REKLAMI GEÇ

İMO adayı Şenel, şehir vizyonunun şifresini açıkladı

İMO adayı Şenel, şehir vizyonunun şifresini açıkladı

İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şubesi’nde Şevket Murat Şenel, ekibiyle birlikte yönetime talip oldu. “Şehrin Kırımızı kitabını yazacağız” sloganıyla yola çıkan Şenel, yönetim felsefelerini ise “Diyalog ve sabır” olarak açıkladı.

/ DENİZLİHABER / 11 Şubat 2014 Salı, 10:09

İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şubesi Başkanlığına aday olan Şevket Murat Şenel, projelerini Denizlihaber.com’a anlattı.

DENİZLİHABER: Bize kendinizi tanıtır mısınız? Şevket Murat Şenel kimdir?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: İMO ya talip olduğumuza göre öncelikle belirtelim ki Şevket Murat Şenel inşaat mühendisidir. Akademisyendir, Şevket hocadır. 1999 yılından beri eştir, kocadır. Biri erkek, diğeri kız iki evlat babasıdır. Ağabeydir, arkadaştır vs.
1970 yılında Denizli’de doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Denizli’de tamamladım ve 1993 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden mezun olarak meslek hayatıma başladım. 2 sene kadar serbest piyasada çalıştıktan sonra akademisyen olmayı tercih etim. O zamandan beri de Pamukkale Üniversitesi’nde çalışmaya devam ediyorum.
İnşaat mühendisliği benim için neredeyse tek hedef gibiydi. Üniversite imtihanı için tercih yaparken 2 mühendislik tercihi ile sınava girdim. Birincisi Boğaziçi Üniversitesi, ikincisi de Orta doğu Teknik Üniversitesi idi. İnsanın sevdiği ve istediği bir işi yapması güzel bir şey. Yapmış olduğum tercihten ötürü hiçbir zaman pişmanlık duymadım.

DENİZLİHABER: Akademisyensiniz, bunun oda çalışmalarına nasıl bir artısı olabilir?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Akademisyen olmanın hem artıları hem de eksileri var bence. Artıları; bilgi temelli düşünmek ve karar vermek bizim mesleğimizin en önemli avantajı bence. Bu durum meselelere daha somut bakabilmeyi sağlıyor. Akademisyen olmanın bir diğer avantajı ise mezun ettiğiniz öğrencilerin pek çoğunun Denizli’de faaliyet gösteriyor olması ve mesleki anlamda irtibatınızın hala devam ediyor oluşu. Bir zamanlar öğrenciniz olan insanların, mezun olduktan sonra ağabeysi olmanız ve irtibatınızı devam ettirmeniz güzel bir şey. Bunun diyalog kurmak ve ortak aklı ararken başarılı olabilmek için önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum. Bunlar bence akademisyen olmanın artıları.
Akademisyen olmanın eksilerinden bahsedecek olursak; piyasanın yoğun koşuşturmasından ve bürokrasisinden kaynaklanan ve alana özel problemlerden haberdar olamayabiliyoruz. Gerçi inşaat mühendislerinin çok geniş bir yelpazeye yayılmış olan alanlarda faaliyet gösterdiği bir gerçek. Hal böyle olunca bir alanda faaliyetini devam ettiren bir mühendis, diğer alan konusunda yabancılık çekmeye başlayabiliyor. Yapı denetim ile uğraşıyorsanız, projeden uzaklaşabiliyorsunuz. Fakat anlaşılacağı gibi bu eksiklik sadece akademisyenlikten kaynaklanan bir eksiklik değil. Farklı alanlarda faaliyet gösterdiği için diğer alanlardan kısmen de olsa uzak kalan bütün meslektaşlarımız için aynı durum geçerli.

ic-2

DENİZLİHABER: Sizce İMO’nun çalışma perspektifi nedir, ne olmalıdır?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Eğer inşaat mühendisleri odasının internet sayfasına girip meslek odamızın misyon ve vizyonu neymiş diye bakacak olursanız çok geniş perspektifin hedeflendiğini görürsünüz. Mezuniyet sonrası mühendislerin bilgi ve becerilerinin arttırılmasından tutun, piyasada devam eden mesleki faaliyetin düzenlenmesine, serbest rekabet koşullarının sağlanmasına, inşaat mühendislerinin haklarının korunmasına dek uzanan pek çok konu bu perspektifin içinde yer almaktadır. Biz burada sözü edilen her bir başlığın öneminin farkındayız. Bazı hususların daha ön plana çıktığı veya çıkarıldığı dönemler olabiliyor. Her gelen yönetimin kendi genetik faktörleri etkisinde kalarak farklı refleksler gösterebildiğini görüyoruz. Bizim temel perspektifimiz bu başlıkların tümüne ulaşmaya gayret etmektir. Önemli olan sonuç almaktır, alabilmektir.

DENİZLİHABER: Şehrin Anayasası’ndan ne anlıyorsunuz?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Sadece biz inşaat mühendisleri için değil, pek çok meslek kuruluşu için geçerli olan bir durum, bir sorun var bence. Aynı fotoğrafa bakmasına rağmen birbirinden çok farklı şeyler gören ve algılayan, çok farklı detaylara öncelik veren meslek mensuplarından oluşuyoruz. Bu farklılığın ve çeşitliliğin bir zenginlik olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat farklılıklarımızın etrafında taraftarlar edinirken, ortak noktalarımızın ve sorunlarımızın etrafındaki taraftarlarımızı kaybediyoruz. Halbuki aynı resme baktığımız zaman aynı şeyleri görmemize ve hissetmemize sebep olan pek çok şey de var. Bizim öncelikli hedefimiz bu resimde yer alan ve meslek mensuplarımızın hepsinin de benimsediği, önem verdiği bu ortak başlıkları ön plana çıkarmaktır. Bu başlıklar meslek odamızın bu şehre ait kırmızı çizgilerini, bu şehre ait önceliklerini oluşturmalıdır. Benim anayasamız ile kastettiğim ve kırmızı çizgilerimizden oluşan şey de budur.

DENİZLİHABER: Şehrin Anayasası yazılırken kırmızı çizgileri var mıdır? Bir kentin vizyonu nasıl ve kimlerle oluşturulmalı?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Bu çok zor bir soru. Neden zor bir soru; çünkü bu işin o kadar çok paydaşı var ki hepsini bu sürece dahil ederek herkesin benimseyeceği bir sonuç elde edebilmek zor. Kentin vizyonunu ve bunu destekleyecek misyonunu belirlerken bazı şeylerin ön plana alınması, bazı şeylerin ise öncelikler kapsamından çıkarılması kaçınılmazdır. Yani vizyonumuzu oluştururken bir öncelikler sıralaması yapmak gerekmektedir. Bu süreçlerde biz inşaat mühendislerinin öncelikleri ile başka sivil toplum kuruluşlarının, kamu kuruluşlarının önceliklerinin birbirinden farklı olacağı açıktır. Bu yüzden de kentin vizyonu oluşturulurken iki şeye ihtiyacımız var; diyalog ve sabır. Hatırlayacak olursanız 2 sene önce sivil toplum kuruluşlarının, belediyenin ve kamu kuruluşlarının oluşturduğu bir platform kurulmuş ve “Denizli Geleceğini Arıyor” başlığı altında yapılan toplantılar ile şehrin vizyonunun oluşturulması yönünde güzel çalışmalar yapılmıştır. Biz bu türden çalışmaların önemli olduğunu ve devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. O zaman bu toplantılarda görev alan paydaşların yapılan çalışmalar ve alınan kararların takipçisi olması ve bu konudaki çalışmaları devam ettirmesi gerekiyor.
Kurumların birbirinden esinlenerek yazdığı fakat altını doldurmadığı göstermelik hedeflerden oluşan vizyon ve misyon tartışmalarının bize bir şey kazandırmayacağı açıktır.

DENİZLİHABER: Şehrin ortak aklını nasıl bulmayı düşünüyorsunuz?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Şehrin ortak aklı çok iddialı bir söylem. Biz şu aşamada kendi meslektaşlarımız arasında ortak aklı üretebilmeyi başarırsak bile çok mutlu olacağız. Ortak akıldan kastettiğimiz kendi meslek odamızın Denizliye bakışına ilişkin ortak değerler ve çıkarımlardır. Ortak akıl siz istiyorsunuz diye gelmiyor ne yazık ki. Ortak aklı bulabilmek için bir kere her görüşten, her renkten katılımcılara ihtiyacınız var. Bu da yetmiyor aslında. Bu katılımcıların meramını anlatabilecek birikime ve üsluba sahip olması gerekiyor. Oraya gelirken “beni seçen gurubun bayrağını sallamak için buradayım” diye geliyorsanız eğer, çözümün değil de problemin bir parçası haline geliveriyorsunuz. Biz gerek yönetim kurulumuzu, gerekse de merkez delegelerimizi belirlerken bu çok sesliliği ve çok renkliliği gözetmeye çalıştık. Fikrini samimi bir şekilde söyleme cesareti olan fakat üslubu ile de çözümün parçası olabileceğine inandığımız arkadaşlar ile beraberiz. Ekibimizin çok renkliliği, adaylığımızı açıkladığımız zaman siz basın mensuplarının da hemen tespit ettiği ve vurguladığı bir husustu zaten. Geçmiş dönem bu görevi başarıyla yürüttüğüne inandığım, üslubu ile her fırsatta diyalogu seçen sevgili meslektaşım Hayri Ün kardeşim de yola çıktığımız ekibin içinde. Bu zamana dek ağabey- kardeş ilişkisi içinde götürdüğümüz birlikteliğimizi İMO çatısı altında devam ettirmek istiyoruz. Her zaman vurguladığım bir husus var. Kimse kimseden tarafsız olmasını beklememelidir. Olmazsa olmaz şartımız adil olunmasıdır. Ortak akıl bu ortamın ve şartların sağlandığı bir platformda zaten kendiliğinden yeşerecektir.

DENİZLİHABER: İMO üyelerinin bu dönemde karşılaştığı en büyük sorun nedir? Nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Son yıllarda inşaat sektörü hızla büyürken, belli alanlarda geriye gidişler olduğunu düşünüyorum. Özellikle son yıllarda yapılan yönetmelik değişiklikleri, odamız ile meslektaşlarımızın arasındaki mesafenin büyümesine sebep oldu. Hatta kendi meslek örgütümüzün üyesi olmasına rağmen İnşaat Mühen-disleri Odasını Kanarya Sevenler Derneği diye niteleyen üyelerimizin olduğunu üzüntüyle işitiyoruz. En önemli sorunun, üyelerimize bile bulaşan bu algı hastalığı olduğuna inanıyorum. Arkasında meslektaşlarının desteğini hissetmeyen, meslektaşları tarafından cesaretlendirilmeyen ve sahip çıkılmayan bir meslek odasının ne bir saygınlığı olur, ne bir yaptırımı olur, ne de bu şehre ait kararların alındığı masalarda yeri olur. Bu yüzden en önemli sorun birliktelik sorunudur ve öncelikle çözmek istediğimiz de budur.

ic-3

DENİZLİHABER: Nasıl bir yönetim anlayışınız var?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Az evvel de belirttiğim gibi ele aldığımız her konuda sonuç almak istiyoruz. Bunun için öncelikle ne istediğinizi bilmeniz şart. Bundan sonraki aşama ise nasıl yapacağımız ile ilgili. Biz fikrini söylemekten çekinmeyen, her kesim ile diyalog kurabilen, duruşuyla üyelerine güven hissi veren bir İMO’yu oluşturabilmek istiyoruz. Sadece yönetim kurulu başkanından oluşan ve sadece bir tek yüz ile temsil edilen bir oda olmaması için elimden geleni yapmak istiyorum. Birlikte yola çıktığım arkadaşlarıma olan güvenim sonsuz. Bir kişisi değil, tüm üyeleri ile temsil edilen bir yönetim anlayışının gereğine inanıyorum.

DENİZLİHABER: Kadın meslektaşlarınız sizin döneminizde oda yönetimde ve kararlarda söz sahibi olacak mı?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Bayan meslektaşlarımızın katkılarını çok önemsiyorum. Özellikle bizimki gibi bayanların az bulunduğu, bulunanların da zor şartlarda görev yaptığı bir sektörde bayan meslektaşlarımızın söyleyeceklerini ve önerilerini duymak istiyoruz. Onların daha da ön planda olmalarını istiyoruz. Sadece üye olarak değil kürsülerde de olmaları gerektiğine inanıyoruz. Bayan arkadaşlarımızın sorumluluğu bize göre daha fazla. Çünkü onlar hem anne hem de iş kadını olarak mücadele etmek zorundalar. Bizim kendilerinden beklentimiz yüksek. Alacakları yetki ve koyacakları katkı konusunda söz sahibi olan yine onlar olacak.

DENİZLİHABER: İMO kentsel dönüşüm sürecinde nasıl bir rol almalı?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Kentsel dönüşüm oldukça kapsamlı bir konu. Bir yönetmeliği uygulamak, binadan numune alıp, hesapları tamamlayıp dosyasını hazırlayınca tamam olacak bir iş değil. İMO bu süreçlerde olmazsa olmaz bir öneme sahip olmalıdır ve olacaktır da. Kentsel dönüşüm, mevcut binalar benim uzmanlık alanıma giren de bir konu aslında. Halen bu konuda kurulan ve Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren uzlaşmazlık komisyonun da üyesiyim zaten. Piyasa da bu alanda faaliyet gösteren firmalar var. Hatta bazı firmalar bize gelerek destek de talep ediyor ve biz de elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kentsel dönüşüm konusunda başarılı olabilmek için ada bazında çalışmalar yapmak gerekiyor. Bireysel başvurulara dayanan ve bina bina yapılan çalışmalar ile büyük çaplı bir dönüşümün gerçekleştirilebilmesi mümkün görünmüyor. Bunun için ada bazında çalışmaların yapılması gerek. Konu ile ilgili teori eksikliğinden kaynaklanan ve uygulamayı da sıkıntılı hale getiren bazı problemler de var. Bu konuyu daha detaylı toplantılar yaparak ele almanın daha uygun olacağına inanıyorum.

DENİZLİHABER: Kamuda çalışan meslektaşlarınıza yönelik ne tür çalışmalar yapmayı hedefliyorsunuz?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Yaptığımız ziyaretler sırasında kamuda çalışan arkadaşlarımıza sorduk. Odadan 3 dilekte bulunmak isteseydiniz eğer ne dilerdiniz. İnanırımsınız, kamuda çalışan pek çok üyemizin odamızdan hiç bir beklentisinin olmadığını farkettik. Bu üzüntü verici bir durum. Kamuda çalışan üyelerimizin kendini üvey evlat gibi hissettiklerini düşünüyorum. Genelleme yapmak belki doğru değil fakat bu hissiyatın oluşmasına sebep olacak pek çok durum ile karşılaştık. Öncelikle hedefimiz kamuda çalışan meslektaşlarımızın odadan ne isteyeceklerini belirlemek. Kamudaki mesleki faaliyetimiz geniş bir yelpazeye yayıldığı için, kamuda çalışan herkesin önceliklerinin de aynı olmayacağını düşünüyoruz. Topladığımız bu talepleri değerlendirerek “talep odaklı eğitim” veya “talep odaklı etkinlik” yaklaşımını odaya getirmek istiyoruz. Böylelikle meslektaşlarımızın ne istediğini bilmesini, bizi de bu doğrultuda yönlendirmesini istiyoruz.

DENİZLİHABER: İMO’nun kurumsal kimlik sürekliliğiyle neyi kastediyorsunuz?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Daha önce de ifade etmeye çalıştığım gibi her gelen yönetimin kendine göre yorumladığı, reflekslerini kendi reflekslerine göre değiştirdiği, kendi genetik faktörlerini meslek odasınınkiler ile karıştırdığı bir yönetim anlayışı bize hiç doğru gelmiyor. Ben şahsen odanın kurumsal kimliğinin korunmasına büyük önem veriyorum. Siyasi beklentilerden uzak kalmayı başaran, taraf olsa da adil olmayı becerebilen bir oda anlayışını çok önemli buluyorum.

DENİZLİHABER: Sizin döneminizde İMO’da yaşanacak yenilikler ne olacak?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Benim ve arkadaşlarımın yapmak istediğimiz şeylerin başında meslek mensuplarımızın düşüncelerini ve beklentilerini sürekli olarak takip eden ve aldığı geri beslemeler ile kurumsal görüşünü oluşturan bir yönetim anlayışını oluşturmak var. Üyelerimizin mesleki ve toplumsal konulardaki görüşlerini takip edebilmek için gerekli altyapının hazırlaması önceliklerimiz arasında olacak. Böylece daha katılımcı bir oda anlayışını oluşturabilmek istiyoruz.
İletişim çağının bütün olanaklarının hızla yaygınlaştığı bu dönemden daha etkin şekilde faydalanmamız gerekiyor.
Ekibimizin tamamından önümüzdeki döneme ilişkin önerilerini yazılı olarak istedim. Yeni tekliflerin ve önerilerin tabandan gelmediği, bütün düzenlemelerin tepeden beklendiği örgütlerin reformist bir yönetim gösterebileceklerine inanmıyorum. Herkesin elinin taşın altında olduğu bir sistem kurulmalı ve sistem kendi performansını denetleyecek mekanizmalara sahip olmalı. Tabanın yönetime yaklaştığı bu türden bir işleyişin egemen olabilmesi için ne yapmak gerektiğini hala düşünüyorum. İçimden bir ses bu konuda en büyük katkıyı sağlayacak kişilerin mesleğe yeni katılan genç arkadaşlarımız olduğunu söylüyor.

ic-1

DENİZLİHABER: Ekibinizi oluştururken öncelikleriniz nelerdir? Ekibinizi tanıtır mısınız?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Daha önce de vurguladığım gibi farklı görüş ve düşünceleri temsil eden, fakat üslup birlikteliğinin sağlanabilmesine imkan verecek meslektaşlarımızın bir araya gelmesine özen gösterdik. Ekibimizi oluştururken bayan meslektaşlarımızın da aramızda olmasına özellikle önem verdik. Hatta tanıtım işlemine önce bayan meslektaşlarımızla başlayalım. Naile Peker ve Behiye Önal arkadaşlarımız Pamukkale Üniversitesinden mezunlar. Naile hanım Denizli Belediyesinde çalışıyor. Behiye hanım ise serbest çalışıyor. Hayri Ün beyi zaten tanıyorsunuz. İki senedir İMO’da bu görevi başarıyla götüren Hayri Bey ile Pamukkale Üniversitesinde beraber çalışıyoruz. Baybars Saracoğlu, Recep Uzunca ve Orhan Devecioğlu arkadaşlarımız ise ekibimizdeki diğer meslektaşlarımız.

DENİZLİHABER: Çalışma dönemizde nasıl bir ekip çalışması göreceğiz?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Çalışma dönemindeki temel sloganımız “yaptığını yaz, yazdığını yap” ilkesine dayanacak. Herkesin üzerine aldığı görevi bir kenara not ettiği, görevlerin lafta kalmadığı ve ekip çalışmasının egemen olduğu bir çalışma yöntemini uygulamak için çalışacağız.

DENİZLİHABER: İMO’da ilk önceliğiniz ne olacak?

ŞEVKET MURAT ŞENEL: Amacımız ve hedefimiz İnşaat Mühendisleri Odası’nın kanarya sevenler derneği olmadığını herkese göstermektir. Önceliğimiz budur.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı