REKLAMI GEÇ

DENİZLİ’Yİ SANAL DÜNYADA SATACAK

3 Haziran 2014 Salı

denizli-umut-otel-dengizli.com-ahmet-basoglan-is-dunyasi-kahve-sohbetleri-engin-unal-h

Denizlili değil ama O tam bir Denizli sevdalısı. Öyle ki,Denizli’nin değerlerini tanıtmak, ardından bunlara pazar olanağı yaratmak için projeler peşinde koşacak kadar kendisini bu işe adamış durumda. İlk adımını da Denizli’nin değerlerini sanal dünyada pazarlamak üzere internet sitesi kurarak attı ve siteye Denizli’nin eski isimlerinden biri olan “dengizli.com” adını verdi.

Önce babası Kadir Başoğlan’ı tanıdım. Dönemin Valisi Yusuf Ziya Göksu ikna etmişti Başoğlan’ı Denizli’ye gelmesi için. Sarayköy’de “Kokar Hamamlar” diye anılan bölgeye Umut Termal’in temeline ilk harcı koyduğunda, Denizlili birçok yatırımcı “doğru yerde, doğru bir proje mi?” diye sorgulamış, Muğlalı işadamının Karahayıt bölgesini tercih etmemesini şaşkınlıkla karşılamıştı.

Kısa sürede yatırımın hedeflenen bölümünü bitirip hizmete açan Kadir Başoğlan’ın, ikinci hamlesine ilk adımı attığı dönem ise hep gözümün önündedir. Bugün “Deluxe Hotel” olarak kullanılan bölümün hafriyat çalışmasını “sonucu ben de merak ediyorum” bakışlarıyla izleyen Kadir Başoğlan, Termal Ege Evleri ve Termal Yayla Evleri ile 300 yatak kapasitesine ulaşmış bir termal merkez olarak Denizli ekonomisine katma değer sağlıyor.

ic-6

Kah Muğla’daki Çınar Evleri’nde, kah Karahayıt’taki Kırmızı Su’da olan Kadir Başoğlan gibi Umut Termal’in Genel Müdürlüğü görevini yürüten oğlu Ahmet Başoğlan da Denizli için temposu giderek artan bir çalışmanın içinde. Bunu da internet üzerinden gerçekleştirmek, Denizli’nin değerlerini Türkiye’ye tanıtıp sanal dünyada pazar yaratmak için yola koyuldu. Ahmet Başoğlan ile kahvelerimizi yudumlarken, bu projesini konuştuk.

DENGİZLİ PROJESİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Denizli’nin zenginliklerini Türkiye ile buluşturmak gibi projeniz var. Nedir bu anlatır mısınız?

Sarayköy’de turizm faaliyet gösteriyoruz. İnternet üzerinden yapacağımız bu işle katkının devamını sağlamak istiyoruz. Sarayköy kırsal bir bölge. Bu bölgede kırsal turizmi, eko turizmi nasıl canlandırabiliriz, bununla ilgili neler yapabiliriz?Bu soruların sonucu olarak Denizli’yi sanal ortama taşıma düşüncesi gündeme geldi.

Bununla ilgili çıkışı da “Denizli’nin gizli kalmış değerleri” diyerek, yapmak istedik. Denizli’nin gizli kalmış değerleri de bizi Denizli’nin eski ismi Dengizli’ye götürdü. Dolayısıyla bu projenin adına da “Dengezli projesi” dedik. Sanal alemede bu isimle taşıdık. Amaç öncelikle Denizli’ye tanıtmak. Ama Denizli’yi tanıtırken alışılagelmiş biçimde değil, şuyumuz var, buyumuz var şeklinde değil. Şu soruyu sorarak yapmak istiyoruz: Denizli deyince aklınıza ne geliyor? Soru bu. Yapmaya çalıştığımız şey ise bir algı oluşturmak.

Denizli deyince ilk akla gelen horoz, tekstil, Pamukkale… Denizli’nin tozu da meşhurmuş, sordukça onu da öğreniyorum ve bir de kızı derlermiş.Bir yerin ismi söylendiğinde aklınıza ne kadar çok şey gelirse, o yerle ilgili anlayışın o kadar güçlü ve kuvvetli olduğuna inanıyorum ben. Bizim amacımız da “Denizli” deyince akla gelen kavram ve algıları daha da fazlalaştırmak.

Yani “Denizli” denilince saydığımız ilk akla gelenlerin dışında, insanların direkt söyleyebildiği başka şeylerin de akla gelmesi lazım. Biz buna çalışıyoruz. “Bunları nasıl yaratabiliriz? Hangi noktadan başlayarak tanıtabiliriz?” dediğimiz zaman, yeni yöntemin internet ortamı olduğunu düşünüyoruz.
Bunu da özellikle üretimin içinde olan, bu üretimi hayata taşıyan, Denizli ile ilgili almış olduğu eğitim, almış olduğu kültürü eserine yansıtan insanları tanıtarak yapalım istedik. Onların duygu, düşünce, fikirlerini, eserlerini de tanıtalım istedik. Bu düşünceyle çıktığımız yolda kişi hem kendini ve ürününü anlatabilecek, insanlar da bunu okuyacak.

Bir örnek veriyorum, bir ahşap oyma ustasının yapmış olduğu bir mücevher veya başka bir kutunun üzerine desen işlerken, diyelim ki bir horoz resmi çizdi. Bunu şöyle ele almamak gerekiyor. Bir kutu var; bu başka bir yerde de yapılabilir, Çin’den de getirilebilirdi. Hatta çok daha ucuza gelebilirdi ama burada bir öykü var. Öykü şu: O usta bunu yaparken yılların getirmiş olduğu Denizli ile ilgili algısını, birikimini, yaşanmışlığı o kutuya yansıtıyor. Biz onu yakalayıp aktarmaya çalışıyoruz. Değerli olanın bu olduğuna inanıyoruz. Değerli olanı aktarmaya çalışıyoruz.

İC-1

DENİZLİ KEBABI İLE GURME TURLARI

Bununla birlikte Denizli’nin yemekleri ve güzellikleriyle de insanları buluşturarak hizmet vermeye çalışıyorsunuz. Örneğin Denizli kebap bunlardan birisi…

Evet, “Denizli” ile birlikte akla gelenlerden birisi de kebaptır. Biliyoruz ki, Denizli’nin kebabı meşhurdur. Bu kebabı tadan tekrar denemek istiyor. Ya da anlatılanlardan öğrenenler, Denizli kebabının tadına bakmak istiyor. Ama Denizli kebabına Denizli dışında ulaşabilmenin çok da mümkünatı yoktur. Zaten ulaşsanız da bir anlamı yoktur. İstanbul’da Denizli kebabı yemenin bir anlamı olmayabilir. Ama İstanbullu birisinde Denizli kebabı yeme isteği uyandırmak ve bunun maliyetini karşılayabilecek güçte olanları da bir gurme turu çerçevesinde Denizli’ye getirmek amacındayız. Yani İstanbul’da Denizli kebabı yapan bir kebapçı açmak değil niyetimiz yada bunu teşvik etmek değil. Ama farklı lezzetleri insanlara ulaştırmak, onları Denizli’ye çekecek alternatif tur programları düzenlemek, amacımız bu. Dediğim gibi, bu bir gurme turu şeklinde olabilir, başka bir turun içerisinde konulabilir. Amaç bu… Denizli’nin bir değerini tanıtmak, tanıtım aracının ön plana çıkarıldığı bir anlayışı anlatmak için kebap örneği verdim.

Gurme turuyla gelenler, bir programla Denizli’nin güzelliklerini de görecek…

Evet, aynen öyle… Niyetimiz bu, bunu yaratmaya çalışıyoruz.

ic-3

WORK SHOP İLE TANITIM

Bildiğimiz kadarıyla tanıtımın bir ayağı olarak da yörenin el sanatlarını yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilerle buluşturmak şeklinde görüyorsunuz. Örneğin “terracotta”sanatı. Bunun Anadolu’daki son temsilcisi Necip Savcı’ydı. 2010’da vefat etti ama çocukları işi devam ettiriyor. Bununla ilgili bir atölye çalışmasını planlıyor musunuz?

İnsanları tanıtmak, yerel değerleri tanıtmak derken düşüncemizde şu var: Ustalarımız güzel şeyler üretiyorlar ama kendilerini Denizli dışına tanıtma konusunda yeterli olanağı bulamıyorlar. Bu ne demek? Yaptıkları güzel ürünler ve bunları yaparken sergiledikleri hünerlerin bulundukları yöreyle sınırlı kalması demek. Sunum yapamamaktan kaynaklanan bu durumu aşmak için yapmak istediğimiz şey, Dengizli projesi çerçevesinde ustaların insanlarla buluşabileceği zamanı ve mekanı yaratmak.

Buna “çalıştay” da diyebiliriz “workshop” da diyebiliriz. Yapılacak çalışmayı internet ortamında duyuracağız. Diyeceğiz ki: Şu ustamız, şu tarihten şu tarihi kadar Denizli’de şu otelde bir çalıştay, bir workshop düzenleyecek. Katılmak isteyenler kayıt yaptırabilir. Bu da bir çeşit turizm tanıtımı. Belki bu sene bu çalışmaya iki kişi katılır ama önümüzdeki sene 20 kişi olabilir. Yeter ki biz o ustayı tanıtabilelim, anlatabilelim, aktarabilelim ve ustaların Denizli dışından gelenler ile bir arada olabileceği mekanlar yaratabilelim.

Ustalığıyla ilgili mesleğini icra ediş tarzını başka insanlara anlatabileceği, aktarabileceği, bu aktarımdan da keyif alacağı, bundan tatmin olacağı bir yapıyı oluşturabilelim. Yapmaya çalıştığımız şey bu. Sadece terracotta ustası için değil bu. Denizli’nin çok güzel tekstil dokumaları var. Bunları yapanların hala ev tezgahlarında üretimle ilgili ısrarları var. Bunu Denizli’ye gelecek misafirimizle gösterebilmek, dokumayı yapan ile bu işin nasıl yapıldığını merak edeni tanıştırmak, onun evinde, onunla beraber çay içirebilmek güzel olur diye düşünüyoruz.

 

_________________________________________________

_________________________________________________

Bir şey daha… Denizli denilince aklınıza çini gelir mi? Gelmez. Ama bir usta var. Denizli’de çini sanatını geliştirmek istiyor. Bunun için bir atölye kurdu. Onun tek başına Denizli’de çini sanatını duyurabilmesi, bunun mücadelesini vermesi zaman alır. Çok emek harcaması lazım. Ama biz bu proje kapsamında hem kendisinin, hem sanatının tanıtımına katkıda bulunmak ve “çini” denilince Denizli’nin de anılmasını sağlayacak adamını atacağız. Evet, bunun sonucunu bugünden yarına beklemeyin. Denizli deyince insanların aklına Denizli tarzını aktaracak çini de gelmiş olacak.

Belki çinin toprağı vesairesi İznik’te, Kütahya’da. Oralara ait ürün olarak bilinmesi de bundan kaynaklanıyor. Fakat bizim yapmak istediğimiz; çini yapılırken onu işleyen sanatçının, aynı ebru sanatında olduğu gibi, çiniye yansıtacağı duygu, düşünce ve hayata bakış açısının Denizli tadında olmasını sağlayabilmek.

PARMAĞINA TAKTIĞI YÜZÜĞÜN HİKAYESİNİ DİNLETMEK

Denizli el sanatları konusunda müthiş bir potansiyeli olan il. Paşabahçe el işi cam ürünlerini sadece Denizli’de üretiyor. Bu iş İtalya gibi ya da Kuzey Avrupa ülkelerinin bazılarında turizmin önemli bir materyali. Böyle bir olanak da var.

Denizli Cam, bir fabrika. Tamam güzel şeyler yapıyor. Üflemeyle yapılmış olan o Çeşm-i Bülbüller ve diğerleri, Denizli’yi tanıtan şeyler. Ama insanların algısını düşünün. İnsanlar Çeşm-i Bülbülü bir Paşabahçe mağazasında gördüğünde, alışverişte çok güzel. Ama onu yapan ustaya insanlar henüz dokunamıyor. Benim amacım insanları onu yapan ustayla da buluşturabilmek.

Biz sitemize Çınar’daki cam horoz heykelini yapan Ömür Hanım ve eşi Fatih Bey’in eserlerini de koyduk. Ömür Hanım, organik gözlü bir yüzük tasarlamış. Onu tasarlarken aklından geçen bir hikayesi, bir duygusu ve insanlara aktarmak istediği bir amacı var. O yüzüğü alan bir hanım parmağınataktığında, sadece cam yüzük olarak da görebilir bunu. Ama aktarılmak istenen duyguyu da hissederse, hele bunu ustasından dinlerse, yükleyeceği anlam çok farklı olacaktır.

ic-5

KIZ İSTEYECEK, KINA GECESİ, DÜĞÜN YAPACAKLAR

Sohbette söylemiştiniz, “işin içine kırsal kesimi de katacağız” diye. Bu nasıl gerçekleşecek?

Sarayköy’de kırsal bir alandayız. Köyde yaşayanları doğrudan turizm alanında istihdam etmek mümkün değil. Fakat onları yakınında bulunan böyle bir yerin yaratacağı fırsatlardan yararlandırmak mümkün olabilir.

Mesela şöyle de bir projemiz var, bunu Sarayköy bölgesinde yapmayı düşünüyoruz. Burada yaşayan birkaç köylü vatandaşımızla görüştük, altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz. Büyük şehirlerden gelecek konuklarımızla kız istemeye gitmek istiyoruz. Sarayköy’ün gelenekleri çerçevesinde kız isteyeceğiz, ertesi gün nişanını yapacağız, bir sonraki gün de düğününü yapacağız. Bu organizasyonu onların evinde yapacağız. İstanbul ya da İzmir’den misafirlerimiz zaten bu amaçla gelecek, Denizli’de kız isteme nasıl olur, kız istendiğinde neler olur, onu görüp yaşayacaklar. Oraya giderken hediyeler götüreceğiz köylü de bunun içinde olacak. Güzel bir turizm çeşitlemesi olur diye düşünüyoruz. Belki biraz yorucu olacak ama “denemekte fayda var” deyip başlayacağız. En azından Sarayköy’de bizim çevremizdeki köylerden Hasköy’de,Tırkaz’da böyle bir çeşitlemenin fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Umut Termal’e gelip burada kalan kişilerin aynı zamanda köye de katkısı olacak.

Bunlar büyük kentlerde unutulan gelenekler…

Aynen öyle. Belki sürekli yapılamayabilir bu. Ama bir köy düğünü nasıl olur, davuluyla zurnasıyla otelde kalan misafirlerimizi o atmosferedahil etmeyi düşünüyoruz. Bunun bir örneğini Muğla-Milas’ta geçmiş yıllarda yapmışlardı. Bunun için acentalara gideceğiz. Yerel acentalarla bir araya gelip, bu projeleri uygulamak istiyoruz. Bunun da pazarlanacağı, anlatılacağı yer Dengizli projesi olacak.

ic-4

DENİZLİ’DE FOTO SAFARİ

Foto safariler de çok ilgi çeker. Bu projede buna da yer var mı?

Elbette foto safari de çok ilginç olacaktır. Ama bütün bunları biz bir program dahiline sokmaya çalışıyoruz. Bununla ilgili farklı düşünce ve birlikteliklere, paydaşlara ihtiyacımız var. Özünde ben bir otelciyim. Foto safari gibi seyahat organizasyonu yapabilmem bir acentaya göre daha amatörce olur. Ama birlikte hareket edebileceğimiz paydaşlar olduğunda neden olmasın.

FOTOĞRAFLAR DENİZLİ’Yİ ANLATACAK

Ama biz, Denizli’nin fotoğrafçılarını da tanıtıyoruz dengizli.com’da. Cengiz Akhisar (Foto Cengiz) dengizli.com’un içerisinde fotoğraflarını insanların beğenisine sundu. O’nun Denizli ile ilgili düşüncelerini orada aktarmaya çalışıyoruz. Coşkun Bey’in (Önen) ailesiyle görüşüyoruz. O’nun kitabı ve eserlerini de dengizli.com’a koymaya çalışıyoruz. Bunlar hayata geçtiğinde, önce bu insanların isimleri görülecek. Dengizli.com’un farkı şu: Örneğin şu bardak…Onu Dengizli markasıyla satışa koymuyoruz, kime aitse onu yazıyoruz. Sadece “dengizli.com için özel üretilmiştir” diyoruz veya “Denizli’de üretilmiştir” diyerek, bu ürünün daha fazla kitleye ulaşmasına aracılık yapmış olacağız.
Bir de işi yapan ile dışarıdan getireceğimiz insanlar buluşacak. Örneğin bardak mı yapıyor, onlarla birlikte yapabilir, sohbet edebilir. Yeter ki kendini ifade edebilsin.

DENİZLİ’NİN HİKAYELERİ

Denizli’nin hikayeleri de geniş kitlelere aktarılmayı bekliyor. Buna da yer var mı dengizli.com’da?

Denizli’nin birçok efsanesi var biliyorsunuz. Pamukkale, Keloğlan Mağarası, Kaklık mağarası gibi… Artı yaşanmış birçok hikaye var, Bektaşi, Alevi kültürü var, Denizli’yi çevreleyen antik kentlerde yaşamış insanların kültürü var. Laodikya’sı, Hierapolis’i Pamukkale’si var. Denizli haçlı ordularının geçiş güzergahındaymış, o zaman yaşananlar var. Geçmişine baktığımız zaman kuşaktan kuşağa aktara aktara gelen o kadar güzel hikayelervar ki, siz bunları bir eserle bağdaştırıp bunu bir ustanın, bir sanatçının ürününde yansıttığınız zaman kişilerde bırakmasını istediğimiz anlamı, ifadenin duygusal boyutunu bir düşünün. Bunu yakalamaya çalışıyoruz.

ic-7

Bir hanım ressamla görüştüm. Denizli’nin Yörük kadınlarının portrelerini yapıyor. Onu da siteye aktaracağız. Mesela o portreleri kırlentine, ahşap bir panonun üstüne aktarmayı düşünüyoruz. Bunu yaptığınızda, internete giren milyonlarca insandan 10 tanesi bile görse, Denizli’nin köylü hanımları çalışırken bir enstantanenin tuvale yansıtılmış halini görse ya onu satın alacak ya kırlente yansımış ya da bir cep telefonu kılıfına işlenmiş olanını alabilecek.

Bu anlattığımın harala gürele tüketimi hemen olacak değil. Ama buna ulaşmak isteyenlere güzel bir kapı aralayacağımızı düşünüyorum. En azından insanlara Denizli’nin köylü kadınlarını konuşturmaya başlayacağız. Yayık ayranı yapan kadının resmedilmiş hali insanların aklına gelmiş olacak. Bu benim için başarıdır diye düşünüyorum.

Güzel bir yolculuğun başlangıcındasınız, dileriz başarılı olursunuz. Tamamen termal turizmin dışında bir konu bu.

Ama şöyle düşünün. Yaptığımız işle bir şekilde bağlantılı sözünü ettiğim proje. 1-2 yıl içinde bu amaçla insanları Denizli’ye getirdiğimizde, konaklama alanında da bir ihtiyacı karşılamış olacağız.

 

Yorumlar

Tuncer Tunçbilek   -  Bağlantı 3 Haziran 2014, 14:03

Ahmet beyi takdir etmemek mümkün değil,zira nihayet babası Kadir bey Valikizin tavsiyesi ile Denizli’mize Termal otel yatırımı yapmış ve memleketin Başbakanı otelinde misafir ederek İlimizin tanıtımına katkı sağlamış, oğlu Ahmet’de Denizli’li zanaatkarların ürünlerini Dunya’ya tanıtmak uzere yoka çıkmış. Helal olsun başarılar dilemekten başka diyecek birşey yok.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı