REKLAMI GEÇ

ARABULUCULAR ARAYI BULABİLECEK Mİ?

30 Eylül 2014 Salı

denizli-is-dunyasi-ile-kahve-sohbetleri-ismail-ozgur-avukat-arabulucu-h
AB sürecine uyum kapsamında hukuki ve diğer alanlarda ek çok değişiklik gerçekleşti. Ancak, toplum birçoğundan bihaber. Bunlardan birisi de geçen yıl haziran ayında yürürlüğe giren 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu.

Bu yasaya uygun olarak yönetmelik de çıkarıldı. Ayrıca arabulucu olarak görev yapacak avukatlar sınava alındı. Sertifika alanlar birer birer tabela asıyor. Görenler de “Aaaa bu ne demek?” diye soruyor. Biz de konuyu Denizli’de az sayıdaki arabuluculardan Av. İsmail Özgür ile konuştuk.

1971 Çal doğumlu olan Özgür, 1994 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1999-2000 döneminde hakimlik yaptı. Daha sonra hakimlikten istifa etti ve 2000 yılından bu yana da Denizli’de serbest avukat olarak çalışıyor.

ic-4

AMAÇ YARGININ YÜKÜNÜN HAFİFLETMEK
Türkiye’de yeni başlayan uygulamalardan birisi de arabuluculuk. Bunun tarifiyle başlayalım sohbetimize. Nedir arabuluculuk?

Arabuluculuk bizim sistemimize henüz yeni girdi. Bu biraz da AB uyum yasalar çerçevesinde hükümetin getirdiği düzenlemeyle başladı. Olaya ceza boyutuyla baktığımızda, “uzlaştırma” dediğimiz bir sistem Türkiye’de zaten uygulanıyordu. Ceza davalarında tarafları barıştırıp, mümkün olduğunca davaları azaltmak amacıyla “uzlaştırma” dediğimiz ceza hukukunda bir müessese getirildi.

“Arabulucuk” dediğimiz sistem ise bir yıl önce uygulamaya girdi. Aslında kanun daha önce çıktı ama görev yapacak arabulucular olmadığından, fiilen uygulaması yılbaşı itibariyle başladı. Geçen yıl ilk sınavı oldu arabuluculuğun. Ben de o sınava girip arabulucu olma hakkını kazananlardan birisiyim. Bu sınav yılda iki kez düzenleniyor. Bir yazılı, bir de sözlü sınava alınıyor adaylar. Bu sınavda başarı gösteren hukuk fakültesi mezunu herkes arabuluculuk faaliyetine başlayabiliyor.

Bakanlık nezdinde yapılan eğitimi tamamlayıp, açılan sınavda başarılı olanlar arabulucu olarak çalışmaya başladı. Şu anda Türkiye’de arabulucu olarak adlandırılan bir sistem var. Arabuluculuğun kanunda da tarifi var zaten… Hukuk uyuşmazlıklarında, kanunun belirlediği sınırlar çerçevesinde kişiler arasındaki bir takım uyuşmazlıkları dava aşamasına geçmeden taraflar arasında çözmek ve dolayısıyla toplumsal barışı sağlamaktır arabulucunun görevi. Diğer tarafan yargının yükünü hafifletmek amacıyla getirilen bir sistemdir.

ic-3

KİMLER ARABULUCU OLABİLİYOR?
Resmi arabulucu olmanın kriteleri nelerdir? Kimler arabulucu olabilir?

Uzlaştırmacılarda, “4 yıllık fakülte mezunu ve eğitimi sırasında hukuk dersi alma” şartı aranıyordu. Baroların yoğun baskılarıyla arabulucular artık sadece hukuk fakültesi mezunlarından olabiliyor. Hukuk fakültesini bitirip, mesleğinde en az 5 yıllık kıdeme sahip her hukuk fakültesi mezunu yasa ve yönetmeliklerde belirtilen sınavlarda istenilen standardı tutturduğunda arabulucu olabiliyor. Sadece hukuk fakültesi mezunlarının yapabileceği bir iş bu. Aynı zamanda bir meslek dalı.

GÖREV ALANI UYUŞMAZLIKLARI ÇÖZMEK
Görevi sadece alacak verecek anlaşmazlığını gidermek değil herhalde?

Arabulucunun görevini sadece alacak-verecek konusu olarak sınırlandırmak doğru olmaz. Tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği her türlü anlaşmazlığı çözmenin yolunu açmak üzere getirilen bir sistem. Serbestçe tasarrufta bulunabilmek ne demek? Örneğin taraflar boşanma konusunda bir arabulucuya giderek, boşanma işlemini gerçekleştiremezler. Çünkü bu kamu düzenini ilgilendiren bir durumdur. Ama alacak verecek konusudur, müdahaledir, kira ilişkileridir… Genel anlamıyla kişinin bir başkası ya da devletin müdahalesi olmaksızın vazgeçebileceği her türlü hakkıyla ilgili arabuluculuk yoluyla uyuşmazlıkları çözmektir.

ic-2

TOPLUMDA UZLAŞMA KÜLTÜRÜ EKSİK
Şu ana kadar Denizli’de bir uygulaması var mı?

Ben arabulucuk sınavını kazandım. Ama bu sınavı kazanmak faaliyete başlamak için yetmiyor. Aynı zamanda “arabuluculuk sicili”ne kendimi kaydettirmem gerekiyor. Ben arabuluculuk hakkını kazanmış ama sicil kaydını yaptırmadığımdan fiilen arabuluculuk yapamayan bir pozisyondayım. Şu anda bu faaliyeti yürütenler var. Sadece Denizli’de değil, Türkiye’de arabuluculukla uyuşmazlıkların çözümlendiğini duymadım. Yakın bir gelecekte olacağını da düşünmüyorum.

Neden? Ortada yasa da yönetmelik de var, bu işi yapmaya talipli olanlar da var…

Arabuluculuk sistemi Avrupa’da birçok ülkede var. Sistemi uygulamaya koymuş, toplum da zaman içinde buna alışmış. Şimdi bu kanunun çıkarılma amacı kişiler arasındaki uyuşmazlıkları dava yoluna gitmeden çözebilmek. İnsanlar uzayıp giden davalar nedeniyle adliyelerde sürünmesin, tarafsız bir kişi marifetiyle aralarındaki sorunlara çözüm bulsunlar diye getirilen bir sistem. Ama bizim Türk toplumunda maalesef uzlaşma tarafında olmaz kimse. Genelde böyledir bu… İki insan karşı karşıya geldiğinde; “o bir adım atsın, ben de atayım” denilmez. Toplumumuzda uzlaşma kültürü eksikliği var. Bu ortadayken, yakın gelecekte ben bu sistemin bir fayda sağlayacağını düşünmüyorum. Tabii bilgilendirmede çok önemli. “Arabuluculuk sistemi nedir” hemen hemen kimse bilmiyor. Adalet Bakanlığı nezdinde bir takım girişimler var sistemi öğretmek için.

Fakat sistem öğretilse bile, işin bir de ekonomik boyutu var. Örnek vereyim… İki kişi arasında alacak verecek olayı var. Biri diyor ki, şu kişiden 10 bin lira alacağım var. Karşı taraf da “benim borcum yok” diyor. İkisi de kendisini haklı görüyor. Haydi arabulucuya gitmeye karar verdiler. Arabulucuya gittiklerinde bir ücret karşılarına çıkacak. Bu ücreti kim ödeyecek? Ne kadar ödeyecek? Nasıl ödeyecek? Anlaşamazlarsa ne olacak?

Mahkemeye gittiğinizde hakim şöyle ya da böyle bir karar veriyor. Hani derler ya şeriatın kestiği parmak acımaz… Mahkeme giderleri bir tarafa yükleniyor. Arabulucu olayında şöyle bir şey var; dava açarsınız, sonra vazgeçip, “Arabulucuya gidelim de şu sorunu çözelim” dedikten sonra taraflardan herhangi birinin her zaman çekilme hakkı vardır. Geri çekildi diye kimse kimseyi suçlayamaz. Ama arabulucuya gidildiğinde, bir ücret söz konusu. Ücret belirlendi ve ödendi ama süreç anlaşmayla sonuçlanmadı. O zaman ne olacak? Bunlar hep muallakta. Tamam arabulucuya para ödenecek ama uyuşmazlık çözülmemiş olacak ve yeniden dava aşamasına geçilecek. Dava açıldığında avukat bulacaklar, yeni bir masraf ortaya çıkacak.

_________________________________________________

_________________________________________________

ARABULUCULUK HİZMETİNDE ÜCRETLENDİRME
Peki, bu işin parasal boyutu nedir? Arabuluculuk hizmeti için ne kadar ücret ödenecek?

Arabulucu ücret tarifesi dediğimiz bir tarife yayınlanıyor. Rakamlar tam aklımda değil ama işte atıyorum 10 bin liraya kadar yüzde 4, 10 bin ile 20 bin lira arasında yüzde 2 gibi… Mesela bizim Türkiye’nin yabancı olduğu bir ücret sistemi daha var, o da saat başı ücret. 1-2 saat arasında 200-250 lira gibi.

UZLAŞMA TUTANAĞI MAHKEME İLAMI HÜKMÜNDE
Taraflar geldi, siz uzlaştırdınız, ücretinizi aldınız. Ama bir süre sonra taraflardan birisi “vazgeçtim” dedi. Bunun bir yaptırımı var mı?

Taraflar aralarındaki sorunu çözmek için arabulucuya gitmeye karar verdiler ve bir arabulucuya gidip görev yapması için anlaştılar. Süreç devam ederken, taraflardan birisi vazgeçebilir ve bunun hiçbir hukuki sonucu olmaz. Ama uğraşlar sonucunda taraflar bir noktada buluştu ve anlaştı. Anlaşma sonrası bir arabulucu tutanağı düzenlenip imzalanır. Hakimin onayına sunulur. O uyuşmazlığın konusu olan davaya bakması gereken hakim kimse onaylar. Bir nüshası Adalet Bakanlığı Arabulucuk Daire Başkanlığına gönderilir. O belge imzalandıktan sonra artık ilam hükmündedir. Tutanak imzalandıktan sonra geri dönüşü yok. Mahkemenin bir davayla ilgili kararı neyse, arabulucunun sağladığı uzlaşmayla hazırlanan imza tutanak da aynıdır, ilam hükmündedir.

ic-1

Bunun bir üst mercii var mı?
Yok… Burada tek bir şey vardır, iradenin tehdit vs. ile ortadan kaldırılması ya da imza sahtekarlığı. Yani benim imzam değil itirazı… Bu da iddia sahibince ıspatlanırsa o tutanak geçersiz sayılır.

Uzlaştılar, buradan çıktı ve kısa süre sonra pişman oldu. Uzlaşmadan vazgeçerek uzlaşmazlığa konu olan nedenle ilgili dava açma hakkı var mıdır?

Böyle bir hakkı yoktur. Anlaşma tutanağı imzalandıktan, hakim de onayladıktan sonra geri dönüşü yoktur. Dava açma hakkı da yoktur. Ha o anlaşma nasıl geçersiz olur? Ta başta söylediğim gibi, tarafların serbestçe üzerinde tasarruf edebilecekleri bir konuysa anlaşmazlık, sorun değil. Ama anlaşmanın konusu yerine getirilmesi imkansızsa, kamu düzenine de aykırıysa zaten bunu hakim onaylamayacaktır. Dolayısıyla geçersiz olacaktır.

ic-6

SİSTEMİN OTURMASI İÇİN ISRARCI OLMAK ŞART
Siz arabulucular devreye girerseniz adliyelerin yükü alınacak. Ancak anlattıklarınıza bakılırsa bu geçiş süreci çok kolay olmayacak. “Şöyle olursa bu sistem işler” diyebileceğiniz bir öneriniz var mı?

Bu toplumun gelişmişlik düzeyiyle de orantılı bir durum. Bir arabuluculuk seminerine katıldım. Bu işi uzun yıllardır uygulayan ülkelerin bile hemen sonuç alamadıkları ifade edildi. Toplumun bu tür bir kuruma alışabilmesi için zamana ihtiyaç var. Arabuluculuk kurumunu kendi haline bırakmaz, ısrarla devam eder, insanlara anlatırsanız zamanla oturacağını düşünüyorum.

Bu işin uygulama aşaması Adalet Bakanlığı… Dolayısıyla “siyasi otorite bunu sahiplenirse zamanla sistem oturur” diyorsunuz.

ic-7İhtimaldir… Ama bizim Türkiye’de genel bir alışkanlık vardır. Bir kanun çıkar ve kağıt üzerinde kalır. Uzlaştırma müessesesi dediğimiz olayda da amaç taraflar arasındaki anlaşmazlığı çözmek, tarafları barıştırmaktır mantık. İnsanları şikayetinden ya da alacağından vazgeçirmeye “anlaşmazsan başına şu gelir” tarzında bir yöntemle yaklaşırsanız, getirilmek istenen sistemin amacını ortadan kaldırırsınız. Öbür taraftan baktığınızda, “Evet biz kanunu koyduk, sistem kendi kendine çalışsın” derse Adalet Bakanlığı, o zaman yürümez. Israr ve sabır gerektiren bir çaba şart.

Barolar nasıl yaklaşıyor bu konuya?

Ben avukatım… Evet, arabuluculuk sınavına katıldım ve bu hizmeti vermeye hak kazandım ama bir avukat olarak arabuluculuk sistemine sıcak bakmam mümkün değil. İki türlü bakmam mümkün değil. Aslında ta başlangıçta “hukuk fakültesi mezunu olmayanlar da arabulucu olabilir” gibi bir tasarı vardı. Barolar buna tamamen karşıydı. Çünkü taraflar arasındaki uyuşmazlık hukuki bir konudur. Dolayısıyla arabulucunun hukuki bilgiye sahip olması gerekir ki arabuluculuk süreci düzgün bir şekilde işlesin.
Bakanlığın amacı yargının yükünü hafiletmektir, tamam da; ama dava dışında öyle uyuşmazlıklar karşınıza çıkıyor ki öyle ya da böyle mahkemeye gittiğinizde hakimin önünde iki tane meşru olabiliyor. Ama mahkeme dışında gayri resmi diyebileceğim arabuluculuk sisteminde ekonomik durumu dengeli olmayan iki tarafın uzlaştırılması gibi durumda bir tarafın baskı yapması da mümkün olabilir.

ic-5
Esas sorun sistemi işletecek kurumların başında gelen barolar ile onların üyesi avukatlar bile bu işe henüz ısınamamışken, sistemin yerine oturmasını beklemek çok zaman alacaktır.

Çok zaman alacak. Arabulucuk sistemi çıkmadan önce basit hukuk davalarında hakimlerin tarafları uzlaşmaya davet etmesi çok önceden geldi bizim hukuk sistemimize. Hakim, önce tarafları uzlaşmaya davet eder. Onun da esasları vardır. Uzlaşmaya teşvik etmesi, uzlaşmanın güzelliklerini anlatması lazım. Ama bizim sistemimiz şöyledir. Davayı açar, ilk duruşmaya çıkarsınız, hakim direkt şunu der: Uzlaşma var mı? Yok… Yok mu, bitti. Böyle derseniz zaten uzlaşma olmaz.

Yorumlar

taner ırtam   -  Bağlantı 2 Ekim 2014, 21:12

benim alacak verecek davam var.uzlaşma bürosundan aradılar.2 aralıktan önce uzlaşma olursa yani alacağımı alabilirsem,ozaman yorum yazacağım.

ali   -  Bağlantı 30 Eylül 2014, 15:12

Avukatlık reklam yasağı yönetmeşliğine aykırı bir yayın.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı