REKLAMI GEÇ

Kolak Gölü’ne yürüyüş

11 Aralık 2016 Pazar

Hayallerinin peşinde koşanlardan olmayı sevdim hep. Gerçekleşmesi pek de önemli olmadı benim için. Hayal etmenin kendisi güzeldi zaten. Uçurtmanın ipinden tutan çocuk nasıl uçmayı hayal ediyorsa, öyle bir şeydir benim ki.

Uzunca bir zaman hayalini kurduğum rotalardan biri olan Kolak Gölü ve çevresinde yaz aylarında yürüyememenin ezikliği içindeyken zaman sonbahara gelmiş dayanmış, yapraklar dalları terk eder olmuştu. Nihayet hayalimi plana döküp, planı uygulamaya koymuştum. Kolak Gölü’ne doğru yola çıkmıştık bir güz sabahının erken saatlerinde.

İlk durağımızı Çameli merkezindeki Paşa Deresi oldu. Burada yürüyüş çantalarımızda taşıdığımız kahvaltılıklarımızı çıkartıp sıcak çay eşliğinde ihtiyacımızı karşıladık dostlarımızla.

denizli-grandberk-yazi-arasi-yeni-reklam

Bu soğukça güz sabahında buradaki kahveci de şaşırmış gibiydi biraz da hazırlıksız yakalanmıştı. Bu saatte bu ne iş demiştir herhalde içinden.

Daha yola çıkmadan rotamızı Kolak bölgesi olarak planlamıştık. Ancak bu yürüyüşte rehberliğimizi yapacak olan ve kendisi de Kolaklı olan emekli öğretmen Mehmet Genç’in yönlendirmesiyle rotayı Gökçeyaka ve Taşavlu tarafından geçerek Kıran Dağı’nı görecek şekilde değiştirdik. Bu sayede Gökçeyaka’da Hayri Dev’i de ziyaret etmiş olacaktık.

Hayri Dev’i evinde biraz kırgın ve üzgün bulduk. Biraz söyleşip anı fotoğrafları çekerek yolumuza devam ettik. Zira yolumuz uzun, gün kısa idi. Hayri Dev ve ailesini arkamızda bırakarak orman yolundan Kıran Dağı’nı dolanıp çevredeki doğal güzellikleri izleyerek yürüyüşe başlayacağımız Kolak Köyü’ne ulaştık. Burada köyün muhtarı bizi karşıladı. Onu da alarak daha fazla zaman kaybetmeden yürüyüşe başlayacağımız ormana doğru devam ettik.

Aracımızdan inerek orman içinde bir müddet gittikten sonra köy yerleşim alanının biraz uzağında modern şekilde inşa edilmiş üç evden oluşan bir yerde çay molası için durduk. Burası şimdi başka kentlerde tıp doktoru ve akademisyen olan kardeşlerin mekanı imiş. Onlar uzun zaman önce ailesinin çobanlık yaptığında yerleştiği bu noktaya geçmişi unutmamak adına yurt belleyerek evler yaptırıp anılarını yaşatmaya çalışanların yeriymiş. Bu bilgileri bizimle birlikte yürüyen Kolak Muhtarı’ndan alıyoruz.

Molanın ardından daha alt rakımlarda yer alan Kolak Gölü’ne doğru yürüyoruz. Köy çok dağınık bir yerleşime sahip olduğu için mahalleleri aşarak ilerliyoruz. Bazen mahallelerden geçerken bazen de orman içinden yürüyüp gidiyoruz.

Nihayet beyaz topraklı bir tepeye geldiğimizde aşağıdaki çöküntü havzayı görüyoruz. Burada beyaz topraklı tepeye yaslanmış yeşil renkli gölü tepelerden seyreder buluyoruz kendimizi. Çam ormanları içinde tek gözünü kısıp uzaklara bakar gibi duran bir güzel nota burası.

Kolak Gölü’nü yüksekten izlediğimiz bu noktada aktif olarak heyelan devam ettiği için fazla oyalanmadan orman yolunu takip ederek göle doğru inerek yürüyoruz.

Nihayet adını sıklıkla duyup hayalini kurduğum gölün kenarındayım. Küçük, sevimli ve sessiz sakin bir gölcük burası. Jeolojik olaylarla dere iken önü kapanarak oluşmuş. Çevre Anadolu çınarı, Kızılçam, söğüt ve benzeri ağaçlarla kaplı.

Bu minik gölcüğün en gürültücüleri ördekler. Buraya gelen ziyaretçiler tarafından beslendikleri için bizlerden de nasiplenmek derdindeler. Grup arkadaşlarımız da onların isteğini reddetmiyor ve çantamızdaki yiyeceklerden bolca onlara veriyorlar.

Bu güzel manzara eşliğinde yemeklerimi yedikten ve üzerine muhtarın ikramı olan “ocak çayından“ içtikten sonra göl çevresinde bir tur atıyoruz. Sonbaharın renklerini sindiresiye yaşıyor, dökülmüş yapraklar arasında çocukluğumuzun neşesini bulmaya çalışıyoruz.

Güzel bir zaman diliminin sonuna yaklaştığımızı anladığımızda güneşi dağların arkasına saklanmaya çalışırken görüyoruz.

Şimdi geldiğimiz yere dönme vakti deyip günün sonunda grup anı fotoğrafımızı çekiyoruz.

Arkamızda göl ve bizi karşılayıp rehberlik yapan Kolaklı dostlarımızı bırakıp güzel anları anıları belleğimize saklayıp dönüyoruz.

Bir sonraki güzelliğin hayaliyle dönüş yoluna düşüyoruz…

Pratik bilgiler:
Bölgeye 2 yoldan ulaşmak mümkün. İyi bilenine Çameli Yolu. Bu yol Denizli’ye 106 km.
Acıpayam-Kelekçi-Akşar Köyü üzerinden bir yol daha var. Ancak bu yolu rehber ile gitmek gerek.
Bölgeye Fethiye’den de gelinebiliyor.
Kamp için son derece uygun ve keyifli.
Yemek ihtiyacınızı Çameli merkezden çözmelisiniz. Ayrıca Paşa Deresi’nde de özel kamping alanı bulunuyor. Orada kamp yapıp bölgeye günü birlik yürünebilir.
Bölgede üretilen ünlerden almak için önceden ilgililerle iletişim kurmakta yarar var. İstendiğinde alınabilecek noktalar pek bilinmiyor.
Detaylı bilgi için Çameli Belediyesi’yle iletişim kurulması önerilir.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı