REKLAMI GEÇ

ÖDP: KRİZİN SORUMLUSU AKP POLİTİKALARIDIR

ÖDP: KRİZİN SORUMLUSU AKP POLİTİKALARIDIR

ÖDP İl Başkanı Çoban yaptığı yazılı açıklamada “16 yıldır söylediğimiz gibi, bugün gelinen nokta AKP politikalarının bir sonucudur” dedi, krize karşı halk dayanışmasını önerdi.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 14 Ağustos 2018 Salı, 10:02

Özgürlük ve Dayanışma Partisi İl Başkanı Orhun Çoban, ülke ekonomisini krizin içine sokan faktörlerin başında AKP politikalarının geldiğini söyledi.

Yazılı bir açıklama yapan Çoban, “16 yıldır ülkemizi adım adım krize sürükleyen AKP’nin uyguladığı neoliberal politikalar bugün sürdürülemez bir noktaya gelmiş, ülkemizi telafisi zor ekonomik krize taşımıştır. Türkiye, yüksek işsizliğin yanında yüksek enflasyon ve yüksek faiz ile milli gelirde daralma sürecine girmiştir. Dış borçlar 466 milyar doları aşmış, cari açık milli gelirin yüzde 6’sına ulaşmış, enflasyon yüzde 15’i geçmiş, faiz yüzde 25’lere yaklaşmıştır. İç ve dış gelişmelere oldukça kırılgan hale getirilen ekonomimizde Türk Lirası tek bir günde yüzde 25 değer kaybeder hale gelmiştir. Ekonomimiz halkımızın birikimleri ve gelirlerini eriterek milyarlarca dolar kazanan spekülatörlerin çıkarlarına terk edilmiştir” diye konuştu.

‘Batarsak birlikte batarız’ ifadesinin krizin faturasını halkın sırtına yüklemek için uydurulmuş bir palavra olarak işaret eden Çoban; “Dünyada doların bol, döviz kredilerinin ucuz olduğu dönemde sınırsızca ve sorumsuzca borçlanılmış, elde edilen kaynaklar ise, istihdam ve döviz geliri getirmeyen, yeterince katma değer üretmeyen inşaat-gayrimenkul gibi rant faaliyetlerinde kullanılmıştır. Ucuz döviz sayesinde üretimde ve tüketimde ithalat bağımlılığı artmış, ülke öz kaynakları büyük çapta tahrip edilmiştir” dedi.

Krizin manipüle edilmeye çalışıldığını da kaydeden Çoban; “Son günlerde ekonomide yaşananları ABD’ye veya esrarengiz dış güçlere havale eden açıklamalarla krizin manipüle edilmeye çalışıldığı açıktır. Kaldı ki, sorumlu tutulan kreditörlerdir ve AKP döneminde en fazla borç alınan kesimdir. Ülkemizin muhtaç bırakıldığı uluslararası finans sermayesi krizin sorumlularının başında gelmektedir. Özel sektörün borçlarının2001’deki gibi kamu tarafından garanti edilmemesi gerekir. Yükün borçlular ve alacaklılar arasında paylaşılmasından başkaçözüm yoktur. Gelinen noktada ne Erdoğan’ı“anti-emperyalist” bir figür gibi görerek“aynı gemideyiz” aldatmacasına kapılmak, ne de Merkez Bankası bağımsızlığı söylemiyle öne çıkan neoliberal itikada davet etmek doğrudur. Türkiye’nin ihtiyacı, gelir ve servet dağılımı bozukluklarına işaret eden, laik eğitimi ve parasız sağlığı savunan, kamucu, ekolojist bir programa dayanan üretim ekonomisidir. Krizin yükünü emekçilere çıkaran uygulamalara birlikte direnmek, ücretlerin düşürülmesine, sosyal programların kesilmesine, işten çıkarmalara izin vermemek zorundayız. Halkın kendi arasında krize karşı dayanışma bağlarını güçlendirmek, üretici ve tüketici kooperatiflerini yaygınlaştırmak, tarımda ve diğer alanlarda tekelleri aradan çıkarmak zorundayız” diye konuştu.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı