REKLAMI GEÇ

Gözü yaşlı acılı bir annenin feryadı

Gözü yaşlı acılı bir annenin feryadı

Denizli’de yanlış tedavi sonucu yaşama veda ettiği ileri sürülen 7 yaşındaki Reyhan Dilara Selek toprağa verildi ancak acısı dinmedi. Denizli Tabip Odası Başkanı Ersin Çağırgan’ın ‘Dilara’nın tedavisinde ihmal yok’ açıklamasının ardından acılı aile basın açıklaması yaptı.

/ DENİZLİHABER / 29 Haziran 2010 Salı, 17:25

Gözü yaşlı Selek Ailesi, kızlarının ihmale kurban gittiğini öne sürerek, “DDH Çocuk Polikliniği’nde doktor G.İ. benim kızıma sinüzüt tanısı koydu. Sara hastası diyorlar, benim kızım sara hastası değil. Öyle bir hastalık olsa belirtisi olur. Üriner sistem enfeksiyonu, yeri tanımlanamamış diye rapor verildi. Sevkini istedik ancak sevki de yapılmadı. Allah, Devlet Hastanesi’ne düşürmesin. Keşke özel hastaneye gitseydik diyeceğim ama iş işten geçti” dediler.

Tabipler Odası, “Tedavide ihmal yok”
Denizli Tabipler Odası Başkanı Ersin Çağırgan, Reyhan dilara’nın ölümünde doktor ihmali ve hatasının olmadığını söyleyip, “Reyhan’ın tedavisi uzman doktorlar tarafından yapılmıştır. Herhangi bir ihmal söz konusu değildir. Gazetede çıkan haberlerde ihmal sonucu açıklaması doğru değil. Bu açıklamalar gerçeği yansıtmıyor. Bizzat başta Başhekimimiz Dr. Ramazan Canural olmak üzere hastanedeki doktorlar bu durumla bizzat ilgilendi. Bu olayda yapılacak bir şey olmamasına rağmen basında gözlemlediğimiz okuduğumuz olay, sanki olayda doktor kusuru varmış gibi. Doktorlar günah keçisi haline getirilmeye çalışılıyor. Bu doğru değil. Doktorlar, bu kadar olumsuzluğa rağmen ellerinden gelen tüm gayreti göstermektedir ve tecrübeleriyle hizmet veriyor. Bu haberler doktorların ve bizim moralimizi bozuyor” dedi.

Başhekim, ‘O’na hakkımı helal etmiyorum’
Denizli Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Ramazan Canural, bu olayda hatalarının olmadığını söyleyerek, Ahmet Selek’e bu dünyada ve diğer dünyada hakkını helal etmeyeceğini açıladı. Ailenin konuyu abarttığını ve kendilerinin bu konuda birşey yapamayacağını vurgulayan Başhekim canural, “Aile bizi töhmet altında bıraktı. Biz elimizden geleni yaptık. Ben bizzat başında bile bekledim. Arkadaşlarımız Reyhan’ın yanında sabahladılar. Böyle olmasına rağmen çok üzüldüm. Hakkımı asla helal etmeyeceğim. Ne bu dünyada hakkımı helal ediyorum Selek ailesine ne de öbür dünyada” diye konuştu.

Anne gözyaşlarına boğuldu
Gözyaşlarına hakim olamayan anne Ayşegül Selek, “Bana elimdeki raporu verdi. Bu ilaçlar iyi gelmiyor dedim. Bir kaşık içeriyorsan iki kaşık şurup içir dedi, böyle başladı. Zaten ben bu ilacı almıştım. İyileşmediği için çare bulmak için getirmiştim. Orası ‘Ölüm acil’, ölüme acil gittik. Bir gün sıcağın altında oynamış, belki de mikroplar ortaya çıkmış sıcağın altında. Resmen cellat oldular, ciğerimi yaktılar benim. Buraya çıkmamış, bu konuşmayı da yapmasaydım. Şaka geliyor. Gözümü kapatıyorum çocuğumun geleceğini sanıyorum. Hala inanamıyorum. Çok sağlıklıydı çocuğum. G.İ. adındaki doktor baktı. Kızıma tahlil yaptı. kızının kanında mikrop var dedi. Antibiyotik ve ateş düşürücü ağrı kesici verdi. Bu mikrobu bile bile gönderdi beni. Kanda mikrop görüldüğü anda serumla atabilirdi. Bunları kullan dedi. Geçecek dedi. İlaçların hepsini sayesinde ezberledim. İlaçları kullandım geçmedi rahatsızlığı. Tekrar aynı doktora gittim. Su içse kusuyordu. Bir kaşıksa iki kaşık yap dediler. Yine birşey demedim, gittim. Acilde iğne vurdular geçti ama kusma geçmedi. Bir haftada mikrop bir ise bin tane oldu belki de.Bana anne, başımı yıkayamıyorum diyerek yıkattı. Soğuk suyun altında durdu düşündü, çok yoruldum yorgunum dedi. Sonra uyudu. Yarım saat sonra yemeğini yedirmek için kaldırdım ama gözlerini tavana dikti ve cevap vermedi. Allah o anı kimseye yaşatmasın. Hemen hastaneye gitti. O anda havale geçiriyormuş engellediler acilde. Pazar günü benim çocuğum akşama kadar 4 defa kriz geçirdi. Serum taktılar içine de sakinleştirici iğne vurdular. Krizi önlemek için. Krizlerin ikizi ağır geçti. İkincisinde ağzı gözüne geldi. A.Ö. diye bir doktor vardı. Çağırdık en sonunda geldi. sizin çocuğunuz sara hastası dedi. Bizim bildiğimiz sara hastasının ağzı köpürür. Ya ölecek, ya sakat kalacak yada yaşayacak dediler. Siz o sıra ne düşünürsünüz. Dışarıdan doktor getirelim dedik, kabul etmediler. Sonra eşim silahı başına dayadı. Mikrop kandan beyne çıktı. Belediye Başkanı bana helikopter verip İzmir’e yetiştirecekti. Sözünü tutmadı. Sizin çocuğunuz İzmir’e giderse ölür diyen doktorlar bu sefer İzmir’e gönderelim demeye başladılar. Yolda dayanamaz dediler. Bir şekilde bizi başından atmak istediler. İçimde acıyla gittim İzmir’e. 1 saatte ambulansla yola çıkamadılar. Ambulans da donanımlı değildi. Helikopter buradan nereden kalkacak gerek yok. Ege Üniversitesi önünde helikopter pisti yok dediler. Varmış, gördük. Bunun cevabını bana Tayyip Erdoğan versin. Oksijen tüplerini boş ve yukarıdan getirdiler. Tüpler takılamadı. Yola çıktık. Aydın otobanında çocuğuma kalp masajı yaptılar. Artık kalbi durmuştu. Ambulanstan inince tüpler boştu ve takılı değildi. Bunları açıklayamadılar. Orada profesörler bekliyor dediler kimse yoktu. Kimsenin bizim geleceğimizden haberi bile yoktu. Devletin eline çocuğunuzu bırakmayın. İhmalkarlığın cevabını versinler. Bizim hayatımız kızımızdı ve bitti. Her şeyimizi satılığa çıkardık” diyerek tepki gösterdi. Babab Ahmet Selek ise, kızının geri dönmeyeceğini söyleyerek, “Eğer kızım geri dönecek olsa üzerime bomba bağlar boş alanda patlatırım. Başkalarının canı yanmasın. Tabipler Odası düzgün bir açıklama yapmıyor ve siyasi konuşuyor. Bizim çocuğumuz gitti. Bunlar da ihmalkarlıktan kaynaklandı” dedi.

Olay şöyle gelişmişti;
Denizli’de geçtiğimiz hafta Ahmet Selek (34) adında seyyar kokoreççilik yapan bir kişi Denizli Devlet Hastanesi bahçesinde başına silah dayayıp, kızı Reyhan Dilara Selek’in hastanede ölüme terk edildiğini öne sürmüştü. Olay yerinde geniş güvenlik önlemleri alınmış, Denizli Emniyet Müdürü Atilla Çınar, uzun uğraşlar sonucu kızına bakılacağı sözünü vererek Selek’in silahını atmasını sağlamıştı. Selek ailesi, kızları Reyhan Dilara’ya, hastaneye kusma ve ateş sonucu getirdiklerini ancak doktorların reçeteye ilaç yazarak gönderdiğini iddia etmiş, birkaç gün sonra tekrar rahatsızlığı artarak hastaneye getirdikleri Reyhan Dilara’yı yoğun bakıma aldıklarını söylemişti. Reyhan Dilara, babası Ahmet Selek’in kafasına silah dayadığı gün akşam üzeri apar topar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Yoğun Bakım Ünitesi’ne sevk edilmiş ancak minik kız, donanımlı ambulansın içinde Aydın otobanınında vefat etmiş, ertesi gün ise Asri Mezarlık’ta toprağa verilmişti. Sele ailesi de, kızlarının ölümünden dolayı büyük üzüntü içine girip, hastaneyi ve doktoru mahkemeye vereceklerini söylemiş, ancak, Reyhan Dilara’nın otopsisine yüreklerinin dayanamayacağını belirtip bu konudan vazgeçmişti.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı