REKLAMI GEÇ

BES; “Ekonomik kriz derinleşiyor”

BES; “Ekonomik kriz derinleşiyor”

Büro Emekçileri Sendikası Denizli Şubesi yaptığı yazılı bir basın açıklamasında siyasi iktidar tarafından uygulanan yanlış politikalar sonucu ülkedeki ekonomik krizin derinleştiğini ileri sürdü.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 15 Kasım 2018 Perşembe, 09:43

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Denizli Şubesi üyeleri bugün öğle saatlerinde Adliye önünde bir araya gelerek hayat pahalılığını protesto etti. Grup adına basın açıklamasını BES Denizli Şube Başkanı Yusuf Yurdakul okudu.
Yurdakul, ülkenin zor bir süreçten geçtiğini, yıllardır uygulanan ekonomi politikaların, ülkeyi enerjiden sanayiye tarımdan gıda ürünlerine kadar her alanda dışa bağımlı hale getirdiğini belirterek siyasi iktidarın uyguladığı yeni liberal politikalar sonucu yaşanan ekonomik krizin gittikçe derinleştiğini söyledi.

“Zam kasırgası gittikçe şiddetleniyor.”

Yurdakul açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Siyasi iktidar “kriz miriz yok” diyor. Ama her gün yaşanan işten çıkarmalar sonucu işsizler ordusu gittikçe büyüyor. Siyasi iktidar “kriz miriz yok” diyor. Ama borçlarını ödeyemez hale geldiği için iflas eden, konkordato ilan eden firmalara-şirketlere her gün yenileri ekleniyor. Siyasi iktidar “kriz miriz yok” diyor. Ama bugün maaşlarını alan 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi olarak elimize geçen bordrolarımız öyle demiyor. Artan hayat pahalılığı karşısında gittikçe eriyen, daha cebimize girmeden borçlarımıza, kabaran faturalara giden maaşlarımızla ayın sonunu getiremiyoruz.

BES açıklamasında TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına da değinilerek, “Hükümet temsilcileri söz konusu rakamların “sürpriz” olduğunu, uzmanların dahi bu derece yüksek enflasyon rakamları beklemediğini açıklıyor. Tüm ücretli kesimler gibi kamu emekçileri de artan hayat pahalılığında gittikçe yoksullaşmaktadır. Toplam 5 milyon kamu emekçisi ve emeklisi yandaş konfederasyon yönetimi ile hükümet arasında imzalanan, hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarının esas alındığı satış sözleşmelerinin bedelini ödemeye devam etmektedir” denildi.

Büro Emekçileri Sendikası Denizli Şubesi Başkanı açıklamasının devamında şu konulara yer verdi:

Sene başında maaşı 3.250 TL olan bir kamu emekçisinin, dolar kurundaki artıştan kaynaklı olarak 9 aylık dönem içinde 2 maaş kayıp yaşadı. Konfederasyonumuz Araştırma Birimi KESK-AR’ın 2018 Eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırı çalışmasına göre; dört kişilik bir aile için açlık sınırı 2.214 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 6.237 TL’ye ulaşmıştır. Buna göre eş ve çocuk yardımı dahil ortalama 3.250 TL maaş alan kamu emekçileri hızla açlık sınırına yaklaşmaktadır.

Tüm emekçiler için satın alma gücünü gösteren ölçütlerden birisi de gelirin, uluslararası kabul gören döviz karşısındaki değeridir. Hele de doğalgazdan, akaryakıta, elektrikten ete, pamuktan buğdaya kadar hem tükettiğimiz hem de üretimde kullanılan her şeyin ithal edildiği ülkemizde maaşlarımızın döviz karşısındaki değeri çok daha önemli hale gelmiştir.

Türk lirasının döviz karşında değer yitirmesi kamu emekçilerinin satın alma gücünü ciddi şekilde eritmiştir. Örneğin sene başında, yani 2018 Ocak itibari ile 3.250 TL maaş alan bir kamu emekçisinin maaşı enflasyon farkı ve %4 oranındaki toplu sözleşme zammı sonucunda Temmuz itibari ile 3.664 TL’ye çıkmıştır. Ancak söz konusu kamu emekçisi Ocak-Eylül arası dokuz aylık dönemde döviz kurundaki ortalama artıştan kaynaklı olarak 1.067 dolar kayıp yaşamıştır.

Kısacası sene başında maaşı 3.250 TL olan bir kamu emekçisi, dolar kurundaki artıştan kaynaklı olarak 9 aylık dönem içinde 2 maaş kayıp yaşamıştır. Yaşanan hayat pahalılığı karşısında halk çözüm odaklı ve kalıcı bir enflasyonla mücadele politikası beklerken siyasi iktidarın ilk işi TÜİK Başkan Yardımcısını görevden alıp yerine Hazine ve Maliye Bakanı’nın Enerji Bakanlığı döneminden mesai arkadaşını getirmek olmuştur.

Kısacası siyasi iktidar halkı oyalamaya, yaşanan krizin faturasını emekçilere yıkmaya çalışmaktadır. Bizler KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak bir kez daha altını çiziyoruz. Yaşanan krizin sorumlusu ücretleri, gerçek enflasyon yerine hiçbir zaman tutmayan hedeflenen enflasyon rakamlarına göre belirlenerek gittikçe yoksullaştırılan, büyümden pay verilmeyen, sendikal hakları teker teker yok edilen asgari ücretliler, işçiler, kamu emekçileri ve emekliler değildir. Dolayısıyla işçilerin, emekçilerin bu krizi yaratanlara bir borcu yoktur. Tam tersine yıllardır yaşadığı kayıplardan kaynaklı alacağı vardır.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı