Tin:  İnfaz listesi hazırlamışlar

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ), 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili Denizli’de yaşananları aktardığımız “O Gece” başlıklı yazı dizimize AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin ile devam ediyoruz. Darbe girişimini Ankara’dan Denizli’ye gelirken haber alan Tin, FETÖ’nün her türlü planlamayı yaptığını, infaz edileceklerin ve tutuklanacakların listesinin bile hazırlandığını söyledi.

 O Gece’nin anlatıldığı yazı dizimiz için konuştuğumuz AK Parti Milletvekili Şahin Tin, 15 Temmuz akşamı parti binasında darbeye karşı duruşu organize etmenin yanı sıra, o anda yaşanan sıcak gelişmeleri, Çardak’ta darbeci subaylarla olan diyaloğunu anlattı. Ardından da Denizli’nin FETÖ için çok önemli merkez olduğunu, darbe için Ege Bölgesi’ne harekatın buradan başlatılmasının planlandığını aktardı. İşte Şahin Tin’in anlatımıyla o gece…

 DARBE GİRİŞİMİNİ YOLDA ÖĞRENDİ

Türkiye 15 Temmuz’da unutulan darbe dönemini bir kez daha yaşadı. Siz de o geceyi Denizli’de yaşayan siyasilerdensiniz. Sürekli sahadaydınız. Nasıl haber aldınız darbe girişimini?

Meclis çalışmalarımızı yaptık. Genel kurul çalışması bitince Denizli’ye gelmek üzere yola çıktım. Saat 21.00 sıralarıydı, Çardak’a girerken telefonlar gelmeye başladı arkadaşlardan. “Arkara’da jetler uçuyor, İstanbul’da köprüde askerler görüldü gibi bilgiler geliyor. Nedir durum” diye sorduklarında dedim ki darbe girişimi. Hemen AK Parti what shapp grubuna yazdım. “Ankara ve İstanbul’da bir durum var, darbe girişimidir, bigilerinize” dedim. Çoğu bana inanmadı. Şaka yapıyorsun, espri yapıyorsun diyenle oldu. Saat 22.00 civarında artık netleşti. O arada teşkilata gittim.

Bu arada şunu da anlatayım. Cuma namazını Ankara’da kıldık. Genel Sekreter Abdulhamit Gül ile sohbet ettik. Kendisine “Darbeye hazırlanıyor bunlar. Çalışmaları var. Dikkat etmemiz lazım” dedim. O da katılmıştı. Gündüz bunu anlatıp, akşam darbe girişimi olunca şaşırmadım. Şunu söylemeliyim: Bu darbe sadece AK Parti’ye değil, milli iradeye, halkımıza yapılmak istenen bir darbedir.

Bu notu aktardıktan sonra Denizli’den devam edeyim. Teşkilat binasına gittim. İl başkanımızı sordum, şehir dışında olduğunu söylediler. İlçe teşkilatlarımızı aradık hemen parti binalarına gitmelerini istedik.

“GELEN OLURSA ÇATIŞIRIZ” DEDİM

Vali Beyi arayıp durumu sordum. AK Parti İl Binası’nda olduğumuzu, partililerin toplanmaya başladığını, kendi güvenlik önlemlerimizi almaya çalıştığımı anlattım. Emniyet Müdürünü arayıp, parti önünde 3 bin dolayında vatandaşın toplandığını, geleyana getirmek isteyenlerin olabileceğini, buraya baskına gelen olursa onlarla da çatışacağımızı belirttim.

Bir yandan gelen bilgileri değerlendiriyor, bir yandan televizyondan Ankara ve İstanbul’daki gelişmeleri takip ediyoruz. Yapılan FETÖ’cülerin bir istila girişimidir. Bu darbe girişimine hiçbir sebep yokken kalkışmışlardır. 1960, 1971, 1980 darbeleri kurşun sıkılmadan yapılırken, bu defa tanklar, uçaklar, helikopterler, ağır silahlar, her şey kullanıldı. Sadece Ankara-Gölbaşı’ndaki Özel Harekat’a atılan bomba bir ton. Birçok görevlinin cesetleri atılan bombalarla yandı.

KOMUTANA “KİMDEN YANASINIZ?” DİYE SORDUM

Televizyon ekranından aktarılanları, meclisin bombalandığını gördüğünüzde nasıl bir ruh hali oluştu sizde?

Dedim ki, çok kanlı olacak. Türkiye’nin uçurumun kenarında olduğunu düşündüm. Darbecilerle mücadele etmeyi, ölüme kadar gitmeyi kafama koydum. En önde ben olacağım. Önüme halkın, devletin karşısında olarak çıkan asker, polis kim olursa olsun onlara dur diyeceğim. Kafamda başka hiçbir şey yok.

AK Parti İl Binası’ndan bu ruh haliyle mi çıktınız?

Partide bulunanlara “Hemen çıkıyoruz, Delikliçınar’a gidiyoruz” dedim. Oradan yürüyüşe başladık. Büyükşehir Belediye Başkanımız Osman Bey, eski milletvekilimiz Mehmet Salih Erdoğan, il başkan yardımcısı Uğur Erdoğan ile birlikte en öndeyiz.

Yola çıkarken İl Jandarma Komutanı’nı aradım. “Biz sahaya çıkıyoruz. Siz, devlet ve milletin yanında mısınız, darbecilerin yanında mısınız?” diye sordum. Milli iradenin, devletin, milletin yanında olduğunu söyledi. Teşekkür ettim.

Bu arada yürümeye başladık. Yürürken de karşımıza ne zaman asker çıkacak, tank çıkacak diye bekliyoruz. Çıkarlarsa da çatışacağız. Ya onlara direnç göstereceğiz ya da ömür boyu onlara teslim olacağız. Yürürken “darbeye hayır” diye slogan atıyoruz, halkı meydana çağırıyoruz. TRT’den de darbecilerin bildirisi okundu. Vatandaş bunu duymak istemiyor. Ben de Çökelez’deki vericinin elektriğinin kesilmesini söyledim.

TUGAY KOMUTANI’NDAN ŞÜPHELERİM

Tugay Komutanı ile ilgili benim şüphelerim vardı. Nereden bu şüphe derseniz onu da anlatayım. Bizim belediye başkanlarını ziyaret etti. Baktım ziyaretlere giderken giydiği kıyafet savaşa giderken giyilen kamuflaj. Bu elbise ya sıkıyönetm döneminde ya da savaşlarda giyilir. Ama bu kıyafetle ziyaret edip mesaj veriyor. Ben hatta başkanlara “Bu adam böyle geldi, bunda hayra alamet yok” dedim. Onlar da “biz hiç dikkat etmedik” dedi.

Tugay Komutanı’nın hangi tarafta olduğunu Vali Beye de sordum. Telefonlara çıkmadığını söyledi. Belediye Başkanımıza hemen Tugay’ın etrafının iş makineleri ve kamyonlarla kuşatılması gerektiğini aktardım. Hemen yollar kapatıldı.

Meydana geldiğimizde Çınar’ın insanlarla dolu olduğunu gördük. Her kesimden, her görüşten ve darbeye karşı olan binlerce kişi meydanda toplanmıştı. Ben bir konuşma yaptım. Amacım direnci ayakta tutabilmek, demokrasiye olan inancı güçlendirmekti. Zaten Türk bayrağını alan meydana geliyordu. Konuşmamda, darbe girişimini ruhunu şeytana satmış FETÖ elebaşısının paralı askerlerinin yaptığını belirttim.

Saat 24.00 sıralarında 20 araçlık bir askeri konvoyun Tugay’dan yola çıktığını öğrendik. Bunların Çınar’a gelebileceğini düşündük. Çatışma çıkabileceğini söyleyip, arkadaşlardan hazırlıklı olmalarını istedim. Ama bunu vatandaşa aktarmıyoruz. Çünkü ilk başlangıçta hafife alınacak bir durum yoktu. Çok zor bir geceydi.

MUHALİFLER STADYUMA DOLDURULACAKTI

O geceyi olağanüstü yaşayan illerden birisinin Denizli olduğu daha sonra ortaya çıktı. Örneğin 550 komandonun buradan Ankara’ya götürülmek istenmesi gibi. Denizli ile ilgili böyle bir seçim yapılması konusunda size gelen bilgiler var mı?

Var, var tabii… Zaman geçtikçe her şey netleşmeye başlıyoruz. Şunu bilmeliyiz, Denizli FETÖ’nün Ege Bölgesi’ndeki ana merkezlerinden birisi. İzmir’den bile önde geliyor. Buradaki yapılanmaları çok güçlü. Ege Bölgesi’ne yönelik harekatı buradan başlatma planları var. Denizli’deki yapılanmayı yapmışlar. Paşa’yı ele geçirmişler

Komandoları taşıyan konvoyu çıkışından itibaren takibe aldık. Ben, Vali Beyi aradım. “Askeri araçlar çıkış yapmış, nedir durum?” diye sordum. “Merak etmeyin size gelmiyor. Havalimanının güvenliğini almak için gidiyorlar” dedi. Bu cevapla rahatladık ama içimizdeki şüphe devam ediyor. Çardak AK Parti İlçe Başkanı’nı arayıp gelen konvoyu bildirdim ve “Dost ya da düşman, bunları havalimanının içine sokmayın” dedim. Bozkurt’a konuştuk, Honaz’la konuştuk. Araçlar hareket ettirildi. Havaalanına önceden girenler çıkartılmıyor, gelenler de sokulmuyor.

Vali Bey de verdiği talimatla elektriğini kestirdi havaalanının. Devreye sokulmaması için jeneratör bozduruldu. Piste kamyonlar, traktörler konuldu. Özel araçlar bile konuldu. Çünkü havada dört tane kargo uçağı dolaşıyor. İnseler 550 komandoyu alacak, Ankara’ya götürecekler, daha çok katliam yapacaklardı. O anlamda Denizli’nin yaptığı 1919’da Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin Yunan işgaline karşı yaptığı gibidir. Bugün onu torunları FETÖ’ye karşı duruş sergilemiştir. Bunu Sayın Başbakanımıza da aktardım. Bir rapor halinde genel merkeze sundum.

Vali, emniyet jandarma, istihbarat, başsavcılık, halkımız ve medyayla birlikte Denizli kahramanlık örneği gösterdi. 550 komandonun gitmesini engellendi, burada (Çınar Meydanı) sukunet sağlandı. Vali Bey bana “siviller sende” dedi. Osman Bey var, birlikteyiz. Daha sonra Pamukkale ve Merkezefendi belediye başkanları geldi.

Çok şükür Denizli’de kaypak çıkmadı. Tugay’da, poliste, diğer kurumlarda oldu ayrı. Onlar zaten perdenin arkasından izliyordu. Başarsalar sokağa çıkacaklar Ankara, İstanbul’da darbe gerçekleşmiş olsaydı, burada zaten asker sahadaydı. Sıkıyönetim ilan edecekler, karşı çıkanı öldürecekler, kalanları stadyuma hapsedeceklerdi. Kime ne yapılacak, ilk başta infaz edileceklerin, yani öldürüleceklerin, tutuklanacakların, hepsinin listesini çıkarmışlar. Biz ilk infaz listesindeyiz.

ÇARDAK’TA ASKERLER İLE KONUŞMA

Vali Bey ile kriz merkezinin oluşturulduğu karagahta görüştükten sonra yanıma birkaç adakadaşı alarak çardak’a gittim. Durum gergin. Ben, askeri araçların arasına girdim. Araçları öyle sıralamışlar ki, birisinde subay, birisinde asker var. Bir albay ve bir yarbay var. Askerlere soruyorum “ne yapıyorsunuz” diye. Tatbikata gittikleri söylediler. Yanlarında mermi olup olmadığını sordum, “yok” dediler. Uzman çavuşları sordum, onlarda var. Subaylara soruyorum “tatbikat” diyorlar. “Yalan söylemeyin. Oradaki çocuklar tamam, bilemeyebilirler ama siz tatbikata gitmiyorsunuz. Sivil vatandaşları öldürmeye gidiyorsunuz. Ananıza-babanıza silah doğrultabilecek misiniz?” dedim.

Bir tanesinin gözleri doldu, kandırıldık gibi laflar etti. Hatta birisi telefonla konuşurken “beni yaktın” diyordu. Güneş doğmak üzereydi artık. Yavaş yavaş gardları inmeye başladı. Çünkü önceden baya bir dikleniyorlardı. “Gideceğiz” diyorlardı, havaalanına girmek istiyorlardı. Çardak’tan orada bulunan sivil vatandaşlar için ekmek getirttik, askerlere de verildi. Sigarası kalmayanlar sigara istiyordu.

Saat 10.00 sıralarında Jandarma Komutanı geldi. Önce havaalanının içindeki 75 kişiyi, daha sonra diğerlerini aldı. Daha sonra bizim konuştuğumuz yarbay ve albayla konuştu. Silahlar teslim alındı ve çevik kuvvet nezaretinde Denizli’ye getirildiler.

KALKIN KARŞI OLACAĞINI HESAPLAYAMADILAR

Size göre o akşam darbecileri alt eden, darbe girişimini tersine çeviren etkenler nelerdir?

Darbe yapmak isteyenlerin hiçbir haklılık payı yok. Tamamen Türkiye’nin aleyhine bir eylem. Bir yerlerin tuşa basmasıyla yaptırılıyor. Koordine olamadılar. Halk çok önemliyldi. Meydanlara çıkıp kendilerine karşı koyacağını hesaplayamadılar. En önemlisi de buydu. Bir tanesi, “Benim arkadaşım ateistti, adam çıktı Allahuekber diye bağırdı” diyor. O gece herkes beraber oldu. Solcusu, sağcısı, ateisti, alevisi, çerkezi, lazı herkes bir oldu ve tek bir ağızdan demokrasiyi haykırdı. Millet kendi iradesini ortaya koyarak bu zafer kazanmıştır.

 CEMAATİN DİNİNİ BIRAKIP GERÇEK DİNE DÖNÜN
Bugün dönüp baktığınızda FETÖ Denizli’de tamamen çökertilmiş midir?

Bitmedi… Türkiye’de bitmedi. Dış yapılanmaları, ilişkileri var. Onlar da bitmeli. Tabiki bir darbe yediler. Bu arada soruşturmalar, operasyonlar yapılırken kurunun yanında yanan yaş az olmalı. Buna dikkat etmemiz lazım. Mümkünse hiç yanmamalı. FETÖ’ye sempatizan olan, daha önce inanıp gerçeği görerek uzaklaşanlara diyorum ki: Cemaatin dinini bırakıp gerçek dine dönün, halka dönün.