SARILAR TÜRKÜSÜ

Merhaba sevgili denizlihaber okurları… Sizlerle bu hafta Çivril ilçemizin İmralı ve Sarılar köyleri arasında yaşanmış bir hikayenin türküsünü paylaşacağım. Türkümüzün hikayesine başlamadan tüm çağdaş ve aydınlık yarınlar için mücadele eden öğretmenlerimizin gününü kutlarım.

Bir zamanlar Sarılar Köyü’nde iki zengin ağanın iki güzel kızı, köyün yakışıklı ama yoksul olan İmralılı iki çobanına aşık olur. Konuyu güzellikle halletmeye çalışan çobanlar aileleri ile isteyince ağalar tarafından kabul görmezler. Bunun üzerine bir fırsatını bulup sözleşen gençler kaçmaya karar verirler. Bunu duyan ağalar peşlerine düşerken kız babalarından birisi ‘Ben kuduranın peşinden gitmem’ deyip geri döner. Diğer kızın babası ise inadına vazgeçmez devam eder takibe… Tam bir mağaraya yaklaşırken tarla süren bir çiftçiye rastlayan ağa bir kısır koyun vaad ederek mağarada gizlendiklerini öğrenir. Mağaradan çıkmaları için çağrıda bulunan ağa içeridekiler çıkmayınca etrafta bulunan çalı çırpıyı mağara girişinde ateşe verir. İçeride dumandan zehirlenip can veren gençlerin cesetleri develerin üzerinde taşınırken halk bir ağızdan bu ağıdı yakar.

İmralılı şu sayıların arası
Yakında beni kaşlarının karası
Gül Eminem der der ağlar anası
Gül Eminem gül mü idin solacak
Nerelere gitsem gatil babam bulacak

Yakma babam yakma beni N’olacak
Ben ölürsem kabirler mi dolacak

İn önüne ateşleri çattılar
Benli de Dudumu cayır cayır yaktılar
Gatil de babama dar kelepçe taktılar
Evrağımızı Ankara’ya verdiler
Gatil babama idam cezası gördüler

Yakma babam yakma beni N’olacak
Ben ölürsem kabirler mi dolacak

İmrallılar erken eker burçağı
Gatil de babam çokca sokar bıçağı
Dördümüzü bir deveye sardılar
Üstümüzden yaldız kilit vurdular
Gatil de babama idam cezası verdiler

Yakma babam yakma beni N’olacak
Ben ölürsem kabirler mi dolacak

Sizlere bu türküyü aktarmamda yardımcı olan Çivril halkının güzel insanlarına sonsuz teşekkürler ediyorum.