Bahar psikolojisine dikkat!
Denizli Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Taner Değirmenci, kış mevsiminin ardından ilkbahar mevsimine geçişin yarattığı bahar yorgunluğunun tükenmişlik sendromuna dönüşebileceğini söyledi.
/ DENİZLİHABER / 23 Mart 2010 Salı, 17:12
İklim değişikliklerinde insanların duygu durumlarında değişiklik olabileceğini söyleyen Dr. Taner Değirmenci, bahar yorgunluğunun, bahar mevsiminde oluşan genel psikolojik semptomlar olduğunu anlattı.
Mevsimsel davranış değişikliğinde hormonlar, vücut kimyası ve uyku ritmi gibi faktörlerin rol oynadığını belirten Dr. Taner Değirmenci, “Havaların ısınmasıyla birçok kişi de halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği gibi ortak şikayetler görülür. Bahar ateşi, günler uzarken ve ısı yükselirken bir enfeksiyon hastalığı gibi vurur. Evlerde toz kaldıran bahar temizliği, rahatsız oda koşulları, zayıf sosyal ilişkiler, iş-aşk konularında hayal kırıklıkları sorumlu tutulabilir” dedi.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Taner Değirmenci, romantik yorgunluk veya bahar yorgunluğu adıyla bilinen bu mevsimsel ve geçici depresyonun fark edilip gerekli önlem alınmadığı takdirde ağır rahatsızlıklara neden olabileceğini söyledi.
Karşılanamayan sosyal arayışlar, arkadaş eksikliği ve yalnızlık duygusunun yorgunluğu başlatabileceğini anlatan Dr. Taner Değirmenci, sözlerine şöyle devam etti: “İlaveten yoğun çalışma temposu, ekonomik kriz gibi dış nedenlere bağlı uzun süreli strese maruz kalınması durumunda, halsizlik, bitkinlik, yaşamın bir anlamı yokmuş duygusu ve çöküntü hissi, sonunda tükenmişlik sendromuna dönüşebilir.”
Tükenmişlik sendromunun hafife alınmaması gerektiğini ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Taner Değirmenci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tedavi uygulanmaması durumunda, panik atak, obsesif kompulsif bozukluk, huzursuzluk, gerginlik, iş yerinde performans düşüşü, aile içi ve toplumsal ilişkilerde bozulma ile psikosomatik rahatsızlıklar olan reflü, mide ülseri, ülseratif kolit, vücutta döküntüler ve sindirim sistemi problemleri ortaya çıkabilir.”
Psikiyatri Uzmanı Dr. Taner Değirmenci, bu hastalık tablosuna yakalanmamak için mümkün olduğunca alışveriş merkezlerine değil doğaya gitmek, mümkün olduğunca televizyon karşısında daha az oturarak sevdiklerimize daha çok zaman ayırmak gerektiğini sözlerine ekledi.