REKLAMI GEÇ

YIKTIKÇA GÜZELLEŞEN ŞEHİR!!.

25 Nisan 2016 Pazartesi

Eskiden, Denizli’de evler ahşap tek katlı ve bahçeliydi. İki katlı olanlara “Hanay” denirdi. Sokakları dar ve iki yanları ağaçlarla bezeliydi. Ulu çınarları, birbiriyle iç içe geçmiş çıkmaz sokakları, içinden gürül gürül su akan arıkları olurdu. Geniş ailelerin yaşadığı o evler, imece tarzı yaşamı teşvik eden komşuluk ilişkileri, mahalle aralarında oynayan çocuklar, kadınların kapı ağzı sohbetleri artık kalmadı! “Apartman” sevdası hepsini yok etti. 1950’lerde başlayıp, 60 ve 80’lerde yükselişe geçen “Modernleşme” rüzgarında eskiye dair ne varsa yıkıldı, yerine 8-10 katlı apartmanlar dikildi. 2000’li yıllardan itibaren de şehirde küresel sermaye trendleri hakim. “Kentleşme”adına etrafı duvarlarla çevrili, güvenlikli, lüks konut ve rezidansların olduğu siteler ve şehrin dört bir yanında AVM’ler boy göstermeye başladı. Son birkaç yıldır da kentsel dönüşüm adıyla yeni bir paylaşım başladı. Denizli’ye alıcı gözüyle bakan biri, son 10 yılda kentin mimari dokusundaki değişimi ve bununla birlikte yeni bir yaşam tarzının filizlenmeye başladığını fark edebilir. Mahalle olgusunu ortadan kaldıran, geleneksel mimariden uzaklaşan bu tarzın yegane şekillendiricisi kapitalizm! 

denizli-seval-uysal-isin-asli-iktikca-guzellisen-sehir-kambur-sokagi
KENTLERİN DE KİMLİKLERİ VARDIR
Oysa; insanlar gibi kentlerin de kimlikleri vardır. Bu kimlik, bir kenti diğer kentlerden ayıran, özgün ve farklı kılan özellikleridir.

Yard. Doç. Dr. Pınar Yavuzçehre’nin yaptığı şu tespiti paylaşmama izin verin: “Kente modern anlamda yapılan yenilikler genelde kentin kendine özgü değerlerini yok ederek yapılmaktadır. Kapitalizmin zamanı Denizli’de sürekli geri dönüşü olmadan ileriye doğru akmaktadır. Denizli kentsel mekanı edilgen, homojen, soyut ve içi boşaltılmış bir mekandır.”

Bu satırlardan da anlaşılacağı gibi özgünlüğü olmayan, imgesel değerini kaybetmiş kimliksiz bir kentle karşı karşıyayız.

Peki bu nasıl oldu?

Hemen değil tabii, bu süreç zamana yayılarak gerçekleşti. 50’lerde başladı, 80’lerin ikinci yarısında hız aldı ve 2000’den sonra yükselişe geçti. Her bir dönem siyasal iktidarlara göre şekillenirken, modernleşme aşkı, deprem bahanesi, sanayi hamlesi, dünya şehri derken kent kimliği silikleşti. Kentin dokusu yok oldu.

denizli-seval-uysal-isin-asli-iktikca-guzellisen-sehir-istasyon-caddesi

Yıktıkça güzelleştiğini sanmak yeni değil!

2004-2011 arasında Denizli Belediye Başkanlığı yapan Nihat Zeybekci’nin Mimarlar Odası’nın düzenlediği “kentsel dönüşüm” panelinde sağlıksız şehirleşmeden şikayet ederek söylediği “bu şehir yaptıkça değil, yıktıkça güzelleşen bir şehir haline geldi” sözü hala hafızalardadır. Yıktıkça güzelleştiğini sanmak yeni değil. Bu anlayış oldukça eskiye dayanıyor.

Selem-Reklam

Mesela;50’lerin sonlarında (Rum mahallesi) olarak bilinen İstiklal Mahallesi’nin dokusu modernleşme adına yok edildi, kilise yıkılarak okul yapıldı, Rum mimari örneklerini taşıyan evlerden bazıları cadde genişletirken yıkıldı.
Mesela;50’lerin sonlarında İstasyon Caddesi genişletilirken sakız mimarisi örnekleri taşıyan sıralı evler yıkıldı.
Mesela; 70’lerde sanayi hamlesi adına hiçbir planlama yapılmadan İzmir ve Ankara asfaltı üzerine, Pamukkale,

Kayhan-Kınıklı- Karakurt- Göveçlik-Şirinköy-Başkarcı’ya doğru fabrikalar kuruldu.

Mesela; 74’te belediye meclis kararıyla ana yol üzerindeki evler yıkıldı. Lise Caddesi üzerindeki evler buna örnektir.

Kamburlar Sokağı, Çatalçeşme Parkı çevresi bu sırada zarar gören doku örnekleridir.

Mesela; 76 depremi eski Denizli evlerini yıkmak için iyi bir bahane oldu. Hastane binası, vali konağı, kız lisesi, hükümet konağı, halk evi (belediye binası) sayılabilir.

Mesela; 80’lerin ilk yarısında sanayi tesisleri, konfeksiyon atölyeleri doymak bilmez iştahla kent merkezlerine yerleşti.

Mesela; 80’lerin ikinci yarısından itibaren Çaybaşı, Değirmen önü ve Altıntop mahallelerindeki eski doku “şehirleşme” kılıfıyla yok edildi. Mimari özelliği olan ve kentin simgesi sayılan Meserret Kahvesi de o sıralarda yıkıldı.

Mesela; 90’ların başında yeşil, yerini betona bıraktı. Yeni konut alanları açılarak 8-10 katlı binalar dikildi.

Mesela; 2000’lerin başında AVM kentleşmenin ölçütü sayıldı. Şehrin en merkezi yerleri AVM’lere geçti. Elde kalan “eski”ler elden çıkarıldı. 800 yıllık Ulu Camii, kentin endüstriyel mirası Sümerbank Fabrikası, kent belleğinde önemli bir yer edinen Kız Meslek Lisesi yıkıldı.

denizli-seval-uysal-isin-asli-iktikca-guzellisen-sehir-vilayet-konagi

NOT: FOTOGRAFLAR İÇİN ESKİDENİZLİ.COM SİTESİNE TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİM

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

mehmet gençoğlu   -  Bağlantı 25 Nisan 2016, 10:22

yıkılarak güzelleşme yazınızı sanırım ironi olarak yazdınız.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı