REKLAMI GEÇ

BÜYÜME ÇOCUK!

11 Haziran 2018 Pazartesi

Onhaziranikibinonsekiz…
Her hangi bir gün, her hangi bir yıl, bu dünyada kalışımın bilmem kaçıncı saati.

Kendine verdiği sözleri bin kere tutamamış
Kendine yalan söylemekten dili ensesinden çıkmış
Kendisiyle milyon cephede savaşmış
Mağlubiyetin şampiyonluğuna ulaşmış
Karanlık taraflarını, gözlerinin arkasına atmış
Aydınlık taraflarını aynaya kırmızı rujla yazmış
Başkasının yaptığına göz ucuyla bakmış
Bazen hayatı arabesk bir lahmacuna sarmış
Bazen bohem bir hayatı yüzüne asmış
Kendini başkası sanmış
Aramaktan usanmış
Bilmem kaç artı bir dakika daha nefes almış bir ruh.

Bu gece, yani herhangi bir gece.

Artık Tanrı’ya bir çocuğun küsebildiği gibi küsmek istiyorum;
O kadar samimi.
Bir çocuğun Tanrı’yla konuşabildiği ve onu dinlediğini bildiği gibi konuşmak istiyorum;
O kadar içten
Bir dakika önce yumruklaştığımla, bir dakika sonra oyun oynamak istiyorum;
O kadar unutkan
Düştüğümde, oyundan kalmamak için canımın yandığını umursamamak istiyorum;
O kadar hayatla uyumlu
Yarını düşünmeden bir çocuk gibi kıvrıldığım yerde uykuya dalmak istiyorum;
O kadar huzurlu
Elimde salçalı ekmek, saklambaç oynamak istiyorum, neden üstünde tereyağı yok demeden;
O kadar kalender
Bilmek istemiyorum, sadece oynamak istiyorum;
O kadar gelişine
Meli, malı eklerini çıkarmak istiyorum cümlelerimden,
Bir çocuk gibi, içimdeki falan değil, bildiğin çocuk gibi yaşamak…

Ne demişti Şule Akşit arkadaşım ki mirim derim ben ona;
“Masumiyet, çocuğun kaybettiği, bilgenin bulduğu cevher”

Demek ki, hep çocuk kalırsam, büyümezsem hiç kaybetmem masumiyeti
O zaman;
Kendime yalan söylemem, söylersem ağzıma biber sürerim.
Düşersem, kalkarım oynamaya devam ederim.
Küsersem, affederim, barışıveririm.
Tanrı’yla arkadaş olurum, sohbet ederim.
Biri bana “cimrisin”, dese omuz silkerim.
Oyunda bir ben ebe olurum, bir başkası ebe olur, sıramı beklerim.
Bir horoz şekere bilyelerimi veririm, seve seve veririm.
Toprakta debelenirim, üstümü kirletmekten korkmam
Karanlıktan korkarım belki ama, korkmaktan korkmam
Korkuya rağmen karanlıkta tuvalete giderim.
Çocuk olmak
Masum olmak
Nefes tükenmeden
Masum gelip, masum gitmek
Bilmem kaçıncı gün artı iki nefesten sonra evet!

GİTME ÇOCUK
Gitme çocuk
gitme daha!
Tomurcuk baharlarım
kalmıştı bir yerlerde
buldum al sana açsınlar…
Gitme çocuk
tut yüreğimden
bulut toplayalım
yağmur kaydıralım
gökkuşağının üstünden…
Gitme çocuk gitme
çok erken
bırak
toprağa düşen cemre
sen olma,
asi ruhunu uyutma
gözünü seveyim…
Kalbin kötü bir askerdir
ondan gelen dur emrine
sakın ola sen uyma…
Duyma yaşamaz diyeni
duyma…
Hayat kısa desinler
inanma çocuk
ipi uzun
tut ucundan,
tut çocuk
gel
bekliyorum…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı