REKLAMI GEÇ

PAMUKKALE’YE HANGİ YOLDAN GİTMELİ?

27 Temmuz 2017 Perşembe

Değerli okurum, mutfak çalışması uzun sürmüş ve beni bir kaç hafta uğraştırmış bir yazıdan sonra bir şiir – makale ile karşınızdayım.

Bodrum Yarımadası’ndaki yazlığında yaşamakta olan bir Bodrum depremzedesi olarak, her ne kadar kendimiz ve evimiz hasar görmediyse de ruhumuz örselendi. Yazlığımızın alt katındaki minik çalışma odama pek kapanamaz oldum doğrusu. Duvarlar üstüme yürüyor ve boğazıma bir yumruk oturuyor. Nefessiz kalıp hemen bahçeye ya da terasa çıkıyorum. Deprem çantamız hazır, çıkış kapısının yanında ve salondan oraya kadar aradaki tüm engelleri bir kenara kaldırdık. Yatak odalarımız alt katta olduğu için, üst kattaki salonda geceliyoruz. Giyinik yatmaktan artık vazgeçtik ama uykularımız bölük pörçük. Eşimle durumu kanıksar olduk. Ciddiliğini henüz pek yitirmemiş bu duruma alışıyoruz belki de.

Sanırım 2000 yılının başlarında, Pamukkale Üniversitesi önderliğinde Pamukkale Koruma ve Geliştirme Projesi yapılmıştı. Ben de o projenin müellif ve danışmanlarından biriydim. Pamukkale Kuzey Kapısı yakınında, yani yerinde sürdürdüğümüz çalışmalar sonucu ürettiğimiz projelerden biri de bana verilen bir görevin sonucuydu. Denizli’den Pamukkale’ye gitmek için ikinci ya da alternatif bir yol güzergahının belirlenmesi. Üniversitemizin bana bu görev için tahsis etmiş olduğu araç ve şoförü yardımıyla günlerce arazi çalışmaları yaptım ve en doğru ikinci yolun, eski Pamukkale yolu olan Çeltikçi Yolu’nun biraz genişletilip düzeltilmesiyle ortaya çıkacağını buldum. Yaptığım geniş paftalı bir çizimi, çekim yön ve açıları belirtilmiş biçimde fotoğraflarla donatıp sundum.

Denizli’den Pamukkale’ye gitmek için neden en doğru alternatif yoldu? Aşağıdaki şiirimden de okuyacağınız üzere, o yoldan gidildiğinde Pamukkale’ye ilişkin ilk izlenim çok daha çarpıcı oluyordu. Turizm planlamasında, turistik yerlerin insanlarda bıraktığı ilk izlenimin mükemmel olması çok önemsenir. O yerlere giden yolların güzergahı bunu sağlayacak biçimde tasarlanır.

ÇELTİKÇİ YOLUNDAN GİTTİM PAMUKKALE’YE
Denizli’den düştüm yola
Eskihisar’ı geçtim
Laodikya arkamda
ovaya gidiyorum

durma! diyor rüzgar bana
dar yolu aş
eğrelti otlarını geç
tarla kuşlarını seç
yürü gizeme doğru

şimdi kaldır başını bak
dizginleri gergin atlar
gibi şahlanmış bir kale
sedeften ak

tırman yukarılara
o şifa taraçası bir buna açar sırrını
bir şuna
bu kutlu yaylaya kar yağmış kalmış gibi
beyaz havuzlar olmuş
Artemis’in serptiği gül yaprakları

bir çoban bulmuş oradaki pınarı
Artemis’in döktüğü gözyaşlarını
‘bir kent yapın oraya, vuslattır şifası bu suların’
buyurmuş Bergama’nın kralı
İkinci Ömenes, adı

Amazonlar ecesi Hiera’nın ismiyle
göz göz evler oluşturmuş kenti ki
her sokağı uygun adım

şehrin önde gelenleri
şarap içermiş gün batımları
ovaya bakan, geniş
Büyük Hamam terasında

işte Hierapolis
çeşmelerinden akan
uzun ömür nektarı
simsiyah yollarında yaşlı ruhlar dolaşır
Nekropolis’in

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı