REKLAMI GEÇ

Cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 130. sıradayız

Cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 130. sıradayız

Denizli Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, önemli konulara dikkat çekti.

Haber Merkezi / DENİZLİHABER / 23 Kasım 2018 Cuma, 11:59

“Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir” diye başlayan açıklamada, şiddetin tanımı yapıldıktan sonra bugüne kadar ki eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına ve yasal düzenlemelere rağmen temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesinin engellenemediğinin altı çizildi.

Kadınların hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasi alanda eşit bir biçimde yer alamadığı, yaşam haklarının ihlal edildiği, gelirin eşit paylaşılmadığı, savaş ve yoksulluktan en fazla etkilenen kesimin olduğu ve kadının toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmek zorunda kaldığını belirten Denizli Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu, açıklamasında ülkemizde her üç kadından birinin fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığı belirtti.

En acı tablonun ise Dünya Ekonomik Formu’nun 2017 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre ortaya çıktığının belirtildiği açıklamada ise Türkiye’nin cinsiyet eşitliği sıralamasında 144 ülke arasında 130. sırada yer almasının kaydedildiği açıklamada şu bilgilere yer verildi:

Yasalar yönünden güçlü bir mücadele zemini olmasına rağmen kadının insan hakları ihlalinin artmasının nedeni mücadelenin samimi bir şekilde yapılmaması, toplumsal zihniyet dönüşümünün sağlanmamış olmasıdır. Bir yandan yasaları çözüme odaklı değiştirirken, diğer yandan kadınlara karşı kullanılan dilin siyasi amaçlı olarak kadın haklarına aykırı olması toplumsal zihniyet değişikliğini engellemektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için devletin çok yönlü, bütüncül politikalar üretmesi yanında bu mücadelenin toplumsal düzeyde ortak, etkin ve kararlı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Kadınlara yönelik şiddeti doğuran ve bunu sistematik hale getiren tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için bireylerin ve toplumun kadına bakış açısını değiştirecek zihniyet dönüşümü yaratacak politikaların ortaya koyulması ve samimi bir şekilde ısrarla uygulanması zorunludur.

Kadın kazanımlarını hukuken ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin yapılmaya çalışılması, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kurumlarda üniversitelerde ve kamu-kurum ve kuruluşlarında kullanılan dil ve açıklamalar kadın mücadelesini olumsuz etkilemekte, kadının insan haklarının ihlalinin artmasına yol açmaktadır. İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan bir ülke olmamıza rağmen, aile hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasının düşünülmesi, nafaka konusunda yapılmak istenilen değişiklik sözleşme hükümlerinin ihlali olacağı için kabul edilemez. Eğitim müfredatına toplumsal cinsiyet dersinin eklenmemesi, kadına ve çocuğa yönelik davalarda Barolarımızın katılma taleplerinin kabul edilmemesi, yargılamalar sırasında kadınların ikincil mağduriyetlerine yol açılması gibi bir dizi sorun kadına yönelik şiddetle mücadele etkinliğini azaltmaktadır.

Devlet ve Siyasi iktidarlar, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapmak, tedbirleri almak, toplumsal zihniyetin dönüşümünü sağlayacak politikalar üretmek ve bunun ödünsüz uygulaması için çalışmak, bu alanda faaliyet gösteren Barolarımız ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak durumundadır.

Denizli Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu olarak; dün olduğu gibi bugün de; kadınların Cumhuriyetle elde ettiği kazanımlara aykırılık oluşturacak yasal değişikliklerin karşısında olmaya devam ederek; kadınların insan haklarının ihlallerine yol açan her türlü davranışa, tutuma karşı, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması mücadelemizi etkin ve kararlı bir şekilde sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı