böyle bir çalışma başlattık. Değerler eğitimindeki başlıklarda çocuklarımızın yetişmesini istiyoruz. Sizin düşünceniz nedir? Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin hepsi ‘yanınızdayız Sayın Valim’ dediler. ‘Çocuklarımızın burada belirtilen tüm değerlere sahip olmasını kim istemez ki’ dediler. Özellikle ortak yaşama kültürü konusu çok önemli. Çünkü genelde tek taraflı yaşıyoruz. Ben de bir veliyim, öğretmenleri tenzih ederim ama bazıları kendi fikrini dikte etmek için gayret ediyor. O çocuklar kardeşçe yetişmesi gerekirken, tam tersi çekişme içinde yetişiyorlar. Birbirlerini aşağılıyorlar. İşte bu noktada akran zorbalığı dediğimiz hadiseyi bizzati sınıflarda görmemiz mümkün oluyor. Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından biri de maalesef akran zorbalığı. Değerler eğitimine bu konuyu da mutlaka koymuştur arkadaşlarımız. Kilosuyla, boyuyla veya konuşması ile dalga geçilerek yetişen bir çocuk toplumdan hınç almaya çalışıyor ya da tamamen itilip kakıldığında da mevcut olan yeteneğini ortaya çıkaramıyor. Bütün bunlar çalışmalar ile aşılacak şeyler. Biz bu değerler eğitimini bir çocuğu dahi dışarıda bırakmadan verebilirsek o zaman hedefimize ulaşmış oluruz. Aksi taktirde başarılı olamayız. Antalya’da bu program uygulanmaya başlayınca her kesimden olumlu geri dönüşler aldık. Öğrencilerimizin gerek okullarda gerekse okul dışı ortamlardaki davranışlarında olumlu yönde gelişmeler yaşandı. Antalya’da Kuruldaki arkadaşlara söylediğim diğer önemli bir nokta ise bu program uygulanırken çocukların girişimcilik ruhunun pasivize edilmemesi, tam tersine girişimcilik ruhunun güçlendirilerek canlandırılması idi. Bizim bu ruha sahip bireylere ihtiyacımız var” diye konuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı