RAMAZAN AYI VE KULLUĞUMUZ
İbâdetler kullar içindir, Allah'ın ibâdetlerimize ihtiyacı yoktur. Bir kutsî hadîsde de ifade edildiği gibi bütün insanlar kâfir olsa bu Allah'ın büyüklüğüne zarar vermez, tamamı mümin ve itâatkâr olsalar bu da, O'nun büyüklüğüne bir şey katamaz. İbâdetler beşerin, ilâhî plâna uygun insan haline gelebilmesi için vâsıtalar, vesîleler olarak
ONBİR AYIN SULTANINA VEDA…
Tuttuğumuz oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuştuğu, verdiğimiz zekat ve sadakalarla malımızın temizlendiği, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir ayı sonlandırmak üzereyiz.
HARAM LOKMA VE ÇOCUKLARIMIZ…
Anne babalar bu dünyada kendilerinden sorumlu oldukları kadar çocuklarından da sorumludur. Anne babaların çocuklarına karşı bu dünyada ve öbür dünyada sorumlulukları konusunda Peygamber Efendimiz (sav)bir hadislerinde şöyle buyururlar:
KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN…
Allah (c.c.) bu dünyada bazılarımızı geçim cihetiyle, bazılarımızı da zenginlik ve fakirlikle imtihana tabi tutuyor. Zengini fakirlerin yardımına davet ediyor. Zenginler fakirlerin açlık hallerini ancak oruçtaki açlıkla tam anlayabilirler. Oruçlu zengin, fakirin ne kadar merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu o zaman anlar.
RAMAZAN AYI ŞENLİK, FESTİVAL AYI DEĞİLDİR…
Manevî değerlerin ön planda olması gereken bir ayda maddî kazanca yönelik programlar düzenlenmek en hafifinden millî ve manevî duygularımızı istismar etmektir.
RAMAZAN MEKTEBİNDE TALEBE OLABİLMEK
Ramazan-ı Şerif ayında ibadetlere yoğunlaşan Müslümanlar, gerek sosyal gerekse ruhî açıdan olgunlaşır, kemale erer. Ben, olma yerine biz olma eksenli bir hayatın üyesi olduğunu hatırlar.
RAMAZAN BİR ZARFA BENZER…
Halkımız, Ramazan-ı Şerif’i kıymetli bir misafir olarak kabul eder. Bu sebeple misafirlerini; “Hoş geldin ya Ramazan” ilahi ve kasideleri ile karşılarlar. Bu kutlu misafir, koynu kucağı dolu gelir. Bizi ibadete, hayra, erdeme, sabırlı ve merhametli olmaya alıştırır. Aç olanımızı doyurur, unuttuklarımızı bizlere hatırlatır, bozup dağıttıklarımızı onarır. Günahlarımızı temizler
RAMAZAN VE KUR’AN
Kur’an-ı Kerim'in Ramazan ayında ve Kadir Gecesi'nde indirildiğini biliyoruz. Bu mübarek kitabın tamamı bir günde gelmediğine, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) peygamberlik hayatı boyunca yaklaşık yirmi üç senede tamamlandığına göre, Kadir Gecesi'nde gelmesini “gelmeye, vahyedilmeye başlaması" şeklinde anlamamız gerekecektir.
SAHUR VE İMSAK
Sahur Ramazan gecesinde, oruç tutmak niyetiyle kalkıp yenilen ve içilen şeylerdir; bu maksatla kalkmaya, yiyip içmeye de sahur denilmektedir.
TERAVİH NAMAZI…
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bu namazı kılarlardı, ümmetini de "Kim Ramazan gecesini, imanı gereği ve Allah rızası için bu namazla ihya ederse onun geçmiş gelecek günahları bağışlanır" buyurarak teşvik etmişlerdir. Kendileri bu namazı önce mescitte kılmaya başlamış, cemaati de kendisine uymuşlardı. Bu iki gece böyle kılındı, üçüncü gece
İFTAR SOFRALARINDA İSRAF OLMASIN…
Maalesef Ramazan ayı girdiğinde iftar sofralarımızı israf sofraları haline gelmektedir. Bunu evlerimizde, davet verdiğimiz lüks lokantalarda veya ailecek değişiklik olsun diye iftar açmak için gittiğimiz lokantalarda ikramda kusur olmasın düşüncesiyle israf sınırlarını fazlasıyla aşarak Rabbimizin bizlere yasak kılmış olduğu çirkin bir fiili işliyoruz. İftar sofralarımızı mütevazi bir
ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER:
Bugün orucu bozmayan şeyler üzerinde duruyoruz.
ORUCU BOZAN ŞEYLER
Orucu bozan şeyler iki gruba ayrılır: Birinci grup orucu bozan, hem kaza hem de kefaret gerektiren, ikinci grup ise orucu bozmakla beraber yalnızca kaza gerektiren şeylerdir. Kaza: Ramazandan sonra, uygun bir zamanda, geçirdiği orucu tutmaya niyet ederek -tutamadığı her oruca karşılık- bir oruç tutmaktır. Kefaret: Sırayla bir
ORUÇLARIMIZI NASIL TUTALIM…
Oruç imsak vaktinden güneşin batmasına kadar geçen zaman içinde yeme, içme ve cinsî birleşmeyi ibadet niyetiyle terk etmektir. Buna göre oruç tutacak kimsenin önce oruca niyet etmesi gerekir. Niyetin sözle olanı, “Yarın Allah rızası için oruç tutmaya niyet ettim” gibi bir ifade ile yapılmış olur. Bunu dili
SEBEPSİZ ORUÇ TUTMAMAK…
Mazeretsiz oruç tutmamak günahtır, İslâmî değerlerin ağırlığının bulunduğu yerlerde bu davranış ayıp da sayılır. Günahlara ve ayıplara karşı toplumun tepki göstermesi tabiidir ve kaçınılmazdır, ancak bu tepkinin amacı, nefret ettirmek, insanı meselâ günahkâr iken kâfir (inkârcı) kılmak, toplumun düzenini bozmak ve fitne çıkarmak değil, irşat ve ıslah