REKLAMI GEÇ

Keskin’den bütçe eleştirisi

Keskin’den bütçe eleştirisi

CHP Denizli Milletvekili ve TBMM Plan Bütçe komisyonu üyesi Adnan Keskin, “Yokluğu, yolsuzluğu, yasakları Türkiye’nin gündeminden düşüreceğiz” diyerek iş başına gelen AKP iktidarının, yokluğu Türkiye insanının yaşam biçimi, yolsuzlukları Türkiye’nin sosyal kiri, yasakları ise Türkiye’nin alın yazısı yaptığını ileri sürdü.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 5 Kasım 2014 Çarşamba, 11:19

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2015 yılı bütçesi görüşmelerine ilişkin yazılı bir açıklama yapan CHP Denizli Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Adnan Keskin, AK Parti hükümetinin Türkiye’yi sıcak para tuzağına tutsak ettiğini, cari açığı patlatarak kırılgan bir ekonominin mimarı olduğunu kaydetti.

367 MİLYAR DOLAR FAİZ
“IMF’ye borcumuz kalmadı” söylemleriyle övünen AK Parti hükümetinin vatandaşları da, Türkiye’yi de borca batırdığını savunan CHP’li Keskin, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“İktidar süresince 367 milyar dolar faiz ödeyerek Türkiye’yi dünyanın en fazla faiz ödeyen ülkesi yaptı. On iki yılda, geçmiş iktidarların kullandığı kaynak toplamından 2 kat kaynak kullanıldı, büyüme gerçekleşmedi, Türkiye ekonomisinin kendi dinamikleri üzerinde ayakta durmasını gerçekleştirecek düzenlemeler yapılmadı. Halk yoksulluğun, gençler işsizliğin pençesinde kıvranırken havuzcular, yandaşlar ve kan ve sıhri yakınlar zengin oldu, tarım bitirildi, Türkiye buğdayı, mısırı, pirinci, samanı ithal eden ülke oldu.
İşlenen toprak 239 milyon dönümden 209 milyon dönüme düştü. 1950’den 2000 yılına kadar geçen elli iki yılda cari açığı 43,7 milyar dolar olan Türkiye’nin cari açığı 9,1 kat artarak 400 milyar dolara ulaştı. 1923’ten 2002 yılına kadar geçen yetmiş dokuz yılda toplam dış ticaret açığı 247 milyar dolar olan Türkiye’nin dış ticaret açığı AKP iktidarı döneminde 687 milyar dolara sıçradı. Vatandaşların 2002 yılında 2,3 milyar dolar olan tüketici kredi borcu 109 kat artarak 250 milyar TL, 4,3 milyar dolar olan kredi kartı borcu da 84 milyar TL oldu.
Kişi başına düşen dış borç -1960’ta 63 dolar olan- 5 bin dolara çıktı. İcra dairelerindeki 10 milyon takip dosyası 23 milyonu geçti. Mahkemelerdeki 5,4 milyon dava dosyası 8 milyona merdiven dayadı. 2002 yılında devletin 95 milyar dolar borcu Türkiye’nin 130 milyar dolar dış borcu vardı. Günümüz Türkiye’sinde iç borç 230 milyar dolara, dış borç 400 milyar dolara dayandı. 1946 ile 2002 yılları arasında Türkiye ortalama 5,1 oranında büyürken AKP iktidarı döneminde ise ortalama 3,1 düzeyinde büyüme gerçekleşmiştir.
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de 41 milyon insan iki günde bir kap et, tavuk, balık yemeği yiyemiyor; 36 milyon insan kendisine yeni bir elbise alamıyor; 58 milyon insan evinde eskiyen masa ve sandalyeyi değiştiremiyor; 62 milyon insan evinden uzak bir hafta tatil yapamıyor; 45 milyon insan ucu ucuna geçiniyor.”

12 YILIN KARNESİ
12 yıllık AK Parti iktidarı sonunda Türkiye’nin Avrupa ülkeleri içindeki karnesinin notlarının hiç de iyi olmadığını belirten Keskin, “En çok yoksul Türkiye’dedir. Daha önceki araştırmalarda Türkiye’de 21 milyon 400 bin kişi yoksulluk sınırı altındayken TOBB Üniversitesinin Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde kurulan Sosyal Politika Platformunun yaptırmış olduğu araştırmaya göre, 7 milyon 600 bin gizli yoksulu da eklediğinizde Türkiye’de 29 milyon insan yoksulluk sınırı içerisindedir. En düşük işçi ücreti, memur maaşı Türkiye’de. En çarpık gelir dağılımı Türkiye’de. En çok yolsuzluk yapılan ülke Türkiye. En büyük vergi adaletsizliği Türkiye’de. 2015 bütçesinde de maalesef, vergi adaletsizliğini giderecek en küçük bir düzenleme söz konusu değildir. Türkiye’nin vergi toplamının içerisinde vasıtalı verginin ağırlığı kendisini korumaktadır. Vatandaşımız, çiftçimiz 5 liraya mazot alarak işlerini görme çabasını sürdürmektedir. En kötü insani gelişmişlik Türkiye’dedir. En yoğun hukuksuzluk Türkiye’dedir. En fazla iş kazası Türkiye’de meydana gelmektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde 14 bin kişi iş kazalarında yaşamlarını yitirmiştir, 30 bine yakın yurttaşımız da iş kazalarında sakatlanarak engelliler sınıfına geçmiştir. Şiddet olayları izah edilirken ‘Analar ağlamasın’ diye televizyon ekranlarında nutuk sıkanlar iş kazaları gündeme geldiğinde, birkaç gün evvel Sayın Başbakan ve bakanlar meydana gelen kömür ocağı kazasında söyledikleri gibi ‘Vatandaş bize telefon açıp şikâyet etmiyor ki’ diyerek bu konudaki sorumluluğun altından kalkma becerisini sergileyebilmişlerdir. Rüşvetin en fazla devrede olduğu ülke Türkiye’dir. İktidar, bu gerçekleri dikkatten uzak tutup bunların tartışılmasını engellemek için geçmişi eleştirerek gerçeklere uymayan iddialar ortaya atıp bilgi kirliliği yaratıp algı oluşturmayı siyaset yöntemi olarak kullanmaktadır” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı