REKLAMI GEÇ

HAPPENİNG (OLUŞUM) SANAT AKIMI VE HEİNRİCH BÖLL

21 Eylül 2017 Perşembe

Yıllar önce, Nobel ödüllü Alman yazar Heinrich Böll’ün, dilimize ‘Bir Görev Seyahatinin Sonu’ olarak çevrilmiş kitabını okumuştum (Almanca orijinal ismi : Ende Einer Dienstfahrt). Kitap İngilizceydi ve ismi ‘End of a Mission’ olarak çevrilmişti. ‘Happening’ (Oluşum) adı verilen sanat akımıyla işte bu kitapta tanıştım. Romanda tüm olaylar 1965 yılında ve Almanya’nın Ren bölgesindeki küçük bir Alman kasabasında geçiyordu. Binglar kasabasında marangozluk yapan Johann ve Georg Gruhl baba oğuldular.

Bir Alman askeri jipini çalıp onu yakmış olmaktan dolayı mahkemeye çıkarılmışlardı. O yılların yoğun militarist atmosferinde cezaları ağır olsa gerekti. Oysaki mahkeme, birkaç aylık yargılamanın sonunda baba oğula hafif bir ceza veriyor ve onu da affa çeviriyordu. Bu durum Almanya çapında çalkantılara yol açıyor ve nedeni üzerinde duruluyordu.

Gerçekten de nedeni ne olsa beğenirsiniz? Mahkeme baba oğulun savunmasını yerinde bulmuştu. Çünkü cipin çalınması ve bir açıklıkta yakılması aslında bir sanat akımı icrasıydı! Evet yanlış duymadınız. Bir sanat akımı ya da biçiminin icrası. Bu akım 1955-1960 yılları arasında doğmuş ve batı dünyasında yayılmış olan ‘Happening’ idi. Türkçesi ‘Oluşum’Elbette tüm bu olaylar söz konusu romanda geçiyor.

Heinrich Böll neden bu akımı romanında ana konu ya da püf noktası olarak işlemişti? Çünkü bu sanat akımının altmışlı yıllardaki teorisyen ve felsefecilerindendi. Böll, tartışmalı sanatçı Joseph Bauys’un sanat ve estetik kuramlarının etkisinde kalmıştı. Bu etki en çok, Böll’ün bu kitabında ‘Happening’i konu edinmesinde görülür (Frank Finley, ‘Böll’ün Estetik Üzerine Düşünceleri).

Bir makalemde modern kapitalizmin, sanatın toplum üzerindeki gücünü yok etmek için ‘sanatı sanatla vurduğunu’ anlatmıştım. Heinrich Böll araştırmalarımdan görülüyor ki, bu strateji yeni bir şey değil. Böll’ün Alman düzenine karşı en büyük eleştirisi, bu düzenin deneysel edebiyatı teşvik edip ürünlerini halka mal etmek için her şeyi yapmasıdır. Bu yolla edebiyat içerikten soyutlanarak tarz ve yüzeysellik fetişizmine dönüşüyor. İçerikten sıyrılan sanatın kitlelere verecek ne mesajı ne de eleştirisi kalır. Toplumu dönüştürücü rolü böylece yok edilmiş olur. Böylece sanat, hümanizmasını yitirir.

Oysaki Böll estetiğinde sanat, yaşamı besleyici roldedir. Ona göre biçim ve tarza indirgenen sanat, toplumsal eleştiri içeriğini yitirir. Sanatı etkisizleştirici Alman düzeni, bu eylemini Böll’ün taşlama tarzındaki son dönem eserlerinde de göstermiş. Oysa Heinrich Böll; kendisiyle yapılan yeni bir röportajda, taşlama tarzını toplumsal eleştiri işlevi görsün diye benimsediğini anlatmıştır (Frank Finley).

Bu yoğun içerikli makalemi kısa tutmak istediğim için, artık ‘Happening’in tarihçe ve özelliklerine gelelim:

Görsel sanatlar Platformu.org’a göre; Sanat tarihine ilk kez 1959’da, Allan Kaprow’un New York Reuben Galerisi’ndeki “6 Bölümde 18 Olay” adlı gösterisiyle giren Happening özellikle New York, Paris, Venedik, Viyana, Düsseldorf, Buenos Aires ve Tokyo’da yaygınlaşmıştır. Bu gösteride sanatçılar bir şeyler okuyor, pantomim yapıyor, resim çiziyor, keman, flüt ya da gitar çalıyorlardı. Bu sırada seyirciler de salonlar arasında dolaşıyor ve davetin amacı olan Happening’lere katılıyorlardı. Bütün bu farklı doğaçlamalar arasında bağ kuracak olan seyircidir. Kaprow’a göre Happening “farklı zamanlarda ve yerlerde tamamlanan ya da algılanan bir tür eylem kolajıdır, eylemin sanatçı açısından açık seçik hiçbir anlamı olamaz.” Gerçekten de Happening’i resmi olarak tanımlayan hiçbir bildiri ya da program olmadığından, bu etkinlik çok farklı biçimlerde gerçekleşebilmektedir.

Happening’ler tiyatro salonlarında ya da yerlerde sahnelenebilir. Dekorlarla oluşturulan bir sahnede tasarlanmış ya da doğaçlama olarak sahnelenen olaylardır. Happening’lerin dünyanın birçok bölgesinde çok hızlı bir biçimde yayılmasının nedeni bu türün kendine özgü bir özendiriciliği olmasına bağlanabilir. Red Grooms, aktörlerin sahnede yangından kaçmak için kendilerini peş peşe pencerelerden attığı bir dekor oluşturarak müzikal bir komedi sergilemiştir. Bu komedinin ismi Burning Building idi (1962). 1963’te Claes Oldenburg, patenli insanlar ve Kennedy’nin cenaze törenindeki limuzin kortejinin taklidi siyah arabalarla Autobodies ‘i gerçekleştirir.

Japonya’daysa Gurup Gutai eskiden beri gerçekleştirdiği gösterilerle bir tür Happening yapmaktaydı. Ama 1960 yılı başlarında New York’ta bunları kimse tanımıyordu. Happening üstünde Dadaizm’in de çok büyük etkisi olmuştur. Happening’in önde gelen isimlerinden John Cage, çeşitli yerlerde verdiği konferanslarda söz konusu Dada etkisini etkin biçimde anlatmıştır. Happening 1960 sonlarına doğru yerini ‘Gövdesel Sanat’a ve ‘Performans’a bıraktı.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı