REKLAMI GEÇ

MARKALAŞAMIYORUZ

MARKALAŞAMIYORUZ

Son 20 yılda özellikle tekstilde dev adımlar atan Denizli, markalaşmaktaki gecikmeler yüzünden kazanması gereken payın büyük kısmını daha yolun başında kaybediyor.

/ DENİZLİHABER / 3 Mayıs 2007 Perşembe, 00:00

Markalaşma, Denizli’de uzun yıllardan beri dile getirilen bir konu olmasın rağmen, Denizli kendinden beklenen düzeyde markalaşmayı başaramadı. Daha çok üretime yönelik ve fason olarak çalışan firmalar, markanın önemini yeni yeni kavrıyor. ‘İşte bu Denizli’nin markası’ diyebileceğimiz marka sayısı ise 15’i geçmiyor. Denizli’de firmaları markalaşmaya, daha çok zorunluluklar itiyor. Son derece kaliteli ürünlerin üretildiği Denizli’de markalaşma çalışmaları, daha uzun yıllar sonra meyvelerini vermeye başlayacağa benziyor.

4 bin müracaat var ama..

Denizli’de, 1995’te kurulan ve 8 yıldan bu yana da marka patent, tasarım, ulusal ve uluslararası tescil hizmeti veren Ajans Oberon şirketinin sahibi Serdar Bilgiç, firmaların çoğunun markaya yapılan yatırımı, boşa atılan para olarak gördüklerini söylüyor. Özellikle orta ölçekli firmaların, marka tescilini, fazladan yapılan bir harcama gibi gördüklerini belirten Bilgiç, büyük ölçekli firmaların marka konusunda daha bilinçli olduğunu söylüyor. Denizli’de, tescile müracaat etmiş ve tescilli marka sayısının toplamda 4 bini bulduğunu belirten Bilgiç, “Ancak, Denizli’nin markası diyebileceğimiz marka sayısı, 10’u 15’i geçmez. Denizli’de yurtdışına yapılmış marka müracaatı ise 200 civarında. Büyümeyi göze almış firmalar, Avrupa ülkeleri ve Amerika’da markalaşıyor. Son yıllarda da Özbekistan, İran gibi ülkelerde marka tescili yapmaya başladık” dedi.

Zorunluluklar markalaşmayı getiriyor

Markalaşmayı tetikleyen sebepleri de sıralayan Bilgiç, “Daha çok zorunluluklar markalaşmayı getiriyor. Adana, İstanbul gibi şehirlerdeki marka rekabeti, Denizli’de markalaşmayı tetikliyor. Gıda üzerinde ihaleye girecek firmalar markalaşmayı tercih ediyor. Sağlığı ilgilendiren tüm ürünler, marka almak zorunda. Bu zorunluluklar, küçük şirketleri markalaşmaya itiyor. Pazarcılar gibi küçük esnaflar dahi, fason olarak kendi vergi numaralı üzerinden marka alıyor. Tarım İl Müdürlüğü tarafından, açıkta gıda satışının engellenmesi, pazarda markalaşmayı yaratıyor. Çünkü marka olmadıkça üretim izni olmuyor. Örneğin bir mermerci, yurtdışındaki fuarlara katılacağı zaman mutlaka markasını tescil ettiriyor. Tekstilde marka zorunluluğu yok. Tıbbi tekstil malzemelerinde marka zorunluluğu var” diye konuştu.

‘Marka alındıktan sonra markaya yatırım yapılmalı’

Aile şirketlerinin yoğun olarak bulunduğu Denizli’de markalaşmanın, gençlere ve yenilere yetki verildikçe artacağına inandığını ifade eden Bilgiç, 2 yıldan bu yana markalaşmada artış olduğunu söylüyor ve marka almanın yanı sıra alınan markaya yapılan yatırımın da önemini vurguluyor. Bilgiç, “Denizli’de 15-20 firma gerçek anlamda markasının reklam ve tanıtımını yapmak için harcama yapar. Oysa ki marka tesciliyle yola çıkan esnaf sanayici, kopya üründen vazgeçmeli, markalaşmak için reklam tanıtım ve kaliteye önem vermelidir. Sektör ve ürün çeşidine göre katalog ve firmaların bünyesinde Ar-Ge departmanı bulundurması da son derece önemlidir. Tescil edilen markanın üzerine yapılacak finansal ödemeler reklam tanıtım giderleri, araştırma, pazarlama bütçeye ve hedef kitleye göre yapılmalı bunun için isabetli danışmanlar, kurumlar seçilmelidir” dedi.

Markada “Püf noktaları”

Markalaşma konusunda dikkat edilecek önemli noktaları da dile getiren Bilgiç özellikle şu noktalara dikkat çekiyor: “Çok tanınmış tekstil markaları, yurtdışına çıkarken marka tescili yaptırmıyor. Bu da, tanınmış olan markanın başkası tarafından tescil ettirilmesine neden olabiliyor. Bu durumda, markanın gerçek sahibi, marka tescilini yaptırmadığı için kendi markasını, bir yabancıdan satın almak zorunda kalabiliyor. Markada, amaca uygun kelimenin bulunması çok önemlidir. Seçilen markanın, gölge marka olmamasına dikkat edilmeli. Markanın ismi, bilinen ve tanınan bir markaya benzememeli. Unvan unutulur, marka unutulmaz. İşletmecilerin, sicile kayıtlı vekilden bilgi alması isabetli olur. Malların ya da hizmetlerin markasının oluşabilmesi için mutlaka esnaflar, şirketler, sicile kayıtlı bir vekilden bilgi almalı, aracı kullanmamalı. Marka tescili yapacak vekilin, mutlaka Türk Patent Enstitüsü siciline kayıtlı olmasına dikkat edilmeli. Sicile kayıtlı vekillik, markanın en az 2 yıl yanındadır ve 10 yıl takibini yapar. Merkezi, İstanbul ve Ankara’da olup, Denizli’de marka tescili yapan aracılar var. Firmalar, marka işlemlerinde aracıları değil, sicile kayıtlı vekili tercih etmeli. Vekil olmayanlarla, yani aracılarla iş yapmak, firmaların kayba uğramasına neden oluyor. Marka ibaresinin belirlenmesinde hiçbir sınır yoktur ama dini merkezler, başkentler, ülke adları, tanınmış lider adları, askeri terimler vb. marka olamaz. Marka ve tasarımların taklit edilmesinde, şirket kapatma, hapis cezası, büyük para cezaları gibi ağır cezalar var. Markanın 10 yılda bir yenilenmesi gerekiyor. Eski markalar, markalarını gözden geçirmeli”

‘Marka almak ucuz’

Türkiye’nin dünyada en hızlı marka belgesi veren ülkelerden biri olduğunu da vurgulayan Bilgiç, “Markanın müracaatından itibaren, hiçbir sorun çıkmadığı takdirde 13 ay gibi bir sürede marka veriliyor. Marka almak çok ta pahalı bir şey olmamasına rağmen, Denizli’de marka için müracaat çok az. Örneğin, ev tekstilinin tüm ürünleri için marka almak 1 milyar liraya maloluyor” dedi.

DSO Başkanı Müjdat Keçeci: ‘Markalaşma, uzun ince bir yol’

Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, markalaşmanın uzun ince bir yol olduğunu söylüyor. Firmaların artık markalaşmadıkça yaşayamayacaklarını anladıklarını belirterek, “Ürettikleri ürünün artık ticari-basit bir ürün olduğunu gören ihracatçım, bunun mutlaka farklı yapılması gerektiğine ve benzerlerinden değişik şekillerinin ve özelliklerinin olması gerektiğine inandığı gün, Ar-Ge ve üretim geliştirmeyi düşünmeye başladı. İnavasyon da dolayısıyla bunun değişik hali oldu. İnovasyon her şeyden önce, inanması, hayal ettiği bir tasarımın ticari bir ürün haline gelmesi ve hemen arkasından da bunun farklı bir katma değer yaratması ile oluşur. Bu durum özellikle ihracatçı özelliğe sahip Denizli’de fark edildikten sonra, sanayicimiz, değişime ayak uydurmaya başladı. Özellikle tekstilde değişim, markalaşmak halinde oluşuyor. Bunun için tasarımı ön planda tutmaları gerekmektedir. Bununla beraber teknik tekstili ve nanoteknolojiyi de beraberinde düşünmesi ve gerçekleştirmesi gerekir. Şu anda Denizli’de, bu konuyu idrak etmiş ve bu yola çıkmış sayıları oldukça fazla şirket vardır. Değişimi ve bu konudaki gelişmeyi sağlamakta önemli adımlar atmaktadırlar ve bunun da farkındadırlar. Kendi adına oluşturdukları özellikleri ile firmalar marka oldular ve Türkiye’de dünyada tanıtmaya başladılar ancak bu yol ince ve uzundur. Bildiğiniz markalar da bir günde, bir yılda gerçekleşmemiştir. Israr etmek ve buna inanmak gerekir. Denizli’de en azından 10 tane kendi markasını oluşturan firma var. Marka olma yolunda firmalar da var. Bunların arkasından da diğer firmalar bu yönde devam ediyorlar. 4-5 senedir markalaşma yolunda çalışan firmalar var ve çalışmaları sürüyor” dedi.

DTO Başkanı Mehmet Yüksel: ‘Denizli markalaşmayı atladı’

Denizli Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yüksel, markalaşmanın, tekstilin atak yaptığı yıllarda gerçekleştirilmesi gereken bir olay olduğunu ancak bunun zamanında yapılamadığını dile getirdi. Yüksel, “Zamanlama hatası yaptık ama şimdi bütün firmalarımız, markanın önemini anlamış durumda. Ancak markalaşma bugünden yarına olabilecek bir şey değil. Sadece isimleri vermek, güzel isim bulmakla marka olunmuyor. Ürettiğiniz ürünün kalitesi ve verimliliği, farklılığıyla marka olabilirsiniz ki bu da uzun bir süreci gerekir. Sabırlı olmak gerekir, Denizli sanayicisi bu sürece girmiştir. Önümüzdeki yıllarda, artık Denizli sadece sanayisi ile değil markalı ürünleri ile de gündemde olacaktır” dedi Yüksel, “Denizli’de tekstilin atakta olduğu yıllarda, firmalar yoğun talebi karşılamak için uğraşıyorlardı.

Herkes sadece sipariş yetiştirmek, kaliteyi yakalayabilmek için mücadele verdi ve bu sırada markalaşmayı atladı. Ancak, artık Denizli’nin markalaşmak için altyapısı ve üretimi tamamen hazır. Bu da markayı eninde sonunda getirecektir” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı