İhracatçılara çağrı

DETKİB (Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği), DSO (Denizli Sanayi Odası) ve DETGİS (Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği) işbirliğiyle düzenlenen ve 14 Mayıs’ta DETKİB’de gerçekleştirilen, “pamuk ve iplik fiyatları ile politikaları, yakın gelecek piyasalar, olası projeksiyonlar’ konulu toplantıda, sektör görüşleri olarak hazırlanan deklarasyon yayınlandı. Yönetimini, DETKİB Başkanı Süleyman Kocasert’in yaptığı toplantıya, Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu ve EGSD (Ege Giyim Sanayicileri Derneği) Başkanı Nedim Örün, Çorap Sanayicileri Derneği Başkanı Hüseyin Öztürk, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci ve Fiberteks Dış Ticaret ve Yatırım Ltd. Şti. yetkilisi Mahir Maner konuşmacı olarak katılmış, ayrıca Intex firması yetkilisi Cenk Uzakgiden ile online bağlantı gerçekleştirilmişti.

“Pamuk üretimi desteklenmeli”
Toplantı sonrasında ortaya çıkan tespitler, beklentiler ve öneriler bildiri olarak yayınlandı. Bildirinin tespitler ve beklentiler kısmında, Türk pamuğunun üretiminin hızla azaldığına dikkat çekildi ve pamuk üretiminin desteklenmesi gerektiği belirtildi. Bildiride, “Türkiye, tekstil ülkesi olmasına rağmen, pamuk rezervleri her geçen gün azalmaktadır. 826.000 tona kadar çıkmış olan pamuk üretimi 380.000 ton düzeyine kadar gerilemiştir. Türk pamuğunun üretiminin nasıl artırılması gerektiği konusunda çalışmalar yapılmalıdır” denildi.
“Rakip Çin değil, İtalya”
Euro bölgesinin de dikkatle izlenmesi gerektiğinin ifade edildiği bildiride; Türkiye tekstil, konfeksiyon, hazır giyim ve moda sektörünün rakibinin Çin değil, İtalya olduğuna dikkat çekildi.

Birlikte hareket çağrısı
Birlikte hareket etmek gerektiğine vurgu yapılan bildirinin tespitler ve beklentiler kısmında, ihtiyaçtan fazla iplik alınmaması ve pamuk ticaretinin net ağırlık üzerinden yapılması gerektiği belirtildi. Bildiride, “Pamuk ipliğine olan talep artışından ve arzdaki daralmadan kaynaklanan bir fiyat artışı yaşanmaktadır. İçinde bulunduğumuz bu kritik dönemde, ihtiyaçtan fazla iplik satın alarak talep daha fazla şişirilmemeli ve gereken miktardan fazla iplik siparişi verilmemelidir. Tekstil ve hazır giyim sektörü ihracatçıları olarak ortak hareket etmeliyiz ve hammaddeden kaynaklanan maliyet yükümüzü imkanlar ölçüsünde fiyatlarımıza yansıtmalıyız” denildi.

“Durumu avantaja çevirebiliriz”
Bildirinin öneriler kısmında ise, pamuk ekiminin yeniden canlandırılması gerektiği ifade edilerek, “Uzak Doğu ülkelerinin Amerikan dolarıyla ticaret yapıyor olması, paritedeki son gelişmelerle birlikte, onların fiyatlarını Avrupa pazarında pahalı hale getirmiştir. Bu durumu birlikte hareket ederek lehimize bir avantaj haline getirme imkanı mevcuttur” denildi.

Çözüme somut katkı önerisi
Bildiride, pamuk ithal ederken yabancı armatörlere ödenen navlunun bir kısmını, Türkiye’deki üreticilere verilerek, üreticiye verilen uzun vadeli desteğin mali yükünü paylaşarak çözüme somut katkı sağlanması önerildi.

“Komşulara yönelin”
İhracatçılara, küresel krizden daha az etkilenen ve refah seviyesi günden güne artış gösteren komşu ülkelere yönelmelerinin tavsiye edildiği bildiride, “İhracatçılar başta komşu ülkeler olmak üzere, AB dışındaki diğer pazarlara yönelik çalışmalarını hızlandırmalıdırlar” denildi.

Teşvik uygulamasına eleştiri
Bölgesel ve sektörel teşviklerin gözden geçirilmesi gerektiğinin belirtildiği bildiride, bölgesel ve sektörel teşvik sisteminin, doğal kümelenmesini tamamlayarak, mesafe alan Denizli ile birlikte başka illeri de olumsuz etkilediğine dikkat çekildi. Mevcut teşvik uygulamasının, sadece yeni yatırımlar için geçerli olduğunun ifade edildiği bildiride, mevcut yatırımlar için de sıkıntılar derinleşmeden teşvik programları uygulanması gerektiği dile getirildi.

İhracata özel teşvik politikası istediler
Bildiride, ihracata özel teşvik politikalarının da üretilmesi gerektiği, “Ülkemizde yıllık büyüme hedeflerinin yakalanabilmesi için gerekli olan kaynak için en muhtemel yöntem olarak sıcak para girişi önümüzde durmaktadır. Bu da ihracatçılar için kurun düşük seyretmesi anlamına gelmektedir. 2023 yılı için bütün taraflar, 500 milyar dolarlık hedefe kilitlenmiş durumdalar, fakat kur baskısı en büyük engel olarak gözükmektedir. Kriz döneminde, nasıl AB ülkelerinin bazılarında bile, ihracatçılar doğrudan veya dolaylı olarak destekleniyorsa, ülkemizde de ihracata özel teşvik politikaları üretilmesi kaçınılmazdır. Sıcak para için göze alınan faiz maliyetinin bir bölümü, daha fazla ihracat gerçekleşmesi için kullanılsa hem ihracatımız yükselir, hem büyüme için kaynak sağlanır, en önemlisi de istihdam artar” cümleleriyle ifade edildi.