REKLAMI GEÇ

TAMGA VURDU YÜREĞİME

15 Ekim 2018 Pazartesi

“Türklerin tarih boyunca granit taşlara kazıdıkları özel işaretler Türk Kültürüne; Türklerin sosyal yazışmalarına ve Türk tarihine ışık tutar niteliktedir. Bu şekillere ad olarak verilen Tamga kelimesi sözlük anlamı olarak bir şeyin üzerine bir nişan basmaya yarayan araç, bu araçla basılan nişan, bir kimsenin herkesçe bilinen lekesi, şeklindedir. “

İşte bu Tamgalar beni, bırak Anadolu’yu, evrende sonsuz bir yolculuğa çıkardı. Ruhumun orta yerine damgasını vurdu bir bakıma.
Beni etkileyen;
Türklüğün işte şu kadar yıl öncesine dayandığıymış,
Kızılderililerin Türk olduğu varsayımının güçlenmesiymiş,
Herkesin bir ucu bir Türk’e dokunurmuş çıkarımları falan hiç değildi.
Beni sarsan, dünyanın hatta evrenin belki de her köşesine, farklı zamanlarda aynı hislerin oluşabilmesiydi.
OZ da birleşmekti (özde yani).
Şaman davulunda Kızılderili tamtamlarını da hissettim, kudümün tatlı vurgularını da.
OZ da her şey aynıydı, OZ’dan uzaklaştıkça hem içimizden, hem birbirimizden ayrı düşüyorduk.

İşte bu minvalde teee MÖ 7000’lerden işaretler, figürler, tinlerini de yanlarına alarak uçtular geldiler; dağda atılmış dalların, ağaç parçalarının, haminnemizin müştemilatta bekleyen menteşeleri küflü yüz yıllık sandık kapağının, köyümüzde kırgın üzgün ahırda hapsedilmiş at arabası tekerinin, tedavülden kalkmış bir ahşap sandalyenin, maziyi yırtıp çıkan bir dolap kapağının, geçmişten geleceğe açılan, gıcırtılı oda kapılarının üzerine kondular.
Keçi derisinden bir Tamga Davulu’nun inlemesinde ses buldular.
Bit pazarına nur yağdı, içimize sonsuzluk…
Üzerine bir de lirik flüt sesi, kulaklarımızı peşine takıp dağ, bayır gezdirmesin mi!
Mumların titrek utangaç alevlerinin üzerine serpilen şiirler, Tamga Tamga iliklerimize işlemesin mi!

Sevgili Nuran Çağdaş Ören;
Yüreğine, emeğine, aklına fikrine sağlık.
İyi ki bizi Tamgalarla Anadoluya Yolculuk’a çıkardın. Ama biz dünyayı, evreni gezdik.
Bir at arabası tekerinin göbeğinden nasıl mistik bir ışık çıkardın, aşk olsun sana!
Benim kırık tahta dediğim nesne, senin elinde nasıl muhteşem bir yelkenliye dönüştü hiç bilmiyorum, bilmek de istemiyorum sadece elinden geçen bu güzellikleri soluksuz izlemek istiyorum.
Hatta bomboş bir taş ev yapıp içine sadece sergideki eserlerini koymak istiyorum.
Kendi küçük, yeteneği büyük kızın İdil’in de tabloları yüreğimde yerlerini aldılar, yüreğinden öpüyorum.

Kaçırmayın, yakalayın, ruhunuzu bir gezdirin gelin. Hatta gittiği yerde bırakın, orası çok huzurlu.
Sergi 18.10.2018 Perşembe akşamına kadar açık.

“TAMGALARLA ANADOLU’YA YOLCULUK” Sergisi
Sanatçı: Nuran Çağdaş Ören
Turan Bahadır Sergi Salonu

“Kadehte meyse köpük
Sırçadansa güneşin günübirlik mezarı
Ne gam ölsem şu anda
Olmasa taşımın yazarı…”

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı