REKLAMI GEÇ

Diyabetik Retinopati körlük nedeni mi?

Diyabetik Retinopati körlük nedeni mi?

Diyabet, halk arasında bilinen adıyla şeker hastalığı, vücudun neredeyse tamamında tahribata yol açıyor. Diyabetin en çok olumsuz etkilediği organlardan biri de gözler…

/ DENİZLİHABER / 18 Şubat 2014 Salı, 09:51

Diyabet kaynaklı göz hastalıklarından biri de Diyabetik Retinopati… Önlem alınmadığında körlüğe yol açıyor. Diyabetik Retinopati’yi Tekden Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanları Op. Dr. Ferruh Bican, Op. Dr. İbrahim Çıplak ve Op. Dr. Nurullah Keskin ile konuştuk.

DENİZLİHABER: Diyabetik Retinopati nedir?

OP.DR. FERRUH BİCAN: Diyabetik retinopati, günümüzde en önemli körlük sebeplerinin başında gelmektedir. Retina kan damarlarındaki değişiklikler sonucunda meydana gelir.
Retina (ağ tabakası) ışığa duyarlı tabakadır ve görme fonksiyonu için sağlıklı olmak zorundadır. Diyabetik retinopatide farklı türde hasarlar meydana gelir. Kan damarlarının yapısı bozularak küçük baloncuklar meydana gelir. Kanamalara ve damar içindeki sıvının etraf dokulara sızmasına neden olur. İlerleyen evrelerde ise retina üzerinde istenmeyen yeni damar tomurcukları oluşur ve ani göz içi kanamaya sebep olur.
Diyabetik retinopatide ilk başlarda görme kaybı gelişmez, zamanla hastalık ilerledikçe görmede zayıflık başgösterir. Bu yüzden görmesinde herhangi bir şikayeti olmayan bir diyabet hastasının diyabetik retinopatisi olmayacak diye bir şey yoktur, düzenli aralıklarla göz kontrolü gerekir. Diyabet genellikle iki gözü birden etkiler.

ferruh-bican-ic

DENİZLİHABER: Diyabetik retinopati nasıl görme kaybı yapar?

OP.DR. FERRUH BİCAN: Diyabetik retinopati iki yolla görme kaybı yapar:
1- Zayıflayan damarlardan sızan sıvı, makula denilen görme merkezinde toplanır ve makula ödemi denilen su toplaması oluşur. Bu durum görmeyi zaman içinde yavaş yavaş azaltır.
2- İleri evrede sağlıklı olmayan, zayıf yeni damar oluşumlarından ani kanamalar meydana gelebilir ve ani görme kaybına yol açar.
Görmemi korumak için ne yapmalıyım?
Diyabet hastalığınız varsa en az senede bir kez ayrıntılı retina muayenesi olmalısınız. Diyabetik retinopati sinsi bir hastalıktır. Diyabetli bir kişide görmede herhangi bir hasar olmadan yıllar içinde ileri evre diyabetik retinopati gelişebilir. Görmede şikayetiniz olsun ya da olmasın, doktorunuz size diyabetik retinopati için tedavi önerebilir. Erken teşhis ve zamanında tedavi, görme kaybını büyük oranda engelleyebilir
Eğer diyabetik retinopati gelişmişse, daha sık aralarla retina muayenesi gerekir. İleri (proliferative) diyabetik retinopati varlığında uygun ve zamanında tedavi ile görme kaybı riski %95 oranında önlenebilmektedir.
Kan şekerinin düzene sokulması, diyabetik retinopati gelişimini ve ilerlemesini büyük ölçüde engellemekte ya da yavaşlatmaktadır. Bunun dışında böbrek ve uç sinir hasarlanmasını da önlemekte ya da yavaşlatmaktadır.

DENİZLİHABER: Diyabetik Retinopati ve Makula Ödemi Nasıl Saptanır?

OP.DR. İBRAHİM ÇIPLAK: Ayrıntılı bir retina muayenesi aşağıdaki testleri içerir;
a) Görme keskinliği ölçümü: Belli bir uzaklıktan ne kadar bir görme olduğu ölçülür.
b) Retina muayenesi: Gözbebekleri çeşitli damlalar damlatılarak büyütülür. Çeşitli mercekler kullanılarak ayrıntılı retina muayenesi yapılır.
c) Göz tansiyonu ölçümü.
d) Fluoresein anjiografi: Ayrıntılı retina muayenesinde, gerekli gördüğü takdirde doktorunuz fluorescein anjiografi çekilmesini önerebilir. Kol damarlarından bir boyar madde enjekte edilerek her iki gözden de ard arda retina fotoğrafları alınır. Bu sayede gözün retinasının damar yapısı hakkında bilgi edinilir. Buna göre tedavi yönlendirilir.
e) Optik koherens tomografi: Makula ödeminin saptanmasında ve takip edilmesinde son yıllarda optik koherens tomografi (OCT) denilen bir cihaz da kullanılmaktadır. Hastaya herhangi bir girişim yapılmadan, kısa bir süre içinde makula bölgesinin gerçeğe yakın kesitleri elde edilir. Bunun için diod laser ışık ışını kullanılır. OCT bize makula ödemi hakkında ayrıntılı bilgi verir.

ibrahim-ciplak-ic

DENİZLİHABER: Diyabetik Retinopati nasıl tedavi edilir?

OP.DR. İBRAHİM ÇIPLAK: Özellikle erken evrelerde, makula ödemi yoksa tedaviye gerek yoktur. Yalnızca diyabetik retinopatinin ilerlemesini önlemek için kan şekeri, kan basıncı ve kolesterol değerleri kontrol altında tutulmalıdır.
Retinada istenmeyen yeni damarlar oluşmuşsa (proliferatif diyabetik retinopati) tüm retinaya (görme merkezi dışında) lazer tedavisi uygulanmalıdır. Bu tedavi genellikle iki ya da üç seans sürer. Göz içine kanama başlamadan bu lazer tedavisi yapılmalıdır. Şiddetli kanama varlığında lazer tedavisi mümkün olmamaktadır.
Kanama çok yoğun ise, vitrektomi denilen, kanamanın cerrahi olarak temizlenmesi ameliyatı gerekli olmaktadır. Vitrektomi ile, gözün içindeki kanama tamamen temizlenir ve aynı ameliyatta gerekli lazer tedavisi uygulanır.

DENİZLİHABER: Göz tansiyonu nedir ve neden olur?

OP.DR. NURULLAH KESKİN: Gözümüzün içinde sürekli olarak bir sıvı üretilmekte ve bu sıvı özel kanallarla göz taşına atılmaktadır.
Her hangi bir sebeple göz sıvısının göz dışına atılamaması ile göz içindeki basınç yükselir ve görmemizi sağlayan göz sinirimizin hücreleri yavaş yavaş yok olur ve sonuçta göz sinirimiz tamamen ölür, yani kalıcı körlüğe sebep olur. Bu hastalığa Göz Tansiyonu (Glokom) denir.
Göz tansiyonu (Glokom) tipleri var mıdır varsa nelerdir?
Genel olarak iki türlü göz tansiyonu(Glokom) hastalığı vardır.
Birincisi ani ağrı ve görme bulanıklığı ile olan ve krizle gelen tiptir. Az görülür ve dayanılmaz ağrı yaptığı için, mutlaka doktora gidilmelidir ve acil tedavi gereklidir.
En çok görülen göz tansiyonu tipi ise sinsi olan tiptir ve 40 yaş sonrası daha sık görülür.
Göz tansiyonu yavaş yavaş yükseldiği için genellikle ağrı görülmez ve önemli bir belirti vermez. Sinsi olan göz tansiyonu (glokom) tipinde ağrı göz öldükten sonra olur ve artık tedavi için çok geç kalınmıştır.
Göz siniri hücreleri yavaş yavaş harap olduğu için, hastalar göz sinirinin büyük kısmı ölünceye kadar, görme bozulmadığı için hastalığı fark edemezler.
Görmenin bozulması, göz sinirinin neredeyse %70-80 inin ölmesinden sonra olduğu için, teşhis gecikmektedir.
Göz tansiyonu hastalığının (Glokom) başlamasından sonra, göz sinirinin ölmesi arasında en azından bir yıllık bir süre olmaktadır. Bu nedenle 40 yaş sonrası en az yılda bir defa göz muayenesi olmak göz tansiyonuna bağlı körlüğü önlemektedir.

nurullah-keskin-ic

DENİZLİHABER: Glokom riskini arttıran faktörler nelerdir?

OP.DR. NURULLAH KESKİN: Göz tansiyonu riskini artıran faktörleri şöyle sıralayabiliriz:
-İleri yaş
-Ailede glokom hikayesi (Genetik yatkınlık)
-Sigara
-Şeker hastalığı
-Yüksek-Düşük kan basıncı
-Miyopi
-Uzun süreli kortizon tedavisi
-Göz yaralanmaları
-Migren
Bu durumdaki kişiler göz muayenelerini ihmal etmeden yaptırmalıdırlar.

DENİZLİHABER: Göz tansiyonu nasıl tedavi edilir?
OP.DR. NURULLAH KESKİN: Göz tansiyonu teşhisi konulduktan sonra, hastaların büyük bir kısmında göz damlaları ile hastalık kontrol altına alınabilir.
Gerekli olduğu zaman glokom ameliyatları ile göz tansiyonu düşürülebilir.
Yapılan tedavi ile sadece mevcut görmeyi koruyabilmekteyiz. Teşhisi geç kalındığı zaman meydana gelen göz siniri hasarı ve görmedeki azalma geri getirilemez. Bu nedenle önemle vurgulamak istediğimiz nokta yılda bir kere göz kontrolünün muhakkak yaptırılmasıdır.

Eğer Diyabet hastasıysanız, gözlerinizi çok iyi korumalısınız. Bu da erken teşhis ve düzenli takip ile mümkün. Tekden Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanları ile irtibata geçmek için 444 555 6 – 0 258 241 33 30 numaralı telefonlar ile www.tekdenhastaneleri.com internet adresinden bilgi alabilir, denizlitekden@tekden.com.tr mail adresinden iletişim kurabilirsiniz.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı