REKLAMI GEÇ

2. KİTAP FUARI’NDAN GERİYE KALANLAR

11 Nisan 2018 Çarşamba

Elli bin nüfusa ulaşan üniversite olgusunu düşündüğümüzde, bir milyon Denizli nüfusuyla çok kötü bir okur oranına sahip olduğumuzu itiraf etmek durumundayız.

İki yıldır süren bu fuarla bunu daha somut gözlemleyebiliyoruz. Batıda yer alan ve ekonomik girdisiyle orta kesim nüfusun yoğun olduğu Denizli’de kitap sirkülasyonunun daha güçlü olması gerekirdi.

Özellikle stant metrekare fiyatlarının aşırı yüksekliğinden bütün yayınevleri şikayetçi idi.

Bu tür olumsuzlukları belediye yetkilileri de büyük oranda gözlemledi. Şikayetler onlara birebir ulaştırıldı. Gerekli çözümler seneye elbette üretilebilecektir. Aksi takdirde fuarın geleceği sadece okur kaybıyla değil, yayınevleri kaybıyla daha olumsuz etkilenecektir. Bir fuar geleneği oluşmadan fuarcılığın sona erme riski düşen okur sayısıyla elbette doğru orantılı. Okuru yükseltmek ise ciddi projeler ve kampanyalar yapmakla başarılabilir belki. Ancak eğitimde niteliğin, bilimselliğin ve kalitenin arttırılması sorunu bir eğitim sistemi sorununa da işaret eder ki okur oluşturmak öyle büyülü bir değneğin yapabileceği basit bir hamle değildir.

Sonuçta kitap kan kaybetmeyi sürdürüyor…

Kültür, bilim ve hoşgörü denilen kavramlar bir toplumun temel değer yargıları olmalıdır.

Bilgiden ve eğitimin nitelikli unsurlarından giderek uzaklaştırılan toplumlarda hoşgörü kültürü de olumsuz etkilenir.

Birbirine duyarsız ve şiddetin yaşam alanlarımıza sirayet ettiği bir ortamda sosyal ve ahlaki değerlerimiz aşınır, saygısızlık ve sevgisizlik hepimizi kuşatır.

Bu, kültürsüzlüğün, sanatsızlığın, okumamazlığın bizlere en güzel armağanıdır.

Bireyin cahilleşmesi aynı zamanda toplumun cehalete mahkûm bırakılmasına yol açar.

Cehalet ise çok pahalıdır. Sahibini hem ekonomik açıdan hem de ahlaki bakımdan yoksul bırakır. Çokça acı çektirir. Nadiren mutlu kılar. Yaşamda temel ihtiyaçlarını ancak karşılayabilecek bir sınırda tutar ve her daim birilerine bağımlı bırakır.

İşte bir kitap fuarı yapmanın karşılığı da toplumda giderek sönümlenen bir olgu haline gelir. İnsanın ihtiyaçlar hiyerarşisinde kitaba neredeyse yer kalmamıştır artık.

Bırakın sıradan insanların kitap okuması ve kitap alması meselesini; kitap alması ve okuması gereken öğretmenler, idareciler, orta sınıfı oluşturan memurlar, iyi kötü fena maaş almayan işçi kesimleri, özellikle toplumun üst kademesinde yer alan mühendisler, mimarlar, avukatlar, beyaz yakalılar ve Denizli olarak hatırı sayılır bir ekonomi hareketliliği içerisinde yer alan iş çevreleri, pek de itibar etmiyor fuarın kitabına.

Giyimine, kontörüne, internet hesabına, arabasına, sigarasına, içkisine, makyajına, kokusuna, kahvesine, çayına, okeyine, tavlasına, pikniğine, karısına, sevgilisine hatırı sayılır bütçe ayıran insanlığımızın aklına, ruhuna, kültürüne, ahlakına pek de itibar gösterdiğini söylemek mümkün görünmüyor geldiğimiz noktada.

Birazcık çocuklar birazcık da kadınlar olmasa kitap fuarlarında ekmek arası kokoreç ve künefe satmak daha kazançlı.

Nitekim bizim fuarın giriş holünde de bir künefeci dükkânının olması, bu fuarın ruhu için de trajik bir durum değil mi?

Sonuçta bir fuar daha bitti.

Fuarın polemiğe açık alanı ise sayı meselesi. Aslında somut bir ölçü birimi koymak mümkün değil. Sayıya da pek takılmamak gerekiyor. Nitelikli okurdan, kitap alışverişine giren bir okurdan söz etmek lazım. Bu da sayı ile değil, kültür ve ekonomi ile ilintili bir olgu.

Yine resmi belediye kaynakları bu fuar sayısını 300.000 kişi olarak duyurdu. Benim ulaştığım rakam oldukça farklı. Kapı girişinde görevli güvenlik bayan arkadaşla birebir her gün not ettiğimiz sayıya göre giriş yapanlar toplam 178.500 kişi. Aradaki farkın oluşmasının nedenleri veya etkenleri verilerin ortaya konmasıyla elbette aydınlanabilir. Benim ulaştığım bu veriler taze ve gün sonu cihazların yaptığı kayıtlardan oluşuyor.

1. Gün 8.000 kişi – Cuma
2. Gün 11.000 kişi – Cumartesi
3. Gün 15.000 kişi – Pazar
4. Gün 8.500 kişi – Pazartesi
5. Gün 15.000 kişi – Salı
6. Gün 13.500 kişi – Çarşamba
7. Gün 16.500 kişi – Perşembe
8. Gün 20.000 kişi – Cuma
9. Gün 31.000 kişi – Cumartesi
10. Gün 40.000 kişi – Pazar
Toplam 178.500 kişi.

Ama temel konu ziyaretçi sayısının yüksekliği, azlığı değil kuşkusuz.

Ziyaretçinin, okurun niteliği, kitap alışverişine katılmış olmasıdır…

Kitap almaktan ziyade kitap gezisi yapan bir okumaz Denizli ile karşı karşıyayız. Kadınlar ve çocuklar olmasaydı birçok yayınevleri hiç de iç açıcı dönmeyeceklerdi.

Kitap okurdan uzaklaşıyor. Okur kitaptan. Ama yine de kitap iyidir, yine de fuar olmalıdır. Yoğun çaba gösteren Belediyenin kültür müdürlüğü, on gün boyunca hep çabasını esirgemedi fuarda…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı