Doğa Termal’de tuzla terapi

Adını Himalaya Dağları’ndan alan ve Pakistan’ın Kherva bölgesindeki tuz madeninden çıkartılan tuzlar kristalleşmiş taş görünümündeki yapısı, kendine özgü rengi, ışık geçirme özelliği, kolay işlenebilirliği sayesinde son yıllarda önemli bir ticari ürün haline geldi.

Karahayıt’taki 5 yıldızlı Doğa Termal Otel’de tuz odası kuruldu. Oda sayesinde turizmciler hem termal sağlık hem de alternatif sağlık alanında hizmet vererek müşteri çekmeye başladı. Doğa Termal Otel Yönetim Kurulu Başkanı Doğa Dülgeroğlu, tuz odası sayesinde sektörde yeni bir alan oluşturduklarını 10 metrekarelik bir odanın yapımı için 1 ton tuz kullanıldığını ve yaklaşık 15 bin dolar civarında yatırım yaptıklarını söyledi.

ASTIM HASTALARI İÇİN ÇOK YARARLI
Tuz odalarının doğal terapi alanları olduğunu belirten Dülgeroğlu, otelin SPA bölümünde yer alan tuz odasının Türkiye’de bir kaç otelde bulunduğunu, odanın içinde misafirlerin 45 dakikaya kadar kalarak nefeslerini açabildiklerini ifade etti.

Dülgeroğlu, misafirlerden çok olumlu yorumlar aldıklarını belirterek şöyle konuştu: “Odada kalan misafirlerimiz bize hem solunum kolaylığı açısından rahatladıklarını, hem de bedensel olarak dinlendiklerini anlattılar. Şimdiye kadar bu odada tuz soluyan misafirlerimiz hastalıklarında olumlu yönde gelişme gördüklerini dile getirdiler. Yüksek ısıda bir oda olmadığı için diğer bazı odalar gibi yaş sınırı yok. 7’den 77 yaşına kadar herkes odada tedavi olabilir. İsteyen sadece oturabiliyor, kimi müşterilerimiz ise bu tuzları eline, yüzüne, ayaklarına ve vücuduna sürerek beklemeyi tercih ediyor.”
DÜLGEROĞLU: BİRÇOK HASTALIĞA İYİ GELİYOR
Doğa Termal Otel’in kurucusu ve aynı zamanda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Malik Dülgeroğlu ise, tuz odası terapisinin astım, diyabet, dolaşım bozukluğu ile bazı alerjik hastalıklar, hormonal bozukluklar ve kemik hastalıklarının tedavisinde kullanılmaya başlandığına dikkat çekti. Odadaki tuzun havadaki nemle birlikte elektromanyetik dalgaları, radyasyonu ve ağır yüklenmiş iyonları üzerine çekerek absorbe ettiğini vurgulayan Dülgeroğlu, kişinin bu sayede balgamını dışarı atabildiğini ifade etti.

Dülgeroğlu, “Bu yöntemin hastalığı tedavi ettiğini söyleyemeyiz. Ama en azından 3 yıl hasta ilaç kullanmak zorunda kalmaz diyebiliriz. Tuz odalarında insanlar, ilk 25 güne kadar günde bir kaç saat bekleyerek tedavi olabilir. Tuz terapisinin aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve hastalıklara karşı vücut direncinin yükseldiğini görmekteyiz. Tuz odasının kuru elbise ve çıplak ayakla kullanılmasını tavsiye ediyoruz. Terapilerin başlangıçta 5 gün üst üste tekrarlanması, daha sonra ise 20 ile 30 günde bir kez uygulanması faydalı oluyor. Çocukların kullanmasında bir sakınca yok. 30 dakikalık bir seansta insanın almış olduğu tuz miktarı, bir yemekte bulunan tuzun 10’da 1’i kadardır. İçeride oturarak iyileştirici etkiye sahip tuzu solumaya başlıyorsunuz ve terapiye bu şekilde devam ediyorsunuz” diye konuştu.