REKLAMI GEÇ

Karaca’dan Davutoğlu’a: 700 canlı bomba iddiaları doğru mu?

Karaca’dan Davutoğlu’a: 700 canlı bomba iddiaları doğru mu?

CHP Denizli Milletvekili Av. Gülizar Biçer Karaca, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na “Suriye ve Irak’ta peş peşe yenilgiler alan DEAŞ terör örgütünün, motivasyonunu ayakta tutabilmek için 700 canlı bombayı uyuyan hücreler olarak önceden belirlenen bölgelere gönderildiği yönünde iddialar doğru mudur?” diye sordu.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 4 Ağustos 2015 Salı, 13:11

CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına yazılı soru önergesi verdi. “Terörün çözüm adresi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Milletin karşısında terör sorununu konuşmaktan korkanlar, milletin meclisinden kaçanlar, terörü besleyip büyütenler bu sorunu çözemezler” diyen Karaca, şehit haberlerinin milleti derinden yaraladığını, birlik-beraberlik ve dayanışma duygularını zedelediğini ifade etti.

Gelinen noktanın toplumda kaygı uyandırdığını, “hesabı sorulacaktır” gibi hamasi söylemlerin de bu kaygıyı gidermekten uzak olduğu olduğunu kaydeden Karaca, önergesinde Davutoğlu’na şu soruları yöneltti:

-DEAŞ (IŞİD) militanlarının Türkiye’ye girişine engel olmak için havaalanlarımızda ya da kevgire dönen Suriye-Türkiye sınırında almayı düşündüğünüz tedbirler nelerdir?

-Sınırlarımızdaki güvenlik zaafiyeti dikkate alındığında, ülkemize veya sınır illerimize yönelik herhangi bir DEAŞ (IŞİD) saldırısı tehlikesi görüyor musunuz?

-Bazı basın kaynaklarında DEAŞ (IŞİD) terör örgütünün Türkiye’de büyük eylemlere imza atmaya hazırlandıkları, Suriye ve Irak’ta peş peşe yenilgiler alan DEAŞ terör örgütünün motivasyonunu ayakta tutabilmek için 700 canlı bombayı uyuyan hücreler olarak önceden belirlenen bölgelere gönderildiği yönünde iddialar yer almıştır. Bu iddialar doğru mudur? Şayet doğru ise bu eylemleri önlemeye yönelik gerekli tedbirler alınmış mıdır?

-Son 4,5 yıl içinde DEAŞ (IŞİD) ve ülkemizi tehdit eden terör örgütlerine yönelik yıllar itibariyle kaç operasyon yapılmıştır? Bu operasyonlarda yıllar itibariyle kaç örgüt elemanı yakalanmıştır? Bu teröristlerin yakalanması aşamasında ülke güvenliğimizi tehdit eden herhangi bir bilgi ya da belgeye ulaşılmış mıdır?

-Son süreçte ülkemizde DEAŞ (IŞİD) ve terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen eylemlere yönelik kolluk kuvvetlerimiz tarafından başlatılan operasyonlarda kelepçesiz olarak gözaltına alınan zanlılar, İstanbul sokaklarında yüzünde maske ve otomatik silahlarla gösteri yapan terör sempatizanı göstericilere müdahalede bulunulması göz önüne alındığında, gezi parkı eylemlerinde en demokratik haklarını kullanan vatandaşlarımıza kolluk kuvvetlerinin düzenlediği orantısız şiddet sonucu gerçekleşen ölüm, sakatlanma ve yaralanma olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kamuoyunda “İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısında yasalaşan ve polise tanınan geniş yetkilerin kullanılma kriterleri toplumsal olayların mahiyetine göre mi şekillenmektedir?

-Basın kaynaklarına yansıyan “DAEŞ’i ortadan kaldırmak tabii ki stratejik bir hedef, ancak başka unsurlar da olmalı. DAEŞ ve Suriye’deki bütün terörist gruplara karşı savaşmak için ABD ile hava üslerimizi açmak ve koalisyonla beraber savaşmak konusunda anlaştık. Aynı zamanda Suriye’nin geleceği için bir stratejiye sahip olmalıyız. Bu nedenle ılımlı muhalif güçleri desteklemeliyiz” söyleminizden yola çıkarak Suriye rejimine karşı savaşan muhalif güçlere destek vermek Türk Ceza Hukuku ve Uluslararası Ceza Hukuku hükümlerine göre suç değil midir? Şayet suç değil ise hangi yasal mevzuata dayanarak bu projenin gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır?

-Ulusal ve uluslararası basın kaynaklarında geniş yer bulan, Suriye yönetimine karşı savaşmak üzere sözde “ılımlı muhalif” olarak tanımlanan terörist örgütlerin eğitilip-donatılmasıyla ilgili Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakat sonucu yılda 2 bin Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) militanının eğitilmesi amaçlanmıştır. Eğit-donat projesi kapsamında ülkemiz genelinde hizmet eden kaç kamp bulunmakta ve açılması planlanmaktadır? Bu kamplar hangi bölgelerimizde yer almaktadır? Eğit-donat projesinin hayata geçtiği günden günümüze kadar ülkemiz genelindeki kamplarda eğitim verilen kaç militan vardır? Lazerle noktalama, askeri yığınakların olduğu yerlere sabotaj ve yakın çatışma tekniklerinin eğitim kapsamında verileceği iddia edilen terörist gruplar neyle donatılıp nereye savaşmaya gönderilmiştir? Meşru olmayan terörist grupların eğitilip donatılarak başka bir ülkeye savaşmaya gönderilmesi uluslararası teröre destek vermek anlamını taşımıyor mu?

-Suriye’de 4.5 yıldır süren çatışma ve kaos ortamı neticesinde gelişen olaylar ülkemizde de etkisini arttırarak göstermeye başlamıştır. Türkiye’nin yaşanan bu süreçte aktif rol alması ve Suriyeli sığınmacılara sınır kapılarını açması sınır bölgelerimiz ve sınır kapılarımızda ciddi bir asayiş sorunuyla birlikte kaos ortamının oluşmasına sebebiyet vermiştir. Suriye olaylarının başlangıcı kabul edilen 15 Mart 2011 tarihinden önergenin yanıtlandığı tarihe kadar Suriye’deki çatışmalardan kaçan ve ülkemize gelen Suriyeli sayısı kaçtır? Değişik illerimizde ikamet eden Suriyelilere yönelik güvenlik araştırması yapılmış mıdır? Sığınma kamplarında kalan Suriyeli sayısı kaçtır? Sığınma kamplarında kalmayan Suriyeliler hangi illerimizde hangi sayıda ikamet etmektedir? Çeşitli illerimizde ikamet eden Suriyelilerin karıştıkları (hırsızlık, yaralama, adam öldürme, kamu binaları ve görevlilerine saldırı vs.) suç oranlarındaki artış dikkate alındığında değişik illerde ikamet eden Suriyelileri ülke genelinden belli noktalarda ikamet etmeleri (sığınma kampları vs.) adına bir çalışma yapılması düşünülmekte midir?

-Ülkemiz çeşitli bölgelerinde cami ve dernekler aracılığıyla DEAŞ’a (IŞİD’a) militan devşirildiği yönündeki iddialar doğru mudur? Bu konularda gerekli teknik, fiziki ve istihbari çalışmalar yapılmış mıdır? Kolluk kuvvetlerimize 15 Mart 2011 tarihinden önergenin yanıtlandığı tarihe kaç vatandaşımızın DEAŞ (IŞİD) terör örgütüne katıldığı yönünde ihbarda bulunulmuştur, bu ihbarlar neticesinde yapılan işlemler ve alınan tedbirler nelerdir?

-Cilvegözü Sınır Kapısı ve Reyhanlı’ya yönelik yapılan terör eylemleri ortada iken akabinde Suruç Katliamı’nın gerçekleşmesi ülkemizin istihbarat birimlerini kamuoyunda tartışılır konuma getirmiştir. Bu olayların bir daha tekrarlanmaması adına istihbari zafiyete düşen kurum ve bu olaylarda ihmali olan yetkililer hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?

-Hükümetiniz yıllardır terörle mücadele etmek yerine müzakere ederek çözüm süreci adı altında görüşmeler gerçekleştirmiş son terör saldırıları üzerine çözüm sürecinin devam ettiği yönünde beyanınız ortada iken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Milli birliğimize ve kardeşliğimize kast edenlerle çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil’ ifadelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konudaki görüşleriniz nelerdir? Bu irade beyanın meşru zemini hükümetiniz dolayısıyla parlamento çatısının altı değil midir?

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı