REKLAMI GEÇ

MÜFREDAT DEĞİŞİRSE ÜRETİM KALİTESİ YÜKSELİR

29 Mart 2018 Perşembe

Tekstil Mühendisleri Odasının tarihi çok eski değil. Yeni de sayılmaz. 1992 yılında Bursa’da kuruldu. Odanın Denizli Şubesi genel merkez ile eş zamanlı kuruluş tarihine sahip. Kuruluş beş şube ile gerçekleşti. Ancak örneğin Adana Şubesi gibi şubeler zamanla kapandı ve bölgede çalışan üyeler temsilcilikler yoluyla temsil edilmeye başlandı.

Oda Genel Merkez Kurucu Başkanı Prof. Dr. Güngör Başar. Üç dönem görevde kaldı.

Kurucu üyelerden PAÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Güngör Durur 2004-2008 yılları arası iki dönem Tekstil Mühendisleri Genel Başkanlığı, bir dönem TMMOB Yönetim Kurulu Üyeliği (2008-2010) ve bir dönem (2002-2004) Tekstil Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanlığı yaptı. Halen Tekstil Mühendisleri Odası Onur Kurulu üyesi ve Pamukkale Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyeliği devam ediyor.

Odanın 14. Dönem Şube Başkanı Gökhan Onur tekstil mühendisi. 1998 Ege Üniversitesi mezunu. Kamu görevinde çalışmadı. 20 yıldır özel sektörde yönetici. Denizli Şubesinde önceki üç dönem başkan yardımcısı olarak görev aldı. 2018-2020 döneminde Şube Yönetim Kurulu Başkanlığına seçildi. Halen özel sektörde yönetici olarak çalışmaya devam ediyor.

Toplantı da Güngör Durur Hoca odanın duayenlerinden birisi olarak sadece dinleyici kalmasın istedim ve zaman zaman kendisine de sorular sorarak sohbete katılmasını sağladım.

ÜYELERLE İLETİŞİM ÖNCELİKLİ AMACIMIZ
İki yıllık bir dönem için seçildiniz seçim öncesi bir çalışma planlaması yaptınız mı? Nasıl bir çalışma programı öngördünüz?
Bizim genel kurul döneminde aday olarak bir çalışma programımız vardı ama zaten seçim tamamlandıktan sonra bu iş yasallaşıyor ve öyle bir programımız yayınlanıyor.
Bizim programımızın başlıklarını ana hatlarıyla sıralarsak, birincisi iletişim. Özellikle üyelerimizle ama aynı zamanda üye olmamış meslektaşlarımızla da bize ihtiyaç duyulduğu dahilinde iletişimi koparmamak. U iletişim koptuğunda ne biz onlara, ne de onlar bize ihtiyaçlarımızı sunamayız. O nedenle iletişimi arttırmak temel amaçlarımızdan biri. İkincisi, çok önemli olan öğrenci komisyonlarımızı arttırmak. Bunun sebebi de şu: öğrenciyken insanların önyargıları oluşmamış durumda oluyor. Bu onları mesleğe hazırlıyor ve odayla ilişkilerini koruyor bir anlamda. Buradayken daha sık temas halinde olmak istiyoruz.
Denizli’de Belediye ve Halk Eğitimle birlikte tehlikeli işler konusunda yaptığımız protokol dahilinde eğitim programları veriyoruz. Bunu bu dönemde de sürdürmek istiyoruz. Geçen dönem yaklaşık dört yüz kişiye bu amaçla eğitim verdik. Şimdi bu programı mesleki eğitimler adı altında veriyoruz. Eğitimler hem direkt hem de endirekt katkı sağlıyor. Bir yandan öğrenci ve üye ile diğer yandan sanayici ve işletme sahipleriyle temasımızı devam ettiriyor. Ayrıca çalışanlarımızla temasımızın artmasına da yardımcı oluyor.

ETKİNLİKLER ÜYE VE SANAYİCİYİ BULUŞTURUYOR
Sosyal etkinlikleriniz neler?
Her yıl bahar aylarında geleneksel tekstilciler gecesi düzenliyoruz, bu etkinliğimize üyelerimizin yanı sıra firmalardan da katılım oluyor. Buradaki amacımız da teması ve iletişimi kaçırmamak odaklı olarak devam ediyor. Bu organizasyon bizden önce de vardı, biz de sürdürüyoruz. İçinde sanayicinin, mavi ve beyaz yakalı çalışanın da olduğu, bizim de içinde yer aldığımız bir yemek düzenlemesi oluyor.
Kariyer günleri ve staj için üniversiteye destek veriyoruz. Bu etkinliğimizi daha çok firmayla temas edip bu dönem daha aktif hale getirmek istiyoruz. Öğrencilere burada firmalarla temas sağladığında hem sektörün beklentilerini, hem de mesleğin ihtiyaçlarını anlatmış oluyor ve böylece onlara destek sağlamış oluyoruz. Artı olarak bize baş vuran özel sektörün onlara ulaşmalarına imkan veriyoruz.
Sosyal etkinlikleri ihmal etmiyoruz. Türkiye’de çok sevilen halı saha turnuvalarını bilirsiniz. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu’nun (İKK) düzenlediği odalar arası turnuvada yer alıyoruz. Bir de kendimiz düzenleyebilirsek değişik olarak odalar arası basketbol turnuvası oluşturmaya çalışıyoruz. Yani böyle sosyal etkinliklerle de çalışmalarımızı çeşitlendiriyoruz.

İKK’YA KATILIMI ARTTIRACAĞIZ
İl Koordinasyon Kurulu toplantılarına katılıyor musunuz?
Biz çok az katılıyoruz. Sebebi, özel sektör ağırlıklı çalışmamız. Genellikle mesai saatlerimiz uygun olmuyor ve İKK’da yeterince bulunamıyoruz. Ama bu dönem İKK toplantılarına katılımı arttırmak istiyoruz ve bu tür gönüllülük işlerine daha çok müdahil olmayı arzuluyoruz.
Bir de unutmadan belirteyim, öğrenci sanayici ve çalışanın birlikte olduğu toplantıları önemsiyoruz. Bunu eğitim programlarımızda da uygulayacağız. Şunu demek istiyorum, sektörde diyelim ki sektörde ihtiyaç olan eğitim nedir, bu8 konuda üniversitede toplantılar düzenleyeceğiz. Böylece bizim üçgen dediğimiz öğrenci, mühendis ve sanayici birleşmesini sağlamış olacağız. Bizim temel planlamamızın çalışma çerçevesi bu.

ÜYE ORANIMIZ TÜRKİYE DE %20, DENİZLİ’DE %40
Güngör Hocam size de sorayım, genel başkanlık yapmış bir mühendis olarak odanızın üye sayısı, üye olmayan tekstil mühendisleri ile karşılaştırdığınızda nasıl bir orana sahip?
Bu oran %20 üye, diğerleri bağımsız olarak belirlenebilir. 2200 toplam üyemiz var. Denizli de biraz daha fazla. Ama şube olarak temsilciliklerle birlikte daha az. Biz çok geniş temsilcilik alanına sahibiz. Mesela doğu biz bağlı. Güney şube olarak isimlendirdiğimiz doğudaki kapandıktan sonra o bölgeler bize bağlandı. Toplamda baktığınız zaman Denizli Şube olarak ta aynı orana geliyoruz. Ama Denizli merkezindeki üye oranımız %20’den daha fazla. %40’ları bulduğunu söyleyebiliriz. İletişimin olduğu yerde birlikteliğin her iki tarafa da yarar getirdiğine insanlar inanıyor. İnsanlara ulaşamadığımız yerlerde bu oran düşük kalıyor. O nedenle genel ortalamamız düşük zaten.

ŞİRKETLER ODA ÜYELİĞİNİ BENİMSİYOR
Denizli’de nasıl bir iletişim kanalı var ki yüksek orana sahipsiniz?
Şimdi burada bizim oda üyesi yöneticilerimiz işletmelerde genellikle yöneticilik yapıyor. Bazı kurumlar eleman seçerken odaya üyeliği ön planda tutuyorlar. Bu önemli mezun olan meslektaşımız işe başlamak için şirketle görüşmesinde “ben odaya üyeyim” diyebiliyor. Bu firmayı çok rahatlatıyor. Çünkü oda üyesiyse otomatik olarak mühendise güveniyor ve tereddüt göstermiyor.

Üye olmayanların üye olmama sebebi ne?
Bu konuda en çok “oda bize ne fayda sağlayacak” sorusuyla karşılaşıyoruz. Her ne kadar konferanslarda, panellerde bunu konuşuyor olsak ta bu soru hep soruluyor. Bunun cevabını örgütlenme, birliktelik, eğitim ve katkı anlamında veriyoruz, bir de odanın üyeye faydasının olması için onun oda içinde faal olması gerekiyor ki fayda elde etsin. Bu kurguyu yapabilen arkadaşlar gelip üye oluyorlar. Ama yapamayanlar maalesef üye olmaya pek ihtiyaç duymuyorlar.

Bu yeni kuşakta gözlediğiniz bir eğilim mi?
Yok, eskiden beri var. Tekstil sektörünün kendine özgü bir özelliği var. Sektörde gerçekten yoğun bir tempo vardır. Vardiyalar gider, siz kalırsınız, yüklemelere nezaret edersiniz, bu tempoda da odayla ilgilenmeyebilirsiniz. Oda bunu çok problem yapmıyor. Biz onlar için de çalışıyoruz. Mesela uzun yıllardır yaptığımız yıllık yemeklere gelirler. Hatta yapmaz veya gecikirseniz kızarlar, ne zaman yapıyorsunuz diye hesap sorarlar. Aslına birlikteliğe ihtiyaç var. Ama bunu üyeliğe çevirmek gerekir.

MÜFREDAT GÜNCELLENMELİ
Türkiye’de toplam tekstil mühendisi üye sayısı ne kadar?
Toplam 13-14 bin civarında. Bunun 2200’ü oda üyesi. Dediğim gibi sorun yok, çalışmalara devam çünkü 2200 kişi az değil. Gönüllü çalışan 2200 kişi oldukça önemli.

Gökhan Bey, Denizli’deki üyelerinizin tüm diğer meslek örgütleri gibi sorunları var. Özellikle ücret sorunlarınızın olabileceğini varsayıyorum. Çünkü özel sektör bu konuda daha pazarlıkçı davranıyor. Daha başka sorunlar da olmalı, nedir?

Ben kabaca özetleyeyim, arada sorunuz olursa yanıtlarım. Sorun olarak karşılaştığımız vakıalardan bir tanesi üniversitelerdeki tekstil mühendisliği kontenjanı. Birçok üniversitedeki tekstil mühendisliği kontenjanı, az öğrenci başvurduğu için askıya alınmış durumda. Belli başlı 4-5 üniversite kontenjanını tamamlıyor veya az eksikle tamamlıyor. Bu kapsamda biz tekstil mühendisliği eğitim müfredatının bilimsel ve teknolojik olarak güncellenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Eğitim müfredatı güncel gelişmelere göre revize edilmeli. Bunun bir faydası var, sanayici daha doğru bir mühendislik hizmeti alıyor.

KATMA DEĞERİ YÜKSELTMELİYİZ
Güncelleme dediğiniz değişimi açar mısınız?
Teknolojik gelişmeler, sanayideki makineleşmenin farklılaşması, üretim sistemi gibi. Bu arada eğitimde bilimsel metotlar da değişiyor.

Doç. Dr. Güngör Durur: Bunu şöyle özetlemekte fayda var. Biz diyoruz ki, tekstil üçüncü dünya ya da az gelişmiş ülkelerin işi. Biz de diyoruz ki, bundan sonra tekstilde kategori atlamamız lazım diye düşünüyoruz. Sanayiciler de böyle düşünüyor… Bunu nasıl yapacağız, katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Ama bunu yapabilmeniz için bilgi sahibi olmalısınız. Bu bilgiyi kullanacak olan kişiler mühendisler. Kendi uygulama alanlarında kullanacaklar. Yüksek katma değer için yüksek bilgi şart. Bilgi ve kalite birbirini tamamlar. Dolayısıyla eğitim veren üniversiteler bu konudaki gelişmelere ayak uydurmalı ve bilgilerini, müfredatlarını, eğitim sistemlerini güncellemeliler. Bu durum mezun olacak öğrencinin eğitim kalitesine doğrudan yansıyacak. O mühendisin üretim kalitesine katkısı da yüksek olacak. Katma değeri yüksek ürün istiyorsak, mühendisi de bu kalite standardına uygun yetiştirmeliyiz.
Gökhan Onur (Başkan): Ben burada bir şey daha ilave edeyim, meslektaşlarımızla iletişimi sürdürmenin en önemli yararından biri bu. Onların güncel bilgiyle donanmasını sağlamalıyız. Mesela dijital baskı tekstil sektöründe yeni bir teknolojik gelişme. Meslektaşlarımıza biz bu konuda eğitim vermek zorundayız. Oda burada devreye giriyor. Kişi eğitim almamış olabilir ama merak ediyordur, biz oda olarak bu eksikliği gidermeliyiz.

DİJİTAL TEKNOLOJİ YAYGIN
Denizli sanayi son 30 yılda teknolojik yenilenmeyi gerçekleştirebildi mi? Profesyonelleşebildi mi? Mühendis gözüyle Denizli tekstilini bu çerçevede kısaca değerlendirebilir miyiz?
Aslında Denizlili sanayicinin bu konuda uyanık olduğunu düşünüyorum ama bunu eyleme dönüştürmediğini de düşünüyorum. Bu işi geliştirmek için sektör anlamında gerçekten çok istekliler ama bunu teknolojik altyapı ve kalifiye elemanla birleştirememişler. Niyet dersen, müthiş istekliler. Potansiyelde, enerji de, para da var. Teknolojik yenilenme de azımsanamaz. Az önce belirttim, dijital teknoloji yaygın. Dokuma tezgahlarında her yıl yenilenenler var. Bu anlamda fena gitmiyor Denizli. Ama bir senkronizasyon yok. Önemli olan istek, o varsa doğru kalemleri de kısa zamanda birleştirir diye düşünüyorum.

TEKSTİLİ 2008 KRİZİ TOPARLADI
2008 krizinden sonra mı başladı bu süreç? Yani kriz biraz paradoksal olarak toparladı mı? Bazı firmalar kapanmıştı biliyorsunuz.
Ben de aynı kanaatteyim. 2010 yılında insanlar ben neyi farklı yapabilirim peşine düştüler. Tespitiniz doğru, buradan anlaşılıyor ki krizin sektörde doğru bir güdüleme süreci oluştu. Bu anlamda bir itiş gücü oldu. Bugün “ben katma değeri nasıl arttırabilirim, sektörü nasıl açabilirim” peşindeler.

Kriz çıtayı yükseltti, sektör de buna uydu mu?
Aynen öyle oldu. Bunu paylaşmıştım, ıstakozlar hikayesini anlatıyordu yaşlı bir beyefendi. Istakozların kabukları değişmez ama içindeki yumuşak organik yapı devamlı büyürmüş. Kabuk büyümediği için bir süre sonra dar gelmeye başlarmış. Istakoz bir formül bulmuş. Kabuğu bir kayanın altında atıyormuş, yeni bir kabuk oluşturup onun içinde yaşamını sürdürüyormuş.

İVMELENME ESKİYE ORANLA HIZLI
Bu bir devrim olmalı. Sadece yenilenme değil, köktenci bir değişim. Denizli sanayisi böyle bir değişim geçirebilir mi?
Evet. Bizde böyle kültürel değişimler sarsıcı bir şeyler olmayınca hissedilmiyor. Ancak kriz gibi etkenler bizi kendimize getiriyor. Dediğim gibi potansiyel çok yüksek. Mental olarak ta böyle hazırlanıyor. Süreç yavaş işliyor ama sanayici yine de istediği hedefe ulaşıyor. İvmelenme eskiye oranla epey hızlı. Bilgi, tecrübe ve kalifiye eleman olunca iş yapmak zaten çok kolay.

Doç. Dr. Güngör Durur: Tekstilde şöyle bir gelişme var. Gökhan Bey’in o anlamda dediği doğru, tekstil sektörü Denizli’de ürün dalında çok iyi. Mesela havlu ve bornozda. Ev tekstili de öyle. Hatta son zamanlarda teknik tekstil ile ilgili çalışmalar bir hayli ilerledi. Bazı firmalar çok özel kumaşlar yapıyor. İnşaat sektöründe bile kullanılıyor. Bu anlamda Denizli sektörü takip ediyor.

SEKTÖRDEKİ GELİŞMELER UMUT VERİYOR
Sektör uluslararası standartlara ulaşabildi mi? ihracat rakamları tek başına veri oluşturur mu? Özellikle batı pazarlarında rekabet edebilecek üretim teknolojisini yakalayabildi mi?
Şöyle bir istatistik vereyim, Denizli’de 21 adet tasarım merkezi var. 5 tane AR-GE merkezi var. Bu neyin göstergesi? Denizli sanayicisi yurt dışı pazarında tasarımın öneminin farkında ve bununla ilgili çalışmaları ihmal etmiyor. 21 tane inanılmaz bir rakam. İyi bir gösterge. Keza AR-GE merkezi, çok önemli. Bilgiye olan ihtiyacı gösteriyor. Bunlar firmaların kendi tasarım merkezleri. Devletin vermiş olduğu bir imkanı kullanarak kendine ait tasarı m merkezi kuruyor. Giderek bağımsız tasarım merkezlerinin kurulması yakındır.

Gökhan Onur (Başkan): Bu konuda şunu ekleyeyim. Pek çok firma var, müşterilerine ciddi anlamda üretim standardı sağlıyor. O nedenle birçok firma kalite standardını yakalamış durumda. Yani ihracat yapabilmek için bunu yakalamak zorunda kalıyor. Bunun bilincinde çünkü.

ÜCRET SORUNU MENTAL OLARAK ETKİLİYOR
Gökhan Bey odanın, üyelerin ücret sorunları ile ilgili ne gibi çalışmalar yaptığının yanıtını henüz alamadım.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile TMMOB arasında bir protokol vardı. Bu protokol Bakanlık tarafından tek taraflı olarak feshedildi. Biz TMMOB olarak yine de kendi belirlediğimiz standart ücret tarifemizi yayınladık. Ama bunun yaptırımı yok. Ücret meselesinde Bakanlık’la olan anlaşmazlık hem kayıt dışı çalışmanın önünü açıyor, hem kamu geliri açısından standardı düşürüyor, hem de çalışanı mental olarak üretim konsantrasyonundan uzaklaştırıyor. Döngü bozuluyor. Protokolün ortadan kalkması bu döngünün bozulmasının başlıca sebebini oluşturuyor. Oda olarak ta ilişki dışında yapabileceğimiz bir şey yok, elimiz kolumuz bağlı. Bu konuda işsizlik sorunu yok ama iş koşulları, iş tanımlamaları ve ücretler olarak karşımıza çıkıyor.

YÖNETMELİK YASAL SORUMLULUK YÜKLEMİYOR
Sizin birtakım yasal fonksiyonlarınız var mı? Yönetmelikler size bu türden sorumluluk yüklüyor mu?
Yok, ama mesela biz iş güvenliği uzmanlığında tekstil mühendislerine sorumluluk verilmesini ve odanın yükümlü kılınmasını istiyoruz. Oda olarak böyle bir talebimiz var ama böyle bir uygulamamız ve yönetmeliklere bağlı yetkimiz yok. Ama öyle bir talep var. Mesleği bilen kişiler tekstilde iş güvenliğinden sorumlu olmalılar yaklaşımı var. Böyle bir ayrın faydalı olur diye düşünüyoruz.

Genel merkez düzeyinde Bakanlıkla görüşmeleriniz var mı? Biliyorsunuz TMMOB bu konu üzerine özellikle eğiliyor. Çeşitli çalışmalar da yürütüyor. Denizli Organize Sanayi Müdürlüğü ile işbirliği içinde çalışmalarınız var mı?

Bu görüşmeler Bakanlık düzeyinde sürüyor. Zaten Türkiye bu konuda çok yol kat etmek zorunda o nedenle çalışmalarımız devam ediyor. Umarız, bu konuda sonuç almayı başarırız. Oda çalışmalarında ise zaten bizim zorunlu mesleki eğitim programlarımız içinde bu da var. Onu zaten sürdürüyoruz. Ancak yeteli olmadığını biliyoruz. O nedenle sektör içindekileri de bu sürece katarak geliştirmek istiyoruz. Bizim mesleki olarak içinde olduğumuz yerde iş kazalarının daha fazla önleneceğine inanıyoruz.

ALT DÜZENLEME OLMADAN STATÜ DEĞİŞMEMELİ
Her konuğa tekrarladığımız sorularımızdan birini sormak istiyorum. TMMOB üzerinde yıllardır tartışmalar var. Özellikle 2011 yılından beri her yıl odaların statüsü ve yasal yetkilerini değiştirmek amaçlı düzenleme girişimleri var. Bu değişiklik girişimlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Olası bir değişikliğin sonuçları neler olabilir.
Biz meslek odalarının temel amacı, mesleğimizi geliştirmektir. Başka bir amacımız yok. Son dönemde seçilmiş bir Kimya Mühendisleri oda yönetimi mahkeme kararıyla görevden alındı. Biz de 22.05.2014 tarihli 6220 sayılı Yasa ile Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığına bağlandık. Bizim Tekstil Mühendisleri Odası olarak merkezi görüşümüz şu: Odaların statüsünün değiştirilmesi ilgili mevzuata dair alt düzenlemeler yapıldıktan sonra ilerlemeli. Öteki türlüsü mesleğe zarar verir. Toplumsal etkimizin ortadan kalkmasına yol açar. Güvenilirlik ortadan kalktıysa nasıl mesleki çalışma standartları oluşturacağız? Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum.

TMMOB KAÇINILMAZ OLARAK KORUNMALI
TMMOB konusunda yer yer içten eleştiriler geliyor. Sizin böyle eleştirileriniz var mı?
Bu sorun iletişimle çözülecek bir durum. Bir serzeniş varsa iletişim, sorun çözmenin en makul yolu. İç mekanizmada biz hepimiz seçimle geliyoruz. Eleştiri ve tartışma konuları bu mekanizma tarafından zaten sürdürülüyor. Dışarıdan müdahale bunu çözmez. Yine biz çözeriz. Denetimde de iç hukuk yolları var. Onların işletilmesi kaygıları gidermek için yeterli olacaktır.

Bir çatı örgütü olarak TMMOB korunmalı mı?
Ben meslek örgütlerinin özgür ve bağımsız olması taraftarıyım. Mutlaka bir denetim mekanizması olmalı. Ama bu zaten hem kurum iç hukukunda, hem de devletin denetim organları yoluyla devam ediyor.

Doç. Dr. Güngör Duru: TMMOB kaçınılmaz olarak korunmalı. Bir çatı örgütü mutlaka olmalı. TMMOB zaten kamu tüzel kişiliği olan bir kurum. Kendini yenileyebilecek birikim deneyim ve tecrübeye sahip. Yanlışlık varsa da onu düzeltebilecek imkan ve yetenek kendinde var.

Yarın: Ziraat Mühendisleri Odası ne istiyor?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı