REKLAMI GEÇ

İNSAN HER DAİM KENDİ ACZİYETİNİN PENÇESİ ALTINDADIR…

17 Ekim 2017 Salı

Haksız olduğunu iyi bilir. Bu bilinçtir ki daha çok şiddete, daha çok susmaya ve daha çok ters yöne bakmayı yeğler…

Acizdir, aşağılıktır, kendi mahcubiyetinin şiddeti altında duraksızın ağrır ama yine de bir baskı ve güç gösterisinin tahakkümü altında bir o kadar da acımasızca saldırı halindedir…

Çünkü acziyetini baskılayabileceği tek sığınağı hücum futboludur…

Kendini karşıdakinin zavallı, yardıma muhtaç, küçük, dayanaksız, ruhsuz, kitapsız, kişiliksiz gibi aslı astarı olmayan gerekçelerin sığınaklarına gizlerken, kaba bir dilin aklı ve derinliği olmayan suçlamaların ağzıyla durmaksızın kusar…

Kendini yine kendiyle avuturken gövdesini yerleştirdiği makamların verdiği kaba ve acınası kibirle göğün yedi kat üzerinden bakan gözlerin şişkin sahibidirler…

Çünkü onlar hakkımızda karar vericilerdir…

Çünkü onlar akıldan, haktan, helalden, yürekten, insandan, doğadan ve candan konuşabilecek bir dilin sevimli ezgisiyle seslenemezler…

Kuru ve soğukturlar…

Kaba ve acınası…

Ağızları ve aklı arasında kurulan zavallı bağlantıda başkalarının sesleriyle titreşirler…

Başkasının aletleriyle biçim alır başkasının eşyalarını parlatırlar…

Kendilerine ait gerçek bir içtenliğin tonu yoktur yaşamlarında…

Herkesi hakir ve zayıf görürler…

Bu parlayışta payına düşeni alırlar ve daha sıkı sarılırlar daha acımasız davranırlar ve giderek ait oldukları şeyin korkunç başkalarına dönüşürler…

Kimse kimsenin kalbi değildir bu çıkarcı kavgada…

Kimse kimsenin kimsesi…

Vicdan birkaç bin yıldır yeryüzü insanının evi olmaktan zaten çıkmıştır…

Herkes herkesin kurdudur diye garip, aşağılık ve canlı doğasına aykırı veciz sözler egemen olmuştur yeryüzüne…

İşte bizler de o yıkılası yeryüzünden sesleniyoruz nicedir…

Çünkü hepimiz kendi kibrimizin, haksızlığımızın, yalancılığımızın pençesi altındayız…

Çünkü hepimiz aşağılık bir bedene hükmünü geçirmeye çalışan ve acı çeken bir aklın avlusunda koşturup duran, günah çıkarmak için garip inançların gölgesinde zıplayan bir pinpon topu gibi kayıtsızca ordan oraya savrulup duran insanlığın günahkâr canlılarıyız…

Belki biraz şiir okuyup bir şeylerin sırtını sevgiyle sıvazlarsak azalacak bu vicdan azabı…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı