REKLAMI GEÇ

YANSIMA

9 Ekim 2017 Pazartesi

Bazen, çakıl taşlarına binmişim de mavinin mihmandarlığında şıkır şıkır taşıyorlar beni gibi oluyor hayat. Nereye götürürlerse gıkım çıkmıyor. Ufka damlatılmış bir damla şarap ya da buluta asılmış gümüş bir tül fark etmiyor benim için. Ufuktaki şaraptan bir yudum almaya da, buluttaki gümüşten bir tutam saçıma takmaya da varım.

Sanki dilime pelesenk olmuş bir tekerleme, söyledikçe daha düzgün çıkıyor ağzımdan. Eksiksiz söylediğim an başka bir tekerleme takıyorum dilimin ucuna.
Yahut da hamilelik gibi yaşıyorum. Minicik bir cenin, karnında 5 kilo olur da, sen taşırken fark etmezsin ağırlaştığını. Taa ki doğurana kadar! O an bir oh çekersin, hem ağırlık taşıdığını fark ettiğin, hem de eline güzel bir sonuç aldığın için.

Kimi zaman da ölü doğum yapmış gibi; 9 ay taşı taşı, emek ver ve elinde hiçbir şey olmasın. Kirada oturmak gibi bir bakıma, yıllarca öde ama elinde bir şey yok!

Hangisini ne zaman yaşadığımı bilemiyorum, sadece “sıradaki” diyorum.

Bazı zamanlar o kadar yaşıyorum ki, ne hayal kurmaya ne de şiir yazmaya vakit kalıyor.

Belki de şiir en çok yaşayamadıklarını yazmaktır, belki de hayallerini yaşatmaktır, bilmiyorum.

Belki hayatı harf harf dokumaktır, dokuduklarınla başkalarının çıplak hayatlarını giydirmektir, belki!

Yaşarken yazamamak, yazarken yaşadığını unutmak da olabilir.

Bir elinle yaşarken, diğeriyle yazamıyorsun bunu biliyorum.

Çakıl taşına binmiş giderken, maviye girip yüzemiyorsun.

Ama her şeyi seyredebiliyorsun.

Ne kadar yukardaysan, o kadar bütün, o kadar net, o kadar olduğu gibi.
İster çakıl taşına bindir hayatı, ister diline tekerleme yap, ister ölü doğur, ister bebeğini bağrına bas da yat, ister şiiri ruhunda demlendir, ister kağıda yaz. İlla ki kuş bakışı yaşamak lazım, içinde Kaybolmadan, mizahını kaçırmadan. Bak yukarıdan balık var mı, dal al ve çık.

Fazla kalma derinde, kurtul boğulmadan, yukarıda manzara güzel…

YANSIMA
Hayat çıktı karşıma
yaşadım
yeldir yepildek.
Çıktım merdivenleri
tıngır mıngır.
İndim bir anda
paldır küldür.
Giyindim aşkı yüreğime
iki dirhem bir çekirdek,
dar geldi çıkardım
haldır huldur.
Para lazımdı
çalıştım, yarım yamalak
diktim yalandan bir ağaç,
yıldırım düştü
güldür güldür.
Bilemedi şu sakar fakir
hayatla oynamayı
yarabbi,
bari apar topar götür de
yanında güldür…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Göksel Altınışık   -  Bağlantı 11 Ekim 2017, 10:04

Güzel manzaralı, güzel duygularla seyretmelerin bol olsun dostum… Daha zamanı değil çekip gitmelerin; bunu da yaz aklının bir yerine

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı