REKLAMI GEÇ

ÇİÇEK BABA’NIN SIRRI

30 Haziran 2016 Perşembe

denizli-ibrahim-afatoglu-cicek-babanin-sirri-h

Ne zaman yaşadığı, nereden geldiği ve kim olduğu konusunda bir bilgimiz yoktur. Rivayet odur ki; Horasan’daki 72 eren, ellerindeki asaları Anadolu’ya, Balkanlar’a, Ortadoğu’ya fırlatmıştır. Asaların tekmili farklı dağların zirvelerine saçılmıştır. Erenlerin beşinin asası bu yörenin ulu dağlarına; Menteşe İli’nde olanAtkuyruksallamaz, Şimşir, Ölemez, Aygır ve Sandraz’ın zirvelerine düşmüştür.

denizli-ibrahim-afatoglu-cicek-babanin-sirri-2

Asalar bir süre dağ yücelerinde sahiplerini beklemiştir. Beş eren, sırrına tam olarak eremediğimiz maneviyat dünyasından, içsel yolculuklardan geçerek asalarına doğru yola çıkmıştır. Erenlerden Çiçek Baba, Sandraz’ın zirvesinde asasına kavuşmuş ve bu dağın yücelerini mekân tutmuştur. Mezarı Sandıraz Dağı’nın zirvesindedir. 3,5 metre genişliğinde ve 42 metre uzunluğundadır.

Çiçek Baba, hanımına evindeki yiyeceğin nasıl geldiğini kimselere söylememesini istemiştir. Aksi halde öleceğini bildirmiştir. Çiçek Baba’nın evine her gün sofra hazır gelirmiş. Bir gün hanımı komşusunda ekmek pişirirken evinin sırrını söyleyivermiştir. Akşam Çiçek Baba eve geldiğinde yiyecek bulamamış. Hanımı sırlarını açıkladığı için, bir rivayete göre, duvarda asılı olan ok ve yay kendiliğinden kurulmuş ve hanımı vurulmuştur.
Diğer rivayet ise şişin veya bıçağın kendiliğinden gidip hanımının kalbine saplandığı şeklindedir.

denizli-ibrahim-afatoglu-cicek-babanin-sirri-1

Kısa bir zaman sonra zaptiyeler Çiçek Baba’yı yakalamışlar ve mahkemeye götürmüşler. Giderlerken, yol üzerindeki Ağla Köyü’ne gelmişler. Zaptiyeler, “Mademki ermişsin bize göster marifetini” dermişler. Önce ağacı eğmesini, sonra sofra getirtmesini, daha sonra da su çıkarmasını istemişler.

Çiçek Baba sırasıyla önce ağacı eğdirip ağustos sıcağında gölgelik yapmış. Daha sonra hazır sofra getirmiş ve zaptiyeler karınlarını doyurmuşlar. Eren en sonunda da su çıkarmıştır. Köyün adı eren “ağla” dediği ve su çıkardığı için “Ağla” kalmıştır. Bütün bunlardan sonra, sırrı açığa çıkan Çiçek Baba zaptiyelere dönmüş, benim mezarımı, asamı bulduğunuz yere yapın demiş ve asasını fırlatmıştır. O an Çiçek Baba kaybolmuştur.

denizli-ibrahim-afatoglu-cicek-babanin-sirri-3

Sandıraz Dağı’nda çobanlık yaparak geçimini sağlayan Çiçek Baba ile Muğla – Ula’da saraçlık (koşum ve eğer takımları yapan veya satan ya da deri, muşambadan bavul, çanta yapan kimse)yapan Molla Hüsameddin Efendi arkadaşlarmış. Zaman zaman birbirlerine ziyarete giderlermiş ve misafir olurlarmış. Kimin daha üstün olduğu konusunda tatlı bir rekabet içerisinde olurlarmış. Bir yaz günü Çiçek Baba Ula şehir merkezinde oturan Molla Hüsameddin Efendi’ye ziyarete gitmiş. Çam sakızı çoban armağanı, çıkınına bir miktar kar doldurmuş ve hediye götürmüş. Saraç dükkânında bir çiviye asmış. O sırada dükkâna bir kadın girmiş. Çiçek Baba kadının çıplak olan ayağına bakınca niyetini bozmuş ve mendilin içerisindeki kar eriyip damlamaya başlamış. Molla Hüsameddin Efendi “Derviş niyetini bozma” diye Çiçek Baba’ya uyarmış. Bundan bir hayli zaman geçmiş. Bu sefer Molla Hüsameddin Efendi dağa, Çiçek Baba’ya ziyarete gitmiş. Sohbet esnasında da kendisinin ne kadar üstün bir derviş olduğunu göstermek istemiş. Pamuk içerisinde yanan kömür çıkınını koynundan çıkarmış ve Çiçek Baba’nın önüne koymuş ve “dağda dervişlik yapmak kolaydır, önemli olan benim gibi şehirde dervişlik yapmaktır” diyerek, üstünlüğünü ifade etmiştir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Zeki Akakça   -  Bağlantı 30 Haziran 2016, 09:13

Keşke biraz ciddi araştırma yapıp kaynakçalarla yazıp olayı bu kadar hafife indirmeseydiniz. Yazdıklarınız benim bizzat yaşayarak bölgemin kültürü olarak kamuoyuna aktardığım inanışlardır ve bu kadar basit hafife alınarak anlatılamaz… Üzüntü verici

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı