300 liralık tedavinin 240 lirası devletten

Kamuoyu onu, 2007 yılında Sarayköy’deki Umut Termal Otel’de bir hafta kalan ve o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’a “termal tedavi uygulayan doktor” olarak tanıyor. Birçok kimseye göre de Azeri… Ama o Azerbaycanlı değil Antakyalı. Uzunca sayılabilecek bir zamandır da Denizli’de.

Bir dönem Umut Termal Otel’de çalışan sağlık ekibinde görev alan Dr. Turgay Sehil, iki yıldır da ortaklarıyla birlikte kurduğu Karahayıt’taki Nobel Tıp merkezi’nin Genel Müdürlüğünü yapıyor. Ekip olarak bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Sehil’in ifadesine göre, sözünü ettiğimiz ilk sadece Denizli’de değil, Türkiye geneli için de geçerli. Aynı zamanda referans alınıyor.

 Ayrıca Avrupa, Asya ve Ortadoğu ülkelerine de yönelmiş Nobel Tıp Merkezi. Yüzde 60’ını Ekonomi Bakanlığı’nın karşılayacağı 1 milyon 200 bin liralık bütçeyle Ortadoğu’da tanıtım atağında sağlık merkezi. Ayrıca Azerbaycan ve İran, yeni hedef ülkeler.

 Termal su ve doğal kaynakları ile gelişmiş robotik cihazları kullanarak, ortopedik ve nörolojik hastalara tedavi sunan merkez, örneğin 300 liralık bir ücretin sadece 60 lirasını hastadan alıyor. 240 lirasını ise SGK ödüyor.

 İmzaya açılan yasa tasarısı meclisten geçtiğinde de Pamukkale’nin “Kür ve Rehabilitasyon Bölgesi” ilan edileceğini anlatan Dr. Turgay Sehil, böylece Pamukkale’nin dünyaya daha farklı sunulacağını ifade ediyor.

ANTAKYA’DAN DENİZLİ’YE
Sohbete sizi tanıyarak başlayalım isterseniz Turgay (Sehil) Bey?

Antakya 1969 doğumluyum. İlk ve ortaokulu Almanya’da okudum, lise öğrenimimi Türkiye’de tamamladım. 1995 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. 5-6 yıl turizm sektöründe hekimlik yaptım. Daha sonra Avusturya’da kür hekimliği eğitim aldım. Türkiye’de sağlık kent geliştirilmesiyle ilgili projelerde görev aldım. Şu anda Nobel Tıp Merkezi’nin hem kurucu ortağı hem Genel Müdürüyüm.

“UZMAN EKİPLE DOĞAL KAYNAKLARI BULUŞTURDUK”
Bu kısa biyografiden sonra burayı tanıyalım. Nobel Tıp Merkezi nasıl bir yerdir?

Nobel Tıp Merkezi, Türkiye’de örneği olmayan bir merkez. Çok uzun zamandır Denizlililer, Pamukkale’nin bir sağlık kenti olması, bir kür merkezi olmasını hayal etmişler ve bunun gerçekleşmesi için çok fazla proje yapılmış. Geçmiş yıllarda görev yapan valiler, belediye başkanları, kamu kurumlarının müdürleri bu projelerin hayata geçmesi için çok emek vermiş, çaba göstermiş. Bu tip yerler çok özeldir. Tıpkı Bodrum, Marmaris, Antalya, Alanya, Kemer, Fethiye gibi markalaşmış turizm kentlerinde olduğu gibi; markalaşmış bir sağlık kenti için de sağlık alt yapısının çok güçlü olması gerekiyor. Biz burada sağlık turizminden söz ediyoruz. Nobel olarak turizm bölgesinde sağlık hizmeti vermeye çalışıyoruz.

Sağlık turizminden söz ediyorsanız ana unsur sağlık olmalıdır. Bizim burada kilit noktamız sağlık alanında nitelikli hizmet vermek. Nitelikli hizmet derken ekip çalışmasından söz ediyorum. Ekibin çok nitelikli olması gerekir. Örneğin bizde yılların deneyimine sahip fizyoterapistler, kaplıcalı rehabilitasyon yapabilen hekimler var. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden bünyemize kattığımız Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu gibi akademik düzeyde hizmet verebilen bir ekibimiz var. O ekiple beraber en büyük avantajımız doğal kaynakların bulunduğu bir bölgede bulunmamız. Bu nedenle buradayız.

YÜRÜYEMEZ DENİLEN HASTALARIN SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETİYORUZ
Nobel Tıp Merkezi, bu kapıdan içeriye girene nasıl bir sağlık hizmeti sunuyor?

Biz,  fizik tedavi ve rehabilitasyon hastalarına hizmet veren bir merkeziz. Gerek ortopedik, gerekse nörolojik hastalıklara cevap veren bir merkeziz. Rahatsızlığı olanlar buraya yaşadıkları şehirde alamayacakları sağlık hizmetini almak geliyor. Doğal kaynaklar, doğal kaynaklarla beraber robotik rehabilitasyon unsurlarını ileri teknoloji aletleri ile bütünleştirip, artı kür halinde tedavi imkanı sunan bir merkez burası.

Diz hastalıklarından kalça hastalıklarına, dirseklerden omuz hastalıklarına, bel ve boyun fıtığından felçli hastalara kadar, kas erimelerinden ve kas hastalıklarından özellikle tekerlekli sandalyeye mahkum olanların fiziksel rahatsızlıklarına kadar çok geniş yelpazede hizmet veriyoruz. Merkezin burada olmasının, diğer şehirlerden farklı olmasının avantajı; biz burada doğal kaynaklarla su tedavilerini, robotik rehabilitasyon gibi ileri teknolojiyle birleştirip uzman bir ekiple sunmamız. Bunun sonucunda iyileşmez, bu hasta artık yürüyemez ya da ağrılarından kurtulamaz denilen hastaları iyileştiren, sorunlarına çözüm üretebilen bir referans merkezi haline geldik.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN HASTA GELİYOR
Bu bölgeye gelenler, örneğin şehir dışından gelen hastalar size konaklamalı mı geliyor ya da çevredeki otel ve pansiyonlardan mı yararlanıyorlar?

Bize sadece Denizli’den değil, dünyanın dört bir tarafından hastalar geliyor. Klinik olarak kişi bize başvurduğunda hastalıkla ilgili çözüm noktasında bir programlama yapıyoruz. Asya, Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri ile Türkiye’den bize hastalar geliyor. Bu hastalar bize başvurduğunda onların bütçelerine göre, tedavi ve konaklama olanaklarını sunup organize ediyoruz. Buradaki otelde, çevredeki otellerde ve pansiyonlarda konaklayabiliyorlar. Onları konakladıkları yerlerden servislerle alıyor, daha sonra geri bırakıyoruz. Bu bakımdan da Türkiye’ye bir model burası. Türkiye’nin gelecekte sağlık turizminde atacağı adımlarla ilgili Pamukkale ve Nobel Tıp Merkezi ölçeğinde pilot bölge seçilerek hareket ediliyor.

TERMAL TEDAVİDE DÜNYANIN GERİSİNDEYİZ
Termal tedavi olarak bilinen yöntem ile Nobel Tıp Merkezi’nin uyguladığı tedaviyi birbirinden ayıran çizgileri de anlatır mısınız?

Orada çok belirgin bir çizgi var. İşte biz, “Türkiye’deki sağlık turizmi için model bir merkeziz” derken kritik bir şeyden bahsediyoruz. Türkiye bugüne kadar hep otelciliği ve termal suyu araç olarak kullanmış. Otelcilik ile termal suyu buluşturarak yurt dışından hasta getirmek ya da bu üniteleri profesyonel anlamda sağlık hizmetine sunmayı başaramamış. Biz dünyanın çok gerisinde kalmışız. Sağlık olgusundan bahsediyorsak, gelişmiş bir ekibe çok ihtiyacınız var. İkincisi Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış bir merkeze ihtiyacınız var. Üçüncüsü termal suya yardımcı olan ileri

Teknolojiyi kullanmaz lazım. Nobel bunu yaptı. Termal suyun yanında bütün bunları sunabilen bir mekanizmaya sahip. Hasta herhangi bir şekilde şehirdeki bir hastanede uygulanan tedaviyle iyileşemeyecekken, sözünü ettiklerimizi burada bulabiliyor.

GÜNLÜK 150 HASTAYA HİZMET
Sizin ölçeğinizde Türkiye’de çalışan benzer merkezler var mı?

Saydığım bu unsurları bir arada taşıyan başka bir merkez yok. Bu alanda ilkiz ve tekiz.

Buranın kapasitesi nedir?

Burada bir günde yaklaşık 150 hastaya hizmet verebiliyoruz.

Kadronuz nasıl?

50 kişilik bir kadromuz var.  Profesör, doktorlarımız, fizyoterapistlerimiz, beden eğitimi hocalarımız, hemşirelerimiz, sağlık memurlarımız, fizik tedavi teknikerlerimiz, rehberlik danışmanlarımız, psikoloğumuz, diyetisyenlerimiz, halkla ilişkiler, resepsiyonda görevli arkadaşlarımız ile birlikte geniş bir kadroyuz.

TEDAVİ İÇİN KALIŞ SÜRELERİ DEĞİŞKEN
Buraya gelen hastanın tedavisi ve kalışıyla ilgili bir süre var mıdır?

Burada 2 yılı aşkın süredir hizmet veriyoruz ve 2 yıldır tedaviye gelen hastalarımız var. Bizim ona verdiğimiz tedavi hizmetinden yarar görmeyle ilgili bu durum. Bu bölgede ev tutmuş. İyileşmek için tedaviyi sürdüren 6 ay, 8 ay, 1 yıl ve 1,5 yıldır gelen hastalarımız var. Aldıkları tedavinin bir karşılığını görüyorlar ki gelmeyi sürdürüyorlar. Rehabilitasyonda bir hastayı iyileştirmek, ayağa kaldırmak için yıllara ihtiyaç var. “Ben bu merkezle beraber 3 yılda, 5 yılda sağlığıma kavuşacağım” diyen hastalar da var, 10 günlüğüne gelip “benim belim, boynum ağrıyor” diyenler de var. Bizim bel ve boyun robotik cihazımız da var. Türkiye’de çok yerde olmayan cihazla bunları da tedavi ediyoruz.

YURT DIŞINDA 1.2 MİLYON LİRA BÜTÇELİ TANITIM
Denizli termal kaynaklar açısından zengin bir bölge. Fakat nedense bu alanda marka olarak görülen Afyon. Bu nereden kaynaklanıyor?

Denizli halkı Pamukkale’nin daha yeni yeni dönüştüğünü fark ediyor. Evet katılıyorum, afyon Türkiye’de marka aldı başını gidiyor. Ama Türkiye’de Karahayıt’ta marka. Uluslararası camiada termal sağlıkta marka olan Pamukkale. Neden böyle? Biz, geçen sene Balçova’dan sonra en fazla hasta alan ikinci kuruluşuz. Şu anda Asya, Avrupa ve Ortadoğu’da ortaya koyduğumuz tanıtım ve pazarlama programında Pamukkale, Türkiye’nin yegane sağlık kenti olarak duyuruluyor. İki yıl içinde bu çalışmalarla Ortadoğu’da 1 milyon 200 bin lira bütçeli tanıtım düşünüyoruz. Televizyon programlarına giriyoruz. Bu bizim Pamukkale’yi termal sağlık kenti unsurlarıyla duyurmamızı sağlıyor. Bunu Asya ve Avrupa’da da yapıyoruz. Ekonomi Bakanlığı destek veriyor. Bizim merkez ve Pamukkale anlatılıyor o programlarda. 70 yayına çıkılıyor ve Pamukkale bir destinasyon merkezi olarak tanıtılıyor.

“KÜR VE REHABİLİTASYON BÖLGESİ” İLAN EDİLECEK

Pamukkale’yi tıpkı Karlovy Vary, Baden Baden, Evian Les gibi bir üs olarak, termal sağlık kenti olarak görecek. Ha burada alt yapıda şöyle bir sıkıntı vardı, bunu gidermeye çalıştık Denizli olarak. Sağlık Bakanlığı ile eşgüdüm içerisinde bir proje geliştirdik. “Pamukkale nasıl bir sağlık kenti yapılır, nasıl bir sağlık kenti unvanı alır?” bunun üzerine gittik. Yasa taslağı hazır, imzalanmak üzere. Yakında Türkiye’nin ilk sağlık kenti yasası diyebileceğimiz bir yasa çıkacak. Bunun tam adı “Kür ve Rehabilitasyon Bölgesi” olacak. Böylece Pamukkale kür ve rehabilitasyon merkezi olarak ilan edilecek.

AZERBAYCAN’DAN 500 HASTA
Tanıtım giderlerinin tamamını devlet mi karşılıyor?

Ekonomi Bakanlığı, yurt dışındaki tanıtım giderlerinin yüzde 60’ını teşvik ediyor. Kalan bölümü biz karşılıyoruz. Bu kadar hasta nereden geliyor? Biz sadece teknolojiye ve ekibe yatırım yapmadık. Aynı zamanda yurt dışında tanıtım yapıyoruz. Bakın bize yılda 500 hasta geliyor Azerbaycan’dan. Orada ofisimiz var. Azerbaycanlılar, Pamukkale ve bizim merkezi tanımaya başladı. Avrupa’da da böyle. Program ve katılımlar yapıyoruz. Geçen sene sadece Avrupa’da 80 bin avroluk tanıtım yaptık. Biz kentle birlikte gelişmeyi hedefliyoruz. Tek başınıza markalaşma söz konusu olamaz zaten. Biz, Pamukkale markasıyla beraber gelişmeyi istiyoruz ve bizim bu çabalarımızla üniversite de yakında fizik tedavi kliniğinin temelini atacak. O kliniğin de eklenmesiyle beraber Pamukkale hem Türkiye’de hem de uluslararası alanda tanınan bir kent haline gelecek bu alanda. Artık 15 yıl öncesinin havada kalan sözlerinden değil somut ve gerçekleşen unsurlardan söz ediyor artık. Tüm bunların sonucunda Pamukkale sağlık turizminde marka kent haline gelecek.

İRAN’DAN CHARTER SEFERLERİ ÖNEMLİ
İran’dan charter seferleri başladı. Bunun katkısı olacak mı sağlık turizmine?

İran’dan charter uçakların Denizli’ye gelmesi bizim için büyük şans onu söyleyeyim. Bu işin Türkiye ve Tahran’daki paydaşlarına şöyle bir teklif götürdük. Biliyorsunuz 10’uncu kalkınma planında sağlık turizmi çok önemli yer tutuyor. Hasta yol desteği adı altında bir destek var. Geçen sene 500 hasta için hasta yol desteği aldık. Gelen hastaların bilet ücretlerinin yarısını iade ettik. Bu bir teşvik. Charterda işleyiş şöyle: Ekonomi Bakanlığı çok önemli bir adım attı. 200 dolara kadar uçak biletinin yüzde 100’ünü karşılıyor. Tahran’dan gelenler böyle bir durumda biletlerinin tamamı için destek almış olacak. Tahran’dan gelen uçaktaki yolculardan 4’te 1’inin hasta olarak buraya gelmeleri bölgeye olağanüstü bir getiri sağlayacak. Bu anlamda biz de bu projenin içinde varız.

30 LİRADA HASTAYA DÜŞEN 60 LİRA
Sohbeti “SGK’lılar buradan nasıl yararlanabiliyor?” sorusuyla bitirelim isterseniz…

Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşmalı bir merkeziz. Bahsettiğim kombine tedavinin yapılması için örneğin 300 lira ödemesi gereken SGKL’lı hasta 60 lira ödüyor. SGK burada olağanüstü bir pay sağlıyor. Hastalar için bu büyük bir avantaj.

Yeni yönetmelikle getirilen değişikliklerle beraber şehirdeki merkezlerin de bizim gibi merkezlere dönüşmeleri, bizim gibi yerlerde hizmet vermeleri. Yani apartman altı gibi, merdiven altı gibi yerlerdeki kuruluşlar olarak değil de gerçekten fizik tedavi rehabilitasyona ihtiyacı olanlara sistemli bir hizmet vermelerini sağlamak.