REKLAMI GEÇ

Kanserde erken tanı hayat kurtarıyor

Kanserde erken tanı hayat kurtarıyor

Denizli Devlet Hastanesi Radyasyon Onkoloji Uz. Dr. Mine Kaldır, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, erken teşhisin hayat kurtardığını vurguladı.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 1 Nisan 2015 Çarşamba, 11:13

Denizli Devlet Hastanesi Radyasyon Onkoloji Uz. Dr. Mine Kaldır Nisan ayının ilk haftasının Türkiye’de ‘Kanserle Savaş Haftası’ olarak kabul edildiğini ve bu haftada kanser hastalığına karşı bilgilendirme, bilinçlendirme ve farkındalık kazandırmanın amaçlandığını söyledi.

Kanserin dünyada ve ülkemizde ölüm sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemi olduğunu ifade eden Radyasyon Onkoloji Uz. Dr. Mine Kaldır küresel düzeyde her yıl 12 milyondan fazla insanın kanser olduğunu bu yüzden kanserle mücadelede sadece ülkelerin değil aynı zamanda bireylerin de sorumluluklarını olduğunu ifade etti.

ÇEVRESEL FAKTÖRLERE DİKKAT EDİN
Kanserin vücuttaki dokulardan birine ait hücrelerin normal özelliklerinin dışında değişim göstererek kontrolsüz çoğalması sonucunda oluştuğunu, bu çoğalmayla birlikte kanser hücrelerinin diğer dokulara yayılarak oradaki normal hücrelerin yaşamını bozup bir çeşit istila yaptığını anlatan Uz. Dr. Mine Kaldır, “Kanser korunulabilir bir hastalıktır ve doğru korunma stratejileri ile kanser vakalarının üçte biri önlenebilir. Çevresel etkenler kanser oluşumunda % 90 – 95 oranında etkilidir. Sigara, dengesiz beslenme, obezite ve güneş ışınlarına maruz kalma kansere neden olan faktörleri oluşturmaktadır. Sigara başta akciğer olmak üzere, baş- boyun, mesane, rahim ağzı kanseri gibi pek çok kansere neden olmaktadır. Bu nedenle sigara içilmemesi, doğal ve dengeli beslenmenin tercih edilmesi, kilo kontrolü, düzenli egzersiz, alkol kullanımının sınırlandırılması, güneş ışığından en elverişli durumda yararlanma ve güvenli seks, kanserden korunmada alınacak temel önlemlerdir” dedi.

ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Kanserin özellikle erken teşhis edildiğinde tedavisinin mümkün olduğunu vurgulayan Kaldır, “Erken teşhis için KETEM’de tarama programları yürütülmektedir. 40 yaş üzerindeki kadınlara meme kanseri taramasına yönelik her iki yılda bir momografi, cinsel aktif dönemdeki kadınlara beş yılda bir rahim ağzı kanseri taramasına yönelik smear testi yaptırmalarını öneriyoruz. Prostat kanserine yönelik de 50 yaşından sonra erkeklere PSA testi, kalın barsak kanserine yönelik ise 50 yaşını doldurmuş herkesin 2 yılda bir gaitada gizli kan olup olmadığına baktırmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

Kanserin temel tedavi yöntemleri arasında cerrahi tedavi, kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapi geldiğini açıklayan Kaldır, radyoterapi tedavisi hakkında şu bilgileri verdi: “ Işın tedavisi olarak bilinen radyoterapi kanser hücrelerinin yapısını bozarak bölünme yeteneklerini kaybetmelerini sağlar. Radyoterapi ile kanserli hücreler hemen ölmez, hücrelerin ölmeye başlaması günler hatta haftalar sürebilir. Radyoterapi bittikten sonra da kanserli hücreler ölmeye devam eder. Radyoterapinin veriliş şekli ve dozları ayarlandıktan sonra tedavisi 10 ile 40 gün arasında sürebilir. Her dört kanser hastasının üçüne radyoterapi uygulanır. Genel olarak cerrahi öncesi ve sonrasında tek başına yada kemoterapi ile birlikte radyoterapi uygulanır.”

RADYOTERAPİ HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER
Radyoterapi tedavisinde doğru bilenen yanlışların hastalığın tedavisini engellediğini savunan Radyasyon Onkoloji Uz. Dr. Mine Kaldır toplumda var olan radyoterapi hastalarından uzak durmak gerektiği kanısının yanlış olduğunu radyoterapi alan hastanın çevresine ışın yaymadığını söyleyerek şöyle devam etti:
“ Radyasyon terapisinin yakıcı olduğu özellikle meme derisini yakıp zarar verdiği kanısı vardır. Fakat meme kanseri tedavisinde radyoterapi, ciltte güneş yanığına benzer geçici hiperemiye sebep olabilir. Tedavi bittikten sonra bu kızarıklık zamanla azalır. Yine radyoterapinin ileri evre ve ölüme yakın hastalara uygulandığı toplum tarafından söylenmektedir. Doğrusu radyoterapi cerrahi öncesi; tümörün operasyonla çıkarılabilmesini kolaylaştırmak, bölgesel kontrolü sağlamak, tümör yayılımını azaltmak amacıyla yapılır. Son olarak kanserle ilgili kanser benim kaderim ondan kaçamam düşüncesi hastalarımızda mevcuttur. Unutmayalım kanser önlenebilir bir hastalıktır. Doğru stratejiler ile her üç kanserden birisi önlenebilmektedir.”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı