REKLAMI GEÇ

SİYAH-BEYAZ

26 Şubat 2018 Pazartesi

Siyah-beyaz fotoğraflar hayatı ne kadar basit ve net anlatıyor.
Doğum-ölüm gibi;
biraz doğmazsınız, ya da az ölmüş olamazsınız.
Savaş-barış gibi;
azıcık savaşamazsınız, birazcık barış yapamazsınız.

Siyah-beyaz fotoğraflar bu netliğin içinde bağıra bağıra değil, sezdire sezdire anlatır duyguları.

Birbirinin koynuna sokulmuş iki kedi görürsünüz ilk bakışta. Baktıkça siyahın derinliğine gizlenmiş korku, endişe, açlık, yalnızlık, soğuk üstünüze üstünüze gelir kopkoyu. Gözleriniz karanlığa alıştıkça, beyazın içinden sıyrılan güven, dostluk, tokluk, sıcaklık beyaz kelebekler gibi gelir konar omuzlarınıza.

Siyah-beyaz fotoğraflar doğumla ölümün birbirine ne kadar yakın olduğunu anlatır bize. İki kedide hissettiklerimiz kadar ancak yaşadığımızı bir bakıma.

Bu fotoğraflara baktıkça insan, YİN-YANG felsefesini taaa içinde hisseder hücrelerine kadar. Yani her siyahın içinde beyaz, her beyazın içinde siyah olduğu düşüncesi. Her şeyin zıddıyla var olduğu.

Bazen yakında sandığının ne kadar uzak, uzakta sandığının ne kadar yakın olduğunu anlatır bu akla kara tablolar.

Gerçek olduğunu bildiğiniz, ama seyrederken hayal alemine girdiğiniz bir akıl karışması halidir bu fotoğraflarla hemhal olmak.

Kalabalık bir at sürüsünün içinde kendi siluetinize rastlamaktır.

Geçmişe yolculuk yaparken, bir anda geleceğe karışmaktır.

Renklerin kalabalığında kaybolmadan, yüreğinizdeki tenha duygulara ulaşmaktır.

Savaşın içindeki barış umudunu, barışın içindeki savaş endişesini bir arada yaşamaktır.

Doğanın terkisine atlayıp, onunla dağlara uçmaktır.

Emek insanının kara yazgısını, ellerindeki çizgilerde okumaktır.

Güzel gözün renkli değil, gülen göz olduğunu anlamaktır.

Siyahın masumiyetine, beyazın zalimliğine hayretle şahit olmaktır.
Zifiri gecede, kar üstünde kaymaktır.

Kendi hayatına sübjektiften değil OBJEKTİFTEN bakmaktır.

Bu duygularla ayrıldım DENFOT siyah-beyaz fotoğraf sergisinden. Tüm fotoğraflar, kendilerine özgü dahili ve harici öykülerini aktardılar bana. Emeği geçen tüm sanatçı dostlarıma teşekkürlerimi sunuyorum.
Kaçırmayın, Turan Bahadır Sergi Salonu’nda 29 Şubat’a kadar devam ediyor.

YİNG-YANG
Sabah ezanı okunuyordu.
Sabâ bir hüzün,
vedasıydı sanki
dünyayı tek eden güzün.

Ve tan ağardı.
İçimde eflatun bir sevinç;
hüzne yakınlığı kardeş kadardı…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı