REKLAMI GEÇ

Zamana direnen kent Tripolis-2

19 Nisan 2014 Cumartesi

denizli-tarihin-pesinde-buldan-tripolis-h

Tripolis antik kent kazılarında 3.yıl işbaşı yapmaya hazırlanan Kazı Bilimsel Başkanı Yard.Doç.Dr.Bahadır Duman hoca ile alanda yaptığımız söyleşinin son bölümünü yayınlıyoruz.

 

Yaşar Tok: O dönemdeki ticari özelliklerini açıklayan sikke buluntuları var. Yazıtlar da var mı?

Bahadır Duman: 60’ın üzerinde yazıt bulduk,geçen yıl ve bu yıl yapılan çalışmalarda. Tabi arkeolojik kazıların en önemli verilerinden biri de o epigrafik kaynaklardır. Her yazıt bizim için heyecan vericidir. Çünkü her yazıtta bir Tripolislinin izine rastlıyoruz. Geçen yıl çıkan yazıtlardan bir tanesiHristiyanlık dönemi yazıtı. YaniJustinianus dönemi, M.Ö.550’lere ait. O dönemde bir grup insan Tripolis’inyada Hristiyanlığın genel teamüllerine uymuyorlar ve isimleri o mermer blok üstüne yazılarak ifşa ediliyorhalka ve kente girişleri yasaklanıyor. Bunların isimlerini biliyoruz, meslek gruplarını biliyoruz.Çeşitli meslek gruplarından bahsediyor. M.S6’cı yüzyıl olmasına rağmen hala bu kurumlar etkin şekilde işlevini sürdürüyor.

ic-9

TRİPOLİS’TE DOKUMA KÜLTÜRÜ

Y.Tok: Merak ediyorum.Burası kavşak, yani Menderes kavşağı, Laodikeia’yıHierapolis’e bağlayan bir kavşak…Phledelphia’ya, Lydia’ya bağlanan yol üstü. Burada, öyle çok gelişkin döneminde askeri bir faaliyet olduğunu düşünmüyorum ben.

B.Duman: Roma imparatorluğu döneminde zaten imparatorluğun kentlerinden sadece,onun için ticaret anlamında ön planda olmuş olmalı. Çünkü bizim bu kadar sikke ele geçirmiş olmamız…yani bunlar inanılmaz rakamlar. Ne yapılıyor ticaret anlamında derseniz? Tripolisliler kesinlikle seramik,kap-kaçak üretiyor ve bunları satıyor. Bunu neye dayanarak söylüyorum, kalıpları var elimizde. Seramiklerin üretildiği kalıplar var. İşliklerde var. O kemerli yapının içinde bir sürü demir kaplar,bıçaklar, kılıçlar var. Demek ki demir burada üretilmiş. Pişmiş toprak seramikler üretilmiş. 2 binin üzerinde kemik saç iğnesi saç tokası, oltalar var ki Menderes kullanılıyormuş. İki yılda elde ettiğimiz verilerde tekstil var; İpek çileler ele geçiyor. Buldan’da Selahattin Hoca diye biri var,ona gösterdik şaşırdı kaldı.

ic-4

Y.Tok: Dokumacılık olarak mı?..

B.Duman: Evet evet, o anlamda dokuma parçaları var.

Y.Tok: Burada bir akropol var… oradaki bulgular neler?

B.Duman: Bizim burada bulduğumuz en erken veri, Helenistik dönem. M.Ö 3’üncü yüzyıl. Bundan önceki yerleşim geç dönem. Yerleşim bilgileri daha çok Menderesin kenarındaki höyüklerden elde edilen veriler. Şu anda yaptığımız kazılar doğrultusunda bundan önceye giden veriler yok. Ama bu hiç yok demek değildir. İlerleyen kazılarda nekropolde, akropol tepesinde, mesela erken döneme ait izler mutlaka karşımıza çıkacak.

Y.Tok: Akropolün arkasındaki dağdan su taşındığı söylenmişti?

B.Duman: Var,takip ettik. Biz plana işledik bunu zaten. Yenicekenthala aynı su kaynaklarını kullanıyor. Aynı yerden su geliyor.

ic-3

NEKROPOL VE KORUMA

Y.Tok: Nekropolde çalışma yaptınız mı?

B.Duman: Nekropolde yüzey araştırması şeklinde çalışmalar yaptık. Bunlarıda plana işlememiz lazım, mezarları. Bir kısmı açıkta ama bir kısmıda gördüğümüz bize doğru bakan dağın yamacında, tamamı mezar. O nedenle ilgiyi oraya çekmek istemiyoruz şu anda.

Y.Tok: Tripolis ile ilgili en çok yazı yazan bendim herhalde. O kazılara ara verildiği 2007-2009 da arasında nekropolde ciddi buluntular vardı, yazıların bazılarında üzerinde durmuştum. Orada mezar taşlarının, açıktakalan mezarların tekrar elden geçilmesi düzenlenmesi şeklinde çalışılmıştı. Peki o dönemden sonra kaçak kazı yapılmışmı? Veya hala yapılıyor mu?

B.Duman: Şu anda 4 tane bekçimiz var. 24 saat burayı bekliyor. Değişmeli olarak bekliyorlar. İlk geldiğimizde önceki dönemlerde açılan mezarların bir kaçının duvarında sıvalar kazılmış. Tahribat olmuş. Ama onun haricinde yeni bir kaçak kazı yok.

ic-13

Y.Tok: Peki şunlar(Nekropol alanındaki kazılmış noktaları işaret ederek) sondaj mı yoksa kaçak kazı mı?

B.Duman: Önceki yıllarda yapılmış kaçak kazılar. Ama ulaşılmasının mümkünü yok çünkü çok derin.

Y.Tok: Nekropolde bir düzenleme yapılacak mı?

B.Duman: İlk etapta şu telçit olayını yaptıktan sonra,yavaş yavaş öğrencilerle birlikte oraya da gireceğiz. (Bundan sonraki bir bölümü yazılmaması dileğiyle anlatıyor Bahadır Hoca.Biz de o kısa bölümü yayınlamıyoruz.)

ic-12

TİCARET MERKEZİ TRİPOLİS

Y.Tok: Çeşitli bölgelere ait sikke buluntularından söz ettiniz. Ticaretin hacmine ilişkin kanaatiniz ne?

B.Duman: Afrodisias’tan mesela, heykeltıraşlar burada gelip heykel yapmışlar. Geçen yıl bulduğumuz bir heykelin altında Afrodisiaslı bilmem kim bu heykeli yaptı yazıyor. Efes ile ilişkileri gelişmiş bu kentin. Efeslilerle ortak birşeyler yapmışlar bunlarla ilgili yazıtlar var. Smyrna ile yani İzmir ile, Bergama ile beraber sikke basmışlar.Yani, bütün büyük kentlerle bir ilişkisi var bu kentin. Neden bu ilişki var demekki üretim fazla burada. Ticari ilişki ile ünlü olması lazım. Yani küçük bir kent olsa o kentlerle biraraya gelemez.

____________________________________________________

FC_Kis450x150

____________________________________________________

Y.Tok: Peki Sağlık merkezi var mı burada? Hierapolis o konuda ön planda. Burada da sonuçta ırmak var, termal var .

B.Duman: Mutlaka olmalı hatta şu anda da işleyen kaplıcalar var, bu civarda biliyorsunuz. İki tanede hamam yapısı var. Bir şekilde bu sıcak su kullanılmış olmalı. Ama henüz dediğimiz gibi o alanlarda bir çalışmamız yok.
Bak işte karşıda kemer duruyor. Kemerin altında kapısı olacak. Oturma basamakları, meclis binası, Bouleuterion…

ic-11

Y.Tok: Aynı türden Kibyra’yı gezmişisinizdir.

B.Duman: Kibyra’da buraya çok uzak değil. Onun daKariatik özellikleri de var amabu da büyük bir yapı. İki salonu var mesela, salonlardan biri bu taraftan biri diğer taraftan iki girişli. Burası önümüzdeki dönemde kazı planına alınabilir. Görsel anlamda da arkeolojik anlamda da bize önemli veriler verecektir.

Y.Tok: Meclis binasının ölçüleri nedir?

B.Duman: 35’e 40 olması lazım. 35×40 metre..

Y.Tok: Şimdi iki cadde var. Bunlar birbirini kesiyor.

B.Duman: Bu aslında sütunlu galeri. Yani burası bir portik. Bir çubuğun oradan bu tarafa dönüyor. Şurada da bir agora var. Pazar yeni var ortada.

Y.Tok: Tamda ortada kentin ticaret merkezini kazdınız?

B.Duman: Evet evet merkezde çalışıyoruz şu anda.

Y.Tok: Yani portikle kapatmışlar ortada boş bir pazar yeri var. Atölyeler burada.

B.Duman: Evet hepsi burada.

Y.Tok: Hala burada kadrolu çalışan arkeolog ve uzmanvar mı?

B.Duman: Var var. 8 arkeolog,2 restoratörümüz var. Ayrıca PAÜ’den güvenlik desteği alıyoruz. 2 mimar arkadaşımız var. Onlarda öğretim elemanı. Buldan’dan meslek yüksekokulundan arkadaşlarımız var, Onlar epeyce katkı veriyor. Biliyorsunuz, Buldan’da da mimari restorasyon bölümü açıldı.

KENT YERLEŞİMİ

Bu sütunlu galeri, yolun kenarındaki sütunlu galeri kuzeye doğru devam edecek. Aynı sütunları bu tarafta da bulacağız,bunu biliyoruz şu anda. Taramayı yaptık. Ama dediğim gibi kazıp,restorasyonunu tamamlayıp ondan sonra çıkıyoruz.

Y.Tok: Mimari karakteri, Helenistik’ten Roma’ya değişmiş giderek. Sonra da Bizans dönemi gelmiş, devşirme yeni yapılar ortaya çıkmış. Peki, hangi yüzyıla kadar burada sosyal yaşantı devam etmiş?

B.Duman: Burada geniş bir nüfusun kaldığı dönem 6. yüzyılın ortaları. Yani 550-600’lere kadar kalabalık bir nüfus var. Ondan sonra kent küçülüyor. Bunda neyin etkisi var, o büyük depremlerin.Su yollarının tahrip olmasıyla beraber daha konsantre hale gelmişler. Ama M.S 10. yüzyıla kadar yani yaklaşık 950-970’e kadar küçükte olsa bir nüfusun varlığını tespit ettik. Makaleler doğrultusunda bunu söylüyorum. Bunun benzeri Hierapolis’te de var zaten. Hierapolis’te de 10. yüzyıla ait kalıntılar küçük içlikler depolar kullanılmış. Burasıda benzer karaktere sahip.

ic-7

Y.Tok: İlk kazı zamanı Aytekin hoca bir şey bulmuştu. Orfeus çeşmesi.

B.Duman: Müzede.Ona ait parçalar bulduk biz geçen yıl. O çıkan parçaları geçen yıl gittik denedik ve oturdu o heykele. Burada bir çeşme var bakın dikdörtgen planlı. Bunlar hepsi yerdeydi. Depremle bunlar düşmüş hep aşağıya. Biz kazıdan sonra orijinal cepheyi kaldırdık. Bloklar üzerine yerleştirdik. Orfeuskabartması da bu arada olması lazım, ölçüleri tutuyor zaten. Yine bu da Bizans döneminde devşirilmiş bir çeşme. Yani orijinali şu sırada.Bizans döneminde biraz daha genişletilmiş,belkide bir yalak olarak kullanılmış.

Y.Tok: Temizleme sistemi yani kanalizasyon nasıl?

B.Duman: Var, geçen yıl açtık yüksekliği 1.70, genişliği 65 cmolan kanalizasyon sistemi var.

Y.Tok: Ve yolun altında kalmış?

B.Duman: Yolun altında kalmış. Bütün ana caddelerin altında kanalizasyon sistemi var. Buradan da bu Menderes’e bağlanıyor. Rahatlıkla bir insanın girebileceği genişlikte yapılmış.

Y.Tok: Burası Yenicekent’e giden modern asfalt yol. Tam da kentin merkezini bölmüş sanırım.

B.Duman: Burada da dükkanlar var. Yani o caddenin her iki tarafında da dükkanlar var. Aslında Helenistik duvarlar aşağıda bakın. Bu bizim bastığımız Bizans tabanı, Bizans tabanının künk sistemi. Atık su için o borular. Aşağıda Helenistik döneme ait duvarlar devam ediyor. Bizanslılarda aynı duvarları kullanarak temel olarak almışlar ve üstüne yerleşmişler. Geç Helenistik. Bunlar 1. Yüzyıl,üsttekiler 5.yüzyıl. duvarları. Ama katman katman. Sürekli yerleşim devam etmiş burada. Çünkü verimli topraklar var. Verimli ovanın dibinde, yanındanBüyük Menderes geçiyor. Ticaret yolunun üstünde. Dolayısıyla kolay vaz geçilir bir kent olmamış.

ic-1

Y.Tok: Kent yerleşimini ölçtünüz mü?

B.Duman: Ölçtük tabi, 3 kilometrekarelik bir alan. Kullandığımız asfalt yolun 200 metre daha aşağısına gidiyor.

Y.Tok: Buraları kamulaştırmak için başvurdunuz mu?

B.Duman: Başvurduk Bakanlığa şimdi. Yazı bekliyoruz. Onlar pek memnun değiller. Topraklarında harç kalıntıları olduğu için,verimi de düşük oluyormuş. Onlarda biran önce kamulaştırılmasını istiyorlar. Ondan bir sıkıntımız yok. Zaten bahsettiğim alanın yüzde 85’i hazinenin.

ic-10

MOZAİKLİ VİLLALAR

Bu yürüdüğümüz alan, yaklaşık 5-6 metre genişliğinde. Bir cadde var, yine caddenin kenarında da evler yapılmış. Uzun süre kullanılmış. Yine 3 veya 4. yüzyıl boyunca plan değişikliğine uğrayarak kullanılmış. Bazen kapılar kapatılmış. Buranın restorasyonuna devam ediyoruz. Bu geometrik motiflerle bezenmiş. Yandaki hem geometrik hem de geleneksel motiflerle bezenmiş. Bunda birde üç boyutlu görüntü var. Bakın. Bu önemli bir sanat göstergesidir. M.S 3.ve 4 yüzyıl Roma dönemi mozaiği. Herkes evini böyle yaptıramıyor. Bu bir sosyal statü göstergesidir. Duvarlarında presler var. Tabanları mozaik kaplı. Büyük olasılıkla iki katlı binalar bunlar. Bunu nereden anlıyoruz,merdivenlerden; sapa sağlam kalmış merdivenler. Bakın merdivenin altında küçük kilerler var. Bunlar bizim ahşap köy evlerinde de vardır. Sapasağlam yani burada hiçbir restorasyon yok Yaşar Bey. Olduğu gibi sadece toprağı temizliyoruz. Mesela şurada bir tuvalet var. Görülen boşluğa ahşaptan oturaklar yapıyorlar, ana kanalizasyondan da caddeye bağlanıyor. Suyu nerden getiriyor. Çatıda depo var. Oradan da o depodan suyu getirmiş. 2 bin yıl önce tuvaletli ev yapmışlar yani. Bu evlerle bu alanda sürekli karşılaşacağız.

ic-8
Tripolis üzerine söyleşimiz burada noktalanıyor. Kazı Bilimsel başkanı Bahadır Duman’ın neredeyse soluk almadan anlattığı kent yerleşmesine ait bilgiler, önceki yargılarımızda ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha kanıtladı.
Hierapolis, Laodikeia gibi dönemin gelişmiş kentlerinin mimarisinden bu gün geriye ne kaldı? Gerek Francesco D’Andria, gerekse Celal Şimşek adeta iğneyle kuyu kazıp o kentleri deyim yerindeyse ‘toparlıyorlar’. Çok zor, zahmetli, olağanüstü emek gerektiriyor bu kentlerdeki kazı çalışmaları. Her iki kent kazı ekipleri de son yıllarda fazlasıyla hakkını veriyor bunun. Hierapolis’te cehennem kapısını törenlerle tanıtmak kolay, ama öncesindeki çalışmanın hangi zahmetlerle sürdüğünü biliyor muyuz? Binlerce yıldan beri akan suyun oluşturduğu sert travertenler içine gömülüp kalmış sütunlar ya da mimari, sanatsal parçaların temizliğinin nasıl yapıldığını? Ya da Laodikeia’da yüzlerce yıl kireç ocaklarında yok edilmiş, Lycus vadisinin her köşesine parça parça dağılmış mimarinin bir araya getirilip yeniden yaratımı için sürdürülen olağanüstü çabayı? Bu gün fotoğraf çekmek için yarıştığımız o görkemli günbatımı siluetinin Laodikeia’da kaç on yıllık çalışmaya mal olduğunu?..

ic-5

Tripolis, işte tüm bu zahmetlerden önemli ölçüde muaf sayılacak bir doğal korumaya sahip olarak bu günlere gelmiş. Toprağın üzerinde gezinirken, yeraltındaki kentin soluk alıp verdiğini hissediyorsunuz. Her yükseltinin, çıkıntının ya da çukurun gizemli bir yapının karanlık odalarına açılıverdiği duygusunu yaşıyorsunuz. Nitekim son iki yılın çalışmaları ile ortaya çıkarılan yolların, yapıların ve işliklerin içinde gezinirken bu hislerinizde yanılmadığınızı anlıyorsunuz.

Tripolis bir kavşak kent. Ticaret yollarının kesişme noktası. Belki de İskender’in Apemeia yolundaki uğraklarından biri, kim bilir? Hayal etmesi çok zor değil. Ben gün gün ortaya çıkan kentin tanığı olmaya devam edeceğim. Siz de öyle yapın, zaman ayırıp görmeyi isterseniz, bana hak vereceksiniz.

————————————-SON———————————

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı