REKLAMI GEÇ

Rektör Bağ, FETÖ/PDY davasında tanık olarak ifade veriyor

Rektör Bağ, FETÖ/PDY davasında tanık olarak ifade veriyor

FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesi örgütlenmesine yönelik davada tanık olarak ifade veren Rektör Hüseyin Bağ, üniversitedeki iki görevinden şov yapılarak istifa ettirildiğini öne sürdü, eski rektör Bağcı’nın cemaati temsil eden konsensüs sayesinde seçildiğini belirtti.

Ayhan Akar / DENİZLİHABER / 24 Ağustos 2017 Perşembe, 14:12

Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın Pamukkale Üniversitesi’ndeki örgütlenmesine yönelik Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 4. duruşmasında üniversitenin şimdiki Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ tanık olarak ifade veriyor.

Öğle arası verilen duruşmanın sabah oturumunda, FETÖ/PDY’nin PAÜ’deki örgütlenmesi ile ilgili bilgilerini paylaşan Rektör Bağ, eski rektör Bağcı ve ekibinin kendisini iki görevinden şov yaparak adeta seremoni şeklinde istifa ettirdiklerini öne sürdü.

İfadesinde, eski adıyla cemaat, yeni adıyla FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesi’ndeki yapılanmasının 2011 seçimlerinden sonra hız kazandığına dikkat çeken Rektör Bağ, bu süreçte özellikle dışarıdan eleman getirildiğini belirtti, “Kadro konusunda hak edenlere engellemeler yapıldığına şahit oldum” dedi.

Bağ, Hüseyin Bağcı’nın cemaati temsil eden konsensüs tarafından oluşturulan konsensüs sayesinde rektör olduğunu savundu.

“İSTİFAMI ALIRKEN ŞOV YAPTILAR”
FETÖ/PDY’nin üniversitedeki yapılanmasına dair birçok olaya şahit olduğunu belirterek ifadesine başlayan Bağ, “Teknik Bilimler MYO’da 13 ay müdürlük yaptım. Benim rektör Bağcı’dan talebim yokken atandım. Görev yaptığım yüksek okulu Teknik Bilimler ve Sosyal Bilimler MYO olarak ikiye ayırmam gerektiğini söyledi. 2012 yılının Şubat ayında bu görevimi yerine getirdim ve Rektör Bağcı’ya görevimi tamamladığımı ilettim. Bana bir süre daha görevime devam etmemi söyledi. Gelişen süreçte yönetimle ilgili Hüseyin Bağcı’ya yönelik bazı eleştirilerim oldu. Bu arada Ali Keskin bana çalıştığım MYO’da Erdal K.’ya doçentlik vereceğini söyledi. Erdal’ın bir de alanı farklı olan Erkan diye kardeşi vardı. Alanları ayrı olmasına rağmen yayınları ortak olması sebebiyle uygunsuzluk olduğunu fark ettim ve onaylamadım. Bu durumu Ali Keskin’e ilettim. Aynı gün Bağcı’nın özel kaleminden arandım ve makama davet edildim. İçeride Ali keskin, Turgut Tok, Hüseyin Kıran, Selahattin Özçelik de vardı. Bağcı bana yönetimsel olarak eleştirdiğimi, bu nedenle artık benimle çalışmayacağını söyledi. Masada hazırlanmış istifa dilekçeleri vardı. Bağcı eleştirilerle ilgili yanındakilere, ‘Böyle mi söyledi?’ diye sordu. Onlar da ‘Tam öyle oldu’ dediler. Böylelikle eleştirilerime çok eklemeler yapılarak rektöre aktarılmış olduğunu gördüm. Bu konuda bana açıklama yapma hakkı vermediler. Ayrıca benim senato üyeliğim, İlköğretim Bölüm Başkanlığım ve Fen Bilgisi Anabilim Dalı Başkanlığım vardı. Hepsiyle ilgili istifa dilekçelerim hazırlanmıştı. İlk ikisini imzaladım, diğerini imzalamayacağımı söyledim. Adate şov yapar gibi seremoni ile istifamı aldılar” dedi.

“İKİ KEZ SOHBET TOPLANTISINA KATILDIM”
Mahkeme Başkanı’nın, “Pamukkale Üniversitesi içinde sohbet toplantıları düzenlenir miydi? Himmet toplanır mıydı?” sorusuna Bağ, Kudret Gezer sohbet organizasyonları yapıyordu. Şevket Civelek de aynı şekilde. Hasalettin Deligöz kurban parası topluyordu. Muzaffer Topçu 2006 yılında beni sohbetlere davet etmişti. İki kez gittim. Muhammet Akaydın diye birinin evine gidilmişti. Sohbet önce normal konuşma şeklindeydi. Daha sonra Herkul.org sitesinden bazı metinler okununca bunun bir cemaat sohbeti olduğunu düşündüm. Bir daha da gitmedim” dedi.

“BAĞCI’YI DESTEKLEYEN KONSENSÜS CEMAATİ TEMSİL EDİYORDU”
Hüseyin Bağcı’nın cemaat adına oluşturulan konsensüs sayesinde rektör olduğunu savunan Hüseyin Bağ, “Ben konsensüs toplantılarına katılmadım. O dönemde Ankara’dan gelen Ahmet Kutluhan’ı destekliyordum. Ali Keskin, Hasan Kaplan, Muzaffer Topçu, Uğur Koltuksuz gibi isimlerin konsensüste etkin oldukları söyleniyordu. 2015’te de cemaat oldukları bilinen gruba dahil isimler Bağcı’yı destekledi. Bu 2011’deki gibi açık destek değildi. Cemaati temsil eden konsensüs sonucu gerçekleşen rektör atamasından sonra PAÜ’de cemaat güçlendi, cemaatten olan kişilerin daha hızlı yükseldiğini gördük. Aynı konsensüste yer alan ülkücüler önemli konumlara gelemedi ” dedi.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı