REKLAMI GEÇ

KIBRIS BARIŞ HAREKATI’NDA O TÜRBEDE NELER OLDU?

1 Temmuz 2016 Cuma

denizli-ibrahim-afatoglu-uzum-dede-turbesi-h

Şeyh Hüseyin Hulûsi Efendi (Üzüm Dede), İzmir’e bağlı Bayındır İlçesi’nde 1837 yılında doğmuştur. Babasının adı Süleyman’dır. Aile lakabı Çıkrıkçızade olan Hulûsi Efendi’nin asıl adı Hüseyin’dir.

denizli-ibrahim-afatoglu-uzum-dede-turbesi-3

Bayındır İlçesi’nin Ergenli Köyü’ndeki bir düğünde, gençler arasında çıkan kavganın arasında kalan Hüseyin, yaralanarak koma halinde iken zabitler tarafından bulunmuştur. Olayda bir kişi de ölmüştür. Olayın tek faili gibi görünen Hüseyin, bazı kişilerin yalan ifade vermeleri sonucu 1865 yılında 29 yaşında iken, haksız yere hapse atılmıştır.

Hüseyin, ne zaman suçsuz olduğunu dile getiren bir arzuhal yazsa ve paşalara gönderse “Diğer mahkûmlara emsal teşkil edebilir” korkusuyla çeşitli hapishanelere sürgün edilmiş, gittiği yerlerde zulüm görmüştür. Bayındır, Tire, Aydın, İzmir, Kıbrıs ve Denizli hapishanelerinde 1865 ve 1876 yılları arasında toplam 11 yıl hapis yatmıştır. Denizli’de vefat etmiş, Türbesi Akkonak Mahallesi, adı ile müsemma Üzüm Dedesi Şeyh Hüseyin Hulusi Efendi Camisi bahçesindedir.

Rivayet odur ki; 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yapıldığı gece, Üzüm Dedesi’nin türbesinde çok hareketli anlar yaşanmıştır. Denizli’nin fethinde şehit düşen ve Karcı Dağı eteklerinde, Yeşilköy (Gerzele) köyündeki türbede medfun bulunan Server Gazi ve “Kırklar” olarak bilinen yiğitleri, at sırtında Üzüm Dedesi’nin türbesine gelmişler. Türbenin önünde tozu dumana katmışlardır. En öndeki Server Gazi’nin yanında bir beyaz at boş durmaktadır. Gaziler, hep bir ağızdan ellerindeki sancak ve flamaları kaldırıp indirerek üç defa tekbir getirmişlerdir. Üzüm Dedesi’nin türbesi gözleri kamaştıran bir nur topu haline gelmiş ve demir kapısı açılmıştır. Türbeden çıkan Üzüm Dedesi gelenleri selamlamış ve Server Gazi’nin yanındaki beyaz ata binmiştir. Rüyayı gören kişi önlerine çıkıp bunun ne anlama geldiğini ve nereye gittiklerini sormuştur. Cevap olarak “Kıbrıs’taki askerlerimize yardıma gidiyoruz” demişlerdir.

denizli-ibrahim-afatoglu-uzum-dede-turbesi-2

Bir mahalle sakininin anlattıkları da oldukça ilginçtir. “15 – 16 yaşlarındadır. Üzüm Dedesi Türbesi’nin az ilerisinde bağları vardır. Çok okuyan Hafize ninesiyle bağda birliktedirler. Ninesi çocuğa “Oğlum, ben Kur’an-ı Kerim’den biraz ayet okuyacağım, sen devamlı Üzüm Dedesi’nin Türbesi’ne bak” demiş ve okumaya başlamıştır.
Bir süre sonra, Yeşilköy sırtlarından gözlerini kamaştıran bir ışık görünmüş, nur olduğunu anlamıştır. O güne kadar hayatında böyle kuvvetli bir ışık görmemiştir. Bu ışık ince bir şerit halinde gelmiş ve türbenin kubbesine konmuştur. O anda türbe bir ışık yumağına dönüşmüş, ışıl ışıl olmuştur. Çok etkisinde kalmış, “Hafize nine türbede ışık var bak” demiştir. O okumaya devam etmiş ve ona şöyle söylemiştir: “Evladım, o nurdur. Server Gazi Türbesi’nden gelir, Üzüm Dedesi’nin Türbesi’nde iki nur olurlar, oradan İlbadı Mezarlığı tarafına uzanır bunlar. Oradaki Yediler’i de alıp dokuz nur halinde Çökelez Dağındaki Ellez Dede yatırına giderler” demiştir.

denizli-ibrahim-afatoglu-uzum-dede-turbesi-1

Başka bir rivayete göre de; bir zamanlar bir adam türbenin çevresinde dolaşır, ziyarete gelenlerin getirdiği, adak, para gibi hayırları gasp eder ve Hüseyin Hulûsi Dede için kötü kötü konuşurmuş. Bu adam daha sonra kaza geçirmiş ve kötürüm olmuş, öldüğünde ise cesedini köpekler mezarından çıkarmıştır. Bu adamı toprak bile kabul etmemiştir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı