REKLAMI GEÇ

EFSANELER DİYARI MEANDROS

12 Haziran 2014 Perşembe

denizli-olmeye-yatan-nahir-menderes-balik-kokulu-kirlilik-yasar-tok-meandros-h
Denizlihaber.com’da çıkan bir yerel belediye haberi, Menderes üzerine yazı dizimizin geçen haftaki bölümünde yer alan “deniz” mecazına deyim yerindeyse cuk oturdu.

Habere göre, yeni kurulan merkez belediyelerden Pamukkale Belediyesi, kendi bünyesinde oluşturduğu şirketin sözleşmesine “Yat İşletmeciliği, Yat Turizmciliği” maddesi ekliyor. Haberin yayınlandığı günlerde ilçenin bazı yerleşim bölgelerinde yağmur sularından biriken gölcüklerin oluşması, Belediye şirketine doğanın ironisi olsa gerek.
2014 yerel seçimlerinde AKP’den büyükşehir aday adaylarından Mehmet Uğur Tatar’da “Denizli’ye deniz getireceğim” diyerek fantastik bir vaatte bulunmuştu.
Buna benzer ‘vukuat’ın bir örneği 2000’li yıllarda kurulan “Yat Kulübü” olarak haberlere konu olmuştu. Sanırım Deniz tercihi kent insanının vazgeçilmez özlemi olmaya devam edecek. Menderes üzerinde kurulu yerleşme topluluklarının suya ırmak ya da nehir yerine “Deniz” demeleri boşuna değil.

DİNARDAN BAŞLAYAN YOLCULUK
Menderes üzerindeki gezimize ait notlara Dinar’dan devam ediyoruz.
Dinar’a yaklaştıkça, çevreyi daha dikkatli bir gözle süzüyoruz. Gördüklerimizin nehirle bağlantısı var mı, olabilir mi, çevresel etkileri nelerdir? 25.000 civarında nüfusa sahip bir ilçenin ekonomisine katkı sağlayan işletmeler içinde dikkati çeken hangileridir? Menderes ile ilişkisi nedir? Bir de elbette ilçenin tarih yüklü muazzam geçmişinden bu güne taşınan izler ve Menderes’in bu derin tarihteki rolü!

1
Dinar’a birkaç kilometre kala bizi, pek çok ilçede görülenden farksız bir manzara karşılıyor. Yolun hemen bitişiğine çekilmiş tel örgüler, belediye çöp alanını çevrelemiş. Rüzgarın uçurduğu hafif plastik çöpler tel örgülerde dilek ağacına bağlanmış çaput bezler gibi sallanıyor. Yelin size doğru her esişinde koyu bir koku nefes almanızı zorlaştırıyor. Çöp yığınlarını geçer geçmez bir işletme ile karşılaşıyoruz. Burası bir meyve suyu konsantre üretim işletmesi. Bölge istihdamı için önemli olsa gerek. Daha önceleri haberlere konu olan bu tür işletmelerin akarsuları nasıl etkilediği meselesini merak ediyoruz. Bu ve benzeri sorularımızı Belediye Başkanı Saffet Acar’a sormak üzere not alıyoruz.

EFSANELERİN MERKEZİNDEKİ PLASTİK
Ankara-Eskişehir yönünden gelip Afyon’a bağlanan, Dinar’ın ortasından geçerek Isparta, Burdur, Antalya ve Denizli-Muğla istikametlerine ayrılan ana yola varıyoruz. Trafik ışıklarından sola, Afyon istikametine dönüp, yaklaşık 300 metre sonra Suçıkan mevkiini çevreleyen parka ulaşıyoruz.

6

Son beş yıldan bu yana bazen neredeyse 15 günde bir geçtiğim, geçerken mutlaka mola verip çay içtiğim parkın değişimine bu kadar yakından tanığım. İlk yıllarda bazı mermer yazıtlar, sütun parçaları, diğer mimari taş örnekleri sergilenirdi burada. Tarihi derin derin koklardınız. Bazı anlar önünde durduğunuz taşın işlenmiş rölyef kıvrımlarına huşu içinde dalıp gider, tarihin gücünü anımsardınız. Kısa bilgilerle donanmış açıklama levhalarını okur, bilgi dağarcığınızı tazeler ya da çoğaltırdınız.

7

Artık bu görüntülere rastlayamıyorsunuz. Dinar antik tarihine dair ne kadar mitolojik efsane varsa, tümü plastik zemine baskı yapılıp büyük levhalar halinde park içine yerleştirilmiş. Sadece ana yol girişindeki kapı kenarlarında mermer sütun parçaları kalmış. Park ziyaretçiler için daha çok yeme içme merkezine dönüştürülmüş.

Yazılı metinler insanımızın çok fazla ilgisini çekmiyor. Somut, belirgin objelerin yerini hiç tutmuyor. Mimari örneklerin sergilendiği önceki dönemlerde park içini gezenlerin söz konusu objelere ilgisi daha fazlaydı. Oysa şimdi su kaynağını izleyip hatıra fotoğrafı çektirenlerin dışında ırmakla, tarihle, çevreyle ilgilenen insan pek yok gibi.
Parktaki bu ‘temizliğin’ sebeplerini Belediye Başkanına sormak üzere saklıyor, çevreye bakınıyoruz ilgiyle. Önceleri detaylarına dikkat etmediğim düzenlemeyi yeniden resmini oluşturmaya çalışıyorum.

10

SUÇIKAN’DA BİR KAÇ SAAT
Yaklaşık iki saat kadar kaldık Suçıkan parkında. Arka planına duyduğum ilgiden mi nedir, burası benim için büyüleyici bir mekan.

_________________________________________________________________

OyundaKal_450x150

_________________________________________________________________

Kısa bir anı: Belki biraz da çocukluğumun meraklarındandır. Henüz 8-10 yaşlarındayken ailemin doğup büyüdüğü köye giderdik yaz aylarında. Köyün 1-2 km aşağısından bir çay geçerdi. Gediz’i besleyen kollardan biri. Şimdilerde su kalmamış olan o çayın kaynağını hep merak ederdim.Bana çok egzotik, bilinmez ve gizemli gelen o kaynakla ilgili merakımı hala giderebilmiş değilim.

8

O nedenle, Menderes nehrine ilk suyu sağlayan böyle bir kaynakta olmak benim çocukluk meraklarımın kısmen karşılığı oluyor olmalı. Alabildiğine ilgiyle bir yandan gözlüyor, bir yandan fotoğraf çekiyoruz.
Su dip kaynağı ile çıkıyor, diğer yandan sırtını dayadığı dağın zirvesinden süzülerek dökülüyor. Döküldüğü yerde, yeraltı kaynağı ile birleşip bir gölcük oluşturmuş. Olasılıkla binlerce yıldır aynı pozisyonda bir gölcük. Farklı zamanlarda birbirinden farklı çevre koruma düzenlemeleri geçirmiş olsa da, pek fazla değişmiş olduğunu sanmıyorum. Çünkü suyun kaynağı belli ve aktığı yer geniş bir dere yatağı oluşturmuş. Güney-batı dışında diğer yönlerde topoğrafya yükselerek genişliyor.Ankara’ya doğru uzanana karayolu hemen bitişiğinde. Suyun az sonra nehir yatağına kanallarla tahliyesi de bu yolun altında kalıyor. Su kaynağının hemen solunda kalan yarım daire, büyükçe taş görünümlü yapı Dinar Belediyesi’ne ait. Belediye burayı Etnografya Müzesi’ne dönüştürmüş.

9

Göl suyu berrak. Dipte bazı mesnetsiz kirletici objeler göze çarpsa da, toplumsal çevre duyarlılığımızı ölçüsünde oldukça iyi korunuyor diyebiliriz. Zamanla yapılmış düzenleme artığı beton parçaları yine suyun dibinde görülebiliyor. Üzerinde ise çok renkli ördekler yüzüyor. Çevre ağaçlandırması gezi yolları ile tamamlanmış. Hakan Keysan gidip gezerken ben fotoğraf çekiyorum.

“OKSİJEN BURADA AZALIYOR”
Suyun kaynakta oluşturduğu gölden çıkıp henüz akmaya başlamadan balık üretme işletmeleri tarafından işgal edildiği görülüyor. Dikdörtgen veya kare biçimli onlarca beton üreme havuzları, suyun akışını takip etmeyi imkansız hale getiriyor. Zaten havuzlardan sonra su birden bire yok oluyor. Tahliye kanalları vasıtasıyla ilçe içinden geçip nehir kaynağına ulaşıyor olmalı. Daha sonra görüştüğümüz ilgilinin ifadesiyle Menderes’e ilk suyu sağlayan kaynak, henüz çıktığı noktada kurulu balık üretme işletmeleri sayesinde oksijenin önemli bir bölümünü burada bırakıyor. Diyeceğim, Balık ölümleriyle sık sık gündeme gelen Menderes’i ilk kokutan yine balıklar oluyor.
Sorularımız çoğalıyor ve bunları Belediye Başkanına sormak üzere biriktiriyoruz.

2

DİNAR’DA ÇEVRE SORUNU
Ama o günden beri Dinar Belediye Başkanı ile görüşemedik. Bizim gittiğimiz gün Belediyeler Birliği toplantısı Dinar’da yapılıyordu. Sonraki günlerde ise yolumuz düşmedi ve karşılaşma imkanımız olmadı. Yerine bizi belediye Çevre Mühendisi Mustafa Şenyurt’a yönlendirdiler.

Kısa bir not: Aslında bu tür görüşmelerde başkan yerine, konunun uzmanı veya doğrudan ilgilisi ile yapılan mülakatın daha fazla yarar sağladığı inancındayım. Defalarca yaptığım benzer görüşmelerde bunu fark ettim. Başkanlar genellikle madalyonun bir yüzünü sunarlar size. Bu da doğal olarak iyi, projelendirilmiş, üzerinde çalışılmış boyutu içerir. Oysa uzman veya doğrudan ilgililerin kendi alanlarında yetkin oluşu, istediğiniz bilgileri daha gerçekçi ve birinci elden kazanmanızı sağlar.

Çevre Mühendisi Mustafa Şenyurt, ilçedeki çevre sorunlarına vakıf olacak kadar uzun (10 yıl) zamandır Dinar Belediyesinde görevli. Bizi samimiyetle karşılıyor. Başkan’a iletilmek üzere dizi yazı projemizin dosyasını kendisine bırakıyoruz. Bize söylediği çayları yudumlarken, o da dosyaya göz atıyor.

10

ÇEVRE MÜHENDİSİ MUSTAFA ŞENYURT ANLATIYOR
İlk sorusu, “Suçıkan’a gittiniz mi?” oluyor.
“Gittik” diyoruz, “gezdik, fotoğrafladık, gözledik. Merak ediyoruz, kaynaktaki balık üretme çiftlikleri ile belediyenin ilgisi var mı?”
“Hayır” diye yanıtlıyor Mustafa Şenyurt. “O çiftlikler Devlet Su İşleri tarafından yapılmış, daha sonra özel işletmelere devredilmiş. Ama varlığı sıkıntılı” diyor.
“Suya zararı var mı” diye soruyoruz, “olmaz mı” diye yanıtlıyor. “Oraların kaldırılması gerekir. Çünkü henüz su kaynaktayken oksijen kaybına uğruyor.”

12Parktaki antik mimari örneklerin neden sergilenmediğini soruyoruz, Mustafa Şenyurt bu konuda Belediye’nin çalışmasından bahsediyor. Açık sergileme alanı(kendisi müze diyor) oluşturmak üzere Suçıkan Parkı’nın hemen bitişiğinde bir bölüm ayrıldığını söylüyor. Burası duvarla çevrilmiş. Hazırlanan projeye göre eskiden park içinde yer alan bu örnekler topluca orada sergilenecekmiş. Şimdilik bir bölümü kapalı alanda olmak üzere korumaya alınmışlar. “Nispeten kıymetli eserleri kapalı bir depomuz var orada saklıyoruz. Şimdilik park içindeki binamızda sadece etnografya müzemizi açabildik. İleride açık hava müzemizi de hazırlayacağız” diyor.

Mustafa Bey ile nehir kirliliği, Çivril yolundan Dinar girişindeki çöp alanı ve işletmelerin nehir kirlenmesindeki rolünü konuşuyoruz. “İşletmelerle ilgili sıkıntımız pek yok, bir ara balık ölümleri konusunda araştırma yapıldı ama kanıtlanamadı. Zaten sizin geldiğiniz yöndeki konsantre meyve işletmesi atıkları Belediyemiz atık su arıtma tesisine bağlı. Aksine istihdam imkanı sağlıyorlar bize. Belediye çöp alanı ile ilgili bir projemiz var, bu konuda Bakanlık ve Afyon Belediyesi nezdinde işbirliği çalışmalarımız devam ediyor. Ancak kolayca çözülmüyor bu tür bürokratik işler. ÇED raporumuz hazır, Proje maliyetimiz 12-13 milyonu buluyor ve kaynak konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Bu nedenle Bakanlık hibeleri için başvuru yaptık. Şimdilik beş ilçe Belediyesi ile oluşturduğumuz Birlik olarak hareket ediyor ve Afyon Belediyesi ve İl Özel İdaresi ile sorunu aşmaya çalışıyoruz” diyerek kendi alanına ilişkin bilgileri yetkinlikle veriyor.

3
Son sorumuz, “Menderes’e bağlanan başka su kaynağı var mı” oluyor.
Evet, var” diyor, “Düden adında bir kaynağımız daha var. Ulaşımı biraz sorunludur. Özel mülkiyet olduğu için izin alabilirseniz, girip bakabilir veya fotoğraf çekebilirsiniz” diye cevaplıyor. Düden’e nasıl ulaşacağımızı tarif ediyor.

Çevre Mühendisi Mustafa Şenyurt’a verdiği bilgi ve gösterdiği yakınlık nedeniyle teşekkür ediyor ve ayrılıyoruz. Kendisiyle ileride yeniden görüşeceğimizi umuyorum.
Belediye Başkanı Saffet Acar ile görüşemedik. Ama sorularımızın bazılarını kendilerine sormak üzere sakladık, umarız önümüzdeki dönemlerde görüşür ve yanıtlarını alırız.
Haftaya: Menderes’in Düden’i

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı