REKLAMI GEÇ

Kıdem tazminatı yerine inek!

Kıdem tazminatı yerine inek!

PAÜ İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden Doç. Dr. Oğuz Karadeniz, Denizli’de kıdem tazminatı yerine inek ya da çamaşır bile verildiğini söyledi. Karadeniz, kıdem tazminatı alan işçilerin bunu, borçlarını ödemede kullandığını ifade etti.

/ DENİZLİHABER / 12 Haziran 2010 Cumartesi, 16:19

DESİAD (Denizli Sanayiciler ve İşadamları Derneği) ve Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nün ortaklaşa yürüttüğü, ‘Küresel krizin Denizli iş gücü piyasasına etkisi, kıdem tazminatının güncel sorunları ve çözüm önerilerinin tespiti’ projesi, PAÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde yapılan panelde ele alındı.

“Şu anda Denizli’de krizden söz etmek mümkün değil”
Panelin açılış konuşmasını yapan DESİAD Başkanı Mehmet Salih Başöz, “Denizli, 2009’da yaşanan krizde en büyük darbeyi yiyen kent oldu. Önce fabrikalar işçi çıkardı sonra da kapandı. 2009’da, irili ufaklı 38 işletme, bunların içinden 3’ü ilk 500 içerisinde yer alıyordu, kapandı. Krizde, SSK’lı istihdam sayısı 155 binden 129 bine indi. Bu dönemde, işçiler çok mağdur oldu. İşçiler, kıdem tazminatlarını alamadı, kredi kartı borçları nedeniyle hacze maruz kaldılar. İşverenler cephesinde de durum kötüydü. Kıdem tazminatını veremeyen bir işverenin ağladığını biliyorum. Denizli, dinamik yapısı nedeniyle krizi atlattı. Şu anda artık Denizli’de krizden pek söz etmek mümkün değil. Sayın Valimiz Erkmen de 129 bine inen istihdam rakamının, bugünlerde 140 binlerin üzerine çıktığını müjdeledi” dedi.

“1-2 sene içerisinde yeni bir kriz geliyor”
Başöz, “Denizli, kıdem tazminatı konusunda çok acı tecrübeler yaşadı. Kentin bu alandaki acı tecrübesinin üstüne gitmeye karar verdik. Krizler sık sık çıkıyor. Geçen seferki kriz, ABD’deki konut kredileri yüzünden çıkmıştı. 1-2 sene içerisinde ABD’deki kredi kartları borçları nedeniyle yeni bir krizin geleceği söyleniyor. Her gelen krizde dayağı biz yemeyelim. Son kriz nedeniyle, en çok küçülen ülke Türkiye oldu. İşçisiz işveren, işveren olmadan da yatırım olmaz. Kıdem tazminatı konusunda, her ikisini rahatlatacak çözümü bulmamız lazım” diye konuştu.

Araştırma sonuçları ve paneldeki
görüşler kitap haline getirilecek
Başöz, “Pamukkale Üniversitesi’ndeki hocalarımızın yaptığı araştırmada, 1.5 ayda 500’e yakın işverenle görüştük. Onlara, ne kadar prim toplanırsa, işçilerin hak kaybına uğramadan kıdem tazminatı alabileceklerini sorduk. Ben inanıyorum ki istersek, işçimizi de işverenimizi de küstürmeden bu işi çözebiliriz. Bu çözülürse, yeni istihdam alanları açılacak, kayıt dışı azalacaktır. Bu panelde ortaya çıkan konan bilgiler ve görüşler, kitap haline getirildikten sonra, Çalışma Bakanı’na ve Başbakan’a kitap halinde sunulacaktır” dedi. Başöz’ün konuşmasının ardından, oturum başkanlığını, 9 Eylül Üniversitesi İİBF (İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Nazım Sözer’in yaptığı oturuma geçildi. Oturumda, 9 Eylül Üniversitesi İİBF’den Dilek Eser, ‘Geçmişten günümüze kıdem tazminatı uygulaması’ konulu bir sunum yaptı.

Kıdem tazminatı sorunu için
Türkiye’deki ilk araştırma yapıldı
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden Doç. Dr. Oğuz Karadeniz, kıdem tazminatı ile ilgili sorun alanları ile çözüm önerilerinin tespitine yönelik yapılan alan araştırmasının sonuçlarını, panelde açıkladı. Karadeniz, araştırmayı PAÜ İİBF’den Yrd. Doç. Dr. Kamil Orhan, Yrd. Doç. Dr. Handan Kumaş ve yüksek lisans öğrencileri ile birlikte yaptıklarını söyledi. Bu araştırmayı, işini yeni kaybedenlerin, kıdem tazminatı ile ilgili yaşadıkları sorunların tespiti amacıyla yaptıklarını belirten Karadeniz, “Yaptığımız bu araştırma, Türkiye’de alanında bir ilk ve güvenilirliği çok yüksek. Bunu istatistikçilere sorduk. Denizli’deki işgücü profili de araştırmanın profili ile aynı. Bu araştırmada, işsizlik sigortasına başvuran 292 kişi ile görüştük. Bu kişilerin yüzde 42.5’i en son çalıştığı işyerinden kıdem tazminatını aldıklarını, yüzde 53.4’ü ise alamadığını ifade etti. 292 kişinin yüzde 62.5’i kıdem tazminatı konusunda sorun yaşadığını dile getirdi” dedi.

“Tanıdık vasıtasıyla işe giren
işvereni şikayet edemiyor”
Doç. Dr. Oğuz Karadeniz, alan araştırmasına katılan 292 kişiye, ‘Kıdem tazminatını vermediği için işvereni neden şikayet etmediniz’ diye sorduklarını belirterek, “Bu soruya, 292 kişinin yüzde 45.7’si ‘işvereni şikayet etmek istemedim’ diye cevap verdi. 292 kişinin yüzde 13’ü gerek duymadığını, yüzde 9’u işverenden iyilik gördüğünü, yüzde 14’ü işverenin ‘kıdem tazminatını ödeyeceğim’ dediğini, yüzde 10.9’u nereye nasıl başvuracağımı bilmediğini, yüzde 4.3’ü avukata danışmak için para bulamadığını, yüzde 2.2’si işverenin, kendisine alacağı kalmadığına dair ibraname imzalattığını söyledi” dedi. Karadeniz, Denizli’de işçilerin, ya bir tanıdık vasıtasıyla işe girmeleri, ya işverenden iyilik görmeleri ya da işverenin akrabası olması nedeniyle, kıdem tazminatı konusunda işvereni şikayet etmekten kaçındığını söyledi.

“Kıdem tazminatı yerine inek”
Araştırmaya katılanlara “Kıdem tazminatını nasıl aldın?” diye sorduklarını söyleyen Karadeniz, “292 kişinin yüzde 60’ı peşin aldığını, yüzde 22’si 2-8 ay arasında taksitle aldığını, yüzde 8’i vadeli çek ile aldığını söyledi. Bu arada, kıdem tazminatını ödeyemeyip, bunun yerine işçisine, inek ya da ürettiği tekstil ürünü olan çamaşırlardan, pazarda satsın diye veren işverenlerin olduğunu öğrendik. Kanunun verdiği hak dejenere oluyor” dedi.

“Kıdem tazminatı borca gidiyor”
Karadeniz, “Ankete katılanlara ‘Kıdem tazminatını nasıl kullandınız?’ diye sorduk. Ankete katılanların yüzde 80’i kıdem tazminatını borçlarını kapatmak için harcandığını söyledi. Denizli’de kıdem tazminatı yatırım amacıyla değil, borç ödemek için kullanılıyor” dedi.

Fon kurulmalı mı?
Ankete katılan işçilere, kıdem tazminatı fonu kurulmasını isteyip istemediklerini sorduklarını ve yüzde 76.1’inin kurulmasını istediğini, yüzde 6.6’sının kısmen istediğini, yüzde 14.5’inin kurulmasını istemediğini belirten Karadeniz, “İşçilere ‘devlet destekli kıdem tazminatı fonu kurulsun mu’ diye sorduğumuzda ise yüzde 80.6’sı bunu onayladı” dedi. Karadeniz, alan araştırması için Denizli’nin 40 büyük işvereni ile görüştüklerini de belirterek, işverenlere ‘kıdem tazminatı fonu kurulmalı mı?” diye sorduk ve onların yüzde 48’i fonun kurulmasını istediklerini söyledi” dedi.

Kıdem tazminatına başvurmak karlı mı?
Doç. Dr. Oğuz Karadeniz, bir işçinin kıdem tazminatı almak istemesi ve bunun için avukata başvurması durumunda, 833 TL ödemesi gerektiğini belirterek, “Bu işçi zaten ortalama 2 bin 300 TL kıdem tazminatı alacak. Bunun için açılan davalar ortalama 27 ay sürüyor. İşini kaybeden bir işçi, üstelik de maaş alamadığı için işi bıraktı ya da işten çıkarıldıysa bu süre içerisinde ne yapacak? Kanunlar mükemmel olsa da uygulanmadığı sürece içi boş demektir ve bu da sıkıntı yaratır. İşverenlerin tamamı, kıdem tazminatı için hiçbir karşılık ayırmıyor. Çoğu, ‘kıdem tazminatları için para ayırmıyorsanız ileride bunu nasıl ödeyeceksiniz?’ diye sorulduğunda, bunu borçlanarak ya da özsermayelerinden ödeyeceklerini söylüyorlar. Bu da kıdem tazminatlarında ciddi sıkıntı yaratıyor” dedi.

Kıdem tazminatı fonunun yararları ve zararları
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Kutal, kıdem tazminatı sorunu ve çözümlerini ele aldığı konuşmasında, Türkiye’de kıdem tazminatının, işsizlik sigortasının gündeme gelmesini geciktirdiğini belirterek, “Türkiye’de ‘kıdem tazminatı var, bu yeter’ denilmiş ve işsizlik sigortasına uzunca bir süre gerek görülmemiştir” dedi. Kıdem tazminatı fonunun kurulmasının yararlarını sıralayan Kutal, “Fon, işletmelere, kıdem tazminatı riskini karşılayabilmek için zaman kazandırır. İşçi bakımından kıdem tazminatı hakkını güvence altına alıyor. Biriken fonların ekonomik kalkınmada kullanılması da söz konusu olabilir” dedi. Kıdem tazminatı fonu kurulmasının zararlarını da açıklayan Kutal, “Fon için ayrılacak prim miktarlarının belirlenmesinde ciddi sorunlar var. İşçinin kısa vadeli menfaatlerine cevap vermiyor. Fon kaynaklarının amaç dışı kullanılacağı konusunda, özellikle işçi tarafında çok haklı olarak kuşku var. İşsizlik fonuna bile el uzatılıyor. Fon yönetiminin siyasallaşması da bir zarar. Konuya işveren kanadından baktığınızda ise kayıtdışılığın hala Türkiye ekonomisinin yarısına hükmettiğini görüyoruz. Bu da kayıtdışı ile kayıtlı çalışan işveren arasında haksızlığa yol açıyor” dedi.

“Fırsat kaçtı”
Sonuç olarak, kıdem tazminatının büyük bir sorun olduğunu ifade eden Kutal, “Kıdem tazminatı, 1936’da uygulanmaya başladı ve topluma yerleşti. Bu, işçilerin gelecek endişesini karşılayan en önemli kaynak. Bu nedenle, kıdem tazminatındaki değişimin, sosyal açıdan çok iyi ele alınması gerekir. Fon kurulmalı ancak işlemesi kolay olmalı ve kazanılmış haklara saygılı olmalı. İşsizlik sigortası, işsizlik güvencesi ve kıdem tazminatı bir arada değerlendirilmeliydi ancak bu fırsat kaçırıldı” dedi. PAÜ İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Handan Kumaş, ‘ülke örnekleriyle kıdem tazminatı uygulamalarına genel bir bakış’ konulu bir sunum yaptı. PAÜ İİBF işletme Bölümü’nden Doç. Dr. Hakan Aygören ise kıdem tazminatı fonu ile ilgili üretilen senaryoları paylaştı. Oturumun ikinci bölümünde de kıdem tazminatı sorunu ve çözüm önerileri ele alındı.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı