REKLAMI GEÇ

BAŞARMA KÜLTÜRÜ

4 Ocak 2018 Perşembe

Yeni bir yıla daha girdiğimiz bu günlerde, eminim hepimiz kendisi, ailesi, sevdikleri için olduğu kadar; ülkemiz ve dünyamız için de iyi dilekler içindeyizdir. Ben de siz değerli okurlarıma daha başarılı, daha mutlu ve huzurlu bir 2018 diliyorum. İsterseniz artık konumuzu işlemeye başlayalım. Uzun tuttuğum birkaç köşe yazısından sonra işte daha kısa bir yazım:

Bizimki gibi doğu toplumlarında kadercilik egemendir. Başarı ve başarmakla ilişkili tutum ve anlayışımız batı toplumlarından farklıdır. Batı toplumları daha “performans odaklı” bir kültüre sahipken, doğu toplumları daha “kaderci” bir kültüre sahiptir. “Kaderci toplumlar başarıyı ‘başlarına gelen’ bir sonuç olarak kabul ederken; performans odaklı toplumlar başarıyı, kendi çabalarıyla elde edeceklerine inanırlar. Performans odaklı toplumlarda başarılı olmuş insanlar yüceltilir ve rol modeli olurlar. Kaderci toplumların zihniyetinde ise başarı, ya ‘kısmet’ işidir ya da ‘usulsüz’ işler yaparak elde edilmiştir. İkisi de ‘normal’ değildir. Bu toplumlarda ‘çok laf yalansız, çok mal haramsız olmaz’ inanışı yaygındır” (Kişisel Gelişim Merkezi, Performans Değerlendirmesi Bizim Toplumumuza ne kadar uyuyor).

Başarmanın sırrı ya da sırlarından biri; herhangi bir kişi, kurum ya da kitlenin kaderci tutumlarından vazgeçip performans odaklı ve daha da ötesi öğrenme odaklı hale gelmesinde saklıdır. Bu kavramı genişletebiliriz. Örneğin günlük yaşamdaki ve ulusal siyasetteki karşılığı şu üç maddede özetlenebilir:

* Kendi kaderimizi olabildiğince kendi ellerimize almayı bilmemiz
* Mevcut yeterliliklerimiz ölçüsünde ortaya koyduğumuz iş ya da icraatı aynen tekrarlamakla yetinmememiz.
* Mevcut yeterliliğimizi arttırmak ya da dönüştürmek için yeni öğrenmelere başlamamız.

Bir kişiden umutlu muyuz? O kişinin kaderci tutumları bırakıp, mevcut performansla da yetinmeyip öğrenme odaklı hale gelip gelmemesine bakacağız. Bir toplumdan umutlu muyuz? O toplumun kaderci tutumları bırakıp üretkenleşmesine bakmalıyız. Dahası, aynı performansı tekrarlayıp durmasının yarattığı ‘üretken yerinde sayma’ durumunu değiştirip, öğrenme temelli nitel atılımlar yapıp yapmadığına bakacağız. Bir siyasi partinin iktidardaki icraatından umutlu muyuz? O siyasi partinin ve ülke yönetimde görev almış kadrolarının kadercilik kisvesine sığınan beceriksizliklerini terk edip, performanslarını arttırmak ve dönüştürmek için öğrenme odaklı bir hale gelip gelmediklerine bakacağız.

Yaşamın kendi dinamiği de beceri, gelişme ve öğrenme odaklıdır. Bir iş planının dinamiği de öyle değil midir? Toplum ve siyaset dinamikleri nasıl olmalıdır? Beceri gösterme, gelişerek öğrenme ve öğrenerek gelişme. Toplumsal ve siyasi yaşamın beceri gösterme, gelişme ve öğrenmeyle ilgili olduğu zihniyeti kazanılmalı ve bu zihniyet toplumda yaygınlaşmalıdır. Okul eğitimi ve yaygın halk eğitimi yoluyla doğru başarma zihniyeti kazanıldığında, doğru yaşamsal zihniyetin de kazanılacağını düşünmeye başladım.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı