REKLAMI GEÇ

Kumaşlara son dokunuş onlardan

7 Haziran 2016 Salı

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-h

Uzunca bir aranın ardından İş Dünyası ile Kahve Sohbetleri dizimize yeniden başladık. Yeniden dönüşü de birçoğumuzun sırtından, ayağından çıkarmadığı giysilere son dokunuşu yapan genç kuşak iş kadınlarından Esra Kasapoğlu Ünlü ile yaptık.

“Kahveniz varsa içmeye ve sohbete geliyoruz” dedik. Olumlu yanıt üzerine geçen hafta röportaj için Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tima Yıkama Boyama Limitet Şirketi’nin yolunu tuttuk. İşini seven, yüzünden gülümseme eksik olmayan, sivil toplum örgülerinde çalışmayı seven genç iş kadın anlattı, biz dinledik.

Aileden dolayı küçüklüğünden bir iş hayatının içinde olan Esra Kasapoğlu Ünlü, bu nedenle kadın olmanın çalışma hayatındaki zorluklarının üstesinden daha kolay gelebilmiş. Sivil toplum kuruluşlarında çalışmaya eşi ve annesi sayesinde daha çok zaman ayırabilmiş. İçinde uhde olarak kalan şey ise meslek olarak hayal ettiği grafikerlik ve bir dergide yazabilmek.

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-1

DEGİAD VE DETGİS YÖNETİMLERİNDE
Sohbetimize sizi tanıyarak başlayalım isterseniz. Kısa bir biyografi alabilir miyiz?

1979 Babadağ doğumluyum. Ailemin üç çocuğundan en büyüğüyüm. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Denizli’de yaptım. Ege Üniversitesi Tekstil Bölümü’nü bitirdim.

Eğitim sonrası ne yapsam diye düşünüyordum. Aldığım eğitim boyahane üzerineydi. Kumaş terbiye ile ilgili çalışmak istedim. Bir dönem amcamın firması Aslı Tekstil’de çalıştım. Daha sonra ailemin de teşvik ve desteğiyle Tima Yıkama Boyama Limitet Şirketi’ne 2006’da ben de dahil oldum.

İlk sivil toplum kuruluşu çalışma Denizli Tekstil Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) ile başladı. DETGİS ile yolum enteresan bir şekilde kesişti. Bir gün aksesuar ve tekstil fuarı gibi bir organizasyonla ilgili tanışma toplantısı düzenlenmişti. O toplantıya gittiğimde beni derneğe kaydettiler. Aktif bir üye olmam sebebiyle yönetim kuruluna girdim. Halen görevim devam ediyor.

Bundan 4-5 yıl öncesi de Denizli Genç İşadamları Derneği’ne (DEGİAD) üye oldum. İki dönemdir yönetimdeyim ve bu dönem aynı zamanda genel sekreter olarak görev yapıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim.

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-2
KOLTUĞA BİRDEN FAZLA KARPUZ SIĞDIRDI
Hem ev kadını, hem anne, hem sivil toplum kuruluşlarında görev. Tüm bunları üzerine iş hayatı… Zor olmuyor mu sizin için?

Benim bunları yapabilmem için aile desteği çok önemli. Ailemin bana büyük desteği var. Sosyal olmayı, şehir adına bir şeyler yapmayı seven bir kişiliğim var. Aynı zamanda bunun bir borç olduğunu düşünüyorum. Bu borcu çocuklarım adına yerine getirmeye çalışıyorum. Bazı şeyleri yapabilmek istemekle alakalı. Ben toplum yararına olabilecek işlerde çalışmayı seviyorum. Sevdiğiniz zaman zor olmuyor.

yedeks-reklam-arasi

KUMAŞLARI BOYUYOR VE EFEKT VERİYORLAR
Biraz da işinizden söz edelim isterseniz. Burada ne yapıyorsunuz, faaliyet alanınız ne?

İki ortaklı bir şirket bu işletme. Parça boyama ve yıkama işi yapıyoruz. Bu Denizli’de çok fazla bilinmiyor. Dikilmiş pantolon, tişört, havlu, bornoz gibi ürünleri boyuyoruz. Bu boyamayla renkleniyor ürünler. Yıkamalar yapıyoruz. Türkiye’nin her yerinden müşterilerimiz var. Ama ağırlıklı olarak İzmir ve Denizlili firmalarla çalışıyoruz.

“Yıkama diyorsunuz” ama bu herkesin bildiği klasik bir yıkama değil sanıyorum…

Evet, değil… Aslında aldığımız spor giyim ürünlerinin boyaması ve yukaması burada yapılıyor. Birçok ünlü firmayla çalışıyoruz. Spor giysilerin yüzde 90’ı bizim gibi boyama ve yıkama işletmelerinin elinden geçiyor. Kimilerine efektlendirme adına yıkama yapıyoruz. Bu özel kimyasallarla oluyor tabiki. Kimine de boyamalar yapıyoruz. Bazen de boyama artı efektlendirme yapıyoruz. “Burada tekstil ürünlerinin terbiyesi yapılıyor” diyebiliriz. Son aşamada ütülenip, paketleniyor ve mağazalara sevk ediliyor.

O halde sizin işletme bir ürünün vitrine çıkmadan önceki son aşaması…

Öyle diyebiliriz…

Yaptığınız iş üzerine Denizli’de neden firma sayısı az?

Denizli dış giyim üzerine üretim yapan bir il değil. Denizli havlu ve boroz üzerine yoğunlaşmış. Nevresim ve gömleklik kumaş yoğun üretiliyor. Bitmiş ürün diyebileceğimiz çok fazla konfeksiyon firması yok. İsteriz ki daha fazla konfeksiyon firması kurulsun. Bunun sonucunda bizim gibi firmalara daha fazla ihtiyaç duyulsun ve hizmet veren firma sayısı artsın. Çünkü bir şehirde bir sektöre ait kollar ne kadar çok gelişirse müşteri de o kadar kolay gelir. Bir firma için Denizli’ye gelmezler ama beş firma için gelirler. Her zaman çoğalalım, yan yana olalım ki, şahir dışından ve yurt dışından daha fazla müşteri çekebilelim.

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-3

RENGARENK ÜRÜNLER
Adet ya da kilo olarak iş kapasiteniz nedir?

65 çalışanımız var. Çok değişik ürünler yaptığımız için ona göre iş programı hazırlamak durumundayız. Örneğin şort boyayacak isek, 7-8 tonluk kapasitemiz bulunuyor. Yıkama yapacaksak 10-15 tonlara çıkabiliriz. Üretimin tamamı yıkama, tamamı boyama olmadığından ürüne göre değişiyor. O nedenle genel bir kapasiteden söz etmek mümkün değil. Kottan söz edecek olursak 1.500 ile 6 bin arası iş yapabiliyoruz.

Burada rengarenk ürünler görüyorum. Bunları siz mi hazırladınız?

Bunlar bize ham olarak geliyor. Dikilmiş oluyor, püskülleri yapılmış oluyor. Biz üzerindeki boyama işlemini gerçekleştiriyoruz.

Desenler?

Onlar bize ait…

Ayrı bir desinatör hizmeti var mı?

El işçiliği var ama dizayn için birini çalıştırmıyoruz.

Dizaynları kim yapıyor o zaman?

Konfeksiyon firmaları. Ana müşteriler zaman zaman istediğini aktarıyor. Böyle durumlarda partner olduğumuz konfeksiyon firmalarıyla koleksiyonlar hazırlıyoruz. Biz doğrudan ihracat yapmıyor, ihracat yapan firmalara ürün hazırlıyoruz. Akredite bir boyahaneyiz.

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-4

ÜNLÜ FİRMALARLA ÇALIŞMA
Ünlü firmalarla çalıştığınız söylediniz. Birkaç isim alabilir miyiz?

Zara, Mudo, Mango, Koton ilk aklıma gelenler.

Kimyasalların sağlıkla ilgili zararları hep konuşulur. Nedir sorun?

Türkiye’deki bütün boyahaneler ağır ve tehlikeli iş statüsündeler. Biraz önce söylediğim gibi biz akredite bir boyaheneyiz. Akredite boyahane olmak çok kolay değil. Çok ciddi denetimlerden geçiyoruz. Sağlık ve güvenlik sertifikalarının olması gerekiyor. Hem kullandığımız kimyasal ve boya maddelerinin güvenli olması gerekiyor hem bizim onları kullanarak yaptığımız işlem sonrası ortaya çıkan giyilebilir kılafetlerin sağlıklı olması gerekiyor. Bunlarla ilgili sürekli denetleniyoruz. Çalışma arkadaşlarımız 6 ayda bir sağlık kontrolünden geçiyor. Sosyal konularda görevlerimizi yerine getirmiş olmamız, çevre duyarlılığının yüksek olması gerekiyor. Tüm bunları tamamladığınızda akredite oluyorsunuz.

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-5

HAYALİ YAZAR OLMAK , BİR DERGİDE YAZMAKTI
Baba mesleği tekstil olmasaydı bu alanda olur muydunuz ya da hayal ettiğiniz bir meslek var mıydı?

Grafiker olmak, bir gün bir dergide çalışmak, yazılar yazmak istiyordum hep. Bir zamanlar yazım da kuvvetliydi. Öyle bir hayalim vardı. Hala edebiyat dergilerini dikkatle takip ederim. İyi bir okur olduğumu düşünüyorum. Günün birinde yazar olmayı isterdim ama olmadı.

Hayaliniz olmadı ama yaptığınız işi de seviyorsunuz gördüğüm kadarıyla…

Tabi, tabi seviyorum. Ne kadar zor olursa olsun insan yaptığı işle ilgili bir gönül bağı kuruyor.

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-6

DENİZLİ’DE İŞ KADINI OLMAK
Denizli’de iş kadını olmak nasıl bir şey?

Pek negatif taraflarını görmedim. Belki yetiştirilişten kaynaklı. Bizim ailede kadın-erkek omuz omuza olabilir düsturu vardı. Ben erkek bir ortakla çalışıyorum. Uyumlu bir şekilde devam ediyoruz. Zaman zaman iş yemekleri vs durumlarda bazen kadının giremediği noktalar oluyor. Ama bunun işle alakası yok. O Türkiye’de kadının toplumda yeriyle alakalı sorun. İşimle ilgili nefatif bir ortamla karşılaşmadım. İsterim ki iş kadını sayısı daha da artsın.

Kadınların iş hayatında olması biraz da aile kaynaklı sanıyorum…

denizli-kahve-sohbetleri-esra-kasapoglu-8

Ben ne yazık ki aile şirketinde hiç çalışmadım. Ama bu işimi yapmamda ailemin desteği çok büyüktür. Her konuda babamı en büyük danışmanım, en büyük destekçim olarak görürüm babamı.

Babanızın birlikte çalıştığı birçok isim şimdi kendi işini kurmuş durumda. O yıllara ait bir anınız var mı?

Ramazan aylarında çok büyük yemekler verilirdi yemekhanede. Herkes gelirdi. Ortaklar ve çalışanlar bir arada olurdu. O anları keyifle hatırlarım.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı