REKLAMI GEÇ

Korkuyu yendi Türkiye markası oldular

2 Aralık 2014 Salı

denizli-is-dunyasi-ile-kahve-sohbetleri-haci-serif-necip-helvaci-engin-unal-h

Helvadan lokuma, cezeryeden meyve tatlılarına, akideden ezmeye 160 dolayında ürünün beğeniye sunulduğu yerin, lezzet durağının adıdır Hacı Şerif…Mehmet Tevfik Helvacı tarafından 1938 yılında Babadağ’da kuruldu.

Sonra oğlu Şerif Helvacı geçti işin başına… Babadağ’dan Denizli’ye taşındılar. Gün geldi o da “tamam” deyince, oğlulları Mithat ve Necip Helvacı devam ettirdi işi. Şimdi ise kaptan koltuğunda Necip Helvacı’nın oğlu Yunus var. Kısacası 76 yıldır dededen toruna dönen çarkın kusursuz işlediği işletme Hacı Şerif…

Hacı Şerif’in Türkiye markasına dönüşmesinin mimarlığını da dördüncü kuşağın temsilcisi Yunus Helvacı yaptı.Birçok Denizlili gibi, Mithat ve Necip Helvacı kardeşler de büyümekten ve bir marka olup Denizli dışına açılmaktan uzak durdular yıllar yılı. Ancak, 2000 yılında dümene geçen Yunus Helvacı, deyim yerindeyse ailenin ezberini bozdu. Denizli ve İstanbul’da şubeler açarak yola koyuldu. Sonrası mı? Dokuz ilde 30 şubeye ulaşıldı.

Aktardıklarımız artık ünlülerin uğrak yeri ve Denizli’nin en eski markalarından birisi olan Hacı Şerif’in 76 yıllık öyküsü özeti. Gerisi mi? Onu da Necip Helvacı’dan dinleyelim…

ic-2

TEMELLERİ ŞEKERCİ MORİ ATTI

Hacı Şerif, denildiğinde markayı bilmeyen yok. İsterseniz sohbetimize 1930’lu yıllardan başlayalım. Hacı Şerif nasıl kuruldu, kurucusu kim?

Firmanın kuruluş tarihi 1938. Ancak işe başlama tarihi 1932.. Dedem Mehmet Tevfik, Babadağ’da Şekerci Mori derlerdi. Maddi durumu çok iyi değil. Tarlalarda ırgatlık yapıyor. Eskiden tarlalarda başak toplanırdı, onları toplayıp kazanç sağlıyormuş. Sarayköy’e gidip gelirken, o yıllarda Miço isimli bir Rum varmış, şekerci ustası, onunla tanışmış. Onun yanında çalışmaya başlamış. 3-5 sene çalışıp şekerciliği öğreniyor. Tencerede yapıp, kapağında satıyor.Derken Babadağ’da tatlıcı yok, şekerci yok. kendi dükkanını açıyor. Yanında babam Şerif Helvacı, henüz 13 yaşında… Sonra yanına eniştemi alıyor ve birlikte çalışmaya başlıyorlar.

1957 yılında babam Denizli’de kendisine bir ortak buluyor, ismi Ali Rıza’ydı. Çok saygı duyardık kendisine. Birlikte dükkan açıyorlar. Bu arada Babadağ’daki dükkan da devam ediyor. Haftanın üç günü Denizli, dört günü Babadağ’da çalışıyorlar.

İkinci Ticari Yol’daki bu yeri satın alıyor. O yıllarda buralar domates tarlasıydı. Yanında ağabeyim (Mithat Helvacı) var. Ben ilkokula gidiyorum. Okul sonrası geceleri saat 10.00’a kadar çalışırdık. Ben şeker çuvalları üzerinde çok uyuyup kalmışımdır.

ic-5

OKULU BIRAKMAK ZORUNDA KALDI

Annem çok istiyordu benim okumamı. “Ortaokula gittiğini göreceğim” diyordu hep. Ortaokula başladım ve ikinci sınıftayken ağabeyim askere gitti. Babam yalnız, dükkana kim bakacak? Biz okulu bıraktık. Merkez Ortaokulu 2. sınıftan terkim. Böylece 14 yaşında hayat üniversitesine kaydımızı yaptırdık.

56 ŞEKERCİDEN BİRİYDİLER

Ağabeyim askerden döndü, beraber çalışıyoruz, bir de işçimiz var. Böylece işi biraz daha genişlettik. Babam dışarıyı takip ediyor, ağabeyimle ben içerideyiz. O yıllarda Denizli’de 56 şekerci var. 100 bin nüfuslu şehirde 56 şekerciden bir tanesiyiz. O adamların kimisi her gün, kimisi iki günde bir kamyon yüklüyor. Biz de babama “Bunlar çok iş yapıyor, biz az satıyoruz” diye serzenişte bulunurduk. O da bize “Oğlum siz bir numara olun, daima iyisini, kalitelisini yapın” diye öğüt verirdi. Biz de onun söylediklerini harfiyen yerine getirdik. Her geçen gün daha güzel, daha kaliteli ürünler yapmaya, daha çok çeşit koymaya başladık.

ic-9

Bir gün komşumuz kamyona yükleme yapıyor. Dedim ki, baba biz bu kamyonları ne zaman yükleyeceğiz? O da “Az yapın ama öz yapın. İyi yaptığınızda onların bir kamyon malından sizin 100 kilo malınız daha değerlidir” karşılığını verdi. Biz de hep onun gösterdiği yolda yürüdük.

Yıl 2000 oldu. Hepimizi topladı. “Kaç yıl geçti?” diye sordu. Denizli’de 40 yıl olmuştu. Şimdi nerdesiniz? Zirvedesiniz diye devam etti. Bir de “Peki, o özendikleriniz nerede?” diye sordu. Hiçbirisi yoktu. 5-6 şekerci ancak kalmıştı.

9 İLDE 30 ŞUBE

Kaç ilde, kaç şubeniz var?

Denizli, İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın, Muğla, Bursa, Eskişehir, İzmit’te 30 şubemiz var. Sırada yeni açacağımız Antalya, Fethiye, Nazilli şubelerimiz var. Birden fazla şubemizin bulunduğu iller İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir… İstanbul’da 8, Ankara’da 2, İzmir’de 2, Eskişehir’de 2 şubemiz faaliyette.

ic-8

Denizli merkezde kaç şube oldunuz?

Merkez ile birlikte Bayramyeri, Çınar ve alışveriş merkezlerinde 8 şubemiz bulunuyor.

Bu şubeleri isim hakkını vererek mi açıyorsunuz, yoksa kendiniz mi işletiyorsunuz?

Denizli, İstanbul, İzmit’teki şubeler bizim. Diğer şubelere isim hakkını verdik.

“Denizli marka fakiri” deriz ya, siz bu alanda öncülerden oldunuz. Gittiğiniz yerlerden nasıl tepkiler aldınız?

İstanbul’da halen Beylikdüzü, Fatih, Esenler, Maltepe, Eminönü, Pendik’te şubelerimiz var. Bizim ürünlerimizden tadanlar kendilerine en yakın yerde şube açmamızı istiyor. Bakırköy’de istiyorlar mesela. Ama biz fazla büyümek de istemiyoruz, kontrol edemeyiz diye… Bir de kaliteyi bozmak istemiyoruz.

ic-7

GEZİ OLAYLARI PATLADI, BEYOĞLU ŞUBESİ KALDI

Beyoğlu’nda, İstiklal Caddesi’nde şubeniz yok mu?

Yok… İyiki de açmamışız…

Neden?

Biz, İstiklal Caddesi’nde dükkanı bulduk. Tam şubeyi açacağız, fakat Gezi Parkı olayları patladı. İşyerleri kaç ay kapalı kaldı. Orada bir dükkanın kirası 40 bin lira. Beş ay kapalı kaldı mı 200 bin lira eder. Zaten ne kazanacağız?

Söylediklerinizden İstiklal Caddesi’ne gitmeyeceğiniz anlamını çıkarabilir miyiz?

Şöyle diyelim…Tamamen vazgeçmedik. Bugünlerde yine planlamamızda var, o tarafta olmayı istiyoruz.

ic-1

4. KUŞAK İŞ BAŞINDA

Hacı Şerif’te kaçıncı kuşak iş başında?

Dedem, babam, ağabeyimle ben, şimdi de oğlum Yunus. Dördüncü kuşak görevde.

Büyümeyi, Türkiye’ye açılmayı da Yunus ile birlikte gerçekleştirdiniz değil mi?

Yunus olmasaydı, bu iş olmazdı. Niye olmaz? Yunus, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu. İngiltere’de master yaptı. 2000 yılında da Denizli’ye döndü ve “Baba ben işin başına geçmek istiyorum” dedi.Ben o zaman Denizli Belediye Meclis Üyesiyim. Onu belediyeye almak istediler. O hayır cevabını verdi, kendi işimizin başına geçmek istediğini söyledi. Ben de “Derhal oğlum” dedim… Bayrağı verdik, o veriş. 2004’te İstanbul mağazasını açtı, Denizli’de Çınar mağazasını açtı derken şubeler çoğaldı.

ic-6

BABA NE DERSE O

Peki, birbiri ardına şubeler açıyorsunuz, Denizli dışına ilk defa açılıyorsunuz, korkutunuz mu?

Babam muhafazakardı ve bize kendi başımıza adım attırmazdı. Her şeyi ona sorardık, eh derse olurdu. Biz de atayı kırmamak için söylediklerini yapardık. Bir örnek vereyim, Çınar’dan dükkan almak istiyorum karşı çıktı. Çınar’a gidersin kaybolursun endişesini taşıyordu.

_________________________________________________

_________________________________________________

Yunus büyümeyle ilgili planlarını anlattığında babam, “Oğlum çok isteklisin, görüyorum ama adım atarken ilerisini düşünerek at” dedi. Biz, onun önünü açtık, o da çok çalıştı başardı. Ha bunları yaparken Yunus bizi kırdı mı? Hayır öyle kabul etmiyorum. İyi ki yolunu açmışız. Değilse, evet Hacı Şerif yine olurdu ama sadece Denizli’de olurdu.

Dubai’de fuarlar oluyor, oraya katılıp bağlantılar kuruyor, stant açıp satışlar yapıyor. İngiltere’ye gitti, şimdi Kuveyt planları yapıyor.

ic-10

DUBAİ’DE SATIŞ

Dubai’de sürekli olacak mısınız?

Çok zor… Sıcaklık yaz aylarında 50 dereceyi buluyor. Orada Kasım ile mart ayları arasında bulunuyoruz.

Avrupa’da Türklerin yoğun yaşadığı Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda gibi… Oralara ürün gönderiyor musunuz?

Gönderiyoruz, bizim üründen tadan devamını istiyor. Ancak şube işi zor, açtığınızda başında olmanız gerekiyor. Yoksa oralarda çalışmak mümkün değil. Ayrıca ürünleri sürekli kontrol etmek lazım. Halen 150 çalışanımız var, onların tamamının kontrolü bizde. Eğer biz meslekten anlamamış olsaydık, bu işi bu kadar geliştiremezdik.

ic-11

AKŞAM YATARKEN YARINI DÜŞÜNMEK

Biraz da Hacı Şerif tadını konuşalım mı? Nedir bu işin sırrı?

Şimdi sırrını nasıl anlatayım size… Akşam yatarız, başımızı yastığa koyduğumuzda yarını düşünürüz; ne yapabiliriz diye… Eskiden biliyorsunuz şeker, helva, lokum vardı. Şimdi öyle mi? Çok gezerek dışarıda ne oluyor gözlemliyoruz. Mesela ben ayda olmazsa iki ayda bir dışarıya çıkar gezer, tozarım, insanlar ne yapmış bakarım.

Mesela mandalına tatlısı… Beş sene önce bir mağazada gördüm. Tattım, çok güzel olmuş. Hemen araştırdık, biz de yaptık. Pazarlara gidiyorum, küçük mandalina gördüm mü hemen alırım. Neden? Yaptığımız tatlı birer lokmalık olsun diye…

ic-12

İNTERNETTEN SATIŞ

Kaç çeşit lezzet sunuyorsunuz?

160 dolayında çeşidimiz var. Bir lokumun 35 çeşidi var mesela. Bizde çeşit çok, her geçen gün artıyor. Karpuz kabuğundan tatlı yaptık, mantarın tatlısını yaptık. Geçenlerde televizyonda mantarla ilgili bir program vardı. Onun arkasından mantar tatlısı satışlarımız epey arttı. Çünkü adam merak ediyor, tatmak istiyor.

İnternet üzerinden de satış yapıyorsunuz değil mi?

Evet, yapıyoruz. İnternet üzerinden siparişle satışlarımız çoğaldı. sipariş veriliyor, bizde kargoyla gönderiyoruz.

KENDİLERİ BEĞENİRSE MÜŞTERİYE VERİLİYOR

Önce kim tadıyor yaptığınız ürünleri?

Biz bir çeşit hazırladık mı Kendimiz yemeden, kendimiz tatmadan müşteriye sunmayız. Önce kendimiz beğeneceğiz, ondan sonra müşteriye sunacağız. Srrımız bu, tadına bakmak… Ben yaptım oldu yok. Önce ona sevgini, aşkını vereceksin. Sen tadı bulursan müşteri zaten buluyor. Tabi sunmakta önemli. Her yaptığımızı mağazamıza gelen müşteriye tattırırız. Onlar tadıp beğenmeden vermeyiz.

ic-3

LEZZET SIRRINI NASIL KORUDULAR

Burada elemanlar çalışıyor. Doğal olarak onlar sizin lezzet sırrınızı bir şekilde biliyor, bunun başkalarınca bilinmesinden korkmuyor musunuz?

Yok, korkmuyoruz. Bu zamana kadar da olumsuz bir şey yaşamadık. Gerçi çok uğraşanlar oldu, bizim elemanımızı alıp götürdüler, makineler yaptırıp üzerine kamera yerleştirdiler. Amaç nasıl yapılıyor onu öğrenmek. Oysa bu iş nasıl bir şey biliyor musunuz? Arı bal yapar ama yaparken sırrını kimseye göstermez. Çünkü o sır onun her şeyidir.

Bir gün bir bilim adamı balın yapılış sırrını çözecek. Bakıyor, nasıl yapıyor diye. Gözünü kırptığı bir anda arı merak edilen sırrı uygulamış peteğe. Bilim adamına göstermemiş balı nasıl yaptığını.

Bizden götürdükleri çocuk helal süt emmiş birisiymiş, Allah bin kere razı olsun o adama göstermemiş sırrımızı. Onlar da sırrı göstermiyor diye işten çıkardılar bizim adamımızı.

ic-4

25 YILI DOLDURANA DAİRE

O adamı daha sonra geri aldınız mı?

Bizden ayrılırken emekli olmuştu zaten. Parası var, evini aldım. Bir de bizim yanımızda firesiz 25 senesini doldurana ev alırız.

Bugüne kadar kaç kişiye daire aldınız?

3-4 kişiye aldık. Bazılar 10-15 yılda bırakıp gidiyor. Onlar hakkını kaybediyor. Bizde ne adamlar vardı; sabah 8, akşam 8 çalıştı. Onlara gereken desteği sağladık, okuyan çocuklarına burs verdik.

ic-13

ŞEKER AMCA LAKABI

Denizlililer sizi sever… Birçoğunun Şeker Amcasısınız… Bu lakap size nasıl takıldı?

Ben, ceplerime çikolata doldururum. Her gittiğim yerde şeker veririm. Bulunduğum ortamlarda insanlara bir şeyler sunmaya çalışırım. Bu bize dedemden kaldı. Dedem helva kazanının başındayken “kolay gelsin” diyene birer lokma helva verirdi. Biz devam ettirdik. Çocuğa para verseniz alır ama ona çikolata ikram ederseniz çok mutlu olur. Bu paylaşımdan dolayı bizde Şeker Amca olduk gitti işte.

Geçen gün üniversiteye gittim. 100’ün üzerinde yabancı öğrenci var. Onlara Denizli’nin yöresel tatlarını anlatıyorum. Helvayı sordular, diğer tatları sordular, hepsini anlattım. Sonunda “gelin dükkanıma size ikramda bulunayım” dedim. Çocuklar bana ne dedi biliyor musun? “Amca senin ikramına gerek yok, zaten sen kendin şekersin” deyince koptum. İşte güzellik bu…

Yorumlar

harun türkmen   -  Bağlantı 2 Aralık 2014, 10:34

keyifle okudum. başarılarının devamını dilerim….

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı