REKLAMI GEÇ

PAMUKKALE DEMİRBAŞLARI KİMİN?

20 Ağustos 2015 Perşembe

ic_kapak

“YIL 1981 OLMALI. BAKANLIKTAN GENEL MÜDÜR CAHİT BENLİ BEY “PAŞAM TURİSTLER YOLDAN KALKAN TOZDAN ŞİKAYETÇİ” DEDİ. KENAN EVREN DE DÖNDÜ, “NE DEMEK, HEMEN YARIN BURAYI ASFALT YAPACAKSINIZ” DİYE EMİR VERDİ. BÖYLECE İKİ GÜN SONRA ORASI ASFALT OLDU. ANTİK MEZAR KAPAKLARININ ÜZERİNDEN GEÇTİ O ASFALT YOL.”

Röportajımızın devamını yayınlamadan önce kısa bir bilgi verelim.

Danıştay’ın 2010 yılında Kültür Bakanlığı tarafından ihale edilen 48 ören yeri işletme sözleşmesini hukuksuz bulması üzerine yerel mahkeme ihaleyi iptal etti. Davayı açan Kültür, Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası, (Kültür Sanat Sen) Kültür ve Turizm Bakanlığı ‘Müze ve Ören Yerleri Gişelerinin, Giriş Kontrol Sistemlerinin Modernizasyonu ve Yönetimi’ ihalesinin aleyhinde, Ankara 3. İdare Mahkemesi’ne, ‘ihalenin yasaya aykırı olduğu’ istemiyle açtıkları davada 2015 yılında iptal kararı verildiğini söyledi. Kültür-Sanat Sen Başkanı Yavuz Demirkaya, “karara, ‘ihalenin 4734 sayılı kanun kapsamında yapılması gerekirken, 2886 sayılı kanuna tabi olarak yapılmasında hukuka uygunluk bulunmaması’ gerekçe gösterildi” dedi. “Danıştay’ın ihalenin hukuksuz olduğu kararını vermesi üzerine 3. İdare Mahkemesi ihale işleminin iptali kararını verdi.

Nisan ayında medyaya düşen haberin özeti bu.

Bizi ilgilendiren küçük ayrıntıya gelince; Danıştay’ın hukuksuz bulup yerel mahkemenin iptal ettiği ihale kapsamındaki 48 ören yeri içinde Denizli Pamukkale ören yeri yok. Çünkü Pamukkale 2013 yılı son aylarında sessizce devredilmiş olup söz konusu davaya dahil değil.

Hukukçulara göre ise Danıştay kararı, Pamukkale için açılacak yeni bir davaya emsal teşkil eder.
Şimdilik bu kadarını yazalım.

1

Haşim Yıldız röportajımıza kaldığımız yerden devam.

DENİZLİ MÜZESİ İÇİN ARSA HAZIR

Yaşar Tok: Denizli Müzesi ile ilgili bir noktayı açalım. Denizli Valiliği yanındaki eski Endüstri Meslek Lisesi taş binalarının bulunduğu alanda bir kent müzesi için proje geliştirildi. Bu amaçla Aydın Koruma Kurulu 2010 yılındaki “korunmalı” kararını değiştirerek “korumaya gerek yok” dedi, yani yıkım yolunu açtı. Konu şimdi yargıda. Bu konuda sen ne düşünüyorsun? O yapılar turizme feda mı edilmeli yoksa kazandırılmalı mı?

Haşim Yıldız: O yapıların yıkılmasına ilk karşı çıkanlardan biri benim, bu ayrı konu. Ama zaten müze için o alanın seçilmesi baştan sona abes. Türkiye’de 196’nın üzerinde müze var. Bunların büyük çoğunluğu şehir içinde. Şehir içinde kurulu bulunan müzelerin ziyaretçisi yoktur. Sadece öğrenciler gelir. En yakın örnek, yanı başımızdaki Aydın Müzesi. Şehir içinde çok güzel bir müzesi vardı ama ziyaretçisi yoktu. Aydın Ege kıyılarında onca turistik alana sahipken, müzesi böyle. Aydın ne yaptı? İzmir yolunda büyük bir müze yaptı. Bu yapı geçen yıl Avrupa’nın en iyi müze yarışmasına girdi.

Şimdi ben sorayım, Pamukkale’ye sezon da bir gün içinde 500-600 büyük otobüs geliyor. En az 2000 tane küçük araç geliyor. Bunları nerede durduracaksınız? Nerede bekleteceksiniz? Denizli’ye gelen turist zaten saatlik, günlük geliyor. Adamın belirli bir saati var. Onu şehre nasıl sokacaksınız? Her şeyden önce şehir trafiğinin bunu kaldırması mümkün değil.

Y.Tok: Daha önce böyle bir müze projesi geliştirildi mi?

H.Yıldız: Biz Pamukkale yolu üzerinde yer bulduk avan projesi bile hazırlandı. Rahmetli Vali Yazıcıoğlu oraya beton falan da değil, mermer ve traverten müze yapacağım demişti. Bunun için Mermer ve traverten temsilcileriyle konuşmuştu. “Bu şehirde nasıl bir müze olmaz, benim birinci işim bu” diyordu. O vefat edince hepsi bir kenarda kaldı.

Ayrıca Pamukkale’nin hemen girişinde, Güney kapısına doğru sağ tarafta 72 dönümlük arazi müze yapılmak için kamulaştırıldı. O arazi öylece duruyor. Tasdik edilen Pamukkale planlarında da hala müze alanı olarak görünüyor.

Y.Tok: Bir de Kaleiçi projeniz vardı galiba.

KALEİÇİ’NE BELEDİYELER ENGEL OLDU

H.Yıldız: Aslında turizme katkısı olacak ve müzeyi de içeren projeyi Denizli Müzesi olarak yıllar önce biz geliştirmiştik. Önerimiz şuydu; Kaleiçi’nin çevresindeki yapılaşma ve yerleşmeyi kaldırıp (o zaman çok azdı ve çoğunluğu belediyeye aitti) eski durumuna getirelim, surlar temizlenip ahşap kapılar orijinale uygun olarak takılsın, şehrin kuyumcuları başta olmak üzere turistik hizmet verecek herkes orada toplansın, aynı İstanbul Kapalıçarşı gibi olsun.

Y.Tok: Çok mu zor bu işler? Bursa kapalı çarşı da öyle bir işlevi yürütür.

H.Yıldız: Değil, zor değil. Hatta Mimar Cengiz Bektaş orası ile ilgili bir proje hazırladı. Trafikten arındırılmasını öngörüyordu. Atatürk evi, Ulucami’yi de kapsayan çevreyi tam bir turizm destinasyonuna dönüştürme projesiydi.

Ama eski belediyeler bunu uygulamadı, tam tersini yaptılar. Biz proje hazırladık, onlar surların civarındaki yapıları sattılar, uygulamayı adeta imkansız kıldılar.

Y.Tok: O sırada bölge koruma altına alınmamış mıydı?

H.Yıldız: İşte o aralar korumaya alındı ama belediyeler elini çabuk tutup sattı.

Y.Tok: Yaklaşık tarih neydi?

H.Yıldız: 1980’li yıllardı.

2

OTELLERİ KALDIRDIK AMA YOLU ASFALTLADIK

Y.Tok: Otuzbeş yıldan beri buradasın. Bir arkeolog ve kültür insanı olarak Denizli’deki turizm sürecinin de yakından tanığısın. Pamukkale ören yerinde bir zamanlar oteller vardı. Daha sonra bakanlık marifetiyle bunlar kaldırıldı. Senin gözlediğin haliyle bu oteller oraya nasıl kuruldu ve nasıl kaldırıldı?

H.Yıldız: Otellerin kuruluşu 1960’lara dayanıyor. Denizli’de turizmin gelişmesi amacıyla devlet tarafından teşvik verilerek yapılmışlar. O zamanki mantık doğruymuş. Bana göre de doğru. Ama sonradan bu işin zarar vermeye başladığını görünce, UNESCO’nun da dünya miras listesine alıp projeyi uygulayın demesiyle, Fikri Sağlar döneminde Bakanlık harekete geçti ve otellerin kaldırılması güdeme geldi. O çok büyük bir çalışmaydı. Uluslararası uzmanlardan katılım da oldu. Ama kaldırılması projelerinde bir takım yanlışlıklar yapıldı. Netice de kamulaştırma yapılarak kaldırıldı. Yanlışlıklardan biri, kaldırılan oteller için yeni uygulama projeleri hazır değildi ve gecikti. Ayrıca, mesela dünyanın hiçbir yerinde ören yerlerine arabayla girilmez. Araç girişi yıllar sonra yasaklanabildi. Böylece Pamukkale’de yeni bir düzen sağlandı.

Y.Tok: Mezarlık yolu senin zamanında asfaltlandı galiba?

H.Yıldız: Gelen turistler toprak ve tozdan rahatsız oluyor diye valinin biri orayı asfalt yaptırmak istedi. Vali emrini ben engelledim. O zaman bölgeye jandarma bakıyordu. Yıl 1981 olmalı. Askeri darbe olduktan sonra Kenan Evren ve konsey üyeleri geldi, biz de vardık, Koru Motel önünde o sırada Bakanlıktan Genel Müdür Cahit Benli Bey “Paşam turistler yoldan kalkan tozdan şikayetçi” dedi. Kenan Evren de döndü, “ne demek, hemen yarın burayı asfalt yapacaksınız” diye emir verdi. Böylece iki gün sonra orası asfalt oldu. Mezar kapaklarının da üzerinden geçti o asfalt yol.

3

YAZICIOĞLU: “VERMİYORUM SAYIN BAKAN!”

Y.Tok: Pamukkale gelirleri son zamanlara kadar tartışıldı. Senin tanıklığın var mı bu konuda?

H.Yıldız: Pamukkale gelirleri bundan önce de çok alınmak istendi ama zamanın yöneticileri buna direndi. Mesela ben şahit olduğum bir şey anlatayım sana. Rahmetli Vali Yazıcıoğlu ile odasında oturmuş müze konusunu konuşuyorduk. Bir ara Özel Kalem Müdürü Fatma Hanım geldi, Bakan Erkan Mumcu’nun Pamukkale gelirleri ile ilgili aradığını söyledi.

Yazıcıoğlu eline ahizeyi aldı, konuşmaya başladılar. Bakan ona bir şey söylemiş olmalı ki, “Sayın Bakanım” dedi, “yerel yönetimleri güçlendirme yasasını siz çıkarmadınız mı? Hem yasayı çıkarıyorsunuz, hem de yerel yönetimlerin kaynağını elinden almaya çalışıyorsunuz” dedi. Bakan yine bir şeyler söyledi ki, Vali iyice sinirlendi, yüzünde damarlar çıktı, kızardı ve en sonunda şunu söyledi, “vermiyorum Sayın Bakan, alabilecek olan varsa gelip alsın” dedi, telefonu kapattı Bakan’ın yüzüne, vermedi.

GELİRDEN KAZI PAYI AYRILSIN

Y.Tok: Bu gelirler kent için rasyonel değerlendirildi mi sence?

H.Yıldız: Her gelen yıllarca Pamukkale gelirlerinin peşine düştü. Oysa gelirlerin Denizli’ye katkısı çok büyüktü. Ben bizim Bakanlığı anlayamıyorum. İhaleye karşı değilim. İşletecek birine ver. Ama şu şartı koy, “kardeşim gelirlerin %10’u, buradaki kazı ve restorasyon çalışmalarına ayrılacak.” Bakın bu gün Laodikeia nasıl iyi yürüyor? İşleten Denizli Büyükşehir Belediyesi. Pamukkale’de Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilebilirdi. Eğer verilseydi, Pamukkale’de de her şey daha iyi ve düzenli olurdu. İşletme de, kazı ve restorasyonlar da bundan faydalanırdı.

Y.Tok: İhtiyaç maddeleri alımında kent ekonomisine girdisi var mı?

H.Yıldız: Daha önce Pamukkale işletmesinin alışverişinden, ihtiyaçlarından Denizli ekonomisine en az 10-12 milyon girdi olurdu. Şimdi o da yok. Oradaki ihtiyaçların tümü İstanbul ve Ankara’dan sağlanıyor. O nedenle şu anda Pamukkale’nin Denizli’ye bir kuruş yararı yok. Zaten şehir insanının da şu anda Pamukkale ile irtibatı artık tamamen kesik.

7

2009’DA EN TEMİZ ÖREN YERİYDİ
Oysa 2009 yılında işletme özel idaredeyken, orası UNESCO tarafından Türkiye’de en temiz, en düzenli ve en iyi işletilen ören yeri seçildi. Denizli insanı için olduğu kadar, ülke ekonomisi için de verimliydi.

Y.Tok: Pamukkale ören yeri işletmesinin devri meselesi, Denizli’nin büyükşehir statüsüne geçmesi ile ilişkilendiriliyor. Büyükşehir ile birlikte özel idarenin kaldırılması bunda büyük etken. Bu devir konusunda bir boşluk oluşmaması için mi özel işletmeye devredildi?

H.Yıldız: Aslında böyle bir boşluk yok. Yasaya göre oranın en azından 2016 yılına kadar Büyükşehir’e devredilmesi lazımdı. Burada bir soru da ben sorayım, şu anda özel idareye ait işletme binaları, antik havuzdaki fiber optik kablo teşkilatları, diğer taraftaki büfeler ve özel idare kaynakları ile yapılan diğer yerlerin hepsi kime ait? Bunlar demirbaş. Yasaya göre özel idare feshedilirken Büyükşehir’e devredilmeli. Oysa kime verildi, şimdiki işletmeye. Neyin karşılığında kullandırılıyor? Bunun bir bedeli olması lazım.

4

İŞLETME SÖZLEŞMESİ NEDEN GİZLENİYOR?

Y.Tok: Yani Büyükşehir mülkiyetine geçmesi gereken demirbaşların kullanımı ile ilgili Bakanlık ya da Büyükşehir işletmeci şirketle kullanım mukavelesi yapmadı mı?

H.Yıldız: Bakanlık kaynaklarınca bilgi verilmiyor. Yani saklanıyor. Zamanında buradaki Mister Otel, Koru Motel, Tusan Motel, Palmiye Motel ve Özel İdare Moteli kamulaştırılırken bir rayiç belirlendi ve bedel ödendi. Yıkımı ondan sonra yapıldı. Sadece Özel İdare Moteli yeri Turizm Bakanlığı’na tahsisli olduğu için orayı Özel İdare almak istedi ama Bakanlık vermedi ve yanılmıyorsam üzerindeki yapılar için 90 Milyon liralık bir bedel belirlendi. Kamulaştırma yapılmadı, Bakanlık bir proje yapmayıp “öylece kalsın, daha sonra bir proje yapılacak” dedi. Ama bir bedel belirlendi. Bundan sonra yeni büfeler yapıldı, fiber optik kablo teşkilatı kuruldu, izleme güvenlik kameraları konuldu vs. bütün bunlar dünyanın parasıdır. Bunların tümü demirbaştır. Kime aittir, İl Özel İdaresi’ne, dolayısıyla yeni yasaya göre Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na!

DEMİRBAŞLAR PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR

Y.Tok: O halde 3 ayrı soru şöyle mi olmalı?
1) Özel İdarenin elinden Pamukkale alınırken, yıllar önceki kamulaştırmadan tahakkuk eden 90 milyon liranın karşılığı olan demirbaşlar Büyükşehir’e devredildi mi?
2) Eğer devredildiyse, Büyükşehir bu demirbaşların kullanım değerleri için yeni işletme ile bir kiralama sözleşmesi yaptı mı?
3) Tüm bunlar olmadı ise Bakanlık şu anda Büyükşehir, dolayısıyla Denizli insanına ait olması gereken demirbaşlar bir özel şirkete peşkeş çekiyor ve böylece milyonlarca liralık mali kayba mı yol açıyor?

H.Yıldız: Evet aynen öyle. Sorular aynen böyle sorulmalı.

8İŞLETME ÖNCE ZORLU’YA TEKLİF EDİLDİ

Y.Tok: Sanırım 2013 yılındaki son devir sürecinde Pamukkale’deydin. O devir süreci nasıl gelişti, senin bildiğin kadarıyla öğrenebilir miyiz?

H.Yıldız: Evet oradaydım. Daha önce Denizli’nin o dönemki Valisi Abdülkadir Demir açık ve net olarak Zorlu’ya teklif etti. 2013 yılı başı veya ortalarında oldu bu. Zorlu “biz bu tür işlere giremeyiz, yapamayız” dedi.

Y.Tok: Ne diye teklif yaptı Zorlu’ya?

H.Yıldız: İşte “burası profesyonelce ve iyi işletilmiyor, buranın iyi işletilmesi lazım, gelin siz burayı alın ve işletin” dedi. Ama Zorlu aynen söylediğim gibi açıkça “yapamayız, bizim işimiz değil” dedi.

Y.Tok: Zorlu ile Denizli’ye Müze yapımı konusunda, zamanın Kültür Bakanı Günay’ın da katılımı ile bir protokol imzalanmıştı Laodikeia’da. O protokol döneminde mi teklif edildi? Neden başka bir işadamına değil de Zorlu’ya?

H.Yıldız: O protokol peşinden oldu. Aslında Zorlu’nun Denizli’ye on milyon verip müze yapma hikayesi, İstanbul Mecidiyeköy’deki eski İETT garajı arazisinin verilmesi ile başladı. Ama o başka hikaye. Pamukkale Ören yeri işletme teklifi de işte o günlerden sonra yapıldı. Daha sonra da Türkiye’de pek çok ören yerinde olduğu gibi TURSAB devreye girdi.

Y.Tok: Zorlu’nun müze taahhüdü gerçekleşmedi. bunda EML taş yapıları ile ilgili yargı sürecinin devam etmesi rol oynadı mı?

H.Yıldız: Evet. Asıl olarak Bakanlıkla işi bitti, müze hikayesi de yerel dava gerekçeleriyle birlikte sumen altına girdi.

10

DEVİR SÖZLEŞMESİNİ VALİ DEMİR VE KÜLTÜR MD. İMZALADI

Y.Tok: Son devir işinin bir yanında DÖSİM(Bakanlık döner sermaye işletmesi) diğer yanında şimdiki işletmeci şirket var. Onlar imzacı. Üçüncü taraf olarak Denizli’den bu devir işlemini kimler imzaladı?

H.Yıldız: İşin devrini yapanlar Denizli Valisi Demir ve İl Kültür Müdürü Mehmet Korkmaz. Oradaki devir işlemlerinde bu ikisinin imzası vardır.

Y.Tok: İşletmeye verilmeseydi, Pamukkale gelirleri korunabilir ya da artabilir miydi? Bu günkü turizm sistemi nasıl işliyor burada?

H.Yıldız: Bu gün Denizli turizmi taşıma suyla değirmen döndürmeye benziyor. Gelen turistler Antalya, Alanya, Kuşadası, Marmaris, Bodrum’dan geliyorlar. Sonra paket tur alarak geliyor, yarım veya bir gün burada kalıp o gece veya ertesi günü dönüyor. Burada turizm artık bu noktaya geldi. Eskiden gelenler en az 15 gün kalıyordu. Düşün aradaki farkı.

5
DEVLETİN DEVAMLILIĞI GEÇER AKÇE DEĞİL

Y.Tok: Karahayıt’ın turistik termal sağlık merkezi olarak planlanması meselesi çok yeni zamanlara kadar iddialı biçimde dillendiriliyordu. Önceki Vali A.Demir’de aynı görüşteydi ve yeni tamamlanan bölünmüş yolun bu projenin önemli bir adımı olduğunu belirtiyordu. Ama bu hayalin gerçekleştiğine bir türlü tanık olmuyoruz, neden?

H.Yıldız: Aslında bütün sorun bu. Devlette devamlılık esastır. Bir proje yapılır ve o gerçekleşene kadar herkes takip eder. Oysa pratikte tam tersi oluyor. Her gelen önceki projeleri ya tadil ediyor, ya da değiştiriyor. Karahayıt otelleri ile dikkati çekmeyen bir ayrıntıdan söz edeyim. Dikkat et, “Bilmem ne otel Pamukkale’de” diye tanıtım yapar ve adres verirler. Hep Pamukkale markasını kullanırlar. Oysa onlar Karahayıt’tadır. Tanıtım içim Karahayıt adı markalaşamıyor çünkü.

DENİZLİ İNSANINA ‘PAMUKKALE’YE’ GELMEYİN DENİYOR

Y.Tok: Bölge insanı Pamukkale’den niye koptu?

H.Yıldız: Niye kopmasın? Bu gün Pamukkale’ye giriş 25 TL. Biz yıllarca savunduk “kardeşim yerli ve yabancıyı aynı tutmayın.” Bütün Avrupa’da ben birçok yere gittim. Bu konuda her yerde ayrım vardır. Yabancıya 25 lira yaparsın, yerliye 5 lira yaparsın. Oysa ayda bir gün ‘yerliye bedava’yı bile kaldırdılar. Bu kadar olmaz. Açıkça ‘gitmeyin, Pamukkale’yi görmeyin’ diyorlar.

Y.Tok: Yerli turist antik havuza da pek girmiyor artık.

H.Yıldız: Giremez. Nasıl girsin 32 TL oraya giriş. Hangi misafirini götürüp kişi başı 32 Tl ödeyeceksin. Zaten şu anda girilecek gibi değil.

Y.Tok: Neden?

 

6ANTİK HAVUZDA İKİ KERE YÜZEMEZSİN

H.Yıldız: Antik havuz giriş sistemi yüzünden. Şöyle bir sistem olabilir mi? Ben 32 Tl verip havuza gireceğim, afedersin beş dk. Sonra hacet gidermem gerekecek, çıkmam yasak. Çıkarsam yeniden girmek için 32 Tl. daha ödemem gerekecek. Yani her girişte ayrı para ödemesi isteniyor. Bu durumda nereye yapacağım, suya yapacağım. Bu suyun neredeyse %80’i ürik asit. Ve travertenlere giden su işte bu ürik asitli su. İstersen rehberlere sorabilirsin.

Rehber turist grubunu getiriyor, elinde hepsinin bilgileri mevcut. İşte çocuklar için giriş ücretlerinde indirim var ya, onun için rehberin kayıtlı bilgileriyle yetinmiyor. Rehberi küçük düşürüyor. “Bu çocuk 12 yaşında değil, bana pasaportunu getir” diyor. Bu sorun hem Güney giriş kapısındaki gişelerde, hem antik havuza girişte yaşanıyor. Arkadaş sen kriminal uzman mısın, kemik dansitometrisi ölçer mi? Adamın elinde belgesi, belgede doğum tarihi var işte. Sana ne? Orada hem rehberi refüze ediyor, hem de kraldan çok kralcı davranıyor.

Benim şimdilerde en çok takıldığım nokta, antik havuzdaki büfelerin önüne asılmış levhalardaki yazılar. Sözde isimlerini antik Helen dilinde yazmaya çalışmışlar. Oysa ne Yunanca, ne Latince, ne de başka bir dile benzemiyor. Karmakarışık. Ya dedim kim yaptı bunu, gelen insanlar bize güler!

9

***
Haşim Bey ile söyleşimiz burada sona ermeyip devam etti. Ancak bu kısmını yazmamak gerek çünkü iki kişilik sohbet konusu. Günü gelecek belki onları da yayınlayacağız ya da başka konuklarımızdan aynı şeyleri, başka bir anlatımla duyup aktaracağız. O güne kadar bizde saklı kalsın.

Kendisine bu kadar açık ve net bir Pamukkale portresi çizdiği için bir kez daha teşekkür edip söyleşimizi tamamladık.

Üzerine kallavi iki sade kahve iyi gitti.

Yorumlar

Küçük Çökelez   -  Bağlantı 21 Ağustos 2015, 11:18

Travertenlerin üstündeki meydanda büfe var. Dondurma alıyorsunuz topu 1,5 TL. 3 top 4,5 TL. Pahalılığı bir yana, aldığınız fişe bakıyorsunuz Ankara vergi dairesi gözüküyor. Dondurma büfesi bile nerelerden işletiliyor.Dahaçoksorunvaramakarakteryetmiyo

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı