AĞAÇ KESENLERİ ÖYLE BİR İKAZ EDİYOR Kİ…

İmze Sultan’ın Çalçakırlar Köyü’nden olduğu, odunculuk yaptığı ve 1825 yılında vefat ettiği söylenmektedir. Türbesi; köy mezarlığının içerisinde, orta yerindedir. Bazı insanlara rüyasında; bazı insanlara da dağda, bayırda uzun boylu, beyaz sakallı ve yeşil sarıklı olarak cismani olarak göründüğü, yaş ağaç kesmemeleri konusunda tavsiyelerde bulunduğu ve uyardığı söylenmektedir. Yaş ağaç kesenlerin üzerine de kuru dal düşürerek ikaz ettiği anlatılmaktadır.

Rivayet odur ki; geçimini odunculukla sağladığı için başkaları, yaş ve iyi odun getirdiği halde İmze Sultan çalı çırpı mahiyetinde kuru odun getirirmiş. El alem yaş ve iyi odun getiriyor, sen ise çalı, çırpı mahiyetinde kuru odun getiriyorsun diye karısı dırdır edermiş. İmze Sultan: “Ben de iyi ve yaş odun getirmek isterim ama hangisini kesmek istesem ağaç dile geliyor “Kıyma bana Sultanım!” diye yalvarıyor. Ben de ağaçları kesemiyorum” dermiş ama karısı inanmazmış. Bir gün oduna karısı ile gitmişler. Kesmek için bir ağaca yaklaşınca “Kıyma bana Sultanım!” diye inlemiş ağaç. Başka birine yaklaşmışlar aynı ses. Karısı hak vermiş ve kuru odun toplayıp dönmüşle evlerine.

Yine Rivayet edilir ki; bir gün eşi ekmek yapıyormuş, İmze Sultan de pişiriyormuş. Derin bir düşünceye dalmış ve ekmeği yakmış. Karısı da oklava ile İmze Sultan’a dürtmüş: “Ekmek yandı, sen ne yapıyorsun?” demiş. “Kara Deniz’de gemimiz batıyordu, askerlerimize yardım ediyorum” demiş, İmze Sultan. Karısının inanmadığını görünce de yanan ateşin içerisine elini sokmuş, bir canlı balık çıkarmış ve teknenin içerisine atıvermiş.

İmze Sultan hayatta iken şimdi türbesinin bulunduğu yerin karşısındaki araziler hep onunmuş ve oraları eker dikermiş. Onun bir de eşeği varmış. Eşeğinin otladığı yerler hiç yenmemiş gibi olurmuş, hatta oralarda ekinler ve otlar çok daha gürbüz olurmuş. Bir gün İmze Sultan’ın eşeği bu tarlaların yukarı kesiminde başka birisinin tarlasında otlarken tarla sahibi eşeği yakalayarak onun semerini ters çevirmiş ve içine taş doldurmuş. Eşek bu durumda yerinden kıpırdayamamış. Eşeğini merak eden İmze Sultan, gelip eşeği bu halde bulunca: “Bundan sonra burada hiç ot bitmesin” diye beddua etmiş. O zamandan beri şimdi “Keseyeri” denen yerin yakınında bulunan bu yerde hala hiç ot bitmezmiş. İmze Sultan, eşeğin otladığı Keseyeri denen yer için de “Dünya durdukça buranın ekini bol olsun” diye dua etmiş. Şimdi hiç yağmur yağmasa bile oranın ekini çok güzel olurmuş.